Category Archives: Seks101

Güvenli bölgeler

Seks eğitimimin ikinci haftası kalça ve boyun odaklıydı. Yani, beni germeyen, yanlış bir şey yaptığımda önemli bir sonucu olmayan, “güvenli” bölgeler.

Genel kural olarak şunlardan bahsettik:

1) Partnerime, onun istediğinden biraz azını vermeliyim. (Bunu yalnızca seks açısından söylüyorum, abartma olayı. Üstelik bunu ben değil öğretmen söyledi aynen böyle.) Onu heyecanlandıran bir şeyin bir tık altını verdiğimde onu daha da tahrik ediyormuşum, böylece daha da heyecanlanıyormuş.

2) Heyecanı hem şiddet, hem hız, hem de bölgesel olarak arttırmalı. Yavaş ve yumuşak öpücükler daha emmeli öpücüklere, nazik okşamalar daha kavramalı dokunuşlara evrilebilir mesela.

*

Onu en çok heyecanlandıran noktaları tespit ettik kalçasında ve boynunda. Sonra, öperek veya okşayarak oraya gidebileceğim yollar tespit ettik. Örnekle açıklayayım:

Ensede en hassas nokta köprücük kemiğinin biraz üstüne denk geliyor. (Bu benim şimdiki partnerime özel bir durum olabilir, fizyoloji dersi alıyormuşum gibi olmasın.) Oraya mesela şöyle bir “uzun yol” var:

Zarifçe elini öperek başla. Yavaşça kollarına geç. Oradan omza ulaş. Omuzdan boynuna geçerken şiddeti azıcık arttır ve kulağın arkasında doğru devam et. Sonra öpüp ısırarak boyundan aşağı in. Sonuçta köprücük kemiğine ulaş.

Bir de “kısa yol” var (ama “kısayol” değil):

Dudak dudağa öpüşerek başla. Yanağı hızla geçip üst çene kemiğine, oradan kulağın altına ulaş. Böylece boyna gelmiş oldun. Yavaşça enseye doğru devam ederek şiddeti arttır. Aşağı inerek omuzların yanından köprücük kemiğine ulaş.

Böyle iki yol bulduk köprücük kemiğine giden.

Benzerini kalça için de yaptık. Hassas noktayı tespit ettik, oraya giden yollar bulduk. Tabii bu durumda daha çok ellerimi kullanıyordum.

Bunlar böylece sevişmeyi başlatmanın birkaç farklı yolunu veriyor bana. Dahası, birçoğunu yapmak oldukça kolay ve eğlenceli, o anda içimden sevişmek gelmese bile. Sonra bu işler sırasında partnerim heyecanlandıkça benim de heyecanlanmam gayet olası. Ve belki de en önemlisi, penetrasyon vb. belalarla uğraşmadan partnerime zevk verebilecek yeni araçlarım oldu bu dersin sonunda.

Not: Şimdi ben böyle anlatınca, sanki bu zamana kadar partnerimin kalçasına hiç dokunmamışım, ensesini hiç öpmemişim gibi geliyor kulağa. Durum tabii ki o kadar vahim değil. Yine de, daha dikkatli olmak ve partnerimin hoşuna gidecek şeyler yapabilmek için, bu dersi özetleyen crescendo stratejisinin önemini öğrenmiş oldum diyebilirim.

Haftaya güvenli bölgelere devam edeceğiz, ama özel ilgi isteyen ve başlı başına bir dersi hak eden memelere odaklanacağız.

Nasıl öpüşülür? ya da Yılanların Dansı

Partnerimle, seks eğitimine başladık. Daha doğrusu, o beni eğitmeye başladı diyelim. On üç haftalık bu SEKS101 dersinin amacı, bana, partnerimin hoşuna giden ve/veya onu tahrik eden şeyler yapmayı öğretmek.

Öğretmenimin de izniyle, burada ders notlarımı paylaşacağım. Tabii dersler uygulama ağırlıklı olduğundan, aslında notları burada yazacağım da denebilir.

İlk dersimiz, öpüşmek.

Üç çeşit öpüşme tanımladık. 1.Tür: çocuk öpüşmesi. 2.Tür: film öpüşmesi. 3.Tür: ateşli öpüşme.

1.Tür: Çocuk öpüşmesi

Bununla, eve geldiğimizde, birbirimizden ayrılırken, birbirimize şefkat ve sevgi gösterirken yaptığımız, dudağı dudağa dokunduran öpücüğü kast ediyoruz. Bu dokunuş elbette uzun olabilir, arada nefes alıp verilebilir, partnerini koklayabilirsin, ama nihayetinde olayın özünde ihtiras değil, sevgi yumağı var.

Öğretmenim bu öpüşmenin onda yarattığı hissi, sıkı sıkıya sarılmaya benzetti.

Bu öpüşme onu hep mutlu ediyor ve onunla ilgilendiğimi hissettiriyor, ama seksle alakası yok.

2. TÜR: FİLM ÖPÜŞMESİ

Bu, biraz daha ateşli bir öpüşme. Hani, ağzını balık gibi açıp kapadığın, birbirinizin dudağını emdiğiniz öpücük var ya, işte o.

Benim için en ateşli öpüşme buydu, ama partnerim için durum hiç de öyle değilmiş. Meğer bu 2.Tür, sevişmenin ilk aşamalarında, 3.Tür’e geçmek üzere onu tahrik etmeye yararmış. 2.Tür öpüşme, mutlaka, ya 3.Tür’e giden yolu açarmış, ya da mesela birbirimizi heyecanlandırmak için park/bahçe gibi yerlerde (yani, tam gaz sevişmemizin mümkün olmadığı ama birbirimizi arzuladığımız durumlarda) işe yararmış.

Bu 2.Tür öpüşmeyi şöyle bir 5 dakika kadar çalıştık. Üst dudakla alt dudak arasında gidip gelmeyi, öpüşürken saçlarını ve ensesini okşamayı denedim. Sonuçlardan memnun olsak da, dananın kuyruğu 3.Tür öpüşmede kopacağından fazla uzatmadık.

3.TÜR: ATEŞLİ ÖPÜŞME

Halk arasında (hangi halksa o) Fransız öpücüğü olarak geçen bu 3.Tür öpücük, ağzın açık, dudakların emmeli olmasının yanında, dilin de dudakların hizasında kadar gelmesini içeriyor.

Öğretmen, dillerin birbirine ve dudaklara masaj yaptığından bahsetti. Bense hala bunu yapış yapış, salyalı bir etkinlik olarak görüyorum.

Efendime söyleyeyim, bu öpüşme partnerimi çok heyecanlandırırmış. Hatta öyle ki, birlikte olduğu insanlardan biriyle ilgili şöyle bir durumu anlattı: Bu insanı öyle pek de ilginç bulmuyor, ayrı olduklarında onu hiç özlemiyor, onunla görüşesi gelmiyor. Ama bir şekilde randevulaşırlarsa, randevu hep iyi geçiyor. Bunun sebebinin, o adamın çok iyi öpüşmesi olduğunu söyledi.

Dikkat edilecekler: 1) Dil yukarı aşağı gidecek ve dudaklara odaklanacak, çünkü dillerin birbirleriyle etkileşimi çok sınırlı ve sıkıcı oluyor. (bkz yandaki şekil) Bundan kaçınmak önemli. 2) Eğer partnerinin üst dudağı inceyse dikkatli olman lazım, çünkü ağzını açıp partnerine yapıştırınca dişleriniz çarpışabilir. 3) Enteresan bir şekilde, bu öpüşmede yönlendiren-yönlendirilen ilişkisi var (dans gibi). O yüzden kendini çok kaptırmamanda, partnerinin inisiyatifi alıp hızı ve kimin nereyi yalayacağını belirlemesine izin vermende fayda var.

Biz bunu yaklaşık 10-15 dakika kadar çalıştık, arada öğretmenin yorumlarını da sayarsak.

Sonra ben dersin sonunda iki soru sordum.

Soru 1: İYİ bir öpüşme ne kadar sürer?

Yanıt beni çok şaşırttı. Ben ki tüm öpüşme olayını, asıl mevzuya girizgah olarak görürüm, bu derste şunu öğrendim: Ağızlardan biri başka bir şeyle meşgul olmadığı veya ağızların birbirine değemeyeceği bir pozisyonda olunmadığı sürece, tüm sevişme boyunca öpüşmek vacipmiş.

Bunu ne kadar yaparım emin değilim, ama seksin yalnızca ve yalnızca başında öpüşmemin hatalı olduğunu öğrendim böylece.

SORU 2: ÖPÜŞMENİN SANA ETKİSİ NEDİR?

Öpüşmek partnerimi çok heyecanlandırırmış. İyi bir öpüşme, doğru bir zamanlamayla, bedeninin açılıvermesini sağlayabilir, hatta hafiften ıslanmasına bile yol açabilirmiş.

Bu etki meselesi, tüm konuyu baştan değerlendirmemi sağladı. “Olay bu kadar kolaysa öpüşülür ki ne var” dedim kendi kendime. Bana hiçbir masrafı yok, beni geren sıkan bir etkinlik değil, biraz vıcık vıcık ama idare edebilirim; nihayetinde ise tahrik olmuş bir partnerim olacak. Bu mudur? E iyiymiş böyleyse.

Bir sonraki konumuz güvenli bölgeler, yani bacak, boyun, sırt gibi bölgeler. Haftaya görüşmek üzere.