Category Archives: Seks101

Bir elin nesi var, iki elin sesi var, iki el bir ağzın daha çok sesi var?

Koordinasyonun en zor olduğu ders, hem parmakla penetrasyon yaptığım, hem diğer elimle klitorisi uyardığım, hem de aynı anda dilimi kullandığım 8. hafta dersiydi.

*

Genel olarak vücut sıvıları hoşuma gitmiyor, bu da cinsel hayatımı zorlaştırıyor. (Kendi başıma mastürbasyon yaparken bile, nereye nasıl boşalacağımın hesabını yapıyorum dikkatlice.) Vaziyet: Klitorisi elle uyaracaksan, parmaklarının kaygan olmasına dikkat etmen lazım. Bunu yapmanın en basit yolu, parmağını ağzınla ıslatman (yani salyanla, ıyyy). Ama benim gibi takıntılarla dolu bir insansan, daha zorlu olan çözümü seçeceksin: önce uzun uzun klitorisin etrafını uyaracaksın, böylece partnerin ıslanacak, sonra bunu kullanarak parmaklarını ıslatacaksın.

İşte bu derste, daha kolay bir yol keşfettim! Dilimle doğrudan partnerimi uyarırken ortamı ıslatıyorum yavaş yavaş, böylece parmaklarımı kullandığımda partnerimin canı yanmıyor. Karmaşık hesaplar peşinde olduğumu kabul ediyorum.. Yine de, ders mers ayağına böyle küçük avantajlar edinmenin bir sakıncası olmasa gerek.

*

İkincisi, tuhaf bir taktik geliştirdim. Sonradan partnerime söyledim, bak ben böyle bir şey yaptım oldu, diye, o da hak verdi.

Bilmem söylemiş miydim: vajinal uyarma çok yoğun olduğu için, klitorisi ne kadar uyarırsam uyarayım vajina baskın çıkıyor (G noktası mı neyse artık o zımbırtı), bu yüzden de vajinal uyarma sırasında partnerim orgazm olmuyor/olamıyor. (Muhtemelen başka başka partnerler, sırf vajinal uyarmayla orgazm oluyorlardır, benimki de bu çeşit.)

Yani şöyle absürt bir durumda kaldım ders boyunca: dersin konusu itibariyle, ders boyunca vajinal uyarma gerçekleştirmeliyim, ama ders bitmeden partnerim orgazm olsa fena olmazdı bak. Bu yüzden, parmağımla çok fazla bir hareket yapmadım bir süre sonra. Parmağımla tek yaptığım “vites değiştirmek” oldu.

Vites değiştirme dediğim, şöyle bir şey: Diyelim ki klitorisin etrafında elim veya ağzımla daireler çiziyorum (ve diğer elimin bir parmağı vajinanın içinde, hareketsiz duruyor). Diyelim ki partnerim çok heyecanlandı ve bir sonraki aşamaya, klitorise doğrudan temas etme safhasına geçmeye karar verdim. Bunu genellikle (bileğim ağrıdığı ve parmağım yorulduğu için) yukarı-aşağı hareketle yaparım. İşte, dairesel hareketten bu dikey harekete geçmek için debriyaj olarak parmağımla G-noktasını uyarıyorum bir iki kez. Partnerimin buna tepkisi, arabanın vites değiştirirken verdiği tepkiye çok benziyor: Kalçası hafifçe yükseliyor, çıkardığı sesler değişiyor, ve olayın hızı artıyor.

Anlattım bunu ona, böyle bildiğin araba örneğiyle falan… Eyvallah dedi.

*

Tüm bunları yaparken bir noktada olaya yabancılaştığımı kabul etmeliyim. Partnerimin cinsel organlarını böyle kurcalarken sanki bir oyuncakla oynuyormuş gibi hissettim. (İki elimi ve aynı anda ağzımı kullanmak için iyicene ortama gömüldüğüm için partnerim arada bir sırtımı ve bacaklarımı okşamak dışında bana pek erişemiyordu.) Neyse sonra onun yüzüne baktım, ne hissettiğine / ona ne hissettirdiğime odaklandım. Böylece tekrar havaya girdim.

Bu haftanın dersi de böyle geçti.

Seks sınavı (vize)

Seks eğitimimin yedinci haftasında sınava girdim. Konular: öpüşme, güvenli bölgeleri okşama öpme falan, göğüsler, klitoris, parmakla vajinal uyarma, ve hem klitoral hem vajinal uyarma. Yani, derste şimdiye kadar işlediğimiz konuların hepsi.

Tek bir soru vardı. Ve gerçek bir vize ruhu vermek adına, bu tek sorunun altında bilmem kaç tane alt-soru vardı. Olay kabaca, bir koreografiyi sonuna kadar götürmekti. Sonunu göremesen de gidiş yolundan puan alınabiliyordu.

Koreografi şöyle: Ayakta başlıyoruz, kalçalarını okşuyorum, öpüşüyoruz, yavaşça yatağa uzanıyoruz, boynunu öpüyorum, yavaşça göğüslere geçiyorum (bu arada ellerim de kalçalardan göğüslere geçiyor), sonra bir elimle klitorisi uyarıyorum, partnerim yeterince ıslandığında parmağımı kullanıyorum penetrasyon için, son olarak da penetrasyonun yanında diğer elimle klitorisi uyarıyorum.

Genel anlamda sınavı geçtim, hocama bakılırsa. Ama öyle A+ falan almadım hiç de. Mesela öpüşme sorusundan ancak yarım puan alabildim. Ayrıca, kimi ilk adımları biraz hızlı geçtiğim, kimi ilk adımları ise çok uzattığım uyarısı aldım.

Son aşamalarda hocamın kafasını karıştırmayı başardım biraz, işe hile hurda karıştırarak: Önce davrandım ve bir sonraki dersin tekniklerini kullandım azıcık.

İşin ilginci, normalde dersler yarım saat sürüyor, ben sınavın daha uzun sürmesini bekliyordum. Aksine, on beş – yirmi dakikada tüm soruları yanıtladım ve sınavı bitirdim. (“Bitirdim”den kastım, partnerim orgazm oldu. Evet, bu blogda söylenen şeyler ve onlarla kast edilenler biraz tuhaf eşleşiyor.) Dönüp yanıtlarımı kontrol etme gibi bir hakkım da yok, nihayetinde sözlü idi sınav. Sonra hoca yarım saatte notlandırmayı açıkladı. (Neden öpüşmeyi öğrenemiyorum yahu?) Böylece sömestrın yarısını geçmiş olduk. Derslere devam etmek için de “vize” almış oldum.

Sınavın ardından bir hafta tatil ilan ettik. Sonra kaldığımız yerden devam edeceğiz. Sıradaki konular:

  • Combo (hem eller hem ağız)
  • Küçük oyuncak (aletle klitorisi uyarma)
  • Büyük oyuncak (aletle penetrasyon)
  • Büyük oyuncak + El
  • Final sınavı
  • Gözlem (partnerimin bu öğrettiklerini kendine nasıl yaptığını gözlemleme; final sınavının cevap anahtarı olarak düşünebilirsin)

İşe dört elle sarılmak

Seks eğitimimin altıncı haftasında, aynı anda ellerimi kullanarak hem klitoral hem de vajinal uyarma yapmanın yollarını öğrendim. Tüm ders boyunca yaptığım, elimi kolumu nereye koyarsam bileğimin ve parmaklarımın rahat edeceğini test etmek oldu.

Eğer bu olayların nasıl yapılacağını zaten biliyorsan bu yazı biraz tekrar ve biraz da bayık gelebilir. Ama madem ki amacım ders notlarımı buraya geçirmek, idare ediver. Hem belki bir satır yeni bir şey çıkıverir, kim bilir.

Bu derste, önceki derslerde atladığımız bir konuya da değinmiş olduk: Klitorisi uyarmayı az buçuk öğrenmiştim, ama sadece kıyafet üstünden (partnerimin iç çamaşırını çıkarmadan) yaptıydım o derste. Bunun sebebi, klitorise doğrudan dokunmanın, hele ki parmaklarını ıslatmadıysan (belki doğrudan partnerin ıslanmıştır, onu kullanırsın, belki de basitçe parmağını yalarsın (ıyyyy)) partnerimin canını yakabilecek olmasıydı. O derste almadığım riski şimdi daha karmaşık bir durumda almak zorundaydım.

Ders, öncekilerden uzun sürdü. Deneyecek çok pozisyon vardı. (Tabii tüm bunları deneyip deneyip, tam işe yararken yarıda bırakarak partnerime işkence etmek de ayrıca keyifli oldu.) Bak mesela:

  • Partnerinin bacakları arasında, yüzükoyun uzanabilirsin. Bunun sıkıntısı, parmak kullanmanın biraz zorlaşması. (Bileklerim ağrıdı be.)
  • Partnerinin yanında, diz üstü oturabilirsin. En uygunun bu olduğuna karar verdim, çünkü bedenimi farklı yönlere çevirerek ve bazen eğilerek bileğimi ve parmaklarımı gevşetebiliyorum.
  • Partnerinin üstüne oturabilirsin, sırtın ona dönük biçimde. Bu da enteresan olabiliyor bir varyasyon olaraktan, ama eğer partnerin çok hareket eden cinstense uzun süre böyle iş görmek zor.

Bunlar sadece bedenini nereye koyacağınla ilgili. Bir de ellerini nasıl kullanacağın olayı var. Penetrasyon için işaret parmağımı kullandım ben, zaten iki parmak kullanmama imkan yok partnerim icabı. İşaret parmağını kullanınca, baş parmağımı onun yanına koyup, ileri-geri hareketle baş parmağımın klitorisi uyarmasını da sağlamış oldum. Tabii bu şekilde klitorisi sadece aşağıdan uyarıyorum, ama nihayetinde hala bir elim daha var, onunla da yukarıdan uyarmak mümkün.

Son olarak, parmaklarımı ve elimi nasıl hareket ettirdiğime de dikkat ettim: dairesel hareketler, ileri-geri hareketler, biri dairesel diğeri ileri-geri, yavaş, hızlı, biri yavaş biri hızlı, vb.

Tüm bunlar olurken, şöyle saçma şeyler öğrendim: Vajinal uyarma ile partnerim orgazm olamazmış; ancak, vajinal uyarma öyle yoğun oluyormuş ki klitoral uyarmayı bastırabilirmiş. Yani bir diğer deyişle, eğer vajinayı uyarıyorsam, klitorise ne yaparsam yapayım partnerimin orgazm olması çok düşük ihtimal. Şimdi, mantıklı bir insan, e o zaman bu kadar zahmete ne gerek var, ikisini ayrı ayrı yap, ne bir saattir öyle oturunca bileğim ağrıyor, böyle oturunca parmağım ağrıyor diye kafa şişiriyorsun, diye sorar. Ben de sordum. Yanıt çok tatmin edici değil: çok heyecanlanıyormuş böyle farklı şekillerde aynı anda uyarınca. Eee heyecanlandın da ne oldu, diye sormadım.

Sonradan aklıma geldi: vajinal uyarma olmaksızın orgazm olamayan partnerlerim de olmuştu. Bu da bu eğitimin sertifikasyon sürecini sekteye uğratıyor: Bu on üç haftalık programın ardından (eğer sınavları geçersem) dersi geçmiş olsam da seks konusunda pek az şey öğrenmiş olmam mümkün. Belki her partnerle bu ünitelerin üstünden geçmek lazım ağır ağır. Karışık işler…

Parmak olayları

Seks eğitimimin beşinci haftasında partnerimi parmak penetrasyonu ile uyarmayı öğrendim. Uzun uzun ne yaptığımızı anlatacak değilim. Ama şunları söyleyeyim bak:

Ne ben, ne de partnerim, G noktası diye bir şeyden haberdarız. Ortada bir noktadan ziyade uyarılabilecek genişçe bir alan varmış gibi görünüyor.

Böyle değil.

Bu geniş alanı uyarmak için genel olarak söylenen, parmağını veya parmaklarını partnerinin vajinasına sokup “Buraya gel” işareti yapacak şekilde hareket ettirmen.

Anladığım kadarıyla bu iyi bir başlangıç olabilir, ancak olay bundan ibaret değil. Asıl mesele, görmediğin, yarım yamalak hissettiğin bir bölgeye dokunuyor olman.

Cidden şiddetle herkese, bir kez bunu bir egzersiz olarak yapmalarını öneriyorum: Konuşun.

Bir kerelik, parmakla uyarma süresince tuhaf şeyler deneyin:

  • Birden fazla parmak kullan mesela. (Benim partnerimin canı acıdı. Zaten çok da derine gitmeme imkan olmadı.)
  • Farklı parmaklar dene: İşaret parmağı mı, orta parmak mı daha rahat hareket etmeni sağlıyor?
  • Parmağını kendi ekseni etrafında çevir, penetrasyonu böyle farklı şekillerde başlat ve sonra “Buraya gel” hareketini dene.
  • “Buraya gel” işareti yerine, yatay ve dikey daireler çiz.
  • Hatta, hareketi tersine çevir: Yani “Buraya gel” hareketini, filmi tersten izliyor gibi, fiske atıyormuşsun gibi ileri doğru yap. (Aman diyeyim vajinanın içinde fiske atayım deme – en azından partnerine danışmadan. Burada sadece parmak hareketini tarif etmeye çalışıyorum. Sonra benden bilmeyin.)
  • Partnerinin sana yakın duran bacağını kaldır, bu belki el bileğini rahatlatabilir.
  • Partnerini yan çevir, veya yüzükoyun uzanmasını iste. Kendi pozisyonunu da gözden geçir: Yanında mı duruyorsun, bacaklarının arasında mı, yoksa onun göbeğinin üstüne mi oturuyorsun, veya partnerinin yanında mı uzanıyorsun?

Tüm bunları bilinçli olarak ve mesela birer dakika boyunca dene. Sen denerken de partnerinden yorum yapmasını iste. “Ben her şeyi deneyeyim, sonra nasıl hissettiğini sorarım.” diye düşünme. O anda, sen bir şey denerken anlatsın o şeyin nasıl hissettirdiğini.

Bunu böyle önermemin sebebi, başta da dediğim gibi, ne yaptığımızı pek bilemiyor olmamız. Görmüyoruz; zaten dokunmakta olduğumuz alanın nasıl bir şey olduğu hakkında da pek fikrimiz yok. Bundan dolayı, senin benim belki de hiç farkında bile varmayacağımız küçük değişiklikler (özel bir noktaya özel bir şekilde dokunmak, veya açıyı azıcık değiştirmek gibi) partnerlerimiz için çok şey ifade ediyorsa bunun ayırdına o anda varmamız çok zor, bu yüzden de partnerimizin hoşuna giden bir şeyi keşfetsek de sonrasında tekrarlamayı beceremeyebiliriz.

Konuşun işte.

Bir kerelik.

Evet, tuhaf hissediyor insan sevişirken “Hah şöyle yap.”, “Ay ne yapıyorsun?”, “Dur oraya değil”, “Biraz daha yavaş.” gibi laflar duyunca.

Ama bir kerelik dene. Deneyin.

Eğer kötü giderse, suçu bana at. (Eposta olarak at mesela: birseyinanilari [malum a işareti] riseup.net )

Haydi şimdi bütün eller klit’e

Seks101 dersimin dördüncü haftasında partnerimin klitorisini elle uyarmayı öğrendim. En zor derslerden biri olacaktı, ama biz kolaylaştırdık. Yani çaylaklar için olan versiyonunu öğrendim.

Bu “yeni başlayanlar için klit” dersinde, klitorise doğrudan temas etmedim. Partnerim özellikle hassas olduğundan, doğrudan parmaklarımla uyaracak olsam, yanlış bir hareketimde canını yakabilirdim. Bu yüzden, iç çamaşırının üstünden uyarmayı öğrendim sadece.

Önce şu varyasyonları denedim:

  • orta parmağımla klitorisin etrafında daireler çizmek
  • klitoris işaret parmağımla orta parmağım arasına gelecek şekilde ileri geri hareket ettirmek
  • zarifçe, işaret parmağımın tırnaklarını klitorisin üstünde ve çevresinde gezdirmek

En çok zorlandığımız husus, benim bu işleri uzun süre yapabileceğim rahat bir pozisyon bulmak oldu. Bir türlü bileğimi nasıl tutsam rahat edeceğimi bilemedim. En aptalca şu pozisyonda rahat ediyorum bak: İkimiz de sırt üstü uzanıyoruz yan yana, ben solda, o sağda. Ben sağ elimle onu uyarıyorum. Böyle olunca eyvallah, kafadan bir 15-20 dakika devam edebilirim. Ama dikkat edersen, bu saçma pozisyonda sol elim işlevsiz biçimde bir kenarda duruyor, ayrıca sırt üstü uzandığımdan partnerim de bana dokunamıyor doğru dürüst. Abuk subuk işler.

Dersin üçte ikisini bu rahat pozisyon arayışıyla geçirdik. Bir türlü bileğimi rahat ettiremedim. Arada “Ya ben böyle seni biraz uyarsam, sonra dilimi kullansam? Oluyo mu öyle?” diye dersi kaynatmaya çalıştım, hoca numarayı yemedi.

Üstüme çıktı, elimin tersiyle uyarmayı denedim; yüzükoyun yattı ben üstüne çıktım, elimi koymaya çalıştım; kaşık pozisyonunda uzandık; neler denemedik. (Dikkat edersen, klitorisi uyarmak için en uygun pozisyon, ortamda başka hiç kimsenin olmaması ve bir insanın doğrudan kendini uyarması.)

Neyse, uzun lafın kısası, insanlar nasıl olup da uzun uzadıya partnerlerini elle uyarıyorlar anlayabilmiş değilim. Ağrımıyor mu yahu bileğiniz?

Memeler

Seks101 dersinin üçüncü haftasında memeleri işledik.

Müfredattaki konular arasında benim bundan daha az ilgimi çeken bir ders olmayacak muhtemelen. Normalde, ne insanların memelerine bakan bir insanım, ne büyük (veya küçük) memesi var diye birinden hoşlanmışlığım vardır, ne partnerimin memesine dokunmakla uğraşırım, ne de birinin benim mememe dokunmasını isterim.

İşin aslı, başkası benim göğüslerime dokunmaya başlayınca biraz huzursuz olurum. Hele meme uçlarıma dokunulmasından hiç hazzetmem. (Başka dokunacak yer mi kalmadı?) Porno falan izlerken de memeli göğüslü bölümleri atlarım (bir kere atlamayı unuttum, ay ne korkunç şeyler yapıyorlar insanlar birbirlerine bazen!).

Durum böyle olunca, göğsünün okşanmasından özellikle tahrik olduğunu söyleyen birinden nereye nasıl dokunulacağını öğrenmek tuhaf kaçtı. İnsan kendini soyutlayıp “La dur, bu ben değilim, başka bir insan. Şu anda, ben onun yerinde olsam hissedeceklerimi hissetmiyor.” deyip olaya yoğunlaşamıyor.

Her neyse, diğer güvenli bölgelerdeki gibi burada da bir crescendo olayı varmışmış. Tercihen göğüslerin öncelikle çevresine masaj yapıp, sonra yavaş yavaş merkeze doğru (ve şiddeti arttırarak) geliniyor. Bu sırada yavaştan öpmeye de başlanabilirmiş. Sonra meme uçlarının etrafından dolaşıp gerilimi arttırırmışsın. Sonunda da meme uçlarını dilinle uyarırmışsın.

Açık konuşalım: Bence bunların hepsi bir korku filmi sahnesi gibi. Bana yapılsa ortalığı birbirine katarım ayol. O ne öyle!

Bir de tabii, partnerine bağlı olarak, emmeli ısırmalı versiyonlar var. Neyse ki biz oralara hiç bulaşmadık, yoksa yüreğim dayanmazdı bu acıya.

Sonra konuşurken, “Ay valla mı? Bence sana o crescendo‘yu doğru yapmamışlardır da ondandır. Aceleye getirilince, o bölgeler çok hassas olduğundan canın yanabilir evet. Ama böyle sabırla yavaş yavaş hazırlarsan…” falan filan dedi partnerim. İyi peki madem, oturduk denedik. Tık yok. Yarım saat sonra pes etti de neyse de rahatıma kavuştum.

Asıl soru tabii şuydu: Ben göğüslerini uyardığımda bunun partnerime etkisi nedir?

Anlaşılan, etkisi olağanüstü.

Öyle sürreal bir şey ki. Benim açımdan bak: Sana hiçbir şey ifade etmeyen bir şeyler yapıyorsun. Ne bileyim, partnerinin burnuna parmağını koyup daireler çiziyorsun mesela. Sonra iki parmağını kullanıyorsun. Sonra burnu öpmeye başlıyorsun. Bunları yaparken partnerin ıslanıyor ve açılıyor. Olacak iş değil! Ama tam da böyle oluyor. Burada asıl sıkıntı şu: Partnerim bu kadar hazır hale geldiğinde, bende hiçbir şey harekete geçmemiş oluyor. Ne kalp atışım hızlanmış, ne ereksiyon, ne başka bir şey. (Birinin burnunu mıncıklayarak sen ne kadar tahrik olurduysan işte öyle düşün.)

Bu derste böylece iki şey öğrenmiş oldum.

Birincisi, partnerimi çok heyecanlandıracak bir etkinlik öğrendim. (Kelimenin tam anlamıyla bir “önsevişme” etkinliği, çünkü benim açımdan ortada seksi hiçbir olay dahi yok.)

Bunu beni kendi halime bıraksan asla keşfedemezdim, çünkü kendi şahsi deneyimimden yola çıkarak bu kadar manasız bir eylemi denemekle uğraşmazdım. Bu da öğrendiğim ikinci noktaya getiriyor beni:

Partnerimin hoşuna giden her şeyi sırf kendi deneyimimden yola çıkarak keşfetmeme imkan yok. Bir kere, bana boş ebleh gelen şeyler onun hoşuna gidebilir. Daha önemlisi, benim aklıma bile gelmeyecek şeyler onu heyecanlandırıyor olabilir. O yüzden, mutlaka konuşmak lazım, açık açık, uzun uzun konuşmak hem de. (Konuşup da partnerinin her istediğine okey diyeceksin diye bir kural yok elbette. Belki seni huzursuz eden şeyler ister partnerin. Yine de önemli olan bunları konuşmak.)

Bir sonraki dersimizde daha hardcore konulara geçeceğiz.