Tag Archives: tahrik

Seni heyecanlandıran, beni de heyecanlandırıyor.

Sevişmekle ilgili dertlerimi sıklıkla anlatıyorum burada. Favori dertlerim “Kadınlar ne ister?“, “Penetrasyon ve diğer belalar” ve “Kadın orgazmı da neymiş?” yazılarında geçiyor (başlıklar yeterince açık sanırım). Şimdi bunlara ilaveten sevişmeyi uzatma konusuna girmek istiyorum.

Burada kastım erken boşalma değil. Daha önce başka bir yazıda da değindiğim gibi, erken boşalma dediğimiz şey bir hastalık ve Uluslararası Hastalık Sınıflandırması (ICD-10) erken boşalmayı cinsel ilişkinin başlamasından itibaren ilk 15 saniye içinde boşalma olarak tanımlıyor.

Konu şu: Sevişmek çok güzel bir şey. Boşalmak ve/veya orgazm da öyle gerçi, ama sevişmeyi uzatmak ve orgazmı geciktirmek tabii ki daha eğlenceli. Örneğin “ön sevişme” denilen ama benim sevişmenin bir parçası saydığım  şeyleri (asıl işin ön etkinliği değil yani) uzatmak mantıklı bir seçenek. Ama heyecanımız arttıkça daha hardcore şeyler bir bakıma kaçınılmaz oluyor sanırım. Bu da bizi penetrasyon süresini uzatmak konusuna getiriyor.

Okuyucularımdan (a.k.a. blogu takip eden iki-üç arkadaşımdan) biri aylar önce bana şöyle bir şey yazmıştı.

“Penetrasyon süresini uzatmak için alakasız şeyler düşünebilirsin. (Literatürde ‘grandma’ olarak da geçiyor, “yaşlı bir kadını ya da direkt anneanneni düşün” manasında :) ) Diyeceksin ki neden heyecanlandığım bir anda kendime bu işkenceyi yapayım? Yapma bence de. Şahsen benim zevkim için sevgilimin abuk sabuk şeyler düşünmesi benim de motivasyonumu düşürüyor zaten. Başka bir yöntem de pozisyon değiştirmek. Bu daha eğlenceli, üstelik bir süre sonra sırf “dakka-skor” amaçlı değil, eğlence için yapılıyor. Özellikle kadının kontrolü eline aldığı birçok pozisyon erkek için gerekenin bir tık altında, hız ve yoğunluk açısından. Dolayısıyla süre uzuyor. …”

Bir kere, kendime işkence etmek gibi bir kaygım yok. Zaten burada konum partnerimin zevk almasını sağlamak değil (onun için daha kolay bir seçenek olarak cunnilungus var mesela), benim aldığım zevki uzatmak. Zevki ortadan kaldırarak uzatmak diye bir seçenek manalı olmuyor bu durumda. Grandma’lı ilk öneriyi şimdilik geçelim.

Pozisyon değiştirme önerisi birçok çiftin uyguladığı bir yöntem. Ve sıklıkla işe yarıyor. Ama işte şimdi dananın kuyruğunun koptuğu yere geldik:

Benim süreyi uzatmakla ilgili sorunum aslında o kadar da fizyolojik değil. Uzun süre sevişebilmek istiyorsam zaten partnerimle görüşmeden önce mastürbasyon yapabilirim. Benim derdim, başlıkta geçen hadise: Partnerimi heyecanlandıran, beni de heyecanlandırıyor.

positioned

Kontrolü kadın da alsa erkek de alsa, ben partnerimin haz almasından etkileniyorum. Dikkat et bak, partnerimin haz alması beni mutlu eder falan demiyorum. Sevişme anında, partnerimin heyecanlandığını görmek beni tahrik ediyor. Yani olayın hangi pozisyonda olduğumuzdan biraz bağımsız bir yanı da var.

Bu gerçek bir “sorun” değil elbette. Aslında bunu güzel bir şey olarak anlatıyor olmam lazım belki de. Ama ortada bir dert olduğunu da kabul edelim. Şöyle açıklayayım:

1) Partnerimin çok zevk aldığı bir şey yapmaktayız. 2) Bu beni de tahrik ettiği için, yapmakta olduğumuz şeyi devam ettiriyorum. 3) Partnerim iyice heyecanlanıyor. 4) Ben hem yapmakta olduğumuz şeyden dolayı hem de partnerim zevk aldığı için tahrik olduğumdan, ondan daha da fazla heyecanlanıyorum. 5) Boşalmaya yaklaştığımı hissediyorum ama daha uzun sevişesim var; üstelik partnerimin de henüz oralarda olmadığını farkediyorum. 6) Yavaşlıyorum veya pozisyon değiştiriyorum. 7) Partnerimin çok zevk aldığı bir şeyi yarıda bırakmış oldum. Üstelik tam da çok zevk aldığı için yarıda bıraktım.

İşte bu da benim dertlerimden biridir.

Partnerimin zevk aldığı ama benim için çok çok rahatsız olan pozisyonlar keşfetmek dışında da bir çözüm gelmiyor aklıma…

Tahrik edici unsurlar her yerde

Hepimizin bildiği üzere, kadınların ne giyip ne giymemesi gerektiği, hangi mekanlarda kimlere bedenlerinin ne kadarını göstermeleri gerektiği gibi hususlarda ilk ve son söz hakkı erkeklere verilmiş halkımızın dini değerlerine uygun olarak.

Bu yüzden ben de bugün bu en doğal hakkımı kullanayım ve kadınların giysileriyle beni nasıl tahrik ettiklerini anlatayım dedim.

AY TAHRİK OLDUM!

Öncelikle, bir erkeğin o ya da bu sebeple herhangi bir insana ya da nesneye bakarak tahrik olmasında herhangi bir sorun yok. “Bu beni tahrik ediyor.” diye şikayet eden insanları anlamıyorum. Tahrik olduysan ne güzel, aferim sana.

“Tahrik oldum, demek ki X eylemini gerçekleştirebilirim.” gibi bir argümanın ise neresini tutsan elinde kalıyor. Çünkü argüman tersten çalıştırılabiliyor: X eylemini gerçekleştirdiysen, mutlaka seni bu eylemi gerçekleştirmeye iten unsurlar vardır. Bu bir totoloji. Şimdi, bu tahrik edici unsurun varlığı senin eylemi gerçekleştirmeni haklı çıkarıyorsa, totolojinin mantıksal bir sonucu olarak, bu dünyadaki tüm eylemler ve davranışlar meşrudur.

Özetle şu:

your faceNeyse, bu kadar felsefe yeter, konumuz giysiler ve tahrik olmak.

TAHRİK OLDUM AMA Bİ SOR NASIL OLDUM !

Kadının (artan muhafazakarlık sırasına göre) donunu, memelerini, bacaklarını, belini, omuzlarını, boynunu, kollarını, göğsünü, saçlarını, yüzünü veya gözlerini görerek tahrik olan erkeğin dertlerinden farklı bir deneyimim var benim: Gördükçe değil, görmedikçe tahrik oluyorum.

Bunu biraz açıklamaya çalışayım:

  • Plajda bikinili (veya üstsüz) kadınlara bakmıyorum. Ama sokakta etekli kadınların bacaklarına bakıyorum.
  • Şu veya bu ortamda (filmde, sokakta, tiyatroda vb.) çıplak bir kadın gördüğümde tahrik olmuyorum. Ama soyunmakta olan bir kadın beni çok heyecanlandırıyor. (Tabii bu örnekte sevişmeyi paranteze alalım. Bir sevişme sahnesinden bahsediyorsak (duruma göre) çıplaklıktan bağımsız olarak tahrik olabilirim herhalde.)
  • Sevişirken, apar topar kıyafetleri bir kenara savurmak yerine ağır ağır soyunmaktan ve cinselliğin büyük bir kısmını henüz çıplak değilken gerçekleştirmekten daha çok haz alıyorum.

sinblog0714a

Bu söylediklerimden tabii “Ay kadınlar ne yapsa tahrik oluyoruz yahu.” gibi bir anlam da çıkmıyor değil. Ve muhtemelen bunda doğruluk payı da var. Kendimi bundan kısmen özgürleşmiş saysam da, erkeklerin baktıkları her yerde seks görmeleri ataerkil düzenin bir parçası.

Ne yöne baksan seks görmekte sorun var elbette; ama bazen bazı yerlere bakıp (oralarda seks olmasa da) seks görmekte bir sorun yok. Fantaziler, hayaller falan tam da buralardan çıkıyor. Asıl sıkıntı, demin de dediğim gibi “Seks gördüm, demek ki seks vardır.” (She asked for it.) gibi bir hataya düşmemekte.

Peki ama, ben neden çıplaklığa kıyasla yarı giyinik olma durumundan tahrik oluyorum?

Sanırım sebeplerden biri şu:

Bir miktar giyinik olmak, cinsellik esnasında bu giysilerin çıkarılabileceğini ima ediyor. Yani ortada hayal edilebilecek bir şey var. Aynısı mesela soyunmakta olan biri için de geçerli. Tüm bu durumlarda, bir sürecin başlangıcını hayal edebiliyorum.

Oysa örneğin plajda güneşlenen birine baktığımda, bir olay değil bir durum görüyorum. Bu kişi soyunmuş ve güneşlenmektedir. Bu, herhangi bir şeyin başlangıcı değil, ortada bir süreç yok, tamamına ermiş bir durum var. Ya da aynı şekilde, verili kültür içinde “açık saçık” kabul edilen bir şeyler giymiş bir kişi gördüğümde, (o kültür dahilinde) bir dışavurum görüyorum. Bu kişi, nasıl isterse öyle giyinmiştir, bu bir kendini ifade biçimidir, ve ifade etme eylemi sonuçlanmıştır. Ortada bir süreç yok, kendi başına bir durum var.

“Bu böyledir, şu şöyledir.” derken tabii sadece benim bu durumların her birinde neler hissettiğimi anlatmak istiyorum. Yoksa bu benim algıladığım versiyonların gerçek olduğunu kabul edersek çok eğlenceli bir şey çıkıyor ortaya: Müslümanların iddia ettiğinin aksine, kadınların kapandıkça erkeği tahrik etmeyi amaçladıkları anlamı çıkıyor söylediklerimden.

Derdimi anlattığıma göre, halkımızın dini değerlerini aşağılamadan bu konuyu da burada bitireyim. Halkın dini değerlerini de başka bir yazıda aşağılarım artık (?!) .

***