[Makaleyi pdf formatında bilgisayarınıza indirmek için: Ahlak ve haysiyet – Coskun Adali – 2 Aralık 2015 ]

“Türkiye DAİŞ’ten petrol alıyor yakıştırması ahlaki değil. Yasal yollarla nereden petrol, doğalgaz alıyoruz hepsi bellidir. Terör örgütleriyle bu tür alışverişi yapacak kadar haysiyetsiz değiliz. Bunlar belge ile ortaya konulmalı, bunları görelim. Bilgim dahilinde böyle bir şey bugüne kadar olmamıştır”, demiş.

Her sözcüğünden öğrenecek çok şey var.

Yani, satır arası söylenen şu: “DAİŞ’ten petrol almak” ahlakî değildir. Bu nedenle birinin, “Sen DAİŞ’ten petrol alıyorsun” demesi de ahlakî değildir. Çünkü o zaman bu bir iftira olur. İftira ahlakî değildir. Aynen Kabataş’taki taciz gibi, Dolmabahçe camiindeki içki gibi, çeşitli suikast iddiaları v.s.… Peki, DAİŞ’e bedava silah vermek, barınma, beslenme, tıbbi yardım, serbest dolaşım olanakları sağlamak, her düzeyde sahip çıkmak mı daha ahlakîdir, yoksa DAİŞ’ten petrol satın almak mı?

“Terör örgütleriyle bu tür alışverişi yapacak kadar haysiyetsiz değiliz”, demiş. Peki terör örgütleriyle ne tür bir alışverişi yapmayacak kadar haysiyetlisiniz? Ya da, terör örgütleriyle ne tür bir alışverişi yapacak kadar haysiyetsizsiniz? Petrol alırsın, parasını verirsin, bu bir ticarettir ve herhalde bu ticaretin ahlaksız olduğunu kastetmiyorsun. Bu ticaret de her ticaret kadar ahlaklıdır veya ahlaksızdır. Neye “hayır” diyecek kadar haysiyetlisiniz, neye “evet” diyecek kadar haysiyetsizsiniz? Mesela, sadece ve sadece, Suruç’a barışa katkı için giden pırıl pırıl gençleri, Diyarbakır’da, Ankara’da barış diye haykıran insanları açıktan bizzat katletmeye korktuğunuz için DAİŞ’i katil olarak kullanacak, katile katliamında her türlü devlet kolaylığını sağlayacak kadar haysiyetsiz olduğunuz söylenebilir mi? Yani haysiyetlilik-haysiyetsizlik sınırınız tam olarak nereden geçiyor? Esasında sakın haysiyetsizlikle alçaklığı karıştırıyor olmayasınız? “Nasıl olsa yıllardır titizlikle hazırladığımız bu ortamda elbet bir vuran bulunur” diyerek Tahir Elçi’yi hedef göstermek, cinayet sonrası olayı bulandırmak ve bir an önce unutturmak için bir taraftan timsah gözyaşları dökerken bir taraftan da Hrant Dink cinayetinde kullanılan şablonu devreye sokmak üzere raftan indirmek haysiyetsizlik midir, alçaklık mıdır? İşlediğiniz büyük bir suç ayan beyan ortaya döküldüğünde, artık saklanamaz hale geldiğinde suçunuzu ortaya dökeni ve saklanamaz hale getireni suçlayıp hapsetmek haysiyetsizlik midir, alçaklık mıdır?

“Yasal yollarla nereden petrol, doğalgaz alıyoruz hepsi bellidir”, demiş. Yani, “Yasa dışı yollardan nereden petrol, doğalgaz alıyoruz hiçbiri belli değildir, çünkü çok iyi saklıyoruz”, diyor. Bu başarıyı herhalde aracı kullanmaya borçludurlar…

“Bunlar belge ile ortaya konulmalı, bunları görelim. Bilgim dahilinde böyle bir şey bugüne kadar olmamıştır”, demiş. Yani “Her ihtimale karşı kazayla bir belge filan bulunursa, böyle olası bir kazadan önce, benim bu işlerden haberim olmadığını şimdiden söylüyorum”, diyor. Ayrıca, “Bugüne kadar olmamıştır”, diyor. Yani, “Yarın için bir şey söyleyemem”, diyor. “Bir belge kazayla veya başka türlü ortaya çıkıncaya kadar ben bir şey bilmiyorum”, diyor.

*

Bizlere çok şey öğrettiler çoook. Ama en başta, ahlak ve haysiyet denen erdemlerin sosyal insan tanımının ayrılmaz parçaları olduğunu iyice öğrettiler. Yani bunlar olmayınca insan insan olmuyor.