Tag Archives: penetrasyon

Parmak olayları

Seks eğitimimin beşinci haftasında partnerimi parmak penetrasyonu ile uyarmayı öğrendim. Uzun uzun ne yaptığımızı anlatacak değilim. Ama şunları söyleyeyim bak:

Ne ben, ne de partnerim, G noktası diye bir şeyden haberdarız. Ortada bir noktadan ziyade uyarılabilecek genişçe bir alan varmış gibi görünüyor.

Böyle değil.

Bu geniş alanı uyarmak için genel olarak söylenen, parmağını veya parmaklarını partnerinin vajinasına sokup “Buraya gel” işareti yapacak şekilde hareket ettirmen.

Anladığım kadarıyla bu iyi bir başlangıç olabilir, ancak olay bundan ibaret değil. Asıl mesele, görmediğin, yarım yamalak hissettiğin bir bölgeye dokunuyor olman.

Cidden şiddetle herkese, bir kez bunu bir egzersiz olarak yapmalarını öneriyorum: Konuşun.

Bir kerelik, parmakla uyarma süresince tuhaf şeyler deneyin:

  • Birden fazla parmak kullan mesela. (Benim partnerimin canı acıdı. Zaten çok da derine gitmeme imkan olmadı.)
  • Farklı parmaklar dene: İşaret parmağı mı, orta parmak mı daha rahat hareket etmeni sağlıyor?
  • Parmağını kendi ekseni etrafında çevir, penetrasyonu böyle farklı şekillerde başlat ve sonra “Buraya gel” hareketini dene.
  • “Buraya gel” işareti yerine, yatay ve dikey daireler çiz.
  • Hatta, hareketi tersine çevir: Yani “Buraya gel” hareketini, filmi tersten izliyor gibi, fiske atıyormuşsun gibi ileri doğru yap. (Aman diyeyim vajinanın içinde fiske atayım deme – en azından partnerine danışmadan. Burada sadece parmak hareketini tarif etmeye çalışıyorum. Sonra benden bilmeyin.)
  • Partnerinin sana yakın duran bacağını kaldır, bu belki el bileğini rahatlatabilir.
  • Partnerini yan çevir, veya yüzükoyun uzanmasını iste. Kendi pozisyonunu da gözden geçir: Yanında mı duruyorsun, bacaklarının arasında mı, yoksa onun göbeğinin üstüne mi oturuyorsun, veya partnerinin yanında mı uzanıyorsun?

Tüm bunları bilinçli olarak ve mesela birer dakika boyunca dene. Sen denerken de partnerinden yorum yapmasını iste. “Ben her şeyi deneyeyim, sonra nasıl hissettiğini sorarım.” diye düşünme. O anda, sen bir şey denerken anlatsın o şeyin nasıl hissettirdiğini.

Bunu böyle önermemin sebebi, başta da dediğim gibi, ne yaptığımızı pek bilemiyor olmamız. Görmüyoruz; zaten dokunmakta olduğumuz alanın nasıl bir şey olduğu hakkında da pek fikrimiz yok. Bundan dolayı, senin benim belki de hiç farkında bile varmayacağımız küçük değişiklikler (özel bir noktaya özel bir şekilde dokunmak, veya açıyı azıcık değiştirmek gibi) partnerlerimiz için çok şey ifade ediyorsa bunun ayırdına o anda varmamız çok zor, bu yüzden de partnerimizin hoşuna giden bir şeyi keşfetsek de sonrasında tekrarlamayı beceremeyebiliriz.

Konuşun işte.

Bir kerelik.

Evet, tuhaf hissediyor insan sevişirken “Hah şöyle yap.”, “Ay ne yapıyorsun?”, “Dur oraya değil”, “Biraz daha yavaş.” gibi laflar duyunca.

Ama bir kerelik dene. Deneyin.

Eğer kötü giderse, suçu bana at. (Eposta olarak at mesela: birseyinanilari [malum a işareti] riseup.net )

Kendi işini kendin gör (?)

Yeni biriyle tanıştın, birkaç buluşmadan sonra iyice yakınlaştınız ve bir de baktın ki berabersiniz. Acayip mutlusun. O sabah birlikte uyandınız, kalktın kahvaltı hazırlamaya gittin, o da önce elini yüzünü yıkamaya gitti, sonra sana katıldı. “Kaç dilim ekmek yersin?” diye sordun, “Glüten alerjim var, ekmek yeyince iki saat kusuyorum ve gün boyu ishal oluyorum. Kusura bakma. Ben bir baksam olur mu buzdolabında yiyebileceğim ne var diye?” diye yanıtladı.

Ne yaparsın? “Ay yok, seninle hiç uğraşamam.” deyip ayrılır mısın? Baştan söyleyecek hali yok, ilk fırsatta söylemiş işte. Sen de herhalde ilk randevuya elinde başvuru formuyla gelip “Alerjin var mı? Ailende şeker hastalığı olan var mı?” falan diye sorularla yapmadın açılışı.

Ben diyorum bak, kadın ilgimi çekmiştiyse, hiç çemkirmem, hemen adapte olurum. Ha, büyük ihtimalle işgüzarlık edip gidip konunun internet-diyorsa-doğrudur-uzmanı da olmaya uğraşmam. Onu dinlerim, bir şey hazırlamadan önce sorarım, çoğunlukla da önceden okey verdiği yemeklere falan odaklanırım ki bir kaza çıkmasın. Yarın öbür gün, “Ya biz kendi ekmeğimizi evde kendimiz yapsak.” derse eyvallah, gece yatmadan ekmek makinesinin çalışıp çalışmadığına bakarım, evde malzemelerin olup olmadığını hep kontrol ederim, falan filan.

Yok, glüten takıntılı biriyle çıkmaya başlamadım. Konu o değil.

Örneği değiştirelim: Glüten bilmem ne demesin de, “Ben her sabah 6’da kalkıp jimnastik yapıyorum.” demiş olsun. Erken yatmaya, onun da uykusunu yeterince almasına özen gösterir misin?

Ya da: “Annem hasta, haftada en az iki günü onunla geçirmem lazım.” demiş olsun. Onunla gider misin? Hayatını buna göre düzenler misin?

Bu örnekleri çoğaltmak kolay. Mesele şu: Senin normalinin dışında bir özelliği, takıntısı, hastalığı, özel durumu vb. olsun partnerinin. Ayak uydurur musun?

Benim genel yanıtım: Evet. Bunu galiba şimdiye kadarki partnerlerim de kabul edecektir.

Ama işte kadın “Benim orgazm olmam için şu şu olması lazım.” deyince niye hiç sallamıyorum? Bu sorun üç farklı şekilde karşıma çıktı bak:

  1. Süre: Orgazm olması için bana gerekenden daha uzun zamana ihtiyacı vardı. (benden daha uzun dediğim de öyle saatler falan değil bak, ben de şipşak-foto sayılırım sonuçta)

  2. Sıklık: Cinsel tatmini için haftada iki-üç kez orgazm olması gerekiyordu. Bana sorsan haftada bir-iki anca, onların da kaçında ona orgazmı garanti ederim zeus bilir.

  3.  Faaliyet: Burada bak iki farklı sorunum oldu. Bir partnerim illa ki penetrasyonla heyecanlanıyordu, ama benim öyle uzun uzun ereksiyon koruyup (ve o heyecanlandıkça boşalmadan) ona hizmet sunmam pek mümkün değildi. Başka bir partneriminse, klitorisinin yirmi dakika kadar uyarılmasına ihtiyacı vardı orgazm için. Hadi bunu oral uyarma (cunnilingus) ile yapmaya varım, ama yirmi dakika nedir?

Neyse, diyeceğim o ki, benim partnerimi cinsel olarak tatmin etmekle ilgili genel tutumum kaba bir tabirle “Ne halin varsa gör” şeklinde özetlenebilir.

Peki bu neden böyledir?

Diğer konularda feminist feminist ahkam keserken, yataktaki gerginliklerimi neden çat diye meşru kabul ediyorum?

Hadi hakkımı yemeyeyim, dandik de olsa şöyle çözümler sunuyorum partnerime:

  • Yorulana kadar cunnilingus yapabilirim her seviştiğimizde, bu her seviştiğimiz dediğim çok sık olmasa da.

  • Ben yalnızca bir kez boşalıyorum, boşalınca da işim bitiyor. (Yani “işi bitmiş” oluyorum, manasında.) Mesela sen bir oyuncakla falan devam edersen ben de oynaşmaya, öpüp okşamaya devam edebilirim. Ama kendi işini kendin göreceksin yani sonuçta.

  •  Tüm bunlar kesmezse, ilişkimiz açık yahu, git eğlen, ihtiyaçlarını gider, beni germe.

Partnerim “İyi ama ben bunları seninle yaşamak istiyorum.” dediğinde o kadar da umurumda olmaması sinir bozucu. Yani, partnerimin sinirini bozucu demek istiyorum. Yoksa benim keyfim yerinde…ydi.

Şimdi ise soru şu: Bu kendinden menkul benmerkezcilikten nasıl kurtulabilirim? Partner(ler)imi umursamayı nasıl öğrenebilirim?

Tavan

Neymiş Olric?, geçen Cuma’yı Remzi’yle geçirmiş olduğuna ve Cumartesi akşamüstü ağrıyı azaltsın diye krem sürdüğüne ve sadece tek bir kez seviştiklerini düşünecek kadar keriz olmadığıma göre, en kötü ihtimalle _ hayır en iyi ihtimalle _ bilmem ki hangisi daha iyi \ en son Cumartesi günü sevişmiş olmalı. Bugün ne ~ Çarşamba. Demek ki artık penetrasyondan canının yanmasından endişelenmeme gerek yok.

Çok detaylı hesap yapmışsınız efendim.

İşte bu hesapları öğretseler kalkülüs derslerinde, kimse benim gibi ilişkilerinden çıkardığı derslerden F almazdı Olric. Bak en son ne zaman seviştiğimizi bile hatırlamıyorum. Kaç hafta önceydi kim bilir,,, ama ona sorsak o anda masanın üstünde hangi kitapların olduğunu bile hatırlar. Benim hafızamda en son kalan, haftada en az üç kez sevişmenin onu tatmin edeceği (Çok iyi hatırladınız efendimiz, aylar oluyor bunu söyleyeli. (Yanlışın var Olric, bunu sıklıkla hatırlattı bize.)) ve haftada bir bile sevişmediğimizden yakındığı| Ama gerilmeyelim tekrar Olric!, hatırlarsan en son denediğimizde ereksiyon bile olamamıştık bu gerginlik yüzünden.high-royds-drawing

Hafızanıza gerçekten hayranım efendim. Bir yudum şarap içseniz belki on yıl önceki sevgilinizle yaşadığınız sorunları bile hatırlayabilirsiniz.?

Saçmalama Olric. On yıl önceki sorunları hatırlamama gerek yok, aynı sorunları yaşıyorum bugün| Neyse, şimdi eski sevgilisiyle akşam yemeğini bitiriyordur muhtemelen. Gerçi çok geç oldu Olric ve yorgun argın gelecek eve. Belki aktivasyon enerjisini ölçeriz önce, eğer eşiğin altında çıkarsa enerjisi yarın sabah sevişerek uyandırırız.

Zarif ve bilimsel bir düşünce, efendimiz.

Bir haftadır bunu düşünüyorum gece gündüz, Olric,,, her şey en ince detayına kadar hazır. Hani kendimi tanımasam, özgüven kazanıyorum diyeceğim. Bakarsın gerçekten de penetrasyona kadar gidebiliriz.

Penetrasyon çok önemli, efendimiz.

En önemli ^ Baksana, aynı eski sevgilisi gibi, bu Cuma gecesini geçirdiği adama da açılmamış bedeni – ondan anal seks yapmışlar – , benimle ise ilk sarıldığında açılmışmış bedeni ilk kez. Kendi bile şaşırmıştı ben onun içindeyken canının acımamasına.doll

Penetrasyon çok önemli, efendimiz.

En önemli ~ Bu beden açılma ve birleşme olayları değil mi eski sevgilisinden kopuş sürecini başlatan?| Geç oluyor Olric, sanırım bizim eylemi yarına ertelememiz gerekecek. Hem belki daha çok enerji ve özgüven toplarız.

Nereden toplarız efendim?

Bilmiyorum Olric, sıkboğaz etme insanı. O gelmeden önce her şeyi hazır edelim bir an önce. Hazır mısın Olric?

Ben bilmem beyim bilir, efendimiz.

Ukalalık etme Olric. Cesaret toplayıp bir döngüyü kırmayı amaçlıyoruz. Bize matematikle saldıranlara nominalizmle karşılık vereceğiz. Ne demekmiş ki haftada üç kez cinsellik yaşamak ve bunların en az ikisinde orgazm yaşaması?

Cinsellik insanın kendine yakışanı gitmesidir, efendimiz.

İşte şimdi stratejimizi kavramaya başladın Olric!, aferin. Önce kavramları bulandıracağız ki başarısızlıklarımız ifade edilemez hale gelsin;, sonra bu bulanıklığa kendimiz de inanacağız ki başarısız olduğumuzu fark edemez olalım;, son olarak bu bulanıklığı bulaştırdığımız insanlar da başarısızlığımızla bizi suçlayamayacaklar!!!Boarding

Fevkalade bir plan, efendimiz. Öz güveniniz tavan yapıyor olmalı.

Yapıyor Olric, ama zeminaltı katta oturduğumuz için tavan su seviyesinin altında kalıyor| Haftalardır porno bile izlemiyorum bu planı aksatmamak için, mastürbasyon da yapmadım iki haftadır.

Porno zaten cinsiyetçi bir endüstri, efendimiz.

Ben de öyle dedim kendime Olric,,, daha da haklı çıktım böylece!| İşte geldi Olric, sesini çıkarma. . ; . ? . ? , , . ? . Eee anlat bakalım nasıl geçti günün?

İş felaketti. Önümde yüzlerce bitirilmeyi bekleyen iş var, bir yandan durmayan yeni epostalar geliyor ya teslim edilmiş işlerdeki aksaklıklarla ilgili ya da yeni yeni talepler… Bunların üstüne bir de üzerine çalıştığım program açılmadı, iki saat neyin yanlış olduğunu anlamaya çalıştım. Ama sisteme doğrudan erişimim olmadığı için elimden çok bir şey gelmiyordu. Çok yorucuydu. Sonra işten çıktım. Remzi mesaj atmış, çok azgınmış, görüşelim dedi, ^ Efendim bir köpek havlaması duydunuz mu siz de? ^ Sus Olric!, ^ eski sevgilimi aradım, onun işinin bitmesine daha birkaç saat daha varmış, ^ Efendim avize sallanıyor! ^ Yok bir şey Olric! ^ Remzi’yle buluştuk, benim eve gittik, ^ Vitrin!, kütüphane!,! Efendim dikkat edin kendinize!! ^ Sakin ol Olric!! ^ seviştik, sonra eski sevgilimle buluştuk, seninle de önceden gittiğimiz vejetaryen lokantaya gittik, seçim çalışmalarından sonra partilerinde bir yeniden yapılanmaya gidiyorlarmış, ^ Efendim!!, Orada mısınız!?! ^benden de yorum yapmamı istedi, bir iki eposta okuyup yanıtlayacağım, bu arada ^ Efendim?!? ^ yeni yıl tatilinde arkadaşlarıyla  şehir dışında bir ev kiralayacaklarmış, ikimizi de davet etti, ne dersin, birlikte gidelim mi?deprem

Gidebiliriz evet. ^ Efendim iyi misiniz? ^ İyiyim Olric,!, birkaç kaslı güçlü insan bul çabuk, kolonun altında kaldı bacaklarım, çıkamıyorum. ^ Nasıl bir ortam olacak? Yabancıların arasında biraz sıkılabilirim belki?

Yeni yıl Cuma gününe denk geliyor ^ Cuma dedi Olric, Cuma günüyle ilgili bir şey mi vardı? ^ Yormayın kendinizi efendim, şimdi hemen birilerini bulacağım ben. ^ , yaklaşık on arkadaş üç günlüğüne büyükçe bir ev kiralayacağız, çok ucuza geliyor böylesi ^ Çok ucuza geliyormuş Olric, neredesin? ^ Burada benden başka kimse yok galiba efendim.,. ^ , bundan önceki tatillerde de yapmışlardı. Sahile yakın bir yerde anladığım kadarıyla. Sosyalleşmek zorunda değilsin sonuçta kimseyle. ^ Kimseyle sosyalleşmeme gerek yokmuş Olric, duydun mu? ^ Duydum efendim. ^ Çıkar beni buradan Olric, burada yapacak başka bir işimiz kalmadı. ^ Çıkaramıyorum efendim, gücüm yetmiyor. ^ Sen nasıl kurtuldun Olric? ^ Ben hep kurtulurum efendim.

Beklentiler ve “performans değerlendirme”

Birçok şart altında başladılar oynaşmaya.

Erkeğin hem ereksiyonunu korumakla sorunu vardı, hem de boşalmakla. Kadınsa yıllardır vajinismusla mücadele ediyordu: Kitaplar okuyor, alıştırmalar yapıyor, doktora gidiyordu.

Ortamın gergin olmamasında anlaştılar sessizce. Maksat başarı değildi (çünkü ikisi de peşinen kabullenmişti başarılı olmadıklarını), maksat keyif almaktı. Erken mi olmuş, geç mi olmuş dert etmeyeceklerdi. Beklentiler arasında penetrasyon zaten yoktu ya, orgazmı da “opsiyonel” kabul ettiler.

Sonra bir şey oldu. Erkeğin kalçası mı, kadının beli mi, tam bilinmiyor. Ama bir şey, ikisinin de  heyecanını dengeledi ve birlikte heyecanlanmaya devam ettiler.

Kokular birbirine karıştı, saçları birbirinden ayırt edilemez oldu. Erkeğin önceliği gerilmemekti. Bu yüzden her şeyi bıraktı, kadından sözlü izin aldı ve onun özellikle hoşlanmadığını bile bile oral seks yapmaya başladı. (“Bunu ben kendim istediğim için yapıyorum, öyle çok çok hoşuna gitmiyor biliyorum.” dedi kadına.)clothes on

Daha yalamaya başlarken, kadının ıslaklığı çekti dikkatini. Hiç beklemiyordu bunu. Hemen ardından, vajinasının ne kadar açılmış olduğunu fark etti. Çok kafa yormamaya karar verdi buna – kadın çok heyecanlanmışsa ve başka beklentiler yaratmışsa da, bunların onun üstünde baskı kurmasına izin vermeyecekti.

Ancak “Bunu ben kendim istediğim için yapıyorum” lafı boş laf değildi. Kadının kalçalarına ve ayak bileklerine dokundukça, o da heyecanlanmaya başladı. Kadının bir bacağını yatağa uzatmasını sağladı ve penisini kadının bacağına sürtmeye başladı. Onun ereksiyonu kadını daha da kızıştırdı.

Erkek bir hamlede doğruldu, yataktan kalktı, bir prezervatif alıp penisine taktı. Kendi kendine “Sadece sürtüneceğim, bunu da sırf güvenli seks için takıyorum.” diyordu, beklentilerini aşağıda tutmak konusunda çok hassas davranıyordu. Kadının ne hissettiğini, ne istediğini ise hiç bilmiyor, bilmek de istemiyordu. (Böyle bir anda kadın ne isterse istesin onun kaygılanmasına yol açacaktı.)

Erkek kadının üstüne çıktı.

Kadının söylediğine göre, penetrasyon sırasında çok dikkatli olması gerekiyordu ve vajinanın alt kısmına (kadının sırt üstü yatarken aşağıda kalan kısmına) sürtünmemesi gerekiyordu. Bunlar hızla geçti aklından, ve “Bana ne, ben istediğim pozisyonda olmak istiyorum, penetrasyonla uğraşamam şimdi.” diye düşündü. Kadının bacaklarını omzuna aldı. Böylece hem onun ayaklarını okşayabiliyor, hem de kadının tüm vücudunu seyredebiliyordu. Bir süre bu pozisyonda sürtünmeye devam etti, sonra kadının bacaklarını açtı, göğüsleri birbirine temas edecek kadar yaklaştı ve onu öpmeye başladı.

Sonra başka bir şey daha oldu. Sürtünürken, hiç beklemedikleri bir anda, rahatlıkla penisini vajinanın içine soktu. Duraksadılar. Derin bir nefes aldılar ve birbirlerine sımsıkı sarıldılar. Kadın usulca “Bu çok iyi bir his.” diye fısıldadı, erkek yanıt vermedi. Çekine çekine, penisini ileri geri hareket ettirmeye başladı. Kadının canını acıttığına dair hiçbir emare yoktu. Erkeğin kafası karışmıştı, ama bir yandan da çok heyecanlıydı.slow but steady

İşte ilk penetrasyonları, ilişkiye başlamalarından üç ay sonra, böyle gerçekleşti.

O gece, kadının değil denemek, değil kendisinin yapabilmesi, herhangi bir şekilde mümkün olduğunu dahi bilmediği birçok pozisyonda seviştiler. Kadın müthiş bir merakla kendi bedenini keşfediyordu; erkek de kadının bedeniyle deneyler yapıyordu.

Uzun bir geceydi, çok uzun. O geceden sonra seks hayatları tamamen değişti.

Ee, Şimdi Biz Sevişiyor Muyuz Yani? Nedir Olay? – Greta Christina

İlk sevişmeye başladığım zamanlarda, seviştiğim insanları sayardım. Kaç kişi olduğunun çetelesini tutmak isterdim. Hayatımda kaç kişiyle seks yaptığımı bilmek bir çeşit gurur (ya da kimlik, her neyse) kaynağıydı. Böylece, zihnimde Len bir numaradaydı. Chris ikinciydi, ismini hatırlayamadığım o zayıf bsevenerbat küçük heavy-metalci barbiturat bağımlısı üçüncüydü, Alan dördüncüydü, falan filan. Öyle bir noktaya geldi ki, yeni biriyle seks yapmaya başladığımda, siki amıma girdiğinde (o zamanlar sadece erkeklerle seks yapıyordum), aklımdan geçen düşünce “Bebeğim, sikini içimde hissetmek çok iyi.”, “Yahu ben bu tipsizle ne yapıyorum?” veya “Öf, sıkıldım. Televizyonda ne var acaba?” değildi, aklımdan geçen şey “Yedi!” idi.

Bunu yapmanın birkaç enteresan sonucu oldu. Sayılarda bir düzen arardım. Her dördüncü sevgilinin yatakta çok iyi çıktığına dair bir teorim vardıfour ve bu fenomenin kozmik önemine kafa yorardım. Bazen, nasıl bir insan olduğumu, kaç kişiyle seks yaptığıma göre belirlemeye çalışırdım. 18 yaşıma kadar, on farklı insanla seks yapmıştım; bu beni normal mi, baskılanmış mı, şırfıntının teki mi, özgür ruhlu bir bohem mi yapıyordu? Kendi sayılarımı kimseyle kıyasladığımdan da değil ha, hiç kıyaslamadım. Bu benim kendi olayımdı, kendi zihnimin mahreminde oynadığım bir oyundu.

Sonra sayılar büyümeye başladı – sayılar yapar böyle şeyler genelde – ve takip etmek zorlaştı. Geçen seferkinin On Yedi olduğunu hatırlardım, yani bu On Sekiz olmalıydı, ama sonra sayımı doğru yapıp yapmadığıma dair kuşku düşbig_numberserdi içime. Gece öylece yatakta uzanıp kendi kendime “Hımm. Brad vardı. Sonra o doğumgünümdeki adam vardı. Hah, David vardı, sonra… ay yok, dur, üniversitedeki ilk haftamda partide birlikte sarhoş olduğum o adamı atladım… Yani şimdi… Yedi… sekiz… dokuz…” Böyle böyle, gecenin ikisinde nihayet doğru sayıya ulaşırdım. Ama hep de aklımın bir köşesinde birini atladığımı, bedenimin içine davet ettiğimi kendime dahi unutturmaya çalıştırdığım bir pisliği es geçtiğimi söyleyen dırdırcı bir kuşku kalırdı. Her ne kadar o kılıksız pis herifi unutmak istesem de, doğru sayıya ulaşmayı daha çok istiyordum.

Gerçi sonradan işler daha da zorlaştı. Neyin seks sayılıp neyin sayılmadığını sorgulamaya başladım. Mesela Gene’le olanlar: Erkek arkadaşım David’e beni aldattığı için çok öfkelenmiştim. Benim için, büyük bir krizdi. Gene’le ben de arkadaştık, Gene haftalardır bana olta atıyordu ve ben de pek onunbackrub umudunu kırmıyordum. İşte, o gece ona gittim, David hakkında sızlanmak için. Tabii çok anlayışlıydı, bana bir masaj yaptı, konuştuk, birbirimize dokunduk, dertleştik, sarıldık, sonra öpüşmeye başladık, sonra daha da sokulduk birbirimize, sonra birbirimizi okşamaya başladık, işte biliyorsunuz nasıl olur, sonrasında her şey karıştı, yatağın üstünde birbirimizi elleyerek, sürtünerek, kavrayarak, öperek, iterek, bastırarak, sıkıştırarak yuvarlanmaya başladık. Ama hiç içime girmedi. İstedi aslında, ben de istedim, ama erkek arkadaşıma sadık kalmakla ilgili bir hissim vardı, böylece ha bire “Hayır, yapma.”, “Evet, çok iyi hissediyorum.”, “Dur, o kadar ileri gitme.”, “Evet, evet, devam et.”,”Hayır, bu kadar yeter.” deyip durdum. Kıyafetlerimizi bile çıkarmadık. Yine de, amma geceydi. Ciddi söylüyorum, en iyilerden biriydi. Ama uzun yıllar bunu seks yaptıklarım sayımına dahil etmedim. İçime girmemişti, sayılmazdı.martyr

Aylar yıllar sonra yine bir gece listeyi toparlamaya çalışırken aklıma geldi: Gene niye sayılmaz? İçime girmedi diye mi? Yoksa David’le ilgili ahlaki sınırlarımı koruyabilmem, yani sabırlı, sadık, aldatılmış, mağdur kız arkadaş statümü koruyabilmem için mi? Yani, Gene sayıldığında bu yaralanmışlık ve üstünlük hislerini kaybedeceğim için mi?

Yıllar sonra Gene’le sikiştim ve müthiş rahatladım. En sonunda onun da bir numarası oldu ve bu seferkinden kesin emindim.

Sonra kadınlarla seks yapmaya başladım. Aman yarabbi, sistemde ne büyük delikler açtı bu durum. Listemi hep, seksi penis-vajina birleşmesi üzerinden tanımlayarak yapmıştım. Bildiğin sikişmek yani. Çok da kolay bir ayrım, düz bir ikili sistem. İçine girdi mi, girmedi mi? Evet ya da hayır? Sıfır ya da bir? Açık ya da kapalı? Tamam, bayağı rastgele bir tanım bu; ama alışılageldik olanı bu, eski ve saygın bir gelenek var arkasında. Hem zaten erkekleri becerirken bunu sorgulamak için pek öyle bir sebebim de yoktu.hitachi

Ama kadınlarla… yani, öncelikle ortada penis yok, yani sistem daha baştan çöküyor. Dahası, kadınların seks yapabilecekleri öyle çok yol var ki: dokunmak, yalamak, yakın danslar, parmaklamak, yumruğunu kullanmak – yapay penis veya vibratör veya sebzeler veya o anda evde her ne varsa onunla, veya insan bedeninden başka hiçbir şey kullanmadan. Tabii ki tüm bunlar kadınla erkek arasındaki seks için de geçerli. Ama kadınlar arasında olunca, hiçbir yöntem asırlık bir geleneğe sahip değil ki saymakta kullanalım. Birbirimizi siktiğimiz durumda bile ortada bir çük yok, objektif konuşmak gerekirse de, Aslolan-Bu-İşte-Şimdi-Sevişiyoruz hissine kapılmıyorsun ve onun dışında olup bitenlerin hepsini önsevişme/arkasevişme diye de görmüyorsun. Böylece, kadınlarla seks yapmaya başladığımda, ikili sistem yerini daha kapsayıcı bir tanıma bırakmak durumunda kaldı.

Tabii bunun anlamı da, önceden yaptığım listenin hepten çöpe gitmesi. Listeyi korumak için geçmişe dönüp tüm olayları baştan inşa etmem, yiyiştiğionem, aşağı bölgelere gittiğim, elbiselerimiz üstümüzdeyken düzüştüğüm ve dokunmalı-hissetmeli oyunlar oynadığım tüm o insanları listeye koymam gerekiyordu. Hatta Bir Numara’nın yeri bile şaibeli hale geldi, oysa şimdiye en emin olduğum şey oydu. Bu arada artık listeye merakımı yitirdim zaten. Listeyi baştan oluşturmanın yüzü astarından pahalıya gelecekti. Ama kilit soru ortadaydı hala: Tam olarak ne biriyle seks yapmak sayılır?

Bunu bilmek benim için önemliydi. Demem o ki, neyin seks olarak kayda geçtiğini bilmek lazım, çünkü biriyle seks yaptığında o kişiyle ilişkin değişir. Değil mi? Değil mi? Seksin kendisinin her şeyi öyle kökten değiştirdiği için değil. Ama seks yaptığınızı bilmek, bir cinsel bağlantının bilincinde olmak, bir insanın yanında kibar sohbetler yaparken “Ben bu insanla seviştim.” diye düşünmek, işte bunlar hep bir şeyleri değiştirir. Ya da, ben öyle düşünüyordum. Ve question_markeğer bir arkadaşla seks yapmak ilişkinizi değiştirebilir veya karıştırabilirse, seks yapıp yapmadığınıza emin olamadığın zaman işlerin nasıl da sarpa saracağını düşünün.

Sorun şu ki, farklı farklı cinsel şeyler yaptıkça Seks ve Seks-Değil arasındaki çizgi gittikçe kıpırdak ve belirsiz hale geldi. Cinsel deneyimime yeni şeyler kattıkça, bu çizgiyi ortadan kesen ve dikkatimi cezbeden şeyler beliriyordu. Sırf “seks” diye belirlediğim alanın genişlemesi değil bu. Çizginin kendisi şişti, açıldı, kocaman bir gri bölge haline geldi. Bir sınırdan ziyade, askersizleştirilmiş bölgeye benzemeye başladı.dividing_line

Orada yaşamak da pek tuhaf. Kötü demiyorum bak, tuhaf sadece. Jonglörlük yapmak, saat onarmak, piyano çalmak gibi – tam konsantrasyonla farkındalık ve dikkat isteyen herhangi bir şey gibi – hissettiriyor. Kavramsal ahenksizlik gibi, ama keyif de veriyor. Çok çetin ve gerçekçi bir kabustan uyanmaya benziyor. O ana kadar bildiğin her şeyin yanlış olduğunu fark ettiğindeki gibi bir his, harika bir duygu tabii, çünkü acı veren aptalca bir şey ve senin de hakikaten canına okuyor.

Ama benim için bir soruda yaşamak bir yanıt arayışına yol açıyor. Omuz silkip ellerimi kaldırıp “Keşke bilseydim” deyip geçemiyorum. Bilinmez hudutları keşfe çıkmalıyım, hiçbir gizli hazine getirmeyecek olsam bile. Böylece, eksik ya da geçici de olsa, illa ki seksin ne olup ne olmadığıyla ilgili bir tanım bulmam lazım.

Ne zaman cinsel hissettiğimi biliyorum. Amım ıslak olduğunda, göğüs uçlarım sertleştiğinde, avuçlarım terlediğinde, beynim sislendiğinde, tenim yanmaya başladığında ve süper-duyarlı hale geldiğinde, kalçalarım kasıldığında, kalp atışlarım hızlandığında, orgazm olduğumda (işte asıl ifşa eden bu) vb. cinsel hissediyorum. Ama biriyleyken cinsel hissetmek o kişiyle seks yapmakla aynı şey değil. Eyvah eyvah, eğer her çekici bulduğum ve bana karşılık veren kişiyle seks yaptığımı söylesem, şimdikinden de çok şaşkaloza dönerdim. Biriyle ciorgasmnsel olmak bile onunla seks yapmak anlamına gelmiyor. Çok fazla insanla dans ettim, flört ettim, (her nasıl inanmak istersek) seksi tahrik-etme-amaçlı masajlar kabul ettim.

Bazı arkadaşlarım, tam yaptığın anda onun seks olduğunu düşünüyorsan o yaptığının seks olduğunu söylüyorlar. Ilginç bir fikir. Kesinlikle, revizyonist bir dönek haline gelmeden cinsel tarihimi ve tanımlarımı tutarlı bir biçimde yeniden inşa etmeme yardımcı oldu. Ama sonuçta soruyu es geçiyoruz. Seksin ben ne düşünüyorsam o olduğunu söylemek iyi hoş, ama peki ben ne olduğunu düşünüyorum? Ya, tam yaparken, yaptığımın seks olup olmadığını merak ediyorduysam?

Belki de seks, biriyle bilinçli, rızalı, karşılıklı kabule dayalı cinsel haz paylaşımı arayışıdır. Kötü bir tanım değil. Eğer birbirinizi tahrik ediyorsanız ve bunu dillendiriyorsanız ve buna devam ediyorsanız, o zaman o sekstir. Genital temas ve orgazmın ötesinde birçok cinsel davranışı da içermeye müsait geniş bir tanım; her cinsel farkındalık ve tahrik olma olayını içermeyecek kadar ayırt edici de; üstelik benim elzem bulduğum öğeleri de içeriyor: kabul, rıza, karşılıklılık ve cinsel haz arayışı. Peki ama, ya biri seks rıza gösteriyor ama gerçekten de keyif almıyorsa? Birçok insan (ben de dahil) tatmin edici bulmadıkları veya gerçekten de istemedikleri cinsel ilişkiler yaşıyor ve gerçekten de iradesi dışında zorlanma durumu yoksa birçoğumuz bunu yine de seks olarak sınıflarız.

Belki de eğer ikiniz de (ya da hepiniz de) onun seks olduğunu düşündüğünüz sürece sekstir, eğlenip eğlenmediğiniz önemli değil. Bu, rıza gösterilen ama arzulanmayan ve keyif alınmayan seks meselesini çözüyor.two_brains Malesef, yine soruyu es geçiyoruz, üstelik bu sefer durum daha da vahim: Şimdi, farklı insanların neyin seks olduğuyla ilgili bulanık, üzerine kafa yorulmamış fikirlerini birbirine bulayıp örtüştükleri bölgeyi bulmak gerek. Çok karışık iş.

Peki ya seksi bilinçli, rıza gösterilen, karşılıklı kabule dayalı, katılanlardan en az birinin cinsel haz arayışı olarak tanımlasak? Bu daha iyi. Tüm kilit öğeleri sahip, üstelik kişilerden birinin cinsel haz dışında bir sebeple yapıyor olması durumunu da içeriyor – statü, güvence, para, sevdikleri birinin tatmini ve keyfi vb. İyi de, ya ikiniz de keyif almıyorsanız ve diğerinin istediğini sandığınız için yapıyorsanız ne olacak? Uff.bad_sex

Burada biraz sorun yaşıyorum. Geleneksel yedeğimiz – seks eşittir cinsel birleşme – bile burada çuvallıyor; tecavüzü içeriyor ve ben bunu kabul etmeyi kesin olarak reddediyorum. Bana sorarsanız, eğer ortada rıza yoksa, seks meks yoktur. Ama tüm bu kördüğümde başımı ağrıtan tek hususun bu olduğunu hissediyorum. Konu üzerine ne kadar kafa yorarsam o kadar çok soru geliyor aklıma. Bir karşılaşmada cinsellik ne zaman başlar? Eğer bir etkileşim cinsel olmayan bir şekilde başlayıp sonradan sekse dönüşmüşse, tüm hepsine seks mi demeliyiz? Peki ya uykuda olan biriyle seks yapmak? Bir kişinin seks yaptığı ama diğerinin yapmadığı bir durum düşünebilir miyiz? Görünen o ki, her ne tanım uydurursam uydurayım, tanım üzerinde soru işaretleri uyandıracak gerçek-yaşam deneyimleri düşünebiliyorum.

Örneğin: Birkaç yıl önce, bir kadınlara-özel seks partisine katıldım (ev sahipliği yaptım demek daha doğru). Oradaki diğer on iki kadın içinden sadece birkaçıyla cidden fiziksel olarak edepsizleştim. Diğerlerini öptüm, sarıldım, açık seçik konuşmalar yaptım, yahut sadece gülümsedim, ya da onlar cidden fiziksel olarak edepsizleşirken onları seyrettim.sex_parties Yalnız ben olsam, muhtemelen oradaki birçok kadınla seks yapmadığımı söylerdim. Ama deneyimin bütünü (ki acayip ateşli, tatlı, uçarı ve çok özeldi) hepimiz tarafından üretilmişti ve her ne kadar sadece birkaçının altına indiysem de oradaki tüm kadınlarla cinsellik yaşadığımı hissettim. Şimdi o partiden bir kadınla karşılaştığımda kendime hep sorarım: Biz seks yaptık mı?

Örneğin: İlk kez sadomazoşizmi denerken, çok ateşli bir kadınla birlikte oldum. Ne yapacağımızı, neyin yapılıp neyin yapılmamasını istediğimizi falan konuşuyorduk öncesinde. Ve bana, seks yapmak isteyip istemediğinden emin olmadığını söyledi. Şimdi, benim kuvvetli bir biçimde cinsel etkinlik olarak tariflediğim çeşit çeşit oyunlar ve eğlenceleri açık açık planlamaktaydık – şaplak atma, bağlama, itaat.flogger Ancak, onun zihninde, “seks” doğrudan genital temas demekti ve bunu illa ki de benimle yapmak istemiyordu. Onunla birlikte olmak olağanüstü erotik, heyecanlandırıcı, uyarıcı ve neredeyse dayanılmayacak derecede tatmin edici bir deneyim oldu. Ama tüm geceyi, birbirimizin genital bölgelerine hiç dokunmadan geçirdik. Ve tanımlarımızın bu kadar farklı oluşu beni yine meraka gark etti: Seks miydi yaptığımız?

Örneğin: Birkaç ay boyunca bir dikiz şovunda çıplak dansçı olarak çalıştım. Hiç dikiz şovuna gitmediyseniz, işler şöyle yürüyor: Müşteri minnacık köhne siyah bir kutunun içine giriyor (telefon kulübesi gibi bir şey), çeyreklikler atıyor, metal bir plaka kalkıyor ve müşteri bir pencereden çıplak kadınların dansını seyrediyor. lusty_ladyBir keresinde, bir adam kulübelerden birine girdi ve beni seyrederek masturbasyon yapmaya başladı. Ben de, ona doğru gidip çömeldim ve karşısında masturbasyon yapmaya başladım. Birbirimize sırıttık, birbirimizi seyrettik, masturbasyon yaptık, ikimiz de enfes bir zaman geçirdik. (Masturbasyon yapmam için birinin bana para ödediğine inanamıyordum. Zor iş, ama birinin yapması gerek…) Sonra o gitti, ben de kendi kendime sordum: Biz şimdi seks mi yapmış olduk?

Demem o ki, tanıdığım biri olsa, o cam ve çeyreklikler olmasa, kafamda en küçük bir soru işareti olmazdı. Yarım metre mesafede oturup biriyle karşılıklı olarak masturbasyon yapmak? Evet, gayet de seks derim buna ben. Ama bu farklıydı, çünkü o bir yabancıydı, çünkü cam vardı, çünkü çeyreklik atıyordu. Seks miydi?

Hala bir yanıtım yok.

Not: Bu muhtemelen benim en çok bilinen, en etkili olan ve en yaygın okunan yazım. Birçok yerde yeniden basıldı (Ms. Magazine’de onların onaylamadığı seks türlerine referansların kesildiği bir biçilmiş versiyon da dahil), ve birçok üniversite düzeyinde derste okutuluyor. Cidden. Bir keresinde kendimi Google’ladım ve bir üniversitenin online vize sınavında bu metinle karşılaştım. Belki de yazar olarak en çok gururlandığım andır.

erotic_impulse

***

[Greta Christina’nın bu yazısı ilk olarak The Erotic Impulse‘ta (ed. David Steinberg, Tarcher Press, 1992) yayınlandı.  Çeviride “Are We Having Sex Now or What?” metnini esas aldım.]greta

Seni heyecanlandıran, beni de heyecanlandırıyor.

Sevişmekle ilgili dertlerimi sıklıkla anlatıyorum burada. Favori dertlerim “Kadınlar ne ister?“, “Penetrasyon ve diğer belalar” ve “Kadın orgazmı da neymiş?” yazılarında geçiyor (başlıklar yeterince açık sanırım). Şimdi bunlara ilaveten sevişmeyi uzatma konusuna girmek istiyorum.

Burada kastım erken boşalma değil. Daha önce başka bir yazıda da değindiğim gibi, erken boşalma dediğimiz şey bir hastalık ve Uluslararası Hastalık Sınıflandırması (ICD-10) erken boşalmayı cinsel ilişkinin başlamasından itibaren ilk 15 saniye içinde boşalma olarak tanımlıyor.

Konu şu: Sevişmek çok güzel bir şey. Boşalmak ve/veya orgazm da öyle gerçi, ama sevişmeyi uzatmak ve orgazmı geciktirmek tabii ki daha eğlenceli. Örneğin “ön sevişme” denilen ama benim sevişmenin bir parçası saydığım  şeyleri (asıl işin ön etkinliği değil yani) uzatmak mantıklı bir seçenek. Ama heyecanımız arttıkça daha hardcore şeyler bir bakıma kaçınılmaz oluyor sanırım. Bu da bizi penetrasyon süresini uzatmak konusuna getiriyor.

Okuyucularımdan (a.k.a. blogu takip eden iki-üç arkadaşımdan) biri aylar önce bana şöyle bir şey yazmıştı.

“Penetrasyon süresini uzatmak için alakasız şeyler düşünebilirsin. (Literatürde ‘grandma’ olarak da geçiyor, “yaşlı bir kadını ya da direkt anneanneni düşün” manasında :) ) Diyeceksin ki neden heyecanlandığım bir anda kendime bu işkenceyi yapayım? Yapma bence de. Şahsen benim zevkim için sevgilimin abuk sabuk şeyler düşünmesi benim de motivasyonumu düşürüyor zaten. Başka bir yöntem de pozisyon değiştirmek. Bu daha eğlenceli, üstelik bir süre sonra sırf “dakka-skor” amaçlı değil, eğlence için yapılıyor. Özellikle kadının kontrolü eline aldığı birçok pozisyon erkek için gerekenin bir tık altında, hız ve yoğunluk açısından. Dolayısıyla süre uzuyor. …”

Bir kere, kendime işkence etmek gibi bir kaygım yok. Zaten burada konum partnerimin zevk almasını sağlamak değil (onun için daha kolay bir seçenek olarak cunnilungus var mesela), benim aldığım zevki uzatmak. Zevki ortadan kaldırarak uzatmak diye bir seçenek manalı olmuyor bu durumda. Grandma’lı ilk öneriyi şimdilik geçelim.

Pozisyon değiştirme önerisi birçok çiftin uyguladığı bir yöntem. Ve sıklıkla işe yarıyor. Ama işte şimdi dananın kuyruğunun koptuğu yere geldik:

Benim süreyi uzatmakla ilgili sorunum aslında o kadar da fizyolojik değil. Uzun süre sevişebilmek istiyorsam zaten partnerimle görüşmeden önce mastürbasyon yapabilirim. Benim derdim, başlıkta geçen hadise: Partnerimi heyecanlandıran, beni de heyecanlandırıyor.

positioned

Kontrolü kadın da alsa erkek de alsa, ben partnerimin haz almasından etkileniyorum. Dikkat et bak, partnerimin haz alması beni mutlu eder falan demiyorum. Sevişme anında, partnerimin heyecanlandığını görmek beni tahrik ediyor. Yani olayın hangi pozisyonda olduğumuzdan biraz bağımsız bir yanı da var.

Bu gerçek bir “sorun” değil elbette. Aslında bunu güzel bir şey olarak anlatıyor olmam lazım belki de. Ama ortada bir dert olduğunu da kabul edelim. Şöyle açıklayayım:

1) Partnerimin çok zevk aldığı bir şey yapmaktayız. 2) Bu beni de tahrik ettiği için, yapmakta olduğumuz şeyi devam ettiriyorum. 3) Partnerim iyice heyecanlanıyor. 4) Ben hem yapmakta olduğumuz şeyden dolayı hem de partnerim zevk aldığı için tahrik olduğumdan, ondan daha da fazla heyecanlanıyorum. 5) Boşalmaya yaklaştığımı hissediyorum ama daha uzun sevişesim var; üstelik partnerimin de henüz oralarda olmadığını farkediyorum. 6) Yavaşlıyorum veya pozisyon değiştiriyorum. 7) Partnerimin çok zevk aldığı bir şeyi yarıda bırakmış oldum. Üstelik tam da çok zevk aldığı için yarıda bıraktım.

İşte bu da benim dertlerimden biridir.

Partnerimin zevk aldığı ama benim için çok çok rahatsız olan pozisyonlar keşfetmek dışında da bir çözüm gelmiyor aklıma…