Tag Archives: cia

TİB ve Metadata

5651 sayılı Internet düzenlemesinin etkileri ve tepkileri sürerken, Gül’ün hiç şaşırtmayan bir hamleyle onayladığı ve birkaç sorunlu şey var düzeltilecek demesi ile hükümetten yana saf tuttuğunu bir kez daha ispatlamıştı. Cumhurbaşkanı danışmanı Yusuf Müftüoğlu The Wall Street Journal‘a “Türk siyasetinin paranoyak tarzı” makalesi ile ilgili sitem dolu bir e-posta göndermiş. Bu e-postada da özellikle dikkatimi çeken Gül’ün Internet düzenlemesindeki “en tartışmalı maddelerin –global normlar ile en uygunsuz olanların– derhal değiştirileceği yönünde hükümetten güvence aldıktan sonra bu onayı vermiştir” cümlesi oldu. Ayrıca, haberin başlığı da Gül’ün Internet yasasına direndiğini söylemektedir. Peki metnin devamında Gül’ün direndiğine dair bir ibare var mı? Yok ve daha kötüsünü belirtmişler. Adı da metadata!

Öncelikle, metadata nedir değildir? Kısaca, bir veri hakkındaki verilerdir. Bunu detaylandırırsak eğer, belirli bir veri setine ya da kaynak hakkında nasıl, ne zaman ve kim tarafından oluşturulduğu hakkında tanımlayıcı bilgiler içerir. Metadata çoğunlukla Internet içeriğine bir gönderme olsa da fiziksel veya elektroknik içerikler hakkında da olabilir. Ayrıca, bir yazılım veya elle oluşturulabilirler. Biraz daha ayrıntıya girelim, bir metadata saat kaçta, nereden, hangi baz istasyonunu kullanarak kimi aradığınızı, arama yaptığınız telefonun IMEI numarasını, ne kadar süre konuştuğunuzu vb. bilgileri içerir. Bunu Internet açısından düşünecek olursak, örneğin bir e-posta gönderdiniz, e-postalarınıza nereden eriştiğiniz, ne zaman eriştiğiniz, IP adresiniz, e-postada kullandığınız adınız, alıcının adı, zaman dilimi, yazı karakter kodu, sunucu transfer bilgisi gibi detaylı bilgileri içermektedir. İşin komik tarafı şu:

Son olarak, servis sağlayıcıları internet kullanıcılarının yalnızca üst verilerini (metadata) TİB’e verecek ve bu yalnızca mahkeme emri ile yapılabilecek. Önceki şeklinde, daha detaylı bilgilerin mahkeme emri gerektirmeksizin iletilmesi isteniyordu.

Sizin gizliliğinize ait tüm içerikler “mahkeme emri” adı altında bir şekilde TİB’e verilebilecek. Bununla birlikte, metadata çok kapsamlı ve sadece tek taraflı bilgiler içermediği için sizinle birlikte iletişime konu olan karşı tarafa ait bilgiler de verilmiş olacak. Tabi ki bizler Internet kullanmasını bilmeyen ve gizlilik konusunda yeterince bilgi sahibi olmadığımız için bu açıklamayı da “evet, kesinlikle çok haklısınız” çerçevesinde değerlendiriyoruz. Üzülerek söylüyorum ki, açıklama yaptıkça daha çok batıyorlar ve şuna artık eminim, ne dediklerinin veya söylediklerinin ne anlama geldiğinden bile emin değiller.

Metadata ile ilgili meşhur bir örnek de Petraeus skandalıdır. Bu skandal, CIA yöneticisi olan general David Petraeus ile gazeteci ve Amerikan ordusu istihbaratında görevli Paula Broadwell arasındaki evlilik dışı ilişki ve konuya dahil birçok farklı kişiden oluşmaktadır. Kısaca, Paula ve David ortak bir anonim e-posta kullanarak birbirleriyle iletişim kurmaktadırlar. İkisi de e-posta göndermek yerine bu anonim e-postada yazdıklarını kaydedip okumaktalar. Paula, kamuya açık alanlardan Internete girip bu kayıtlı mesajları okur ve nerden, ne zaman okunduğuna ve oluşturulduğuna dair metadata verisi birikir. FBI’ın araştırması sonucunda da metadatalar ile Paula’nın kimliğine erişilir.  Guardian’ın metadata’ya giriş makalesinde metadata ile ne tür bilgilerin toplandığına dair detaylı bir anlatım mevcut. Buradan bazı şeyleri aktaracağım:

Kamera

  • GPS bilgileri
  • Oluşturulma ve düzenleme tarihi
  • Fotoğrafa ait içerik bilgileri
  • Kamera modeli
  • Kamera ayarları (flash, f-stop, shutter hızı vs.)
  • Fotoğraf özellikleri (boyut vs.)

Facebook

  • Ad ve soyad, doğum tarihi, yer, iş, ilgi alanları gibi biyografi bilgileri
  • Kullanıcı adı ve ID
  • Abonelikler
  • Cihaz bilgileri (telefon, bilgisayar vs.)
  • Aktiviteler, beğeniler, etkinlikler
  • Facebook etkinliğine dair zaman, saat ve saat dilimi

Twitter

  • Ad, yer, profil bilgileri ve URL
  • Hesap oluşturulma tarihi
  • Kullanıcı adı ve ID
  • Tweetlerin gönderildiği yer, zaman ve saat dilimi
  • Tweetlerin ve cevapların ID’si
  • Takipçiler, takip edilenler, favoriler
  • Tweetlerin gönderildiği uygulama

Google Arama

  • Arama sorguları
  • Aramada çıkan sonuçlar
  • Arama sonucu erişilen bağlantılar

Tarayıcı

  • Ziyaret edilen sayfalara ait bilgiler ve zamanı
  • Otomatik tamamla ile muhtemel giriş bilgileri ve kullanıcı verileri
  • IP adresi, cihaz ve donanım bilgileri, işletim sistemi ve tarayıcı bilgisi
  • Websitelerinden alınan çerez ve cache verileri

Neyse ki bizler teknolojinden anlamayan insanlarız ve bunların ne anlama geldiğini bilmiyoruz. Teşekkürler TİB, teşekkürler Müftüoğlu, teşekkürler Gül! Sayenizde Internet hiç olmadığı kadar “özel hayatın ve iletişimin gizliliğine” saygılı olmamıştı. Google’dan aratıp anaysayadan bir iki şey “sallamak” isterdim sizlere ama artık yazmaktan tiksiniyorum.

Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

EXIF ve GPS

Her şeyden önce söylemek istediğim birkaç şey var. Öncelikle, bu ve bundan sonraki yazıların herhangi birini tatmin etmek gibi bir amacı yok. Yazılar amatörce, bolca eksik bulacaksınız, her türlü eleştiriye açık ve eksikler doğrultusunda güncellenecek. O yüzden yorumlarda ne ekerseniz onu biçersiniz.

Telefonum çok akıllı…
Hayatınızda birçok şeyi kolaylaştıran “akıllı telefonlar“, medyadaki dezenformasyonu engelleyebilecek mükemmel bir “araç” haline dönüşürken diğer yandan da sizin gizliliğinizi ve güvenliğinizi tehlikeye sokabilecek bir başka araca (silaha) da dönüşebiliyor. Peki bu telefonlar akıllı ama kimin için akıllı? Bu telefonlarla çekilmiş fotoğraflarla sizler insanlara “gerçeği” anlatmaya çalışırken EXIF ve GPS madalyonun diğer yüzü, buz dağının görünmeyen kısmı ve gizliliğinize  doğrultumuş bir silah. Yazıyı daha iyi anlayabilmeniz için Firefox’un Exif Viewer eklentisini kurabilirsiniz. Kullanımı gayet basit, sağ tık menünüze de yerleşecektir. Basit olması açısından örnek üzerinde anlatırken bunu tercih edeceğim.

Acele işe…
Mazur görülebilecek bir davranış, o anın getirdiği korku, heyecan, gerilim vs. ile aceleci davranmak, elindeki görüntüleri hemen, en kolay yoldan paylaşmak. Siz bu telefonların yardımıyla basitçe o anı kaydebiliyorsunuz ve sizin için akıllı bir araç haline dönüşüyor. Diğer yandan telefonun kamera ayarlarını kontrol etmediniz, GPS açık, arka planda bir sürü servis çalışıyor. Peki siz bu durumda kendinizi büyük bir tehlike içine de sokmuş olmuyor musunuz? Bana gönderilen bir Gezi fotoğrafı üzerinden gidelim:

gps 1

Fotoğrafın üzerine tıklayıp gerçek boyutunda açtığınız zaman (ön izlemede EXIF yok!) sağ tıklayıp View Image EXIF Data dediğinizde aşağıdaki görüntü ile karşılaşacaksınız:

gps 2

Karşınızda akıllı telefonunuz ve marifeti. Fotoğrafa konum bilgileriniz girilmiş! Enleminiz 41.032275 ve boylamınız 28.976381. Tabi siz bunun farkında değildiniz, çünkü içinde bulunduğunuz durum buna müsait değildi. Küçük bir hata, telefonun modelinden, çekildiğe yere kadar her şeyi içeren bir bilgiye sahip. Bir de enlem ve boylam bilgilerinize haritadan (Google) bakalım:

gps 3

Bir insan “bakın ben buradayım” diye ne kadar bağırabilir, cevabı bu küçücük ayrıntıda gizli. Hayatınızı kolaylaştıran bu akıllı telefon artık başka insanların işini de kolaylaştıracak.

İstanbul’u hiç bilmeyen biri olarak panoramadan (Yandex) tam konumunuza bakalım:

gps 4

Burayı bulabilmek benim birkaç dakikamı aldı. Fotoğrafın konumla ilgili görsel olarak pek fazla bir şey içermemesine rağmen GPS bilgileri üzerinden %100 olarak yeri basit bir Internet kullanıcısı tarafından bile tespit edilebiliyor. Elinizde ise bir harita, varsa panorama ve EXIF bilgilerini görebileceğiniz basit bir eklenti.

Korkuyorum…
Fotoğrafları farkında olmadan bu şekilde çekseniz bile daha sonra yüklerken fotoğrafların EXIF bilgilerini açık kaynak, özgür bir yazılım olan Gimp (Windows, Linux, Mac OS sürümleri mevcut) ile silebilirsiniz. Tek yapmanız gereken farklı kaydederken EXIF ve XMP verilerini seçmemek. Bu arada ben de bahaneyle sizlere Gimp kullandırmış oluyorum.

Komplo teorisi kuralım…
Kafanızda bir şeyler canlandırmak adına; düşünün ki imaj yüklediğiniz bir servis var ve EXIF bilgilerini silmiyor, mahkeme kararı ile (hiçbir zaman kullanıcı sözleşmesini okumadığınız için farkında değilsiniz) anında T.C. devletine de verebilecek. Ben de bu tarz gösterilere katılmış insanlar hakkında bilgi toplamaya ve onları “fişlemeye” çalışan biriyim. Gezi ile ilgili araştırma yaparken bir şekilde bu servisi buluyor ve sizin hesabınıza ve yüklediğiniz fotoğraflara ulaşıyorum (fotoğraflar ziyaretçiler tarafından görülebiliyor diyelim). Bir yanda Gezi fotoğraflarınız, diğer yanda evde kediniz ile çektiğiniz Caturday fotoğrafları. Hepsinin ortak noktası ise gözünüzden kaçan bu konum bilgisi. Sonucu sizin için “akıllı” telefon bir kabus olurken ben yüce devletim ve gizli servisim adına bu akıllı telefondan faydalanıp büyük bir başarı elde etmiş oluyorum. Yani bu telefon artık benim için “akıllı“.

Ama birçok imaj paylaşım sitesi EXIF bilgilerini siliyor/blokluyor…
Kullanıcılar veya ziyaretçiler için geçerli bir durum. Ama orjinal fotoğrafı ya da fotoğrafın sahip olduğu EXIF bilgilerini ne yaptığını kimse bilmiyor. Bir örnekle anlatalım; Facebook’un Instagram’ı satın almasını geçtim, kendisi Amazon servisleri ve sunucuları kullanıyor. Amazon ise CIA ile 600 milyon $’lık kontrat imzalamış olduğu ortaya çıktı ve artık sunucuları konusunda birçok aktivisti rahatsız etmekte. Buna örnek olarak joindiaspora.com‘un imajlar için Amazon’u kullanması kullanıcıların bazılarını diğer POD’lara kaçırdı. Ucuz bir komplo teorisi gibi bakmaktansa Instagram’ı tercih etmemeyi bu çerçevede kabul etmek daha mantıklı. Bu tarz servisleri en azından bu tarz fotoğraflar için kullanmamak hayatınızdan hiçbir şey götürmeyecektir.

Sonuç
Bu tarz durumlar insanın başına her zaman gelebilir. Önemli olan böyle bir tehlikenin farkında olabilmek. Telefonların kamera için konum ayarı kapatılabilir, yüklemeden önce fotoğrafların EXIF bilgileri silinebilir, en önemlisi aceleci davranmadan, önlemini baştan alarak, Internet’te bulunan her servise güvenmeden, sağlam adımlar atıp ne yaptığının bilincinde olmak. Yoksa, Instagram vs. kullanmanız veya gözü kapalı bu tarz servisleri, API’sini savunmanız kimsenin umrunda değil. Çünkü kendi düşen ağlamaz.

Tagged , , , , , , , , , , , , ,