ETİK SÜRTÜK, ALIŞTIRMA #24. Bir dükkana, herhangi bir dükkana gidin – indirimli giysi mağazası olur, ikinci el mağazası olur, iç çamaşırı dükkanı olur, erotik oyuncak mağazası olur – ve kendinize seksi bir şey alın. Bugün bedeninizi seksi hissetiren bir şey. Duyumsal iyi bir başlangıç olabilir – ipekten yumuşak yeni bir fanilaya veya çok ince pamuğa kadar… Gevşek veya dar, siz kendinizi o giysiyle iyi hissettiğiniz sürece önemi yok. Hangi renkleri seksi buluyorsunuz? Koyu renkleri mi, yoksa rengarenk desenleri mi? İçinizdeki sürtük kendini nasıl dışa yansıtır? Gözlerinizi kapatın ve rafların arasında yolunuzu bulmaya çalışın. Deri ve kadife dokunuşa hitap eder, hayalinizdeki dokunuşa davet çıkarın. Hatta kimi kot kumaşları bile şaşırtıcı ölçüde duyumsaldır, sırf hislerinize güvenerek kendinize bir kot pantolon alın. Neyin nasıl olması gerektiğiyle ilgili her şeyi bir yana bırakın, cildiniz ne istiyorsa onu alın. Eve dönün ve o giysiyle dolaşın.
Kendimi seksi hissetmek için alışveriş yapmıyorum, ve bence iyi de yapıyorum. Bunun yerine, kendimi çekici hissettiğim bir günü anlatayım sana.
- Üzerimde “en seksi kıyafetlerim” falan yok. Bu ne demek onu da pek bilmiyorum zaten. Rahat hareket etmemi sağlayan, hava soğuksa beni sıcak tutan, yok hava sıcaksa ferah tutan kıyafetlerim var.
- Kendimi temiz hissediyorum. Yeni duş almış olabilirim, tıraş olmuş olabilirim, ya da sadece denizden yeni çıkmış olabilirim.
- Uykumu almışım. Omurgam dik yürüyorum, kamburumu çıkarmadan.
- Bir şarkı mırıldanıyor olabilirim, ya da güzel bir kitap okuyorumdur. Ya gülümsüyorum ya da yüzümde hazır bir gülümseme var.
- Kıyafetlerimin rengi önemli değil. Genelde aynaya bakmadığım için bazen tek renk giyindiğim oluyor, bazen de rengarenk oluyorum.
Böyleyken böyle.
Son olarak, hayalinizdeki dokunuşa davet çıkarın, demişler. Hayalimdeki dokunuş kıyafetimin üstünden değil, doğrudan tenime dokunulmasını içeriyor; bunun için de alışverişe çıkmaya ihtiyacım yok.