İklim mücadelesi Paris’i beklemez: Vive la résistance – Bill McKibben (1.kısım)

Resmi görüş: Tüm gözler, Aralık’taki iklim konferansının yapılacağı Paris’e çevrildi. Bu konferans “gelmiş geçmiş en önemli diplomatik buluşma” ve “insanlık için son şans” olarak görülüyor. Devlet başkanları özel jetleriyle gelecekler, kapalı kapılar ardında gergin toplantılar yapılacak, gazeteler müzakerelerin kırılma noktasına geldiğini yazacaklar, ve son saniyede bir tür anlaşma çıkacak ortaya ve “ciddi eylem için bir başlangıç” olarak övülecek.

Hikayenin aslı: Paris’te olacaklar, en iyi ihtimalle, iklim öyküsünün küçük bir parçası, iklimin selametine giden uzun, sıkı yolda bir çarpışmadan ibaret olacak. Öncesinde ve sonrasında olacakların önemi daha büyük. Ve Paris’in önemine gelirsek, konferansın başarısı liderlerin karakterine değil, yeniden dirilmekte olan iklim hareketinin fosil yakıt endüstrisini ne kadar zayıflattığına ve politikacıları ne kadar birtakım kararlar almak zorunda hissettirdiğine bağlı olacak.

İyi haber, bu baskının artıyor olması. İşin aslı, amansız iklim hareketi dünyanın dört bir yanında büyük, eşi benzeri görülmemiş zaferler kazanıyor, temiz enerji geleceğinin ne kadar yakın olduğuyla ilgili genel kanıyı – yatırımcılar arasında bile – hızla yeniden şekillendiren zaferler. Temeli sokaklarda olan ve fotovoltaik çatılara erişen bir hareket bu. Ve düşüncesi bir mantrayla özetlenebilir kolayca: Fosil yakıtları dondur. Güneşin buzlarını çöz. Yer altında bırak..

Galibiyet kesin değil – aslında, hızla artan seller ve kuraklıklar ve eriyen buzulların da gösterdiği üzere, birçok büyük kayıp olacağı kesin. Ancak küresel ısınmanın büyük bir kamusal mesele haline geldiği geçtiğimiz çeyrek yüzyılda ilk kez avantaj Exxon’ların, BP’lerin elinden, yerli halklar, gençler, cephe topluluklarında imkansız havayı soluyan insanların liderliğindeki ayak takımına ve fosil yakıt direnişine geçti. Mücadele Paris’i beklemeyecek – mücadele her gün ve bütün kıtalarda yaşanıyor.

Önce, “fosil yakıtları dondurmak” üzerinde duralım

day3

Görsel: Judy Watson

24 Şubat’ta Barack Obama, kongrenin Kanada’da Alberta’dan ABD körfez kıyısındaki rafinerilere petrol taşıyacak Keystone boru hattı inşası girişimlerini veto etti. Dört yıl önce, Washington enerji uzmanları arasında yapılan bir anket %91’in boru hattını inşa etmek isteyen Kanadalı şirket Transcanada’nın izinleri hızlıca ve kolayca alacağını düşündüğünü ortaya koymuştu. Şirket kendinden o kadar emindi ki, ülkenin ortasından geçirecekleri hattın üzerindeki otları dahi kesti. Ancak bu kolayca açıklanabilecek kibir (bu çaptaki bir altyapı projesi şimdiye kadar hiç durdurulmamıştı), Yerli Amerikalılar, çiftçiler, iklim bilimciler ve aktivistlerden oluşan, yorulmak bilmeyen bir güruhla karşılaştı. Bu güruh, rekor sayıda tutuklamalar yaşadı, kamu açıklamaları yayınladı ve genellikle de boyun eğmeyi reddetti. Yarattıkları baskı şimdiden Kanada’nın 17 milyar dolarlık yeni tar kumu projelerini iptal ettirdi ve geçen ay başka bir büyük proje daha rafa kaldırıldı. Petrol şirketleri Keystone için bastırmaya devam ediyorlar, bu son boruyu inşa ettikten sonra Kanada’nın karbon konusunda nasıl da iyi davranacağı konusunda gittikçe zıvanadan çıkan vaatlerde bulunuyorlar. Bu son dakika pazarlıkları tar kumu için günü kurtarabilir hala – şimdiye kadar başkan sadece kongrenin çabalarını reddedip elini güçlendirdi, iznin kendisine dokunmadı. Ancak Obama bu kış hayır derse, bu bir dönüm noktası olacak.

Ve her halükarda, asıl büyük etki, her tür karbon-yoğun yeni altyapı muhaliflerini güçlendirmek oldu. Kanada’daki tar kumu boru hatları İlk Milletler aktivistleri tarafından [İlk Milletler – Premieres Nations: Kanada’da toplam 850 bin kişiyi ve 630 topluluğu içeren yerli halklar – ç.n.] umutsuzca birbirine katılmış durumda. New York eyaletinin kuzeyinde yürekli yerel örgütçüler güçlü yönetici Andrew Cuomo’yu hidrolik kırılma yöntemini yasaklamaya zorladılar, ki bu yasak şimdi İskoçya ve Galler’e taşındı ve İngiltere’nin de büyük bir kısmı da aynı yolda ilerliyor. Fransa’da hidrolik kırılma yöntemini kullanamazsınız, ve Tazmanya da kendi moratoryumunu yayınladı. Cezayir Sahrası’nda binlerce insan teknolojiye karşı amansız bir savaş veriyor ve suyun ziyan edilmesiyle ilgili argümanları, eyaletteki rekor kuraklıkla yönetici Jerry Brown’un üstündeki baskının arttığı Kaliforniya’dan yankılanıyor.

Petrol ve doğalgaz – hem de kömür. İki yıl önce, ABD’nin batı yakasında altı devasa kömür limanı inşaatı önerildi. Amerika kömür kullanımını kıstıkça onların planı Wyoming’in Powder nehir havzasını – ki devasa bir kömür deposudur ve dünyanın en büyük kömür madenidir – Çin’e, orada kolayca yakılması için yollamaktır. Ancak, şimdiye kadar kampanyacılar limanların dördünü iptal ettirdiler, diğer ikisi de ipin ucunda.

days

Görsel: Judy Watson

Başka bir devasa kömür deposu olan Avustralya’da, Galilee Vadisi’nde dünyanın en büyük madeni için hazırlanan proje, Queensland anketlerinde hükümet partisinin aldığı hezimetle birlikte bataklığa saplanıyor ve mevzu bahis madene verilen hükümet teşviklerini sorgulatıyor. Mücadele, büyük uluslararası sonuçlar doğuruyor – madenin Hint sahipleri kömürü, yeni hükümetin kömür tüketimini ikiye katlamayı planladığı Hindistan’a yollamak istiyorlar. Ancak taze veriler bölgenin dünyanın en kirli havasına sahip olduğunu gösteriyor; her altı Hintli’den biri bina içinde ve açık havadaki hava kirliliği sebebiyle ölüyor – daha fazla kömüre karşı yerel direniş yükseliyor, tıpkı Çin’de olduğu gibi.

Örneğin Hindistan’ın güneyindeki Andhra Pradesh’te Sompeta’da altı yıldır süren bir kampanya (ki iki aktivist polisin ateş açması sonucu ölmüştü) devasa bir kömür santralini bloke etti. Fosil yakıt direnişi, aynı fosil yakıt endüstrisi gibi, çok yönlü olarak genişliyor. Ve her galibiyet onlarca yıl boyunca yankılanıyor, çünkü bu uzun boru hatları ve kömür santralleri uzun süre çalışacak şekilde yapılıyorlar. 2015’te kazanılan, 2055’in görüntüsünü değiştiriyor. İşte bu yüzden, eğer politikacılar önderlik etmek istiyorlarsa, yeni fosil yakıt gelişimini hemen durdurmaları gerekiyor. Bugünden itibaren 20 yıl için ne olması gerektiğini anlatan bir kağıt parçası satmak onlar için pek kolay, ama atmosferik kimya böyle şeyleri umursamıyor. Hilary Clinton örneğin, iklim değişiminin tehlikeleri hakkında doğru şeyler söylüyor, ama ta en baştan Keystone tarafından destekleniyor – manasız bir kombinasyon.

Sorumsuz politikacılar sayesinde endüstri de bazı mücadelelerde kazanan taraf oluyor – Dakota’larda ve Teksas’ta hidrolik kırılma yönteminin patlamasıyla Obama’nın ABD’si Suudi Arabistan’ı ve Rusya’yı geçerek dünyanın en büyük petrol ve gaz üreticisi haline geldi mesela. Her boru hattıyla ayrı ayrı savaştıkça, şirketler nihayetinde galip gelecekler.

İşte bu yüzden iklim hareketi alışıldık savunma pozisyonunu terk etti ve saldırgan oynamaya başladı.

Devamı, makalenin ikinci bölümünde.

*

Orijinali Guardian’da “Climate fight won’t wait for Paris: vive la résistence” başlığıyla yayınlanan bu makaleyi 19-20 Mayıs #iklimadaleti kampanyamız dahilinde çevirdik. Kampanya metni şurada, diğer yazılar ise şurada.