5651 yumuşatılarak geçmişken Internet sansürünün Türkiye’deki yumuşak yerine bir bakalım.
5651 sayılı Internet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun sözde yumuşatılarak meclisten geçti. Bizleri ilerleyen süreçte neler bekliyor, Türkiye’nin sansür konusunda dünyadaki yeri nedir, 5651 sayılı kanun sonrası ne olur, dünyada sansürlenen içeriklerin dağılımı ve bizdeki yansımaları ne olur tüm bunları merak etmekteyiz. İlk olarak, Türkiye’nin dünya Internet sansürü haritasında nerede yer aldığına bir bakalım.
Yukarıda gördüğünüz harita 2013 yılı dünya sansür haritasıdır. Haritanın kaynağı için buraya bakabilirsiniz. Ek olarak, diğer haritalar yerine renkleri için bu haritayı seçtim. Renklerin ifade ettiklerine gelirsek; radikal, oldukça, seçici, gözetim altında, düşük (ya da yok) ve veri yok şeklindedir. Haritaya Türkiye’de seçici bir sansür olduğu işlenmiştir. Bununla ilgili de hatırlarsanız çeşitli kelimelerin (haydar, mini etek, liseli vs.) filtrelendiği ve bunun üzerinden de sitelere erişimin yasaklandığını, TİB’in ise 2014 yılı itibariyle (muhtemelen bahsettikleri sistemin otomatik olarak engellediği siteler) 35702 siteyi, Türkiye’de ise toplamda 40124 sitenin engellediğini biliyoruz. Fakat, 5651 sayılı kanun ile muhtemelen 2014 yılında Türkiye’de sansür oldukça veya radikal olarak renklendirilebilir bir hale gelebilir.
İkinci olarak, bizleri ilgilendiren diğer bir nokta dünyada sansürlenen içeriklerin ne olduğudur. Bu konundaki yüzdesel dağılım (birincil kaynak: opennet initiative) yukarıda görüldüğü gibidir. Yoğunluğun bloglar ve siyasi partilerde olması -bence- çok önemli bir noktadır. Özellikle 5651 sayılı kanun ile Türkiye açısından değerlendirdiğimizde, ilerleyen süreçte muhalefet partilerine ve bloglara, ardından bağımsız basına doğru çok ciddi bir sansür dalgasının yayılabileceğini (bu kısmı benim öngörüm olarak alırsanız memnun olurum) söyleyebiliriz.
Yeni 5651 sayılı Internet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun‘un içeriğini yukarıdaki sansür işleyişi şeması üzerinden anlatalım. Devlet, yasal düzenlemelerin yanında İSS’larını direkt olarak kontrol edebilmek için tüzüğünü kendi onayladığı Erişim Sağlayıcıları Birliği adında bir birliğe üye olmaya zorlamaktadır. Bununla birlikte, bu birliğe üye olmayan servis sağlayıcıların faaliyette bulunamayacaklarını da ayrıca belirtmektedir. Böylece, erişim engelleri ve veri takibi (phorm, dpi vs.) taleplerinin bu birliğe yapılacağı, bunun bir sonucu olarak da taleplerin İSS’lere de yapılmış varsayılacağı söylenmektedir. Kısaca devlet, Erişim Sağlayıcıları Birliği ile İSS’leri direkt olarak kontrol edebileceği bir yapıya kavuşturmaktadır.
Ayrıca, yapılan erişim engelleri ve veri takibi için yasal bir koruma kalkanı da mevcuttur. Bu koruma kalkanına göre; “TİB Başkanlığı personelinin, yaptıkları görevin niteliğinden doğan veya görevin yerine getirilmesi sırasında işledikleri iddia olunan suçlardan dolayı haklarında ceza soruşturması açılmasına TİB Başkanı için ilgili Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı, diğer personel için ise Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı’nın izni aranacak.” Bunu yukarıdaki veri takibi araçları ile ilişkilendirirsek sonucun ne kadar vahim bir boyutta olduğu çok net görebiliriz. Yani devlet, veri takibi için İSS’leri kontrol altında tuttuğu bir yapı içinde olmaya ve bu takipler sonucu doğabilecek suçların soruşturulması için de kendinden izin almaya zorluyor. Kısaca, beni bana şikayet edin demektedir.
Bir diğer nokta, yer sağlayıcıların (hosting firmaları) yasal düzenleme ile trafik kayıtlarını saklama süresi en az 6 ay en fazla 2 yıl olacak şekildedir. 5651 sayılı kanun TİB (MİT kökenli Ahmet Çelik) başkanına sansür için doğrudan yetki vererek -sözde- kanuna aykırı (örneğin, kişilik hakları bahanesi ile) fakat herhangi bir içeriğe erişim 4 saat içinde engellenebilecek (24 saat içinde mahke karar verecek) ve yer sağlayıcı kendisine bildirilen içeriği derhal çıkartmak zorunda kalacaktır. Gayri hukuki talepler ise tam bu noktada devreye girmektedir. Kendisiyle ilgili yapılan eleştiriden memnun olmayan bir “bakan” içerik hukuka uygun olsa bile (örneğin, özel hayatı bahane ederek) erişimi engelleyebilme yolu açılmış olacaktır. Burada sadece bakanla sınırlamamak gerekir. İktidar, kendisini eleştiren tüm içeriklere ve bu içeriklerin birçoğu hukuka uygun olsa bile (örneğin, özel hayatı tekrar bahane ederek), erişime engelleyebilecektir. Diğer yandan, kayıt bilgilerinin nerede tutulduğu bu noktada çok önemli değildir. Kayıtların uzun süre tutulması ve istendiği takdirde (hukuka uygun olsa bile) devlete verilecek olması asıl problemdir. Fakat, Ulaştırma Bakanı Lütfi Elvan, “kayıtlar devlette tutulmayacak” diyerek insanları yanlış yönlendirmektedir. Kendisine tabi yaptığı sağlayıcılar, istendiği takdirde tüm kayıtları vermek mecburiyetindedir.
Devlet, içerik kaldırma ve kullanıcıya ait veri taleplerini içerik sağlayıcılarından istemekteydi. Fakat, bununla ilgili olarak her zaman istediği sonucu alamamakta bazen de reddedilmekteydi. Artık, içerik kaldırma ya da veri talebi ile uğraşmak yerine IP ve URL bazlı engelleme getirerek, kuracağı birlik üzerinden İSS’lerin hizmetlere erişimi engellemesini sağlayacaktır. Bu şu demek oluyor; örneğin, Twitter’ın (https://twitter.com) tamamen erişime engellenmesi yerine Twitter kullanıcılarından herhangi birinin (https://twitter.com/songuncelleme) içeriğinin erişime engellenmesi veya tamamen erişime engellenen bir sitenin DNS (VPN veya proxy hariç) değiştirilse bile erişilememesidir. Böylece, devlet yapmış olduğu erişim engeli ya da veri isteği taleplerinde reddedilse bile içeriğe ya da tamamen yer sağlayıcıya erişimi engelleyebilecektir.
Yukarıda anlattıklarımı en basit şekliyle bir kolunu şemaya uygun olarak kısaca tekrar anlatayım. Devlet, yasal bir düzenleme ile İSS’leri oluşturacağı birliğe üye yapmaya mecbur ederek İSS’lerin direkt kontrolünü sağlar. Böylece veri takibi ve erişim engelini de kendine yani tekele yükler. Bu da içeriğin kaldırılmasından engellenmesine, veri takibinden kullanıcının Internetteki hareketlerinin izlenmesine kadar çok geniş çaplı bir alanı kapsar. Tüm bunları toparlayacak olursam, devlet kendi denetiminde ve üyeliği zorunlu tuttuğu bir birlik kurarak Internet’te veri takibi ve erişim engelinin gayri hukuki yolunu açmış, ayrıca bunu yasal bir düzenleme ile yapmıştır. Bununla birlikte, Türkiye’de zaten radikal bir sansür mevcuttur. Bu konuda bir örnek (çoğaltılabilir elbette) göstermem gerekirse, hiç düşünmeden Guillaume Apollinaire Davası diyebilirim. 5651 sayılı kanun ile oluşturulacak yeni birlik ve işleyiş de Internette “seçici” olan sansürü “radikal” sansüre çevirecektir.
Şimdi soruyorum, sizce sansür haritasında 2014 yılı sonu için Türkiye’nin yeni rengi (benim ifademi bunun dışında tutarak) ne olacaktır?
Ekleme (17.01.2014): Bugün t24’te ‘Emniyet ve yargıdaki görevden almaların merkez üssü TİB’ başlıklı bir haber yayımlandı. Haberde TİB’e MİT kökenli Ahmet Çelik’in atanmasından sonra cemaate yakın kamu görevlilerinin listelerine yönelik çalışma başlatıldığı ve teknik takiplerin TİB’in “ana dinleme sistemi” araclığı ile kontrol edildiği söyleniyor. Yazıyla tamamen tutarlı olması açısından önemli bir haberdir.
Ekleme (17.01.2014): Yeni bir haber daha. ‘Dinlemenin merkezi’ TİB’de tüm daire başkanları görevden alındı başklı bu haberde de 5 TİB daire başkanın görevden alındığı ve yerlerine MİT kökenli isimlerin geleceği söylenmiş. Türkiye’yi artık radikal olarak boyayabiliriz.
Ekleme (24.01.2014): Vimeo erişime engellendi.
Ekleme (24.01.2014): Soundcloud erişime engellendi.
Ekleme (27.01.2014): Vagus.tv erişime engelledi. (Özgür basın)
Ekleme (31.01.2014): Bilgi Teknolojileri İletişim Kurumu ile Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı, T24‘e CHP’nin soru önergesi haberini yayından kaldırması için tebligat yolladı. Haberin ayrıntıları burada. Özgür basın demiştim değil mi? Buna dolaylı yoldan siyasi partiye ait haber ve içeriği de ekleyebiliriz.
[…] [i] https://network23.org/kame/2014/01/16/yeni-5651-ve-sansurun-isleyisi/ […]
katildigim ve katilmadigim goruslerin olsa da su site resmen underrated. hicbir yerde ne bahsediliyor ne bir seyleri paylasiliyor ne de baska bir sey. aklim almiyor. neden? nasil bu sitenin destegi yok? nasil ya? twitter’da yazilarin linkleri 2-3 kez donse ne olacak? kendine destek olacak birilerini bul, stk vs. underground efsanesi olacagim diye kasma lutfen!
[…] Yeni 5651 ve Sansürün İşleyişi | Kame […]
Konuyu anlamak icin sormak istiyorum, link verdiginiz yeni 5651 nolu yasanin metninde “TIB tarafindan 4 saat icinde icerige erisimin engellenebilecegi” veya “Kayitlarin 6 ay ile 2 yil arasinda tutulmasi” konularini goremedim?! Ya gozumden kacti ya da yasanin son geldigi halde bunlar yok. Rica etsem tam olarak ne oldugunu aciklayabilir misiniz?
Konuyla ilgili haber linki (https://t24.com.tr/haber/ulastirma-bakani-internet-duzenlemesiyle-uygun-gorulmeyen-sayfalar-engellenecek/248493) verilmişti. Gözünden kaçmış. Bunun dışında yasanın geçen son halini ben görmedim, tasarısının linkini paylaştım. Eğer kabul edilen hali paylaşılmışsa, link verebilirsen ben de eklerim yazıya.
Neyi?
Not: Bu arada bakanın site sansürlemesi dışında o tasarı kabul edildi diye biliyorum.
Tamam sonunda ne oldugunu anlayabildim. TBMM websitesine gore teklif halen komisyonlarda, meclis genel kuruluna gelmemis. Son 5 gune ait Genel Kurul tutanaklarinda da bu teklifin oylandigina dair bir metin goremedim.
Teklifin son halinin PDF link’i: http://www2.tbmm.gov.tr/d24/2/2-1928.pdf
Bu hali ile:
– Madde 48’de “yer saglayicilar” icin 6 ay ile 2 yil arasi “erisim kayitlarini” (weblog’larini kastettiklerini dusunuyorum) tutmalari sarti getirilmis.
– Madde 54’de de “ozel hayatin gizliligi[nin] ihlal edildigi” durumlarda dogrudan TIB’e yapilacak basvuru ile icerigi 4 saat icinde yayindan kaldirilabilecegi (hala hukuki surece tabi ve hukuki surec bundan sonra basliyor), dahasi “gecikmesinde sakinca bulunan hallerde” de dogrudan TIB Baskani’nin ve onun bagli oldugu Bakan’in (su an icin Ulastirma Bakani) karari surecin baslayabilecegi belirtiliyor.
Ufuk, çok teşekkürler. Bağlantıyı hemen düzeltiyorum. Teklif, 15 Ocak günü komisyonda sunuldu ve maddeler geçti. Bu konuyla ilgili olan sıkıntıyı anlatayım şimdi. Tasarı hazırlandıktan sonra meclise değiştirilerek ve bambaşka bir hale getirilerek sunuldu. Zaten ilk tasarı tamamen sıkıntılı iken ikinci tasarı ile iyice saçmalamışlardı. Alt limiti ilk en az 1 yıl en fazla 2 yıl olarak eklemişler, fakat çok tepki çekince 6 aya düşürdüler. Bir diğer nokta da bakanlara sansür yetkisi gelirken bunu da TİB başkanına, özel hayat gizliliği ihlali durumunda ise gene bakana bıraktılar. Aslında bu şekilde bir “yumuşatma” olsa bile TİB kadrosu MİT’e veriliyor ve çok enteresan bu yazı yayımlandıktan 1 gün sonra da haberleri yapıldı. İsabetli bir yazı olmuş. Malesef bizim açımızdan da çok sıkıntılı bir Internet süreci başlıyor.
Bişey sormak istiyorum Log tutmayan ISS var mı dünyada?
ISS mi yer sağlayıcı mı? Bu ikisini karıştırmamışsındır umarım. ISS konusunda şu yazıya bir bak; https://torrentfreak.com/how-long-does-your-isp-store-ip-address-logs-120629/
Yer sağlayıcı ne demek bilmiyorum:) Açıklayabilir misiniz?
2. olarak ISS den kastım mesela Türk telekom beni logluyor. VPN yapsam bile dışarıyla şifreli bağlantımı görüyor. Doğru mu düşünüyorum?
Network23 (hosting firması olmasa da) bir yer sağlayıcıdır. Şu anki blog hizmetini ve blogdaki içeriği barındırıyor. Daha basitçe, hosting firmaları bir yer sağlayıcıdır. Örneğin, bir hosting firmasından yer alıp orada blog açar ve içerik sunarsan sen de içerik sağlayıcı oluyorsun. 2. soruna gelirsek, Türk Telekom IP atama loglarını belirli bir süre aralığında tutuyordur. Bir önceki verdiğim link de bundan bahsediyordu. Yalnız bireysel olarak “Emrah’ın bağlantısını ve trafiğini görelim” noktasında bir hamlesi oluyorsa burada açık ve net suç işliyordur. Normal şartlar altında görmemesi ya da mahkeme emri gerekir. Ben bunu daha farklı yaptıklarını düşünüyorum. Veri akışının bir aralığını kesip oradan veri örnekleri alıp inceliyorlardır. Örneğin, bunu İran yapıyor. Umarım anlatabilmişimdir.
“Yeşile mahkum edin bozkırı, boy atsın sevda” Filistin Günlüğü