Kadın cinselliğini açık ara erkek cinselliğine tercih ederim.
Bundan kastım heteroseksüellik değil. Bak ne anlatacağım bugün.
Kendi cinsel organlarımı gayet çirkin bulurum. Ne idüğü belirsiz bir et parçasına eklenmiş iki buruşuk torbayı, akıllı tasarımın falan olmadığına ispat sayabilirim.
Dahası, kendi cinsellik deneyimimden de hiç memnun değilim. Bunu da sadece bir başkasıyla sevişmeyi kast ederek söylemiyorum. Bana masturbasyon kadar zahmet veren çok az şey var.
Bir kere, iç çamaşırının üzerinden okşamak falan keyifli ama bir noktada doğrudan deriyle temas etmek gerekiyor (giysilerin üzerine boşalmak kadar ziyan bir şey yok) ve bunu çıplak elle yapmak canımı yakıyor. Mutlaka krem ya da sabun kullanıyorum. Komplikasyonlar burada başlıyor. Ve artarak devam ediyor.
Boşalmak tam bir baş belası. Odamda bir şey izlerken boşalmak istiyorsam, ortalık batmasın diye sürekli tetikte olurum. Bir seçenek, dört bir yanı peçeteyle çevirmek olabilir, ki bu da tüm keyfin içine ediyor. Başka bir seçenek ise çok heyecanlanana kadar odamda durup sonra tuvalete gitmek. Genellikle yaptığım da bu oluyor. Klozete ters oturarak ya da duşta boşalıyorum.
Ama bu da sandığınız kadar kolay değil. Hele ki evde başka insanlar varsa, odada masturbasyona başlayıp sonra banyoda bitiremezsiniz: Kremli penisin üstüne donumu geçireceksem tüm bu tuvalete gitme olayına ne gerek var?
İlk uyarılmamı kıyafetlerimin üstünden yapıyorum diyelim. Penis dediğin kaset çalar değil ki Pause’a basıp sonra kaldığın yerden devam edesin. Üstelik sorun sadece zaman değil. Ereksiyon halinde koridorun öteki ucuna yürümek, belki geçerken ev arkadaşlarına selam vermek vb. bir dünya dikkat dağıtıcı unsur var.
Dertler tuvalete girmekle bitmiyor. İster duşu ister klozeti kullanayım, son derece rahatsız ve gerçek dünyada simüle edilemeyecek pozisyonlarda devam etmek gerekiyor: Duşta genelde ayakta oluyorum ve kendi ayaklarıma boşalmaktan kaçınmak için şekilden şekile giriyorum; klozete ters oturduğum durumda da tabii ki klozetin içine doğru boşalabilmek için çaba sarf etmek gerekiyor.
Masturbasyon yaparken hayal ettiğim kadın arkadaşlarım, darılıp güceneceklerine, kendileri için çektiğim onca çileyi takdir etseler keşke.
Boşaldıktan sonra her şey bitti sanıyorsunuz, değil mi? Öyle olsa, masturbasyon yerine bir partnerle sevişsem, bütün mesele odamda çözülürdü, öyle değil mi? (Seyrek de olsa, bazen masturbasyon yaparken prezervatif taktığımı da buradan itiraf edeyim. Ama artık bana biraz olsun hak verirsiniz sanırım.)
Oysa daha yeni başlıyoruz. Üstelik şimdi rahatlamış bir durumda olduğumdan, her şey iyice sinir bozucu hale geliyor.
Öncelikle, temizlenmek lazım. Eğer sabun kullandıysam pek sorun yok, ama biraz fazla konfor için krem kullandıysam, temizlenme dediğin en az beş dakika sürer. Tüm bedenimi ıslatmak pahasına duşa girebilirim, veya akrobatik marifetler pahasına lavaboyu kullanabilirim.
Burada bir parantez açıp misafirlikte başıma gelen tuhaf bir olayı anlatayım. Sarkıntılık etmek istemediğim ama çok da çekici bulduğum bir arkadaşımın evinde, “Zaten saçmalıyorum, bari bunda hormonların etkisini azaltayım biraz.” diye düşünüp tuvalette masturbasyon yapmıştım. Eğlence bundan sonra başladı: Eğer duşta temizlenmeye kalkarsam, tüm vücudum ıslanacak, kurulanmak bir dert olacaktı. Demek ki lavaboda temizlenmeliydim. Ama bakalım lavabo da bunu istiyor muydu? Cinsel organınızı (yumurtalıklar dahil) biraz yüksekçe bir lavaboda temizlemeye çalışın, Peter Sellers’in Parti filminden beter eder insanı. Neyse ki tuvalete girerken göstere göstere yanıma bir okuma kitabı almıştım da, uzun yokluğum şüphe uyandırmadı. Kendi yaşadığım evde böyle sürprizler olmuyor neyse ki.
Sonra bakalım bedenim için kullanabileceğim bir havlu var mı tuvalette. Yoksa tuvalet kağıdıyla cebelleşilecek demektir. (Bir kez deneyin, küçük parçalar halinde penisinize yapışan tuvalet kağıdı sizi de cinsellikten soğutacak mı merak ediyorum.)
Eğer biriyle sevişip sonra temizlenmek üzere tuvalete/duşa gittiysem (Prezervatifle koridoru nasıl geçtim? Neyse uzatmayayım.) , prezervatifi çıkarırken dikkatli olmak lazım. Sevişirken hiç sorun çıkarmayıp boşaldığım andan itibaren sıkmaya başlayan bu plastik parçasının içi olduğu gibi etrafı da yapış yapıştır. Çıkarıp çöpe atarken, o anda fark etmediğiniz ama bir ay sonra ev arkadaşınızın (ya da annenizin?) fark edeceği şekilde oraya buraya damlalar halinde iz bırakma telaşındadır. Ben şu yöntemi geliştirdim: Klozetin önünde prezervatifi çıkarıyorum, bir peçeteye sarıp çöpe atıyorum; ardından biraz daha peçete alıp penisimin altında tutarak lavaboya gidiyor ve temizleniyorum.
Anladığım kadarıyla insanlar olayı şöyle çözüyor: Ortalığın batmasına pek aldırış etmeden işini gör, sonra kısa bir temizlik yaparsın olur biter. Darılmaca gücenmece yok, ama ben erkeklerin odalarına girdim hayatımda, hiç de öyle haftada iki-üç kez temizleniyormuş gibi görünmüyorlardı.
İtiraf ediyorum. Bazen, acaba Katolik bir kadınla evlensem de tüm masturbasyonda taşeronlaşmaya mı gitsem demiyor değilim. Umarım çok kolay bir yolu vardır da ben enayiliğimden dolayı bilememişimdir. Eğer tüm erkekler benzeri dertlerden muzraripse vaziyet pek fena.