Tag Archives: orgazm

“Friends with Benefits” ve Hollywood’un seksten anladığı

Çok kötü bir Hollywood filmi izledim. Yine de, iyi ki izlemişim.

Friends with Benefits, başrollerde Mila Kunis ile Justin Timberlake’in oynadığı, neredeyse hiçbir özgünlük barındırmayan ve film çekme reçetelerinin eklektik bir şekilde birbirine yapıştırılmasıyla oluşturulmuş bir film. Kesinlikle bir zaman kaybı. Sakın izlemeyin.benefits

Film, arkadaşlıklarına seks, ama sadece ve sadece seks eklemeye karar veren bir kadınla bir erkeğin hikayesi. Erkek New York’a taşınıyor ve kadınla tanışıyor. Tesadüfe bak, ikisi de hemen öncesinde bağlanma sorunları sebebiyle sevgililerinden ayrılmışlar. Günlerden bir gün konuşurken “E hadi sevişelim lan.” deyip arkadaşlıklarına böyle bir boyut ekliyorlar. Sonra malum kafaları karışıyor falan filan.

Uzatmayayım. Sonunda, beklendiği üzere, birbirlerine aşık oluyorlar ve tadaa, mutlu son.

Filmde kayda değer iki nokta var:

Bunlardan ilki şu: Erkek karakter “Neden seks de diğer başka faaliyetler gibi olamıyor ki? Mesela tenis. Buluşursun, tenis oynarsın. Sonra el sıkışır ayrılırsın.” diyor. Kadın onaylıyor. Zaten bu konuşmadan hemen sonra erkek kadına “Ya aslında, tenis oynasak ya?” diyor vesaire. Bu elbette özgün bir laf değil. Sadece bana bu konuyu, yani cinselliğe ne anlam yüklediğim konusunu hiç işlemediğimi hatırlattı. Buna başka bir yazıda değineceğim.

İkinci ve asıl önemli olan ise, tenis muamelesi gösterecekler ya sekse, öncesinde paldır küldür kurallar koymaya başlıyorlar: “Şunu yaparım.”, “Şundan hiç hoşlanmam.”, “Şunu mutlaka yapmalısın.” gibi. Dahası, sevişirken de sözlü olarak birbirlerini yönlendiriyorlar: “Daha hızlı.”, “Boynumu öp.”, “Saçımı tut.” vb. Hatta ilk seks sahnesinde kadın erkeğin oral seks konusundaki kabiliyetsizliğiyle dalga geçiyor ve ona ne yapması gerektiğini öğretiyor.justenough

Hollywood karakterlerimiz tüm bunları, tenis oynarkenki profesyonel yaklaşımla yapıyorlar. Filmin bize verdiği mesaj, mahrem alanın yerini araçsallaştırılmış hayvani bir faaliyetin almakta olduğu. Zaten film bu “sorunu” çözecek şekilde “mutlu” sonla bitiyor.

Şimdi artık filmi unutalım ve kendimize şu soruyu soralım: Ya biz partnerlerimizle hiç konuşuyor muyuz cinsellik aktivitesi hakkında?

Hadi diyelim ki bazılarımız için seks esnasında bu gibi konuşmalar anın büyüsünü bozuyor, peki ya öncesinde veya sonrasında konuşuyor muyuz?

Bu meseleye “Kadınlar Ne İster?” yazımda biraz değinmiştim, şimdi başka bir boyutuna odaklanmak istiyorum.

Benim şimdiye kadarki deneyimim, hiçbir kadının ben sormadan bana ne yapacağımı söylememiş olması. Konuyu, tabii ki gayet tedirgin bir biçimde, hep ben açıyorum. Açtıktan sonra da genellikle partnerimin ağzından cımbızla laf alıyormuş gibi hissediyorum.

Sadede geleyim:

Tüm cinsellik bilgisini abuk subuk porno filmlerden edinmiş olan bunca erkek, eğer kimse onları uyarmazsa uzunca bir süre kendilerini kandırarak (ve partnerlerini mutsuz ederek) yaşayacak.

İşin kötüsü, doğrusunu öğrenmenin bir yolu yok, çünkü “doğrusu” diye bir şey yok. Her kadının tahrik oldukları şeyler farklı, her kadını rahatsız eden şeyler farklı. Dolayısıyla her partnerin bedeniyle baştan tanışmak gerekiyor. Kolay yol, her kadının profesyonel porno vidtalkaboutiteolarındaki kadınlar gibi olduğunu varsayıp bodoslama dalmak. Daha az kolay yol, her yeni kadının, önceki partnerlerimizle hemen hemen aynı olduğunu varsayıp bodoslama dalmak. Zor olan ama cinselliğin sağlıklı bir paylaşım haline gelmesini sağlayan yol içinse, mutlaka ve mutlaka kadınların açıkça konuşmaları lazım.

Kadınlar, her şeyden önce kendi cinsel hazlarını kurtarmak için ama aynı zamanda benim durumumdaki güvensiz ve kararsız erkekleri “adam etmek” için de seslerini çıkarsalar ne güzel olurdu.

***

Eksik kalmasın, filmin künyesini de vereyim.

Friends with Benefits (2011)

Yönetmen: Will Gluck

Oyuncular: Mila Kunis, Justin Timberlake, Patricia Clarkson

Erkekler boşalmadan orgazm olabilir mi?

Yıllardır düşündüğüm bu soruya şimdi “Yanıt ‘Hayır’ değil.” şeklinde net bir yanıt verebilirim.

Çok tatmin edici bir yanıt gibi durmuyor, ama zayıf da olsa ortada bir iddia olduğunda anlaşalım.

Öncelikle, sanırım orgazmın ne olduğu konusunda çok az fikrim var.orgasmic hand

Genellikle, boşalmam orgazm olduğumu ifade ediyor, ama her zaman değil. Biraz kötü bir örnek ama “tanım” yapmaya çalışırken tanımı uç örneklerle test etmekte fayda var: Uykumda boşalmama orgazm diyemem. Daha fizyolojik bir şey o; bedenin sperm üretme döngüsünü bana rağmen çalıştırmasından ibaret. (Zaten, tatmin edici bir cinsel hayatım varken uykumda boşalmıyorum.)

Bu durumda ilk akla gelen, duygusal başka kriterlerin yanında, boşalmayı da orgazm için bir gerek koşul olarak görmek. Bu diğer kriterleri tartışmak da eğlenceli olabilirdi, ama ben boşalmanın orgazm için gerekli olup olmadığından bile emin değilim.

Biriyle hem duygusal olarak yoğun hem de erotik bir anı paylaştığınızı, ancak daha ileri* bir aşamaya geçmenizi engelleyen şartlar olduğunu farz edin. Benim buna verebileceğim birkaç örnek var. Soyut konuşmamak için, gerçekte olanı azıcık değiştirerek kendimden örnek veriyorum:

  • Hep çekici bulmuş olduğum bir arkadaşımla bardaydık. İkimiz de biraz sarhoştuk; hani başın dönmeye başlar ama hala bilincin sağlamdır ya, öyle. Birbirimize normalden biraz daha fazla izin verip dansın kendisini bir cinsel deneyim dönüştürmüştük. (Ya da en azından benim için öyleydi. Zaten, dansla sevişmek arasında ne fark var ki?)
  • Bir arkadaşımla deniz kıyısında oturmuştuk. Önümüzden kimse geçmiyordu, ama sonuçta başka insanlar vardı çevremizde. Birbirimizi çok özlemiştik. Birbirimizin bedenine dokunmaya başladık. Uzunca bir süre birbirimizi okşadık, sonra yürüyüşümüze devam ettik.
  • Bir de şu çok önemli örnek var: Ciddi romantik hisler beslediğim bir arkadaşıma masaj yaptım. Benim hislerimden haberdardı, ama sevgilisi vardı ve ilişkileri benimle yakınlaşmasına açık olmadığı için tereddüt yaşıyordu. Buna ve benim hislerimi bilmesine rağmen, masaj yapmamı kabul etti. (Basit bir omuz masajından massage examplebahsetmiyorum.) Saatlerce süren ve benim birçok “normal” cinsellik deneyimimden daha yoğun, daha mahrem, daha erotik olan bir şey yaşadık. Bu örneği diğerlerinden ayıran birkaç nokta var: Yalnızdık. Bizi daha ileri* gitmekten alıkoyan, etik gerekçelerdi. Dahası, bir bakıma, sadece ben bir şeyler yapıyordum; o daha ziyade yaptıklarımı kabul ediyordu.

Tüm bu örneklerde ortak olan birkaç şey var, benim deneyimim açısından:

  • Penisime hiçbir temas olmadı. Ne dokunma, ne sürtünme.
  • Çok heyecanlandığımı hissettim. Karşımdaki insanla yaşadığım şey özel bir andı, ve ikimiz de bunun farkındaydık.
  • Bitti. Yani, bu hissin bir sonu vardı. Anın sonlanmasını değil, benim hissimin sonlanmasını kast ediyorum. Bir zirveye ulaştım, yavaşlamak ve ara vermek ihtiyacı hissettim.
  • Boşalmadım.

Örneklerden sadece sonuncusunda (masaj örneği) olan ve aslında bana yazının başındaki yanıtı (“Yanıt ‘Hayır.’ değil.” yanıtını yani) böyle net bir biçimde verdiren bir şey var. “Normal” bir cinsellikte dokunmayacağım, hatta birçok partnerimde hiç dokunmamış olduğum bölgelerine dokundum onun. (Bu bölgelerin “erotik” bölgeler olmasına gerek yok.) Ve bunun farkındaydım. Karşımdaki kadının bedeniyle çok yoğun bir iletişim içerisindeydim. Eğer bu yaşadığımız cinsellik değildiyse, cinsellik sözcüğü işe yaramaz bir sözcüktür. Bir diğer deyişle, içinde ne penetrasyon, ne çıplaklık, ne cinsel organlar, ne de öpüşme bulunmasına rağmen; yaşadığımız şey cinsellik değilse, cinselliğin istediğim bir şey olduğuna emin değilim. Sonuç olarak, bu uzun saatlerin ardından huzurlu bir şekilde uyuyabildim. Yaşanacak başka bir şey kalmamıştı. Daha ileri* gitmek diye bir şey kalmamıştı.

Yani ortada bir “zirve” var. Ve ben bu zirveyi orgazmdan ayırt etmenin kolay bir yolunu bulamadım.peak

Gerçi yukarıdaki anlatımda bir hususu düzeltmem lazım: Boşalmayı sadece spermle sınırlamazsak ve zevk suyu denilen (asla neyin nesi olduğunu anlamadığım) sıvıyı da dahil edersek, ortada bir boşalma vardı.

(Sanırım birçok erkek için zevk suyu, spermin geçişini kolaylaştırmak üzere “boşalma öncesinde akan” bir sıvıdır. Bu “biyolojik” olarak büyük ihtimalle doğru. Ama bu blogun tüm olayı zaten “cinsellik” ve “üreme” arasındaki denkliği sorgulamak olduğuna göre, adında bile “zevk” geçen bir sıvıyı sadece evrimsel terimlerle anlamaya çalışmak kaçak dövüşmek olur.)

 Üstelik düşünsenize: Ergenliğe girme sürecimde mastürbasyon yapıyordum ve gayet de orgazm oluyordum. Ortada sperm falan yoktu, ama basit bir “şeyiyle oynama”dan falan ibaret değildi. Aslında, şu anki mastürbasyonlarımın aynısıydı, tek farklı olan şey spermin olmayışıydı. (Tekrar düşününce, gayet iyiymiş öylesi. Çünkü mastürbasyon çok meşakkatli bir iştir.) Bence “Sperm yoksa orgazm da yok” diyemeyiz. Dahası, “O sayılmaz. Yetişkinliğe erişmemiş ki daha.” demeyi o sivilceli çocuğun deneyimlerine bir hakaret sayarım. Orgazmı nasıl tanımlarız bilmiyorum, ama o yaşadıklarımda kesinlikle bir çeşit orgazm vardı.

İnternette orgazm olan erkek fotoğrafı bulmanın çok zor olduğunu fark etmiş miydiniz? Bir deneyin. Ne yazarsanız yazın, çığlık atan kadın fotoğrafları çıkıyor karşınıza.

İnternette orgazm olan erkek fotoğrafı bulmanın çok zor olduğunu fark etmiş miydiniz? Bir deneyin. Ne yazarsanız yazın, çığlık atan kadın fotoğrafları çıkıyor karşınıza.

Toparlayayım.

Orgazm için, mutlaka duygusal bir boyutu olmalı işin. Ayrıca, bir çeşit zirveye ulaşma hissi olmalı. Bu hissi kalp atışlarımdan vücudumun kasılmasına kadar çeşitli şekillerde fizyolojik olarak fark edebilirim. Ancak “boşalma” dediğimiz şey, her ne kadar çoğunlukla gerçekleşse de, tanıma dahil değil.

Belki de, çoğunlukla boşalmaksızın orgazm olamayışımın bizzat kendisi düşünmeye değer bir konudur.

* “Daha ileri” derken ne kast ettiğimi pek bilmiyorum. Genel kabul gören bir anlamda kullanıyorum sözcüğü. Hareketlerin ve hızın artmasını anlayın siz.

***

Not: Bu yazının yayınlanmasından tam bir yıl sonra, aynı soruyla ilgili bir şeyler daha karaladım: Erkekler boşalmadan orgazm olabilir sanki…?