Daily Archives: August 19, 2013

Sosyal Medyada Açık Hesaplar

Yazının temel amacı sosyal medyayı bir korkuluk gibi göstermek değil. Sadece sosyal medyadaki açık hesapların içeriğinin çok basit bir şekilde birileri tarafından cachelenmesi, arama motorları ile bu sayfalara rahatça erişilebilmesi, ve siz sosyal medya hesaplarını kapatsanız dahi bu sitelerde verilerinizin kalması.

Sosyal medyanın çok hızlı gelişimiyle beraber aynı hızda sosyal medya ajanslarının gelir arttırma yolları da gelişti. Örneğin, sosyal medya üzerindeki açık hesapları bir havuza aktaran monitoring sitelerinin, girdileri inceleyerek firmalara ürünleri hakkında insanların ne düşündüğü üzerine bilgi satması. Bir nevi +, – ve nötr olarak girdileri tasnif edip ayrıntılı rapor hazırlamak. Bazı siteler de arama ile site üzerine gelen ziyaretçilerden gelir kazanmak derdinde. Yani sizin girdilerinizi cacheleyerek kendi sitesine koyuyor, böylece arama yapıldığında sonuç olarak bu site de çıkıyor. Bu bir nevi veri madenciliğidir ve en kötüsü ise açık hesapların bu şekilde sömürülmesini engelleyecek yasal bir kısıtlama yok. Örnekler üzerinden devam edelim.

Twitter için birkaç örnek (test etmek için kendi kullanıcı adınızla bakabilirsiniz):

  1. Twtrland: http://twtrland.com/
  2. Twicsy: http://twicsy.com/
  3. Topsy: http://topsy.com/
  4. Favstar: http://favstar.fm/
  5. Loviv: http://loviv.com/

Twitter’daki tweetlerinizden paylaştığınız fotoğraflara ve hatta video’lara kadar her şey bu “arama” siteleri tarafından cachelenmiş durumda ve hepsi de sizin insiyatifiniz dışında gerçekleşti. Çünkü kurallar buna müsade ediyor, bu sitelerin açık hesaba sahip olduğunuz için size sormak ya da izin istemek gibi bir dertleri yok. Diyelim ki Twitter hesabınızı sildiniz, bu siteleri bilmiyordunuz ve bazıları sizden profilinizin silinmesi için Twitter hesabınızla giriş yapmanızı istedi, alın size bir dert daha!

Hesabınız açıktı fakat sonradan kapattınız (korumaya aldınız), Twitter diyor ki; profilinizi kapatsanız bile bir zamanlar açık profille gönderdiğiniz tweetler hala açık ve aranabilir. Sadece profili kapattıktan sonra gönderdiğiniz tweetleriniz kapalı olacaktır. Bir diğer deyişle, açık hesapla gönderdiğiniz tweetler bu siteler tarafından cachelenmişse, hesabı kapatsanız bile sadece hesabı kapattıktan sonraki tweetleriniz cachelenmeyecek.

G+ için benzerlik açısından birkaç örnek (yoksa bir sürü site var):

  1. GooglePlusDirectory: http://googleplusfriends.com/
  2. PlusArkadaşArama: http://www.plusarkadasarama.com/
  3. Psd2wp: http://gplus.psd2wp.pl/
  4. Google-plus: http://google-plus.pl/

Farkettiğiniz gibi bu G+ arama sitelerin hepsi aynı yazılıma sahipler. Domainlere whois çekebilir, sunucuları nerede veya kim bunlar araştırabilirsiniz. Belki aynı kişi, kuruluş veya herneyse onundur ya da bu yazılım herkesin serbestçe indirip istediği gibi kullanılabildiği bir şeydir. Yani, birileri açık sosyal medya hesaplarını ve içeriğini “arama” adı altında öyle ya da böyle istediği gibi kendi veritabanına aktarabiliyor, cacheleyebiliyor. Peki herkes böyle basit bir yazılımla bile açık hesapları bu kadar ayrıntılı cacheleyebilirken, devletler, gizli servisler kim bilir neler yapıyordur değil mi?

Hesabımı kapattım ama…
Açık hesabınızı kapattınız/sildiniz diyelim. Fakat bu sitelerin farkında değildiniz ve rastgele adınızla ilgili bir arama yaptığınızda bugüne kadar gönderdiğiniz tweetlerden, G+ girdilerine her şey tekrar karşınıza çıktı. Hem de çok basit bir arama ile! Kabus sizin için yeniden başlıyor. Bu sefer de sitelerin iletişim sayfalarından profilinizin kaldırılması talebinde bulundunuz. Bu sitelerin birçoğunun e-postasının çalışmadığını, bazılarının yaptıkları şeyin herhangi bir yasal ihlal içermediğini anlatan otomatik cevap gönderdiğini, çok azı da silinmesi için gerekçe istediğini göreceksiniz.

Açık hesap mı kapalı (korunan) hesap mı?
Açık hesabın daha çok kişiye ulaşması kapalı hesapla kıyaslanmaz bile. Fakat sosyal medya sitelerinin politikaları böyle şeylere izin verdiğinden dolayı, ileride özellikle kendi adı ve soyadıyla yazanlar için büyük bir risk teşkil edecektir. Twitter veya G+ (diğer micro blogging siteleri vs.) üzerinde yazdığınız bir şey bir sürü farklı site tarafından cacheleniyor, herhangi bir arama sayesinde de bunlara rahatça ulaşılabiliyor. Kapalı hesaplar bu konuda güvenli, ama paylaştığınız bir bilginin açık hesap gibi yayılma olasılığı da bir o kadar düşük. Burada ısrarla üzerinde durmak istediğim şey siz hesapları kapatsanız bile ileride yazdıklarınızın durup dururken başınıza iş açabilme olasılığı. Ne yapmalıyım diyorsanız, hafif paranoyak olarak diyebileceğim şey kendi adınız ve soyadınızla açık hesap kullanmayın. Kimse sizin gerçek kimliğinizi Internet üzerinde bilmek zorunda değil, açıkçası kimsenin (bazıları hariç) bunu merak ettiği de yok. Yeterki siz paylaştığınız şeylerin güvenilebilir olduğunu en azından belirli bir oranda sağlayın.

Son olarak, sosyal medya ajanslarının bazıları için diyebileceğim tek bir şey var; “…yüzde 300 kâr ile, sahibini astırma olasılığı bile olsa, işlemeyeceği cinayet, atılmayacağı tehlike yoktur.

Tagged , , , , , , ,

EXIF ve GPS

Her şeyden önce söylemek istediğim birkaç şey var. Öncelikle, bu ve bundan sonraki yazıların herhangi birini tatmin etmek gibi bir amacı yok. Yazılar amatörce, bolca eksik bulacaksınız, her türlü eleştiriye açık ve eksikler doğrultusunda güncellenecek. O yüzden yorumlarda ne ekerseniz onu biçersiniz.

Telefonum çok akıllı…
Hayatınızda birçok şeyi kolaylaştıran “akıllı telefonlar“, medyadaki dezenformasyonu engelleyebilecek mükemmel bir “araç” haline dönüşürken diğer yandan da sizin gizliliğinizi ve güvenliğinizi tehlikeye sokabilecek bir başka araca (silaha) da dönüşebiliyor. Peki bu telefonlar akıllı ama kimin için akıllı? Bu telefonlarla çekilmiş fotoğraflarla sizler insanlara “gerçeği” anlatmaya çalışırken EXIF ve GPS madalyonun diğer yüzü, buz dağının görünmeyen kısmı ve gizliliğinize  doğrultumuş bir silah. Yazıyı daha iyi anlayabilmeniz için Firefox’un Exif Viewer eklentisini kurabilirsiniz. Kullanımı gayet basit, sağ tık menünüze de yerleşecektir. Basit olması açısından örnek üzerinde anlatırken bunu tercih edeceğim.

Acele işe…
Mazur görülebilecek bir davranış, o anın getirdiği korku, heyecan, gerilim vs. ile aceleci davranmak, elindeki görüntüleri hemen, en kolay yoldan paylaşmak. Siz bu telefonların yardımıyla basitçe o anı kaydebiliyorsunuz ve sizin için akıllı bir araç haline dönüşüyor. Diğer yandan telefonun kamera ayarlarını kontrol etmediniz, GPS açık, arka planda bir sürü servis çalışıyor. Peki siz bu durumda kendinizi büyük bir tehlike içine de sokmuş olmuyor musunuz? Bana gönderilen bir Gezi fotoğrafı üzerinden gidelim:

gps 1

Fotoğrafın üzerine tıklayıp gerçek boyutunda açtığınız zaman (ön izlemede EXIF yok!) sağ tıklayıp View Image EXIF Data dediğinizde aşağıdaki görüntü ile karşılaşacaksınız:

gps 2

Karşınızda akıllı telefonunuz ve marifeti. Fotoğrafa konum bilgileriniz girilmiş! Enleminiz 41.032275 ve boylamınız 28.976381. Tabi siz bunun farkında değildiniz, çünkü içinde bulunduğunuz durum buna müsait değildi. Küçük bir hata, telefonun modelinden, çekildiğe yere kadar her şeyi içeren bir bilgiye sahip. Bir de enlem ve boylam bilgilerinize haritadan (Google) bakalım:

gps 3

Bir insan “bakın ben buradayım” diye ne kadar bağırabilir, cevabı bu küçücük ayrıntıda gizli. Hayatınızı kolaylaştıran bu akıllı telefon artık başka insanların işini de kolaylaştıracak.

İstanbul’u hiç bilmeyen biri olarak panoramadan (Yandex) tam konumunuza bakalım:

gps 4

Burayı bulabilmek benim birkaç dakikamı aldı. Fotoğrafın konumla ilgili görsel olarak pek fazla bir şey içermemesine rağmen GPS bilgileri üzerinden %100 olarak yeri basit bir Internet kullanıcısı tarafından bile tespit edilebiliyor. Elinizde ise bir harita, varsa panorama ve EXIF bilgilerini görebileceğiniz basit bir eklenti.

Korkuyorum…
Fotoğrafları farkında olmadan bu şekilde çekseniz bile daha sonra yüklerken fotoğrafların EXIF bilgilerini açık kaynak, özgür bir yazılım olan Gimp (Windows, Linux, Mac OS sürümleri mevcut) ile silebilirsiniz. Tek yapmanız gereken farklı kaydederken EXIF ve XMP verilerini seçmemek. Bu arada ben de bahaneyle sizlere Gimp kullandırmış oluyorum.

Komplo teorisi kuralım…
Kafanızda bir şeyler canlandırmak adına; düşünün ki imaj yüklediğiniz bir servis var ve EXIF bilgilerini silmiyor, mahkeme kararı ile (hiçbir zaman kullanıcı sözleşmesini okumadığınız için farkında değilsiniz) anında T.C. devletine de verebilecek. Ben de bu tarz gösterilere katılmış insanlar hakkında bilgi toplamaya ve onları “fişlemeye” çalışan biriyim. Gezi ile ilgili araştırma yaparken bir şekilde bu servisi buluyor ve sizin hesabınıza ve yüklediğiniz fotoğraflara ulaşıyorum (fotoğraflar ziyaretçiler tarafından görülebiliyor diyelim). Bir yanda Gezi fotoğraflarınız, diğer yanda evde kediniz ile çektiğiniz Caturday fotoğrafları. Hepsinin ortak noktası ise gözünüzden kaçan bu konum bilgisi. Sonucu sizin için “akıllı” telefon bir kabus olurken ben yüce devletim ve gizli servisim adına bu akıllı telefondan faydalanıp büyük bir başarı elde etmiş oluyorum. Yani bu telefon artık benim için “akıllı“.

Ama birçok imaj paylaşım sitesi EXIF bilgilerini siliyor/blokluyor…
Kullanıcılar veya ziyaretçiler için geçerli bir durum. Ama orjinal fotoğrafı ya da fotoğrafın sahip olduğu EXIF bilgilerini ne yaptığını kimse bilmiyor. Bir örnekle anlatalım; Facebook’un Instagram’ı satın almasını geçtim, kendisi Amazon servisleri ve sunucuları kullanıyor. Amazon ise CIA ile 600 milyon $’lık kontrat imzalamış olduğu ortaya çıktı ve artık sunucuları konusunda birçok aktivisti rahatsız etmekte. Buna örnek olarak joindiaspora.com‘un imajlar için Amazon’u kullanması kullanıcıların bazılarını diğer POD’lara kaçırdı. Ucuz bir komplo teorisi gibi bakmaktansa Instagram’ı tercih etmemeyi bu çerçevede kabul etmek daha mantıklı. Bu tarz servisleri en azından bu tarz fotoğraflar için kullanmamak hayatınızdan hiçbir şey götürmeyecektir.

Sonuç
Bu tarz durumlar insanın başına her zaman gelebilir. Önemli olan böyle bir tehlikenin farkında olabilmek. Telefonların kamera için konum ayarı kapatılabilir, yüklemeden önce fotoğrafların EXIF bilgileri silinebilir, en önemlisi aceleci davranmadan, önlemini baştan alarak, Internet’te bulunan her servise güvenmeden, sağlam adımlar atıp ne yaptığının bilincinde olmak. Yoksa, Instagram vs. kullanmanız veya gözü kapalı bu tarz servisleri, API’sini savunmanız kimsenin umrunda değil. Çünkü kendi düşen ağlamaz.

Tagged , , , , , , , , , , , , ,