Bir aşırılık bilançosu: 2013’te iklim değişimi

Not: Bu yazı, Climate and Capitalism sitesinde 24 Mart 2014 tarihinde yayınlanan Climate change drove extreme weather in 2013 başlıklı makalenin çevirisidir.

Dünya Meteoroloji Örgütü onayladı: Küresel ısınma dur durak bilmiyor. Kaydedilen en sıcak 14 yılın 13’ü 21. yüzyılda gerçekleşti ve geçtiğimiz üç on yıllık dönemin her biri bir öncekinden daha sıcaktı.wmo_1130

2013 yılı bir kez daha kuraklık, sıcak hava dalgaları, su baskınları ve tropik kasırgaların gezegenin dört bir yanında hem insanlar hem de eşyalar üzerinde yıkıcı etkiler gösterdi, diyor Dünya Meteoroloji Örgütü’nün yaptığı İklimin Durumu Hakkında Yıllık Açıklama.

Rapor, uzun vadeli küresel ısınma trendini sürdüren 2013’ün kayıt altındaki en sıcak yıllar içinde altıncı sırayı 2007 senesiyle paylaştığını teyit ediyor. Rapor, bölgesel ve ülke bazlı sıcaklıkların ve aşırı hava olaylarının bir dökümünü sunmanın yanı sıra, buz örtüsünün, okyanus ısınmasının, deniz seviyelerindeki artışın ve sera gazı konsantrasyonlarının detaylarını da veriyor – hepsi de değişen iklimimizin birbiriyle bağlantılı ve tutarlı göstergeleri.

Kayıt altındaki on dört en sıcak yılın on üçü 21. yüzyılda gerçekleşti ve geçtiğimiz üç on yıllık dönemin her biri bir öncekinden daha sıcaktı: 2001-2010 dönemi kaydedilen en sıcak on yıllık dönem oldu. 2013 yılında ortalama küresel toprak ve okyanus yüzey sıcaklığı 14.5 °C oldu, yani 1961-1990 ortalamasının 0.50°C üstünde ve 2001-2010 dönemi ortalamasının da 0.03 °C üstünde.

Güney Yarımküre’nin birçok bölgesi özellikle sıcaktı: Avustralya tarihinin en sıcak yılını yaşarken Arjantin en sıcak ikinci yılını geçirdi.

Dünya Meteoroloji Örgütü Genel Sekreteri Michal Jarraud şunları söyledi:

“Volkanik patlamalar veya El Niño ve La Niña gibi doğal olarak gerçekleşen olaylar daima iklimimize katkıda bulunmuş, sıcaklıkları etkilemiş, kuraklık ve su baskını gibi afetlere yol açmıştır. Ancak 2013 yılındaki aşırı hava olaylarının birçoğu, insan kaynaklı iklim değişiminin sonucunda bekleyeceklerimizle tutarlıdır. Daha çok yağış gördük, daha yoğun sıcaklar gördük ve deniz seviyesi artışına bağlı olarak, fırtınaların ve kıyı bölgelerdeki sellerin verdiği zararlarda ciddi artış gördük – Filipinler’deki Haiyan tayfununun trajik biçimde gösterdiği gibi.

“Küresel ısınma dur durak bilmiyor. Okyanuslarımızın ısınması hızını arttırdı ve daha derinlere ulaştı. Sera gazlarının tuttuğu enerji fazlasının yüzde 90’dan fazlası okyanuslarda hapsediliyor. Bu sera gazları rekor seviyelere ulaştı. Yani, atmosferimiz ve okyanuslarımız asırlar boyunca ısınmaya devam edecek. Fizik kanunları pazarlık kabul etmiyor.

“Hava tahminleri (fırtınalar ve başka tehlikeler de dâhil) son yıllarda çok daha hünerli hale geldi. Ekim ayında, modern kayıtlar tutulduğundan beri Hindistan’ı vuran en büyük ikinci kasırga olan Phailin kasırgasında görüldüğü üzere, daha iyi tahminler ulusal direnç inşa etmek ve barınak sağlamak üzere hükümetin etkin çalışmasıyla birleştiğinde ölümleri büyük ölçüde azaltıyor. Hazırlıklarımızı ve erken uyarı sistemlerimizi güçlendirmeye ve afet riski azaltımında çoklu-tehlike yaklaşımını benimsemeye devam etmeliyiz.”

İklimin Durumu Raporu ayrıca Avustralya’da 2013 yılındaki rekor sıcaklıklarla ilgili bir vaka analizi de içeriyor. Melbourne Üniversitesi’ndeki ARC Centre of Excellence for Climate System Science’tan [Avustralya Araştırma Konseyi, İklim Sistemi Biliminde Uzmanlık Merkezi] bilim insanlarının çalışması, en gelişkin dokuz küresel iklim modeli kullandı ve Avustralya’da yazın gerçekleşen aşırı sıcaklıkların olasılığındaki değişimin insan etkilerine bağlı olup olmadığını inceledi. Araştırma şu sonuca vardı:

spm3b

Birleşmiş Milletler IPCC AR5 raporundan.

“İnsan faktörünü içeren ve içermeyen iklim modellerini kıyasladığımızda görüyoruz ki Avustralya’da 2012/13 yazında gerçekleşen rekor sıcaklıkların gerçekleşme ihtimali, iklime insan kaynaklı etkiler hesaba katıldığında beş katına çıkıyor ve ısı hapseden gazlara insan katkısı olmasa 2013 yılında sıcaklık rekorunun kırılması neredeyse imkansızdı. Bunlar, kimi aşırı hava olaylarının iklim değişimi sebebiyle daha muhtemel hale geldiğini gösteriyor.”

WMO’nun açıklaması uluslararası ölçüde güvenilir bilgi kaynağı olarak kabul ediliyor. Açıklama, 2013’ün önemli iklim olaylarının altını çiziyor:

  • Toprak kaymasına sebep olan, tarihteki en güçlü fırtınalardan Haiyan (Yolanda) Tayfunu Filipinler’in merkezi bölgelerini harap etti.
  • Güney Yarımküre’de karanın üstündeki yüzey hava sıcaklıklar çok yüksekti ve sıcak hava dalgaları yaşandı; Avustralya yıllık rekor sıcaklık yaşadı, Arjantin en sıcak ikinci yılını yaşadı, Yeni Zelanda ise en sıcak üçüncü yılını geçirdi.
  • Soğuk kutup havası Avrupa’nın bir kısmına ve ABD’nin güneydoğusuna aniden düştü.
  • Angola, Botswana ve Namibya aşırı kuraklıklar yaşadı.
  • Şiddetli Muson yağmurları Hindistan-Nepal sınırında şiddetli su baskınlarına yol açtı.
  • Şiddetli yağmurlar Çin’in kuzeydoğusunu ve Rusya Federasyonu’nun doğusunu etkiledi.
  • Şiddetli yağmurlar ve sel baskınları Sudan ve Somali’yi etkiledi.
  • Büyük bir kuraklık Çin’in güneyini etkiledi.
  • Brezilya’nın kuzeydoğusu, son 50 yılın en kötü kuraklığını yaşadı.
  • Gelmiş geçmiş en geniş tornado, ABD’nin Oklahoma eyaletinde El Reno’yu vurdu.
  • Aşırı yağışlar Avrupa’nın Alpler bölgesinde, Avusturya’da, Çek Cumhuriyeti’nde, Almanya’da, Polonya’da ve İsviçre’de şiddetli su baskınlarına yol açtı.
  • İsrail, Ürdün ve Suriye, eşi benzeri görülmemiş kar yağışlarıyla karşılaştı.
  • Atmosferdeki sera gazı konsantrasyonları rekor seviyelere ulaştı.
  • Küresel okyanuslar yeni rekor seviyelere yükseldi.
  • Antarktika deniz buzu miktarı günlük maksimum rekoruna ulaştı.

Açıklama bölgesel trendlerle ilgili derinlikli analizler sunuyor. WMO böylece bölgesel ve ulusal düzeyde iklim değişkenliği ve değişimine uyum sağlanması için daha çok veri sağlamayı amaçlıyor. Açıklama, 23 Mart Dünya Meteoroloji Günü sebebiyle yapılan etkinlikler dahilinde yayınlandı.

Leave a Reply

Your email address will not be published.