Tag Archives: mac os

Twister

Twitter sık sık erişeme engelleniyor mu? Twitter hesapları takip mi ediliyor? Twitter’a erişemezsek ne mi olacak? Bu soruların cevaplarını Twister’da bulabiliriz.

Twister; Miguel Freitas tarafından yazılmış ve merkezsizleştirilmiş özgür yazılım olan bir P2P mikroblog platformudur. Platform bağımsızdır. GNU/Linux, Windows, Android ve Mac OS için kurup kullanabilirsiniz. Bittorrent ve Bitcoin benzeri bir yapıda çalışmaktadır. Merkezsizleştirilmiş olması kimsenin erişime engelleyemeyeceği, sansürleyemeyeceği ve ifade özgürlüğünü elinizden alamayacağı anlamına gelmektedir. Bununla birlikte, noktadan noktaya şifreleme kullandığı için iletişim (tüm iletişim değil, özel mesaj) gizlice izlenemez. IP kaydınız tutulmaz. Ayrıca, açık kaynak ve ücretsizdir.

Twister nasıl çalışıyor?
Twister; 3 katmandan oluşan bir ağ yapısına sahiptir. Birinci katmanda kullanıcı hesaplarının oluşturulması ve doğrulanması için Bitcoin protokolü kullanılır. Aslında bu tamamen Bitcoin protokolünün kullanılmasından ziyade blok zincirini ifade eder. Bu da şu demektir; blok zincirleri noter görevi görürler ve oluşturulan kullanıcı adının kime ait olduğu ve hangi anahtar çiftine sahip olduğunu onaylarlar. Twister’da doğrulama ve şifrelemeyi oluşturan nokta burasıdır. İkinci katmanda DHT protokolü bulunmaktadır. DHT, üçüncü katman için istemcilerde kullanıcı kaynakları olarak anahtar/değer ve tracker konumlarını barındırır. Son katmanda ise birbirlerini takip eden kullanıcılar için Bittorrent yapısına dayanan bir bildirim (girdiler, uyarılar, cevaplar vs gibi) sistemi vardır. Daha detaylı bilgiye Miguel Freitas yazdığı makaleden ulaşabilirsiniz.

Kurulum
Kurulum GNU/Linux içindir ve oldukça basittir. Diğer sistemler için lütfen buraya bakın. İlk olarak terminali açalım ve derleme için gerekli paketleri kuralım:

sudo apt-get (pacman -S, emerge -av vs) openssl db boost miniupnpc

Daha sonra Twister çekirdeğini kuralım:

kame ~ $ git clone https://github.com/miguelfreitas/twister-core
kame ~ $ cd twister-core
kame ~ $ ./bootstrap.sh
kame ~ $ ./configure --enable-logging --enable-debug
kame ~ $ make
kame ~ $ sudo make install

Son olarak Twister için HTML kullanıcı arayüzünü kuralım:

kame ~ $ mkdir .twister
kame ~ $ cd .twister
kame ~ $ git clone https://github.com/miguelfreitas/twister-html.git html/

Çalıştırma
Kurulum sorunsuz bir şekilde tamamlandıysa aşağıdaki komut satırını herhangi bir değişiklik yapmadan çalıştırıyoruz:

kame ~ $ ./twisterd -daemon -rpcuser=user -rpcpassword=pwd -rpcallowip=127.0.0.1

Adres: http://127.0.0.1:28332/home.html

Blok zincirleri eski olduğu için bir süreliğine güncelleştirme yapacaktır. Ağ durumuna Network sayfasından bakabilirsiniz.

twister network

Görüldüğü üzere blok zinciri güncel ve Twister kullanılmaya hazır. Bu sayfanın alt kısmında tıpkı Bitcoin’de olduğu gibi madencilik yapabilirsiniz. Madenciliğin ne gibi bir katkısı var? Blok zincirlerinin zorluk derecesi arttıkça daha yüksek bir güvenlik sağlanıyor ve ne kadar çok kişi madencilik yaparsa o kadar çok yeni zincir oluşturularak kullanıcıların zincirlere kayıt süresi azalıyor. Güncelleştirme tamamlandıktan sonra Login sayfasından yeni bir kullanıcı oluşturabilirsiniz.

twister login

Kullanıcı oluşturduğunuzda kullanıcı adınıza ait ve saklamanız gereken bir adet anahtar da oluşturulacaktır. Böylece farklı sistemlerde veya cihazlarda Twister kullandığınızda kendi hesabınızı bu anahtar ile aktarabileceksiniz. Profil sayfasında profil fotoğrafı, mekan, website adresi gibi profilinize ait bilgileri girip kaydedeceksiniz. Burada dikkat etmeniz gereken kayıt bağlantısının belirli bir süre aktif olmamasıdır. Çünkü, blok zincirine kayıt olunması biraz zaman alıyor. Kullanıcı adınızı oluşturduktan sonra belirli bir süre bekleyin.

twister profil

Kullanıcı kaydı da gerçekleştirildikten sonra artık siz de mikrobloglama başlayabilirsiniz.

twister profil2

Twister’la ilgili bilemeniz gereken bir kaç nokta var. Bunları sıralayacak olursak:

  • Twister’ın yapısı gereği sizleri takip eden kullanıcıları göremiyorsunuz. Ama takip ettiğiniz kullanıcılar görülmektedir.
  • Kullanıcı adınız için oluşturulan anahtarı kaybederseniz kullanıcı adınızı geri alma şansınız kalmaz.
  • Unutulmaması gereken nokta da Internet trafiğiniz gözetim altında ise Twister sizlere gizlilik sağlayamaz.
  • Twister, secp256k1 adında Bitcoin ile aynı eliptik eğri parametresini kullanmaktadır. NSA’in sec256r1 parametresini kırdığı biliniyor. Fakat, aynı durum Bitcoin ve Twister’da kullanılan parametre için -şimdilik- geçerli değildir.

Son olarak, Twister Türkçe dile de sahiptir. Daha çok ilgi görmeyi hakediyor ve özellikle engellemeler yüzünden gittikçe yalama olan Twitter gibi platformlar yerine tercih edilebilir. Bir diğer durum da Twitter kullanıcılarının ifade özgürlüğü haklarını mahkemelerde savunsa da, NSA ve PRISM ile işbirliği yapmasa da ifade özgürlüğünü bir şirketin eline bırakmak yanlış olacaktır. Bu yüzden bireylerin Twistter gibi uygulamalara önem vermeleri ve desteklemeleri gerekmektedir.

Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Ccrypt İle Şifreleme

Platform bağımsız ve kullanması kolay bir uygulama olarak, ccrypt, dosya şifrelemede kullanmak için gayet basit ve güvenli, ayrıca sistem kaynaklarını da bir o kadar az tüketen bir araç olarak durmakta. Bu basit rehberi en azından denemeniz ve hatta kalıcı olarak kurup kullanmanız için hazırladım.

ccrypt, dosyaları şifrelemek ve şifresini çözmek için kullanılan, Rijndael Blok Şifresi üzerine kurulu açık kaynak, özgür yazılım bir uygulamadır. ccrypt’in sahip olduğu algoritma simetrik değildir. Bununla birlikte, ccencrypt ile dosya şifrelerken ccdecrypt ile şifre çözemektedir (ccrypt -e ya da ccrypt -d ile de yapabilirsiniz). Ayrıca ccat ile şifresiniz çözdüğünüz dosyayı sadece terminal ekranına yazdırabilir ve bilgisayarınızda geçici dosyalar bırakma riskinizi düşürebilirsiniz.

  • ccrypt güvenliği

ccrypt 256-bitlik bir şifrelemeye sahiptir. AES’in de seçtiği Rijndael Blok Şifresi‘ni kullanmaktadır. ccrypt’in AES ile farkı ise, AES 128-bit blok boyutu kullanırken kullanırken, ccrypt, Rijndael’in izin verdiği 256-bit blok boyutu kullanmaktadır. Bu onu elbette AES’ten daha az güvenli yapmamaktadır. Sadece AES standartına sahip değildir. Ayrıca, bu şifreleme eğer kırılırsa duyulması da o kadar çabuk olacaktır.

ccrypt ile bir dosyayı şifrelerseniz eğer, ccrypt o dosyanın üzerine yazacak, yeni bir dosya oluşturmayacaktır. Bununla birlikte, artık harddiskinizde orjinal dosya olmayacaktır. Fakat, siz bu dosyayı silseniz dahi donanım ataklarında harddiskiniz/ram’iniz/takasınız bu dosyanın izini taşıyabilir. Eğer bu izleri silmek isterseniz, bunun için çeşitli araçlar mevcut. Bunlardan bir tanesi GNU/Linux için wipe.

Eğer, şifreleme esnasında “–tmpfiles” parametresi kullanırsanız, orjinal dosyanın üzerine yazmak yerine geçici bir dosya oluştabilir, ardından da wipe ile silebilirsiniz.

kame ~ % ccencrypt --tmpfiles sifrelenecekdosya && ls

sifrelenecekdosya
sifrelenecekdosya.cpt

  • Dosya ve dizin şifreleme, şifre çözme

ccrypt ile herhangi bir dosyayı sorunsuz bir şekilde şifreleyebilirsiniz. Fakat, sizinleri şifrleyemezsiniz. Dizin için farklı bir yol izleyeceğiz.

Dosya şifreleme;
kame ~ % ccencrypt sifrelenecekdosya
Enter encryption key:
Enter encryption key: (repeat)

Gördüğünüz üzere ccencrypt (ya da ccrypt -e sifrelenecekdosya) ile dosyamızı anahtarımız ile şifrelemiş olduk. Anahtarı ise unutmamanız çok önemli. Tamamen unutursanız eğer şifrelenen dosyayı kurtarmanız mümkün olmayacaktır.

Dizin şifreleme;
kame ~ % tar -zcvf sifrelenecekdizin.tar.gz dizin/
kame ~ % ccencrypt sifrelenecekdizin.tar.gz

İlk komutumuz dizin adındaki dizinimizi (balık adındaki balık, komik değil biliyorum.) tar.gz formatında sıkıştırmak olacaktır. Ardından arşiv dosyamızı ccrypt ile sorunsuz bir şekilde şifreleyebilirsiniz.

Şifre çözme;
kame ~ % ccdecrypt sifrelenmisdosya.cpt
Enter decryption key:

ccrypt’in şifrelediği dosyaların uzantısı “.cpt” olarak değiştirmektedir. Eğer şifreyi çözmek isterseniz kullandığınız ccdecrypt ile (ya da ccrypt -d sifrelenmisdoya.cpt) anahtarınızı girerek dosyanızın şifresini çözebilirsiniz.

  • Anahtarımı unuttum, ne yapmalıyım?

Eğer anahtarınızı unutmuşsanız, şifrelediğiniz dosyaya erişmeniz mümkün olmayacaktır. Fakat, ccguess ile şifrenizi yanlış yazmış olabileceğinizi düşünerek ne olabileceğine dair bir kalıp deneyebilirsiniz.

Diyelim ki, şifrenizi “abcdefg” yaptınız (ben yaptım siz yapmayın), ve aklınızda sadece a, b, c, d ile e’yi içerdiği kalmış;

kame ~ % ccguess sifrelidosya.cpt
Enter approximate key: abcde


Generating patterns...1..2..3..4..5..sorting...done.

Possible match: abcdefg (2 changes, found after trying 1890639 keys)

Burada şu unutulmamalı; anahtarınız ne kadar çok karakter içerirse doğru tahmin için o kadar çok karakteri doğru hatırlamak zorundasınız, yoksa çabalarınız boşuna olacaktır.

  • Şifreleme esnasında sistem çöktü, peki şimdi ne olacak?

Örneğin, elinizde 100mb bir dosya var ve tam bunu şifrelerken ya da şifreyi çözerken sisteminiz kitlendi, elektrikler gitti vs. Ayrıca, bu dosyanın yedeğini şifrelemeden önce almadınız ve tek kopya şifrelemeye çalıştığınız dosya. Öncelikle yapmanız gereken şifrelenen dosyayın şifresini “-m” parametresi ile çözmek olacaktır.

kame ~ % ccdecrypt -m bozukdosya.cpt

Bu yöntemle dosyanın çözülen şifrelenmiş kısmı ile bozuk kısmından oluşan 2 ayrı dosya oluşturacak. Orjinal dosyayı bu iki kısmı birleştirerek tekrar oluşturabilirsiniz, fakat şifreleme ve çözümün birleştiği noktadaki 32-63 byte’lık bölümü malesef kaybedeceksiniz.

  • Anahtar oluştururken neleri kullanmamalı?

Yazdırılabilir ASCII karakterlerin hepsini kullanabilirsiniz. Sadece ‘\n’, ‘\r’ ve ”’ı kullanamazsınız. Bunların dışında, işletim sisteminiz eğer bazı özel karakterleri yazdıramıyorsa, doğal olarak onları da anahtar oluştururken kullanamayacaksınız.

  • Windows’ta şifreledim, GNU/Linux veya Mac Os’ta açabilir miyim?

Evet! ccrypt, platform bağımsız bir uygulamadır.

  • Şifrelenecek dosyanın boyutu önemli mi?

Hayır! İstediğiniz büyüklükte bir dosyayı ccrypt ile şifreleyebilirsiniz. Önemli olan sisteminizin bunu kaldırabilmesi.

Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Arka Kapı

Eğer işlemcinizin üreticisi (AMD, Intel, Qualcomm vd.) NSA tarafından arka kapı bırakmaya zorlanmışsa ya da herhangi bir donanımızda bu tarz gizlilik ihlalleri yapılmışsa, kendinizi nasıl korumaya çalışırsanız çalışın NSA sizinle ilgili her şeyi görebilir.

Daha ayrıntılı bir açıklama yapmam gerekirse; kullandığınız donanımın geliştirme aşamasında, Büyük Birader sizleri izleyebilmek için üreticileri arka kapı bırakması için zorlamış, çip geliştirmesinde doğrudan veya dolaylı olarak katkıda bulunmuşsa kendinizi gizleyebilmeniz pek de mümkün olmayacaktır. Buradaki izleme daha çok sizin yaptığınız her şeyi kaydetmek değil de kendilerine bir arka kapı bırakmak, zamanı geldiğinde ya da ihtiyaç duyulduğunda buna başvurarak gerekli bilgiyi temin etmektir.

Bu tarz bir veri temini her şeyi kaydedip samanlıkta iğne aramaktan çok değerli veriyi almaya yarar. Kendini mükemmel bir şekilde kamufle etmiş böyle bir yöntem, kullandığınız herhangi bir cihazın rahatça izlenmesine olanak sağlayacaktır. Bir diğer deyişle, NSA kendi işleri için hazırlattığı özel çiplere sahip olacak, tüketici ise bu çiplere sahip donanımları bunun farkında bile olmadan satın alarak kullanmaya başlayacak. Her şey uzaktan bir komplo teorisi gibi durmaktadır. Fakat son sızan bilgilere göre buna benzer, daha doğrusu bunu ima edecek bir çalışma 2007 yılında başlamış. Google ise bu dönemde kendine ait her servis için noktadan noktaya (man in the middle yok demek) kriptolanmış iletişim için çalışmaktaydı ve Snowden’dan sonra bu işi iyice hızlandırdı. Bu, şu işe yarayacak; eğer biri verileri bir şekilde Google’dan temin etmek isterse Google istese bile bu verileri veremeyecek.

Bu noktada, Windows ve Mac OS kullanıcıları ciddi anlamda tehlikede olduğu varsayılabilir. GNU/Linux kullanıcıları nispeten daha az, *BSD kullanıcıları ise daha da az tehlikedeler. Art niyetli bir firmware, işlemci (donanım) üzerindeki bu tarz arka kapıları aktive edebilir ve bundan istediği gibi faydalanabilir. Siz ise işletim sisteminizi, donanım yazılımınızı güncelleştirdiğinizi zannedebilirsiniz. Kulağa çok çılgınca geldiği doğru. Böyle bir şeyin yapılmış olabileceğini ise ancak ileri düzey bir elektron mikroskobu ve ileri düzey teknik aletlerle işlemcinizi inceleyerek görebilirsiniz.Böyle bir şeyi test etmek ise tüketicilerin boyunu aşmaktadır.

Bir Kernel hacker’ı olan Theodore Ts’o, Intel’in /dev/random’ı sadece RDRAND’e dayanması gerekliliğindeki ısrarını neden reddetiğini de bu üstte anlattığım “komplo teorisi“‘ne dayanarak söylüyor. Diyor ki; “Denetlenmesi kesinlikle mümkün olmayan, bir çipin içine gizlenmiş uygulama demek olan sadece donanımsal RNG‘ye güvenmek, KÖTÜ bir fikirdir.” Örneğin, eğer Intel, RNG’yi doğrudan işlemcileri içine yerleştirirse kullanıcıların yazılımı kullanması yerine yazılımın kullanıcıları kullanmasına olanak sağlamış olacaktır. Başka bir deyişle, eğer RNG bir anahtar ile dağıtılmakta ise bunu tespit edebilmek imkansız olacak. Fakat kullanıcı yazılıma dayanarak RNG’yi gerçekleştirirse, yazılımdaki buna benzer bir arka kapı ise kolaylıkla farkedilebilecektir.

Ne yapalım, harddiskimizi kriptoladıktan sonra bilgisayarımızın üzerine benzip döküp yakalım mı?” dediğinizi duyar gibiyim. “NSA beni ne yapsın?” diyerek espri yaptığınızı biliyorum. Fakat bunu her normalleştirdiğinizde size dönüşü daha kötü olacak, daha çok gizlilik ihlali içerecek, sizleri aptal yerine koyacak ve birer köleye çevirecektir. Farkında olun, uyanık olun, hakkınıza sahip çıkın!

Tagged , , , , , , , , , , , , ,