Kendi Kuyumuzu Nasıl Kazıyoruz Öyküsünden Bir Parça

[Bu yazıyı “Herkes gider Mersin’e, biz gideriz tersine: Küresel iklim değişimi dosyası” kapsamında hazırladık.]

İnsanlık olarak pek çok şeyde oldukça başarılıyız ama çok ustalaştığımız bir konu varsa o da ekosistem için yani temelde bizim için de yararlı olan her şeyi bozmaktır. Mesela neyi diye soranlarınız olursa, yakın zamanlardan daha iyi fark ettiğiniz şekilde iklimi kırdık! Neler neler var daha önceki yazılarımızdan okuyabilirsiniz. Ama bu yazının konusu kırdığımız iklimle bağlantılı iki durum: birincisi karbon döngüsü ve diğer döngüler, diğeri ise buzullar ve deniz seviyeleri.

Bu döngülerin konumuzla ne ilgisi var diye düşünecek olursanız şunu görebilirsiniz: Ekosistemi ayakta tutan, karbon döngüsü, azot döngüsü, su döngüsü gibi döngülerin işler durumda olması; ama yol açtığımız iklim değişimi onlara da zarar veriyor. Mesela ormanları kesip Burger bilmem nelere patates tarlaları açtığımız Kongo havzasında yaptığımız gibi, küresel ısınmayı ve elbette iklim değişimini hızlandırıyoruz. Hâlbuki toprağında besin maddesi bol olan ormanlar daha fazla karbonu tutup, küresel ısınma konusunda bize yardımcı oluyor.

Üstelik yapılan çalışmalar hava sıcaklıklarının artışının dolaylı yoldan karbondioksit emisyonunun artıracağını gösteriyor. Çünkü ısınma okyanus yüzeyindeki demir seviyesini, o da karbondioksiti bünyesinde tutan planktonları etkiliyor ve böylece okyanuslarda daha az karbon tutulmuş oluyor. Bir başka haber de, okyanusların karbondioksiti bünyelerinde tutma yetilerinin de zamanla azalacağı. Ayrıca bu yüzyılda karbondioksit seviyesi artmaya devam ettikçe bazı tahılların ve baklagillerin besin seviyesi de kayda değer biçimde düşecek. Bu da gıda güvenliği bağlamında en başta iklim adaleti sorununu başımıza taç gibi takmamız gereken bir dünyada canımızı oldukça yakacak bir durum.

Bir de sera etkisi karbondioksitten 32 kat daha fazla olan metan var ki aslında onu hiç rahatsız etmesek en iyisi. Ancak sıcaklıklar artıkça metan salımı da artıyor. Yine sıcaklık nedeniyle kutup bölgelerindeki yarı donmuş topraklar erimeye başlarsa, sularda ciddi miktarda metan oluşumuna neden olan etkileşimler başlayacak ve %10’dan %166’ya kadar fazla metan atmosfere salınabilir bu etkileşimler sonucu. Hatta temiz su kaynaklarını bile ısınma sonucu metan kaynaklarına dönüştürebiliriz.

Etkilediğimiz bütün bu döngüler elbette bizi ciddi şekillerde etkiliyor, etkileyecek. Mesela iklim değişimi nedeniyle kış olimpiyatları dâhi etkilenecek, geçmişte kış olimpiyatlarına ev sahipliği yapmış 19 yerden 11’i önümüzdeki kış olimpiyatlarını düzenleyebilecek kadar soğuk olacak. Bilim insanlarına göre dünya kültürel mirasının neredeyse beşte biri küresel ısınmadan etkilenecek ve bunların arasında suların yükselmesi tehdidiyle karşı karşıya olan Sydney opera binası ve daha nereler var. Mesela 62 milyon nüfuslu 52 ada devleti! ‘Yok canım o kadar da yükselmez artık’ diye düşünüyorsanız, şurada Kuzey Kutbu’nda buzullara neler olduğunu gösteren harika bir video var.

Kış buzullarının seviyesi ve yayıldıkları alan her geçen gün daha da azalıyor, yaşlı ve kalın buzulların yerini genç buzullar alıyor. Bu da daha kolay eriyen buzullar demek, daha kolay eriyen buzullar koyu renkli okyanusta ısının tutulması ve daha fazla erime demek; yani bir kısır döngü. NASA uyduları da Kuzey Kutbu’nda koyu rengin gün geçtikçe artığını gösteriyor. Üstelik tek sorunumuz buzulların erimesine bağlı olarak suların yükselmesi de olmayacak. Buzullar eridikçe açılan yeni geçitler istilacı türlere de geçit olabilecek.

arctic sea ice extent

Ortalama aylık Kuzey Kutbu deniz buzu alanı. Mart 1979-2014.

Bizim bütün bu bozgunculuğumuza karşı doğanın elbette kendine göre yöntemleri var. Mesela, genellikle iklim değişiminin baharı bu vesileyle de yapraklanma ve çiçeklenme zamanını daha erken zamanlara çekmesini bekliyoruz ama bazı ağaç türleri bulundukları enlemler nedeniyle kendilerini daha sonra gelebilecek donlara karşı korumak için tersine bir tepki gösteriyor. Ama her şeyi de doğadan bekleyeceksek, emin olun ki kendisi bizi sırtından silkeleyip yoluna devam edebilir ve belki de bir gün Nuh’un gemisine doluşmak zorunda kalabiliriz hep birlikte.

noesumbrella

Leave a Reply

Your email address will not be published.