Hiç adını bile duymadığım biri saçma sapan bir televizyon programına çıkıyor ve diyor ki; “mp3 indirenler tespit edilmeli ve cezalandırılmalı. devletimiz bu konuda lütfen gereğini yapsın.” Sonra devam ediyor; “bizim cemiyet…”
Kendilerini sıradan bir insandan farklı gören sıradan bir insanın karşlığı ünlü olabilir. Çoğul olunca bu kelime, kendilerini farklı gören sıradan insanlar, yani ünlüler şeklinde devam ettirilebilir. Bu cemiyet -kendileri öyle diyor- matah özelliklerinin süslenip püslenip insanlara her türlü iletişim aracıyla dikte edilmesi ile bir konum kazanmışlardır. Yani senden benden farklı, üreten, vergisini veren, devletine ve milletine faydalı bu muhterem zatlar, elde ettikleri bu “ünlü konumu” ile toplumun tepesinde bir yerlerde, Maslow piramitinin ucuna oturmuşlardır. Girdikleri ünlü halet-i ruhiyesi ise nerden geldiği belli olmayan ve “sıradan insanlara” dayatılan konumları ile “farklılık”, diğerlerini “ötekileştirme” ve “dokunulmazlık” şekline bürünmektedir.
Özellike magazin kısmı kendi konumlarındaki çıkmazın ve hatta ünlü kelimesinin adeta bir sembolü/karşılığıdır. Kendileri hem üst-beni yaratıp hem de magazine karşı olduklarında ise genel tepkileri “biz de normal vatandaş gibi dışarıda hareket edemeyecek miyiz?” noktasındadır. Evet, edemeyeceksiniz. Çünkü kendinizi metalaştırıp “birey” yerine “ünlü” olmaktan, her zaman yürüdüğünüz yolları normal bir vatandaşla paylaştığınız için “dışarı” yapmaktan ve size sağlayacağı konumdan vazgeçemeyeceğiniz için asla normal bir vatandaş ol-a-mayacaksınız.