Tag Archives: cunnilingus

Seks 102

Seks eğitimi aldım, bilen biliyor. Partnerim bana verdi dersi, yoksa öyle online kurs değil, sertifikalı eğitim falan da değil. Seks101 de dediydik bu derse. Özünde, partnerime nasıl ilgi gösterebileceğim ve onu nasıl memnun edebileceğim üzerineydi ders. NŞA yapmadığım şeylere odaklandık; doğru dürüst öpüşmek, parmakla uyarma, vibratör kullanmak gibi.

Gizli amacımız, haftada en az bir kez partnerimin hoşuna giden şeyler yapacağımı garanti etmekti. Böylece 13 haftalık tam bir program hazırladık. Arada sırada çuvalladıysam da, her dersin çıkışında hoca hayatından memnundu ve kendisine ilgi gösterilmiş olduğunu hissediyordu.

Neyse, haftalar birbirini kovaladı. Final sınavı geldi çattı. Ben de C aldım sınavdan (100 üzerinden 72 aldım). Yani dersi geçtim. Ama pekiyiyle değil, iyiyle bile değil.

Sömestr bittikten sonra birkaç hafta ara verdik (sekse değil, derslere ara verdik). Şimdi ne yapacağımızı konuştuk. Benim, sevişmelerimizde partnerime ilgi göstermeyi ve onun memnun edecek şeyleri yapmayı alışkanlık edinmeye başladığım sonucuna vardık.

Bu son cümleyi tekrar edeyim.

Benim, sevişmelerimizde partnerime ilgi göstermeyi ve onun memnun edecek şeyleri yapmayı alışkanlık edinmeye başladığım sonucuna vardık.

Ama, partnerime, onun istediği ölçüde ilgi göstermeyi ve onun memnun edecek şeyleri yapmayı alışkanlık edinmeye başladığım sonucuna varmadık. Yani, seviştiğimizde her şey iyi hoş, ama bakalım bakalım “yeterli” sıklıkta sevişiyor muyuz? Yanıt hayır çıktı. Sonuç olarak partnerime yeterince ilgi göstermemiş oluyordum.

O zaman dedik, Madem öyle dersin devamını tasarlayalım, böylece hem yeni şeyler deneriz, hem de haftada en az bir kez ilgi göstereceğimi garanti etmiş oluruz. Hoca dedi ki benim öğrenmem gereken 13 haftalık materyali yokmuş. (Oley!) O yüzden, sırf birlikte denemek için yeni şeyler koyduk müfredata.

Bu Seks102 dersi, sanki biraz seminer dersi gibi olacak. O yüzden her hafta ders notlarımı yazmayı düşünmüyorum.

Yine de, müfredatı seninle paylaşmak istedim.

1. hafta: Öpüşme

Bu, Seks101’in ilk dersinin aynısı. Hala beceremediğime ve konuya gereken ilgi ve alakayı da göstermediğime göre, tekrar edelim dedik.

2. Hafta: güvenlİ bölgeler

Bu da Seks101’in final sınavında çuvalladığım konulardan biri olduğu için yeniden müfredata eklendi. İçerik kabaca aynı olacak, maksat bu “ön sevişme” de diyebileceğimiz şeyleri özümsememi sağlamak.

3. hafta: havlu & el

Bu ders benim için biraz gizemli. Anladığım kadarıyla, havlunun pütürlü yüzeyi çok hoş bir his mi verirmiş ne, sırf parmakla klitorisi uyarmak yerine havlu ve parmakla klitorisi mi uyaracakmışım, öyle bir şeyler. Eğer sonunda enteresan bir şey çıkarsa haberdar ederim, ama -aramızda kalsın- pek sanmıyorum.

4. hafta: duş

Bu herhalde birçok insanın fantezisi. Duşta, sabunun kayganlığı, ıslak ıslak olaylar falan. Tabii benim duşta ereksiyon sorunlarım falan olacak. Ama yine de eğlenceli olabilir mi acaba diye deneyelim dedik.

5. hafta: küçük oyuncak + masaj

Başlık aslında olup bitecekleri pek anlatmıyor. Burada asıl mesele küçük oyuncaktan ziyade masaj olayı. Masajı nereye yapacağımı sor, bi sor bak, sor bi.

Efendim, ayıptır söylemesi, kimi insanlar ellerini yumruk yapıp partnerimin rektal bölgesine masaj yaparlarmış. (Burada fisting olaylarına girmiyoruz kesinlikle, hemen sil aklından o görüntüleri. Ya da silme, ne halin varsa gör. Beni ilgilendirmez.)  Benimse tüm anal rektal olaylarla ilgili derin tabularım var. İşte bu tabuları aşmak için bu yöntemi deneyelim dedik. Her şey kıyafet üstünden yapılacağı için üstesinden gelebilirim sanıyorum. Hayırlısı bakalım.

6. hafta: kadın prezervatİfİ

Bu dersin adı üstünde. Hiç kullanmadık şimdiye kadar, denemedik bile. Deneyelim dedik.

Ben kendi penisimi plastik bir şeyle sarmaya alıştım çoktan. Ama penisimi plastik bir şeye sokmak? Göreceğiz.

7. hafta: rİTİMLİ büyük oyuncak

Burada büyük vibratörle penetrasyonu çok yavaş ama sabit bir ritmle deneyeceğiz. Benim kendi başıma yapamadığım bir şey, çünkü aynı kasları uzun süre kullandığımda canım acımaya başlıyor ve ya pozisyonu ya da hızı değiştirmem gerekiyor. Oysa elimde bir aletle bunu deneyebilirim.

8. hafta: büyük oyuncak + ağız

Önceki derste denemediğimiz bir şeydi, vibratörle penetrasyon esnasında cunnilingus yapmak.

9. hafta: kadın üstte

Bu benden çok partnerim için tasarlanmış bir ders. Hala, onun üstte olduğu durumda kalçasını nasıl hareket ettirmesi gerektiğini keşfedebilmiş değil. Bundan kastım, beni memnun etmesi değil. Kendisi de pek öyle keyif alamıyor. Tuhaf işler. Biraz onun deney yapmasına ve benim yaptıklarıyla ilgili eş zamanlı yorumlarıma dayalı bir ders olacak muhtemelen.

10. hafta: oturarak

Bunun da adı üstünde. Ben ikimizin de oturur halde olduğu bir pozisyonda penetrasyonun geometrik olarak imkansız olduğunu düşünüyorum. Buna tek istisna, benim (kol koyacak yeri olmayan) bir sandalyeye oturmam partnerimin de üstüme oturması olabilir. Böylece de önceki haftanın devamı gibi oluyor bu ders.

11. hafta: Özet

Bu, önceki haftaların bir çeşitlemesi olacak.

12. hafta: fİnal sınavı

Denediğimiz bazı şeyleri ve öğrenmem icap eden (öpüşme, güvenli bölgeler gibi) şeyleri test etmeye bir hafta ayırdık, tıpkı Seks101’de yaptığımız gibi.

13. hafta: benİM fantezİm

Bu da bana bir çeşit ödül gibi. 25 hafta boyunca öyle ya da böyle partnerime ilgi göstermeye çalıştığım için, bu son haftayı benim seçeceğim bir fanteziye ayırdık. Gerçi ben süper vanilya bir insanımdır, hiç öyle fantezilerim falan da yoktur; deyip geçiştiresim var, ama partnerim önerdiğinde, ya aklıma ilginç bir şey gelirse diye düşündüm ve ses etmedim.

*

Dediğim gibi, bu derste düzenli not tutmayacağım için tüm bu derslerde olan biteni detayla anlatmayacağım. Ama arada enteresan bir şey fark edersem sırf onunla ilgili bir şeyler yazabilirim elbette.

Bir elin nesi var, iki elin sesi var, iki el bir ağzın daha çok sesi var?

Koordinasyonun en zor olduğu ders, hem parmakla penetrasyon yaptığım, hem diğer elimle klitorisi uyardığım, hem de aynı anda dilimi kullandığım 8. hafta dersiydi.

*

Genel olarak vücut sıvıları hoşuma gitmiyor, bu da cinsel hayatımı zorlaştırıyor. (Kendi başıma mastürbasyon yaparken bile, nereye nasıl boşalacağımın hesabını yapıyorum dikkatlice.) Vaziyet: Klitorisi elle uyaracaksan, parmaklarının kaygan olmasına dikkat etmen lazım. Bunu yapmanın en basit yolu, parmağını ağzınla ıslatman (yani salyanla, ıyyy). Ama benim gibi takıntılarla dolu bir insansan, daha zorlu olan çözümü seçeceksin: önce uzun uzun klitorisin etrafını uyaracaksın, böylece partnerin ıslanacak, sonra bunu kullanarak parmaklarını ıslatacaksın.

İşte bu derste, daha kolay bir yol keşfettim! Dilimle doğrudan partnerimi uyarırken ortamı ıslatıyorum yavaş yavaş, böylece parmaklarımı kullandığımda partnerimin canı yanmıyor. Karmaşık hesaplar peşinde olduğumu kabul ediyorum.. Yine de, ders mers ayağına böyle küçük avantajlar edinmenin bir sakıncası olmasa gerek.

*

İkincisi, tuhaf bir taktik geliştirdim. Sonradan partnerime söyledim, bak ben böyle bir şey yaptım oldu, diye, o da hak verdi.

Bilmem söylemiş miydim: vajinal uyarma çok yoğun olduğu için, klitorisi ne kadar uyarırsam uyarayım vajina baskın çıkıyor (G noktası mı neyse artık o zımbırtı), bu yüzden de vajinal uyarma sırasında partnerim orgazm olmuyor/olamıyor. (Muhtemelen başka başka partnerler, sırf vajinal uyarmayla orgazm oluyorlardır, benimki de bu çeşit.)

Yani şöyle absürt bir durumda kaldım ders boyunca: dersin konusu itibariyle, ders boyunca vajinal uyarma gerçekleştirmeliyim, ama ders bitmeden partnerim orgazm olsa fena olmazdı bak. Bu yüzden, parmağımla çok fazla bir hareket yapmadım bir süre sonra. Parmağımla tek yaptığım “vites değiştirmek” oldu.

Vites değiştirme dediğim, şöyle bir şey: Diyelim ki klitorisin etrafında elim veya ağzımla daireler çiziyorum (ve diğer elimin bir parmağı vajinanın içinde, hareketsiz duruyor). Diyelim ki partnerim çok heyecanlandı ve bir sonraki aşamaya, klitorise doğrudan temas etme safhasına geçmeye karar verdim. Bunu genellikle (bileğim ağrıdığı ve parmağım yorulduğu için) yukarı-aşağı hareketle yaparım. İşte, dairesel hareketten bu dikey harekete geçmek için debriyaj olarak parmağımla G-noktasını uyarıyorum bir iki kez. Partnerimin buna tepkisi, arabanın vites değiştirirken verdiği tepkiye çok benziyor: Kalçası hafifçe yükseliyor, çıkardığı sesler değişiyor, ve olayın hızı artıyor.

Anlattım bunu ona, böyle bildiğin araba örneğiyle falan… Eyvallah dedi.

*

Tüm bunları yaparken bir noktada olaya yabancılaştığımı kabul etmeliyim. Partnerimin cinsel organlarını böyle kurcalarken sanki bir oyuncakla oynuyormuş gibi hissettim. (İki elimi ve aynı anda ağzımı kullanmak için iyicene ortama gömüldüğüm için partnerim arada bir sırtımı ve bacaklarımı okşamak dışında bana pek erişemiyordu.) Neyse sonra onun yüzüne baktım, ne hissettiğine / ona ne hissettirdiğime odaklandım. Böylece tekrar havaya girdim.

Bu haftanın dersi de böyle geçti.

Eğlenceli / Normal / Sıkıcı

Sevişirken, doğrudan seni uyaran ve heyecanlandıran birçok şey yapıyorsun (ya da partnerine yaptırıyorsun). Bunlar mesela seni oral yolla uyarması olabilir, penetrasyon olabilir, sıkı sıkı sarılmak olabilir, elle veya parmakla yapılan şeyler olabilir.

Ama seni heyecanlandıran her şey partnerini heyecanlandıracak diye bir şey yok tabii. Daha kötüsü, partnerini heyecanlandıran kimi şeyler sana bayık geliyor olabilir. İşte o zaman, sırf partnerinin zevk aldığını görmek, ona bu zevki verenin sen olduğunu hissetmek için bir şeyler yaparsın; ayrıca, partnerini heyecanlandırmak seni de heyecanlandırır muhtemelen.

Bu kadar laf kalabalığı yeter. Önceden, sevişirken neye Evet / Hayır / Belki diyeceğim hakkında bir egzersiz yapmıştım. Şimdi soruyu, partnerimin cinsel tatmini açısından tekrar soruyorum:

Beni doğrudan uyarmayan, ama partnerimi uyaran hangi cinsel etkinlikleri yapmak eğlencelidir? Hangilerini, pek de eğlenmeden, yalnızca seksin bir parçası olarak yaparım? Hangilerini yaparken sıkılıyorum?

Cunnilingus

Süper eğlenceli. Hem partnerimin kalçalarına ve bacaklarına dokunuyorum, hem de tüm bedenini seyretme fırsatım oluyor. Ayrıca, klitorisini yalamak hoşuma gidiyor. Doğrudan tahrik olmuyorum genellikle cunnilingus boyunca, ama sonlarına doğru bayağı bir heyecanlandığım da doğrudur.

Elle klİtorİsİ uyarma

Meh… Bunu nasıl yapacağımı bir türlü anlayamadım. Kıyafetlerin üstünden olursa eyvallah, ama partnerim çıplakken hiçbir şeyi beceremiyorum. Bir kere, klitorisi bulmak zaman alıyor; ikincisi, elim için bileğimi ağrıtmayacak bir pozisyon bulmakta zorlanıyorum; üçüncüsü, bazen fazla sert bazen fazla yumuşak dokunduğum için, bir türlü doğru ritm ve kıvamı tutturamıyorum. Üstelik elim oradayken eğilip öpmek falan da zor oluyor.

Ama bunların yanında, partnerimin tüm vücudunu seyretme şansım oluyor, diğer elimle istediğim her yere dokunabiliyorum, ve arada bir dudaklarını da öpebiliyorum. Yani biraz kafam karışık ne hissetiğim konusunda.

Sanırım elle klitorisi uyarma sırasında onun da benim penisime (eliyle veya ağzıyla) dokunabiliyor olması denklemi olumlu anlamda değiştirebiliyor. Ama bu yazı, yalnızca, benim doğrudan uyarılmadığım senaryolarla ilgili.

PARMAKLA PENETRASYON

Uzun uğraşlar sonunda, bunu yaparken bileğimi ağrıtmayacak birkaç pozisyon bulabildim. Ama başka sorunlarım var:

Her şeyden önce, elim vıcık vıcık oluyor. Ve evet, bu önemli bir faktör benim için. Elimi, vajinasından çıkardıktan sonra ıslak mendille temizlemeden başka hiçbir şey yapamıyorum.

İkincisi, kendimi bir seks oyuncağı gibi hissedebiliyorum bazen. (Bunu klitorise dokunurken hissetmiyorum bak, ne saçma değil mi? Oysa vibratör daha ziyade bunun için kullanılır.) Galiba “Lan bunu yapmanın beni de tahrik eden bir versiyonu varken niye kenarda oturup penetrasyonu seyrediyorum ki” gibilerden bir his oluşuyor içimde. Ama tabii buradaki avantaj, cinselliğin daha uzun sürmesini sağlaması olabiliyor.

Üçüncüsü ve en önemlisi: Lan ne yaptığım hakkında en küçük bir fikrim yok! Nereye dokunmalı? Hangi hızda şey etmeli? Parmakların pozisyonu nasıl olmalı? Kaç parmak olmalı? Belki bunları biraz bilsem, yani olayı azıcık kendi kontrolüme alabilsem, daha eğlenceli olabilir. Ama şimdiki haliyle gayet bayık bir şey parmaklamak.

(“La madem öyle ne sormuyon partnerine?” diyorsun di mi? Haklısın. Ama bu bir sonraki yazının konusu olacak.)

ÖPÜŞMEK

Sanırım şu Friends alıntısı her şeyi özetliyor. Tamam, partnerimi öpmek, tüm bedenini öpüp koklamak falan elbette olağanüstü bir şey. Bunu ben hiç kimse tahrik olmasa da yapmak isterim.

Ancak, anladığım kadarıyla, dilli gürültülü öpücükler kimi kadınları doğrudan tahrik edebiliyor. (Belki kimi erkekleri de tahrik ediyordur, onu bilemiyorum.)

Açık konuşalım: Ağzım beni hiç de heyecanlandırmayan bir şeyle meşgul; ellerim desen suratlarımız birbirine yapışıkken gidebilecekleri pek az yer var; bir keresinde penisimi sürtmeyi denedim öpüşürken, dişlerimiz çarpıştı o kargaşada, sonra tüm olaya ara verdik ikimizi de gülme tuttuğundan.

Aklım yetmiyor şu öpücük olayına.

ANAL SEKS

Ay hayır. Ne bana ne ona. Konuyu kapatalım lütfen. Çok denedim, neler yapmadım, olmuyor olamıyor.

ALET EDEVAT KULLANARAK UYARMA

Bu başlığı öyle çok eksantrik bir şey olarak koymadım buraya. Daha çok,  elle uyarmanın bir varyasyonu olarak düşün.

Galiba alet edevatın avantajı, elle yapacağım şeyleri daha efektif olarak gerçekleştirebilmem. Ama bunun için o aletlerin nasıl kullanıldığını öğrenmem lazım. Öğrendikçe eğlenceli-normal-sıkıcı skalasında sola doğru gideceğimi varsayabilirim.

ÖZETLE

Kendime bu soruları sormam, partnerimle yaşadığımız bir krizde akıl ettiğimiz bir ev ödevi. Kriz tam da benim onu tatmin etmeyi pek kafaya takmamamdan kaynaklanıyordu.

Yukarıdaki listenin de gösterdiği üzere, sırf partnerim keyif alıyor diye bir şeyler yapmaya öyle pek de müsait değilmişim. Bu bir.

İkincisi, en başından benim eğlenceli bulduğum cunnilingus hariç, diğer eylemler hakkında pek de bilgim yok. Bu iyi haber, çünkü durumun biraz daha iyileştirilmesi mümkün demektir.

Bunu yazarken, diğer erkeklerin neye ne kadar meraklı ve/veya müsait olduğu hakkında hiçbir şey bilmediğimi fark ettim. Bu yazıyı erkek arkadaşlarına (arkadaşın olan erkeklere yani) yollar mısın? Belki isim vermeden yanıtlarını paylaşmak isterler.

Angarya

Enteresan bir ikilem fark ettim.

Şimdiye kadar hep, sevişirken aklımın hep sevişmede olması gerektiğini, aksinin partnerimi önemsemiyor olmak (veya eğer başka insanları hayal ediyorsam, partnerimi aldatmak) anlamına geleceğini falan düşünürdüm. O yüzden de zihnim çok meşgul olduğu zamanlar ya sevişmekten kaçınırdım (bir çeşit “ay bugün başım ağrıyor” gibi düşün) ya da sevişmeyi görece kısa tutardım ki zihnim dağılmasın işin ortasında.

Çok güzel, çok zarif fikirler bunlar tabii.

Ama sonra, orgazma ulaşması benim alışageldiğimden daha uzun süren biriyle birlikte olmaya başladım.

Böylece, tuhaf sahneler yaşanır oldu, özellikle cunnilingus sırasında. Yarınki toplantıda konuşulacak konuları ve aktarmam gereken ön bilgileri düşünürken mesela, partnerim “Yoruldun mu?” ya da “Sıkıldın mı?” diye soruyor. Ne diyeyim? İnsan sırf onu heyecanlandırmak için ımh ımh falan diyebiliyorum eyvallah (bir de yani, gerçekten eğleniyorum, hoşuma gidiyor onun bedeniyle oynaşmak, çok da yalan sayılmaz çıkardığım sesler), ama böyle bodoslama sorunca ne diyeyim? Zaten azıcık sessiz kalınca hemen malum sonuçlara varıveriyor o da.

Neyse işte, bununla birlikte, “Bunu mecbur olduğunu hissettiğin için yapmanı istemiyorum.” ve “Keyif almadığın bir şeyi yapmamalısın.” temalı konuşmalar yaşadık. Ben de, “Eh, peki, madem öyle, ben de hiç kasmayayım kendimi.” diye rahatladım, yaydım kıçımı yatmaya başladım. (Hazırmışım demek ki yan gelip yatmaya.)

Gel zaman git zaman, ortaya çıktı ki, benim keyfimin geldiği sıklık esasında partnerimin ihtiyaçlarının yanına bile yaklaşamıyor. Yani evet ben sadece canım istediğinde ona uzun uzun zaman ayırıyordum; ama bu sefer de kriz tersten, “Beni hiç arzulamıyorsun.” yönünden çıktı.

Tabii ki bütün krizler gibi bu da büyüdü, büyüdü, yeni krizler doğurdu, çoluk çocuğa karıştı, ortalık iyice karıştı, torun tombalak derken kocaman bir krizler geniş ailesine sahip olduk.

Baktım oluru yok, şöyle enteresan bir çözüm ürettim:

Sevişmeye çok azıcık keyfim varken başlıyorum (bu demek oluyor ki sıklıkla ben başlatıyorum seksi, bu da arzulanırlık tartışmasını rafa kaldırıyor), partnerimle oynaşmaya, ona dokunmaya başlıyorum. İşte sonra eller diller işin içine giriyor. Dürüstçe şöyle söyleyeyim: partnerime odaklı bir 15-20 dakikadan sonra anca benim ilgimi çekmeye başlıyor olay. O da zaten bundan bir 5-10 dakika sonra orgazm olduğundan, kafam rahat oluyor. Onun en heyecanlı olduğu noktada ben de ona odaklanmış oluyorum, sonrasında da zaten ben heyecanlanmış olduğumdan onu hiç hayal kırıklığına uğratmıyorum.

Bir diğer deyişle: Eskiden sevişmenin orta yerinde ona odaklanıyordum. Böyle olunca, bu işin ortasında dikkatim dağılıyordu. Oysa şimdi dikkatim dağınık başlıyorum, ama başlangıçta onun da dikkati çok derli toplu olmuyor, o yüzden onu rahatsız etmiyor bu durum.

Peki “sevişirken aklımın hep sevişmede olması gerektiği, aksinin partnerimi önemsemiyor olmak (veya eğer başka insanları hayal ediyorsam, partnerimi aldatmak) anlamına geleceği” hikayesine ne oldu, diye sorarsan…

Bilmem.

Yaşanmış bir fantezinin öyküsü

Kadın kapıyı açtığında üstünde yeşil elbisesi vardı. Elbisenin kısa eteğinin altına normalde yaptığı gibi tayt giymemişti. Erkek, konuşmadan, doğrudan kadının dudağına yapıştı. Birbirleriyle sarmaş dolaş, duvarlara çarpa çarpa kadının yatak odasına gittiler.green dress

Kadın yatağa oturdu.

Erkek yavaşça geriledi, sırt çantasını çıkarıp yere koydu, çantayı açtı, içinden iki kumaş kemer çıkardı. Kadının sağ ayak bileğini kavradı, yatağın köşesine kemerlerden biriyle bağladı. Düğümü atarken duraksadı, kadına döndü, düğümü ona bakarak sıkıştırdı. Böylece canını yakmadığından emin olmak istemişti, kadın başıyla onayladıktan sonra ayağını bıraktı ve kadının üstüne çıktı.

Pantolonunu ve donunu indirdi, kadını sırt üstü yatırdı ve penisini kadının ağzına soktu. Kadın onu emip yalarken sol kolunu kavradı, yatağın üst kısmına uzandı ve kadının sol el bileğini yatağın üst demirlerine bağlamaya başladı. Kadın bu arada sol eliyle yumurtalıklarını okşuyor ve ağzını (bu pozisyonda yapabildiği ölçüde) ileri geri oynatıyordu.

Kalçasını yavaşça yukarı kaldırdı ve artık sertleşmiş olan penisini kadının ağzından çıkardı. Düğümü tamamlamak üzereydi ve kadına tepki verme fırsatı sağlamak istemişti. Sakince düğümü sıkılaştırdı ve yataktan kalktı.water

Mutfağa gitti, büyük bir bardağa su doldurdu. Tuvaletten tuvalet kağıdını aldı, ikisini de yatağın yanındaki komodine koydu. Gözlüğünü çıkardı. Kadın onun tüm bu hareketlerini sabırsızlıkla izliyordu. Gözlüğünü de tuvalet kağıdının yanına koyduktan sonra teklifsizce eğildi ve kadının iç çamaşırını indirdi.

Sağ bacağı ve sol kolu bağlı kadının vajinasına kafasını gömdü ve hiç ön hazırlık yapmadan hızlı ve sert bir biçimde yalamaya başladı. Bunu bir çeşit tecavüz fantezisi olarak düşünmüştü. Kadının vajina dudakları açıldı ve ıslanmaya başladı. Bu sırada da kadın eliyle erkeğin saçlarını okşamaya başladı. Bunun üzerine erkek durdu, kadının elini tuttu ve kendinden uzaklaştırdı. Ayağa kalktı ve bir dakika boyunca kadını seyretti.small

Sonra tekrar başladı onu yalamaya. Bu sefer önce yavaş, sonra eliyle kasıklarını ovuşturarak, ardından da kademeli olarak hızlandı. Kadının hırıltıları çığlıklara dönüştü ve kadın orgazma ulaştı. Erkek durdu, dizlerinin üstünde doğruldu, komodine uzandı, bardaktaki suyun yarıya yakınını içti, tekrar yumuldu.

Kadın bu pozisyonda iki orgazm daha yaşadı.

Artık klitorisi acıyordu, çünkü erkek orgazm anında da hemen sonrasında da azıcık dahi ara vermiyordu. Bu üçüncü orgazmı sırasında kadın sol bacağıyla erkeğin sırtına vuruyor, eliyle saçlarını çekiştiriyor, bir yandan da bedenini çevirerek onun dilinden kurtulmaya çalışıyordu.sweaty-woman-in-bed

Erkek tekrar doğruldu, bir parça tuvalet kağıdıyla ağzını sildi, bardağa uzandı. Bir yandan bardaktaki suyu içerken bir yandan da sol elinin iki parmağıyla kadının klitorisini okşamaya başladı. Kadın erkeğe uzanmaya çalışıyor, eliyle penisini kavramaya uğraşıyordu. Erkek üç parmağını vajinaya, girebildiği kadar içeri soktu ve hızla çıkardı. Parmaklarının ıslaklığını inceledi, sonra tekrar soktu ve kadının içinde gidip gelmeye başladı. Bir yandan da diliyle klitorisi uyarıyordu. Kadın bu pozisyonda bir kez daha orgazm olduğunda artık bacakları titriyor, bedeni sarsılıyordu.

Erkek tuvalet kağıdıyla parmaklarını sildikten sonra kadına uzandı ve onu dudaklarından öptü. Kadın, nefes nefese, yatakta öylece takatsiz bir şekilde uzanıyordu. Erkek kadının canını yakmamaya özen göstererek düğümleri çözdü, kemerleri çantasına koydu, bu arada çantasından bilgisayarını çıkardı. Gözlüklerini takıp bilgisayarıyla birlikte mutfağa gitti; bir yandan bilgisayar açılırken, bir yandan o da buzdolabını kurcaladı. Önce masanın üstüne koyduğu bilgisayardan müzik açtı, sonra dolaptan çıkardığı kabakları yıkayıp doğramaya başladı.

Bu sırada kadının nefesi düzene girmişti.

Blog okuması: İdeal partner

Burada şimdi sana hayalimdeki güzel prensesin nasıl biri olduğunu, nasıl bir insanla hayatımın sonuna kadar yaşamak isteyeceğimi anlatacak değilim. En romantik muhasebeciye bile baygınlık geçirtecek böyle bir girişimin yerine, cinsellik açısından partnerimin ne gibi özellikleri olsa iyi olurdu, onu anlatacağım. Bunun ilk dediğimden daha eğlenceli olacağına garanti veremiyorum, ama daha sıkıcı olmayacağına emin olabilirsin.

BİR GÖZLEM: HAYIRCI KADINLAR, EVETÇİ ERKEKLER

Erkek-egemen toplumdan uzun uzadıya bahsetmeden ve yazıyı görece özgür iletişim kuran insanlarla sınırlayarak, şöyle bir gözlemle başlayayım: Cinsel özgürleşme ve cinselliğin özgürleşmesi, kadın ve erkek için farklı şekillerde yola çıkıyor.

Vaziyetimiz öyle harap ki, kadın için cinsel bir obje olmaktan çıkmak, “Hayır” demekle başlıyor. Bu Hayır, kadının partnerine kendisine zevk vermeyen veya canını acıtan bir şeyi söylemesine yarıyor. Her şeyden önce, kadın cinselliğin aktif bir öznesi haline geliyor böylece. Ayrıca, cinselliği porno videolardan öğrenmiş erkekler kitlesinin belki de en acil ihtiyacı da bu.akıllı ol

Erkek içinse özgürleşme, yeni şeylere “Evet” demekle başlıyor sanırım. Son elli yılın cinsel yaşama belki de en ciddi katkısı, kadın orgazmıyla klitorisin ilişkisinin ortaya konması oldu. Böylece erkek için oral seks yapmak vb. cinsel davranışlar norm haline geldi. İşte mesela erkek buna Evet diyerek, partnerinin zevk almasını ve seksin çok daha zevkli geçmesini sağlayabiliyor. (Banal şeyler söylüyor gibi olduğumun farkındayım, ama ben tüm bunları çok çok geç fark ettim ve fark edince de hakiki bir aydınlanma yaşadım. O yüzden bahsetmeden geçmek ayıp olur.) Öte yandan erkek açısından da, prostatın anal olarak uyarılması gibi eskiden homofobik sayılıp dışlanan pratikler ortaya çıkageldi. Bunlara Evet demeyi deneyerek de cinsel deneyimini iyileştirmesi mümkün bir erkeğin.

Uzun lafın kısası: Cinsellik açısından, kadınların özgürleşmesi “Hayır” ile erkeklerin özgürleşmesiyse “Evet” ile başlıyor.

Bunu ne kural olarak ne de iyi bir şey olarak söylüyorum; sadece şimdiye kadarki minnacık gözlemimi paylaşıyorum. Ayrıca, böyle başlıyor diye böyle devam edecek diye bir kural yok, hatta lütfen böyle devam etmesin.

EVETÇİ KADINLAR, HAYIRCI ERKEKLER

Demin söyledim ama tekrar etmeye değer: Erkeklerin (ve maalesef kadınların) büyük bir kısmı cinselliği endüstriyel pornodan öğreniyorlar. İşte bu yazının özeti de budur: İdeal seks partnerimin bu bilgiyi iyicene sindirmiş olmasını isterdim.bilmiş

Birkaç millenyumluk erkek-egemen düzenden süzülerek kristalleşen porno videoların kadınlar hakkında çizdiği imajdan bir kez şüphe duymaya başlayınca insan varoluşsal bir krize sürükleniyor. Haberin olsun. Benim geldiğim nokta şudur:

“Fazla mı hızlı gidiyorum, fazla ısrarcı mı oluyorum, sıkıcı ölçüde yavaş mı gidiyorum? … Hadi diyelim o anda yapmakta olduğum bir şeyden hoşlandığı sonucuna vardım bir şekilde, iyi ama yapmaya devam etmem gerektiği sonucu çıkmaz ki bundan. Ve nihayet: Onu tatmin ediyor muyum?? Yoksa her şey “idare edilen” bir hayal kırıklığı mı?“(Kadınlar ne ister?)

Hadi partnerimi rahatsız etmemeyi başarmak görece kolay böyle takıntı derecesinde temkinli olunca. Ama mesela: “Partnerimin orgazm olup olmadığını anlayamıyorum.” (Devamı şurada: Kadın orgazmı da neymiş?)

Yani bu anlamda erkeğin geçmişten öğrendiği şeylere Hayır demesi lazım bir miktar:

“Cinselliği penetrasyona, erkekliği de başarılı cinselliğe endekslemişiz. “Kadını yatakta memnun edememek” başarısız bir ilişkinin göstergesi (hatta karikatürlere bakılırsa boşanmanın tek geçerli nedeni (bkz. “kocalık görevlerini yerine getirememek”) ) oluyor. Cinselliğin başarısını da, uzun süre boşalmadan durabilmekle ve birçok kereler boşalmaya rağmen sevişmeye devam edebilmekle tanımlamışız. …

Eğer cinselliğin tanımı penetrasyonla veriliyorsa ve dolayısıyla penetrasyonun süresi ve niteliği karşımdaki insanın tatminini belirleyecekse, penetrasyonun benim için ne kadar kaygı verici bir şey olacağını görüyor musunuz?” (Penetrasyon ve diğer belalar)

Ya da mesela fast and furious olmayan bir sevişmenin aslında bana daha çok keyif verdiğini fark ettim ben. (Devamı şurada: every one of themDaha hızlı ! Evet ! Daha hızlı !) Hem pornonun öğrettiği hem de ergenlikte arkadaş çevremde birbirimize “öğrettiğimiz” bu kalıba Hayır demek tabii ki kolay, ama Hayır demeyi akıl etmek çok zamanımı aldı.

Ama işte bu Hayır’lar kadının Evet’leriyle dengelenmediği zaman benim gibi ne yapacağını şaşıran ördekler beliriyor.

O yüzden, ne kadar deneyimli, o kadar iyi.

… “Deneyim”den kastım sevişme sayısı, seviştiği erkek/kadın sayısı, denediği pozisyon sayısı gibi niceliksel bir ölçü değil. Daha ziyade, kendi bedenini bilen, nelerin onu heyecanlandırdığıyla ilgili fikri olan, sevişmeyi kendi istekleri doğrultusunda yönlendirebilen veya en azından benim sorularıma yanıt verebilen birini kast ediyorum, deneyimli derken.” (İlk sevişme)

Yani ideal partnerim, konuşan, beni yönlendiren, böylece nelere Hayır dediğinin yanında nelere Evet dediğini de benimle açıkça paylaşan biri olurdu. Burada “açıkça” lafı önemli, çünkü o kadar çömeziz ki bu konuda, söyleneni anlamak bile bir marifet. Bu yüzden, basit, anlaşılır bir dille açıkça ifade etmek kritik.

(Bu konuyu “Oral seks nasıl yapılmaz” ve “Cunnilinugs’ta dikkat edilecek hususlar” yazılarında detaylandırmışım biraz. İletişimin önemine ikna olduysan ve spesifik olarak neler yapılabileceğini düşünmek istiyorsan, o iki yazıyla devam edebilirsin.)

Sanırım bu konuyu “gereğinden fazla” tekrar etmeme imkan yok.

“Benim şimdiye kadarki deneyimim, hiçbir kadının ben sormadan bana ne yapacağımı söylememiş olması. Konuyu, tabii ki gayet tedirgin bir biçimde, hep ben açıyorum. Açtıktan sonra da genellikle partnerimin ağzından cımbızla laf alıyormuş gibi hissediyorum.

Sadede geleyim:

Tüm cinsellik bilgisini abuk subuk porno filmlerden edinmiş olan bunca erkek, eğer kimse onları uyarmazsa uzunca bir süre kendilerini kandırarak (ve partnerlerini mutsuz ederek) yaşayacak.

İşin kötüsü, doğrusunu öğrenmenin bir yolu yok, çünkü “doğrusu” diye bir şey yok. Her kadının tahrik oldukları şeyler farklı, her kadını rahatsız eden şeyler farklı. Dolayısıyla her partnerin bedeniyle baştan tanışmak gerekiyor. Kolay yol, her kadının profesyonel porno vidtalkaboutiteolarındaki kadınlar gibi olduğunu varsayıp bodoslama dalmak. Daha az kolay yol, her yeni kadının, önceki partnerlerimizle hemen hemen aynı olduğunu varsayıp bodoslama dalmak. Zor olan ama cinselliğin sağlıklı bir paylaşım haline gelmesini sağlayan yol içinse, mutlaka ve mutlaka kadınların açıkça konuşmaları lazım.

Kadınlar, her şeyden önce kendi cinsel hazlarını kurtarmak için ama aynı zamanda benim durumumdaki güvensiz ve kararsız erkekleri “adam etmek” için de seslerini çıkarsalar ne güzel olurdu.” (Friends with Benefits ve Hollywood’un seksten anladığı)

İnternette "ideal woman" sözcüklerini aratınca bu çıktı karşıma.

İnternette “ideal woman” sözcüklerini aratınca bu çıktı karşıma.

***