Abdullah Gül önüne konan Internet düzenlemesini “bir iki husus vardı onlar da giderilecek” yaklaşımıyla onayladı. Bir iki husus kısmını saymazsak benim beklentim de onaylayacağı yönündeydi. Bazen insan bir şeyin olcağını bildiği halde kendini aksine inandırır. Ben bunu yapmayı çok önceden bırakmıştım.
Abdullah Gül tarafından dün onaylanan sansürcü, toptan gözetimci, fişlemeci Internet düzenlemesi muktedirin çıkarları için geriye kalan herkesin gizliliğine vurulmuş bir darbedir. Fakat, gizlilik bir insan hakkıdır. Açık toplumlar için bir gerekliliktir. Gizlilik hakkı, bizi biz yapan şeylerle çevrili, bize ait bir alana sahip olma hakkıdır. Sadece biz bu alanda kimlerin olacağını ve paylaşmak istediğimiz şeylerin kapsamını, niyetini ve zamanlamasını kontrol etmeye sahibiz. Gizlilik hakkı, insani gelişme için bir araçtır, kişinin bireysel kimliğini inşaa eder, kendini tanımasına yardımcı olur, yaratcılık ve öğrenme için gereklidir. Ayrıca, insanoğlunun otonomisini korumak anlamına da gelir.
Madde 20 – Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz.*
Gizlilik hakkı bizlere yapay bir ada oluşturur. Bu ada fiziksel veya sanal olsun, bizler burada bir üçüncü gözün gözetimi altında kalmadan, herhangi bir sosyal baskıya uğramadan ve yaptığımız eylemlerin sorumluluğunu üstlenmeye zorlanmadan deneyler ve hatalar yapabiliriz. Kendimize ait yalnız kalabileceğimiz bir alana sahip olamazsak kendimiz için neyin doğru veya yanlış olduğuna bağımsız bir şekilde karar veremez, gerçek anlamda otonom insanlar olamayız. Bununla birlikte, gizlilik hakkı insanların fiziksel ve akıl sağlıklarını korumalarına yardımcı olur. Çünkü, oluşturulan bu yapay adalar insanların yüzyüze gelmek istemediği kişilere sahip değildir. Kişinin oynaması gereken sosyal rollere bu adada gerek yoktur. İnsan bu alanda tamamen kendisiyle veya sadece orada olmasını istedikleriyle başbaşa kalabilir.
Madde 22 – Herkes, haberleşme hürriyetine sahiptir. Haberleşmenin gizliliği esastır.*
Madde 24 – Herkes, vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir.*
Bir demokrasideki en hassas konulardan biri de ifade özgürlüğüdür. Bireyin kendini tanıması için ifade özgürlüğü olmazsa olmazdır, ifade özgürlüğü bir doğru arayışıdır. Öncelikle, düşünce bir kişi, olay vs. hakkında görüş sahibi olmak ve zihinsel hüküm kurmaktır. Zihinsel hüküm şunu söyler; bu süreç bireyin kendi iç dünyasındadır ve başkası tarafından bilinemez. Düşünceler ise yazıyla, sözle, resimle, fotoğrafla, video vd. ile yansıtılır. Özgürce düşünemeyen, düşüncelerine ait içeriklerin sansürlendiği bir ortamda birey bunun bir sonucu olarak kendini özgürce ifade edemez. Gizliliğin olmadığı, sansürün ve gözetlemenin olduğu bir yerde bizler daha farklı davranmaya başlar, daha resmi bir tavır takınır, dürüstlüğümüzden ödün verir ve ayıplanma, dışlanma, fişlenme vs. korkuları yüzünden kendimizi özgürce ifade edemeyiz. Ek olarak, kendimizi özgürce ifade edemediğimiz bir yerde inanç özgürlüğünden söz edilemez. Ayrıca, ifade özgürlüğünün zarar görmesi araştırma özgürlüğünü olumsuz yönde etkiler. Çünkü ifade özgürlüğünün engellenmesi açık bilgi akışını etkileyecek ve böylece planlı ve sistemli olarak toplanan veriler, yapılan analizler, yorumlar, değerlendirilmeler bundan dolayı zarar görecektir.
Madde 26 – Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir.*
Madde 27 – Herkes, bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme, açıklama, yayma ve bu alanlarda her türlü araştırma hakkına sahiptir.*
Tüm bunların karşısında artık bazı alışkanlıklarımızı da değiştirmek zorundayız. Kapalı kaynak, bilim etiğinden yoksun, arka kapılara sahip herhangi bir yazılımın ve donanımın kullanılmasına karşı çıkmak gereklidir. Sırf alışkanlık diyerek GNU/Linux görmezden gelinmemelidir. Elbette, kullandığınız veya işiniz için gerekli olan her uygulamayı bulamayabilirsiniz. Fakat, gündelik kullanımınızda hiçbir eksiği yoktur. Hatta işiniz için benzer uygulamalara bile sahip olabilmektedir. Diğer yandan, kriptografi artık olmazsa olmazdır. Birine bir şeyler söylemek veya göndermek isteniyorsa ve bu Internetin gözetlendiği, sansürlendiği, insanların fişlendiği bir ortamda yapılıyorsa bunu şifreleyerek yapmak, anonim, otonom servisler, dijital para (btc vd.) sistemleri kullanmak ve bunları desteklemek gerekmektedir.
Ayrıca, yukarıda bahsettiğim haklarımı hiçbir hükümet, parti, şirket ya da büyük ve yüzsüz örgütlerin savunmasını istemiyorum. Benim adıma konuşmaları, haklarımı savunuyor gibi yapmaları, sanki benimle birlikte aynı mücadeleyi veriyormuş gibi görünmeleri sadece kendi çıkarları içindir. Amaçları benim gizliliğime değer vermek ve bunun için mücadele etmekten çok sahip olduğum bilgiyi elde etmek ve onu kontrol etmektir. Ben bunun bir parçası veya aracı olmak istemiyorum. Bununla birlikte, yalanın doğru, doğrunun ise yalan olduğu şu dönemde bir insan dürüstlükten asla vazgeçmemelidir. Okurken denk gelmiş veya bir yerlerden duymuşsunuzdur; bütün insanlar yalancıdır. Fakat, ben buna inanmıyorum. Tıpkı saydığım haklar gibi dürüstlük de benim için önemlidir. Bir insan dürüst olmadıktan sonra tüm bu haksızlıklara karşı nasıl bir fark yaratabilir ki? Şunu da bir kez daha yinelemek zorudayım. Empati yapmalıyız. Empati yapmayı öğrenmeliyiz. Sizi etkilemediğini düşündüğünüz durumlarda bile, sansüre, fişlemeye, gözetime vd.lerine hangi dilden, dinden, etnik kimlikten vs. maruz kalan olursa olsun bu haksızlıklara karşı mücadele etmek gerekir. Empati ve dürüstlük bunu gerektirir.
Madde 28 – Basın hürdür, sansür edilemez. Basımevi kurmak izin alma ve malî teminat yatırma şartına bağlanamaz.*
Son olarak, bunu okuyanlara da bir mesajım var. Yazıyı okurken benim ruhsal dalgalanmalarımı hissedebilirsiniz. Bunu yazıyı da nasıl algılarsanız algılayın. Bir manifesto veya sıradan bir yazı. Fakat devamlı olarak; ben, benim için, bence desem de bu yazı ancak sizlerle birlikte bir fark yaratabilir ve sadece sizlerle bir anlam kazanabilir. Sadece devamlı olarak gördüğünüz “Internet yasaklarını aşın“, “sansürden korunma rehberleri“, “şunu kullanın sansürü aşın” ile değil, sizlerin sansüre, fişlemeye, gözetime her ne ve kime yapılırsa yapılsın karşı çıkarak başa çıkabileceğinizi unutmayın. Ben böyle olduğunu düşünüyorum.