Monthly Archives: August 2015

OkCupid tespitleri: Sonuçta sevişicez di mi?

Her ne kadar OkCupid profilimi bu blogdaki keşif sürecimin bir parçası olarak açtıysam ve pratik olarak kimseyle çıkmaya ihtiyacım olmasa da, şöyle bir dinamik keşfettim:

Sohbeti ister ben başlatayım ister karşımdaki, sohbetimiz ister havadan sudan olsun ister derin felsefi, ortada her daim “Biz bir online dating sitesindeyiz.” hissi var. Bu histen de ben tabii düz (düz’ü hem hetero anlamında hem de bodos anlamında diyorum) bir erkek olarak “Yani sonuçta biz sevişir miyiz? Sevişiriz, değil mi?” moduna bağlıyorum.okcupidcom_logo_3742

Ama tabii bu kurgu burada bitmiyor, kadınlar da anlaşılan erkeklerin bu moda bağlayacaklarından eminler, o yüzden çok daha temkinli ve yer yer itici yorumlar yapmaları gerektiğini hissediyorlar.

Ama tabii kurgu burada da bitmiyor, biraz kafası çalışan düz erkekler kadınların bunu böyle yapacağını da hesaba katıp iyicene alttan alıyorlar.

Neyse işte lafı uzatmayayım, sonunda bu alt-metinlerle, imalarla dolu muharebeyi elbette sosyal yetenekleri bilenmiş olan kadınlar kazanıyorlar.

Nihayetinde benim gibi malların elinde kalan şöyle bir durum oluyor:

“Ben sevişmemiz seçeneğinin hep açık olduğunu varsayıyorum, sonuçta bir eş bulma sitesindeyiz yahu. Ve bu varsayımı açıkça dillendirip teyit etmek de istiyorum. Ama bu demek değil ki birbirimizi beğenmezsek ben sana “Ay ama bu kadar konuştuk, şimdi illa ki benle sevişmen lazım, yarı yolda bırakman etik değil.” diye çemkireceğim. Rahat olalım, aktif rızayı birinci planda tutalım, ama beklentilerimizle ilgili de birbirimizi kandırmayalım, olmaz mı?”out of the box

Hem, erkeklerin her daim sekse aç ve kadınların her daim sekse tok oldukları varsayımına dayanan bu oyun ne kadar işlevli? Ya buluştuğumuzda ben sana bakıp “Ya ben seni arkadaş olarak görüyorum.” veya “Ay göğüslerin çok büyük ben küçük göğüs seviyorum.” deyiverirsem? Niye bu ihtimal yokmuş da benim her cinsel hamlem tacizmiş gibi konuşuyoruz? Hadi gerçek hayatta bunu böyle yorumlamamızın sebepleri var… İyi ama bir eş bulma sitesinde (hele ki benim gibi profili bas bas bağıran biriyle konuşurken) bu kutuların dışına çıkamaz mıyız?

OkCupid tespitleri: Çok-aşkçılar bitirdi beni.

Bu çok-aşklılık hikayesiyle ilgili bir iki şey yazıp çevirmiştim burada ben, ama asıl OkCupid’e girince olayın ne boyutlara eriştiğini gördüm.

Şimdi efendim, benim çok-aşklılık / poliamori konusuna merakımın özünde aslında “özgür aşk” denilen hippi konsepti var. Yani bu “özgür aşk” denilen şeyin ne menem bir şey olduğunu, seks-karşıtı ve cinsiyetçi toplumsal normlardan kurtulmuş bir toplumun neye benzeyebileceğini falan merak ettiğim için ilgilendim bu konuyla. Ve bu boyutuyla da hâlâ enteresan bir tartışma olduğunu düşünüyorum.PolyLogo

Ama OkCupid aracılığıyla tanıştığım çok-aşklı insanların dünyasında bu mesele öyle bir yer tutuyor ki beni seksten de aşktan da soğuttu.

Bak şöyle bir terminolojik “zenginlik” üretilmiş:

  • V tipi ilişki: Bir kişinin birbiriyle görüşmeyen iki sevgilisi olması.
  • İlişki hiyerarşisi: Birden fazla partneri olan bir kişinin bu partnerleriyle olan ilişkilerine bir hiyerarşi kurması ve onları birincil, ikincil, üçüncül vb. olarak ayırması.
  • Üçgen ilişki: Üç kişinin her birinin bir diğeriyle duygusal yakınlık kurduğu ilişki.

Şimdi, çok-aşklı insanlar kendilerini veya herhangi bir andaki durumlarını bu terimleri kullanarak açıklıyorlar. Ve ortada devasa bir sözcükler silsilesi var.

Bu sözcüklerin bir şeye yaradığından şüpheliyim. Nihayetinde bu terimi kullanan kişi ardından durumunu ve hislerini açıklıyor, çünkü her ilişkinin kendi dinamikleri ve özgünlükleri var ve zilyon çeşit ilişkisinin her birine isim takacak kadar obsesif bir insanın bu özgünlükleri es geçip “Ya işte M-tipi ilişkim var.” deyip konuyu kapatması imkansız. İlla ki anlatacaktır devamını da.okcupidcom_logo_3742

Çok-aşklılık olsun, özgür aşk olsun, bu kelimeler bizi bazı verili kafeslerden kurtardığı ölçüde manalı. Yoksa insanların “Ben tam olarak şöyle şöyleyim ve eldeki terimler bunu anlatmaya yeterli değil, o yüzden ben şu terimle ifade ediyorum kendimi.” demesinde hiçbir mantık yok. Herkesin ve her ilişkinin birbirinden farklı olduğu bir totolojiden fazlası değil.

Ve benim OkCupid’deki sorulara tek-eşlilik, aldatma, sadakat gibi konularda verdiğim yanıtlar sebebiyle karşıma hep bu çok-aşklı taifesinden insanlar çıkıyor. Ama bu insanlar profillerinde, aklımın ermediği bir biçimde, uzun uzun o anki tikel ilişki biçimlerini formülize etmeye ve şablonlaştırmaya çalıştıklarında hem sanki kendi değerli zamanlarını öldürüyorlar hem de beni siteden soğutuyorlar.

Oysa sanki tek-eşli ve/veya tek-aşklı ilişkiler bizim için toplumun dokusunun ayrılmaz parçası falan değilse bunu bas bas bağırmamız değil de “amaan çok fifi” deyip geçiştirmemiz gerekmez mi? (Üstelik “Z-tipi ilişki” teriminin siyasi bir karşılığı da yok, böyle ilişkiler yaşayanlar özel olarak ayrımcılığa uğrayan ve birleşmesi gereken bir azınlık grubu falan da değil.) Hele ki bir online-dating sitesinde!

Aşka ve cinselliğe bakışına alternatif bir kitabileştirme yaratan bir dünya insan olduğunu, çok-aşklılık cemaatinin ezici bir çoğunluğunun da bu gibi insanlardan oluştuğunu fark etmemi sağladı OkCupid.

Eyyorlamam bu kadar.

OkCupid tespitleri: Tuhaf kalıplar

İnternet üzerinden randevulaşmanın ve flört etmenin görece daha özgür olacağını, insanların daha rahat olarak kendilerini ifade edeceklerini sanmıştım OkCupid’e girerken. Hatta giriş amacımın bunu gözlemlemek olduğunu dahi söyleyebilirim.

Ama o da nesi?

Tam da aksine, neredeyse bir kasabalının “Ben bir bakışta anlarım.” hızında bir sınıflandırma tıkır tıkır çalışıyor yahu!

“Ne aradığın”la ilgili dört seçenek var, bunlardan istediklerini işaretleyebiliyorsun:okcupid

  • Uzun süreli ilişki
  • Kısa süreli ilişki
  • Yeni arkadaşlar
  • Öylesine seks

Şimdi, bunlardan yapılabilecek her bir kombinasyonun anlamı belli ve belirli, üstelik akıl almaz ölçüde de dar.

Sırf “uzun süreli ilişki”yi seçiyorsan, evlenecek insan arıyorsun demek, daha altı kurtarmıyor.

Sırf “öylesine seks”i işaretlediysen bildiğin orospusun.

Sırf “iyi arkadaş”ı seçtiysen, burada ne aradığın meçhul, kafan karışmış, böylece de her türlü ipsiz sapsız adam dadanacak sana.

Hepsini birden işaretlediysen bundan çıkan anlam, aslında seks için buraya geldiğin ama takiyye yaptığın.

Hem uzun hem kısa süreli ilişkiyi seçtiysen, çıkacak erkek arıyorsun demek.

İyi aile kızıysan, “kısa süreli ilişki” ve “yeni arkadaşlar”ı seçmelisin.

falan filan…

Yani maş-eros, her bir şeyin anlamı güzelce kodlanmış. Giydiği eteğin boyundan kadının namusunu ölçen erkekler buranın da boyunu ölçüsünü almış.online dating

Üstelik bu ortamda, gerçek hayattakinden daha küçük kutulara sıkışıyor sanki insan.

Son olarak: Benim sorduğum hiç kimse, tek başına “kısa süreli ilişki”nin ne anlama geldiğini bilmiyor. Anlaşılan bu seçenek diğerlerinin etkisini yumuşatmak için konmuş:

Uzun süreli ilişki’nin yanında “Korkma evlenmesek de sevişiriz” mesajı vermek için; öylesine seks’in yanında “Porno film çekmiyoruz burada, önce bir oturur muhabbet ederiz doğru dürüst” mesajı vermek için; yeni arkadaşlar’ın yanında ise “Sevişebiliyorum ilgilendiklerimle” mesajı vermek için.

İşin kötüsü, birçok insan aramalarını bu seçeneklere güvenerek yapıyor ve kimse ciddi ciddi birbirinin profilini okumakla uğraşmıyor. Zaten “ne istediğini” profilinde düzgünce anlatan da pek yok, erkekler hava basıyor kadınlar da erkeklerden illallah etmiş “ne istemediklerini” yazıp duruyor sayfalarca.

OkCupid tespitleri: Amma güvendiniz sayılara!

OkCupid’e girer girmez ilk fark ettiğin şey, bir takım sorular yanıtlayıp sonra yanıtlarına göre kiminle ne kadar “match” ne kadar “enemy” olduğunu tespit eden algoritmanın tüm eşleşme süreçlerinde ne kadar baskın olduğu.

Bak bir sorunun formatı şöyle:

okcupid sorusuYani kısacası, çoktan seçmeli bir soruyu yanıtlıyorsun. Karşındaki insanın hangi yanıtlarını kabul edebileceğini işaretliyorsun. Son olarak da bu tercihinin önemini bildiriyorsun. Bunları yapınca sonraki soruya geçebilirsin. Ama eğer sorunun farklı yorumlara açık olduğunu düşünüyorsan yanıtını açıklayabileceğin bir bölüm de var. (Tabii soru yanıtlamanın kendisi de opsiyonel.)

Sıkıntı şu ki, bu “açıklama”lara kimse bakmıyor. İnsanların kafası daha çok “Amaan match yüzde 95’ten azsa ne uğraşıcam” şeklinde çalışıyor. Üstelik bunu gittim sordum, sosyal bilimci olup insani faaliyetlerin sayısallaştırılmasına şüpheyle yaklaşan nice arkadaşımın iş bu siteye gelince gayet de aramalarında boy sınırı, kilo sınırı, match yüzdesi sınırı gibi şeylere kafayı taktıklarını gördüm. Ben ki sözde başka ortamlarda temel bilimleri (ve onların gözünde, sayıları falan) savunan adamım, gayet “Lan bir şirketin aşkın algoritmasını çıkarmış olmasına imkan olabilir mi be!” dedim. Hadi tamam, ortada bir algoritma var, ama bunun hata payını %1 kabul etmek nedir? Laboratuvarda kimya deneyi mi yapıyorsun?okcupid

Nitekim çok iyi anlaştığım birçok arkadaşım, eski ve yeni partnerlerimle match oranımız hiç de öyle yüzde 90 falan değil. Hatta, soruları farklı anladığımız için 70 seviyesine bile iniyor.

Yani evet, biriyle %40 enemy ve %30 match çıkıyorsam, bir şeylerin yolunda gitmeyeceğini varsayabilirim. Ama nihayetinde, %60 match olduğum birinin profilini de açıp okuyorum gayet ve arada sırada çok enteresan insanlarla da karşılaşıyorum. Aksine algoritmanın %99 eşleştirdiği insanların bazılarıyla düz arkadaş bile olamayacağıma eminim (bunu da denedim, gerçekten de anlaşamadık).

Neyse, sonuçta, OkCupid kullanıcılarının büyük bir kısmı kendilerinin sayısallaştırılmasına yardımcı oluyor ve bu kültürü yeniden üretiyor. Biz daha yapay zekaya çok uzağız yahu! İnsanların birkaç yüz duygusal ve yoruma açık soruya verdikleri yanıt üzerinden ortaya çıkan iki basamaklı bir sayıya bu kadar güvenmelerini anlamıyorum.

OkCupid deneyimi

Bundan bir yıl önce, bu blogun bir parçası olarak, OkCupid online randevu sitesinde bir profil açtım. O sıralar hem cinsel hayatımdan hem de duygusal hayatımdan tatmin oluyordum ve bu zamanlamaya da özellikle dikkat ettim zaten: OkCupid’e, “ortamlar ne alemdeymiş” diye bakmaya, incelemeye, gözlem yapmaya gidiyordum; doğal ihtiyaçlarım sebebiyle bir şeylerin arayışına girmek istemiyordum.okcupidcom_logo_3742

Bir kere, yaşadığım yerde yaşayan ve ortak yanlarımın olduğu insanların büyük çoğunluğu zaten benimle aynı ortamlarda bulunuyor olmalı, diye düşünüyorum. Bu yüzden de yeni ve enteresan birilerini bulacağımı hiç sanmıyordum. (Nitekim bulmadım da, karşılaştığım insanlar ya buradan geçen gezginlerdi ya da ben başka bir şehirde onlarla tanıştım.)

Bu, belki, tam da hiçbir reel ihtiyacıma tekabül etmediği için, gerçek bir OkCupid deneyimi olmadı… Ama yine de, gerçek arkadaşlarıma konuyu açmamı sağladı, onlarla bu sitelerin işlevini tartıştık, onların nasıl kullandığını öğrendim vb.

Nihayetinde, bazı bariz tespitlerin yanında birkaç tane de belki pek o kadar dikkati çekmeyen konuyu fark ettim. İşte onları “OkCupid tespitleri” başlığı altında paylaşacağım.

Yaşanmış bir fantezinin öyküsü

Kadın kapıyı açtığında üstünde yeşil elbisesi vardı. Elbisenin kısa eteğinin altına normalde yaptığı gibi tayt giymemişti. Erkek, konuşmadan, doğrudan kadının dudağına yapıştı. Birbirleriyle sarmaş dolaş, duvarlara çarpa çarpa kadının yatak odasına gittiler.green dress

Kadın yatağa oturdu.

Erkek yavaşça geriledi, sırt çantasını çıkarıp yere koydu, çantayı açtı, içinden iki kumaş kemer çıkardı. Kadının sağ ayak bileğini kavradı, yatağın köşesine kemerlerden biriyle bağladı. Düğümü atarken duraksadı, kadına döndü, düğümü ona bakarak sıkıştırdı. Böylece canını yakmadığından emin olmak istemişti, kadın başıyla onayladıktan sonra ayağını bıraktı ve kadının üstüne çıktı.

Pantolonunu ve donunu indirdi, kadını sırt üstü yatırdı ve penisini kadının ağzına soktu. Kadın onu emip yalarken sol kolunu kavradı, yatağın üst kısmına uzandı ve kadının sol el bileğini yatağın üst demirlerine bağlamaya başladı. Kadın bu arada sol eliyle yumurtalıklarını okşuyor ve ağzını (bu pozisyonda yapabildiği ölçüde) ileri geri oynatıyordu.

Kalçasını yavaşça yukarı kaldırdı ve artık sertleşmiş olan penisini kadının ağzından çıkardı. Düğümü tamamlamak üzereydi ve kadına tepki verme fırsatı sağlamak istemişti. Sakince düğümü sıkılaştırdı ve yataktan kalktı.water

Mutfağa gitti, büyük bir bardağa su doldurdu. Tuvaletten tuvalet kağıdını aldı, ikisini de yatağın yanındaki komodine koydu. Gözlüğünü çıkardı. Kadın onun tüm bu hareketlerini sabırsızlıkla izliyordu. Gözlüğünü de tuvalet kağıdının yanına koyduktan sonra teklifsizce eğildi ve kadının iç çamaşırını indirdi.

Sağ bacağı ve sol kolu bağlı kadının vajinasına kafasını gömdü ve hiç ön hazırlık yapmadan hızlı ve sert bir biçimde yalamaya başladı. Bunu bir çeşit tecavüz fantezisi olarak düşünmüştü. Kadının vajina dudakları açıldı ve ıslanmaya başladı. Bu sırada da kadın eliyle erkeğin saçlarını okşamaya başladı. Bunun üzerine erkek durdu, kadının elini tuttu ve kendinden uzaklaştırdı. Ayağa kalktı ve bir dakika boyunca kadını seyretti.small

Sonra tekrar başladı onu yalamaya. Bu sefer önce yavaş, sonra eliyle kasıklarını ovuşturarak, ardından da kademeli olarak hızlandı. Kadının hırıltıları çığlıklara dönüştü ve kadın orgazma ulaştı. Erkek durdu, dizlerinin üstünde doğruldu, komodine uzandı, bardaktaki suyun yarıya yakınını içti, tekrar yumuldu.

Kadın bu pozisyonda iki orgazm daha yaşadı.

Artık klitorisi acıyordu, çünkü erkek orgazm anında da hemen sonrasında da azıcık dahi ara vermiyordu. Bu üçüncü orgazmı sırasında kadın sol bacağıyla erkeğin sırtına vuruyor, eliyle saçlarını çekiştiriyor, bir yandan da bedenini çevirerek onun dilinden kurtulmaya çalışıyordu.sweaty-woman-in-bed

Erkek tekrar doğruldu, bir parça tuvalet kağıdıyla ağzını sildi, bardağa uzandı. Bir yandan bardaktaki suyu içerken bir yandan da sol elinin iki parmağıyla kadının klitorisini okşamaya başladı. Kadın erkeğe uzanmaya çalışıyor, eliyle penisini kavramaya uğraşıyordu. Erkek üç parmağını vajinaya, girebildiği kadar içeri soktu ve hızla çıkardı. Parmaklarının ıslaklığını inceledi, sonra tekrar soktu ve kadının içinde gidip gelmeye başladı. Bir yandan da diliyle klitorisi uyarıyordu. Kadın bu pozisyonda bir kez daha orgazm olduğunda artık bacakları titriyor, bedeni sarsılıyordu.

Erkek tuvalet kağıdıyla parmaklarını sildikten sonra kadına uzandı ve onu dudaklarından öptü. Kadın, nefes nefese, yatakta öylece takatsiz bir şekilde uzanıyordu. Erkek kadının canını yakmamaya özen göstererek düğümleri çözdü, kemerleri çantasına koydu, bu arada çantasından bilgisayarını çıkardı. Gözlüklerini takıp bilgisayarıyla birlikte mutfağa gitti; bir yandan bilgisayar açılırken, bir yandan o da buzdolabını kurcaladı. Önce masanın üstüne koyduğu bilgisayardan müzik açtı, sonra dolaptan çıkardığı kabakları yıkayıp doğramaya başladı.

Bu sırada kadının nefesi düzene girmişti.