Monthly Archives: April 2017

Memeler

Seks101 dersinin üçüncü haftasında memeleri işledik.

Müfredattaki konular arasında benim bundan daha az ilgimi çeken bir ders olmayacak muhtemelen. Normalde, ne insanların memelerine bakan bir insanım, ne büyük (veya küçük) memesi var diye birinden hoşlanmışlığım vardır, ne partnerimin memesine dokunmakla uğraşırım, ne de birinin benim mememe dokunmasını isterim.

İşin aslı, başkası benim göğüslerime dokunmaya başlayınca biraz huzursuz olurum. Hele meme uçlarıma dokunulmasından hiç hazzetmem. (Başka dokunacak yer mi kalmadı?) Porno falan izlerken de memeli göğüslü bölümleri atlarım (bir kere atlamayı unuttum, ay ne korkunç şeyler yapıyorlar insanlar birbirlerine bazen!).

Durum böyle olunca, göğsünün okşanmasından özellikle tahrik olduğunu söyleyen birinden nereye nasıl dokunulacağını öğrenmek tuhaf kaçtı. İnsan kendini soyutlayıp “La dur, bu ben değilim, başka bir insan. Şu anda, ben onun yerinde olsam hissedeceklerimi hissetmiyor.” deyip olaya yoğunlaşamıyor.

Her neyse, diğer güvenli bölgelerdeki gibi burada da bir crescendo olayı varmışmış. Tercihen göğüslerin öncelikle çevresine masaj yapıp, sonra yavaş yavaş merkeze doğru (ve şiddeti arttırarak) geliniyor. Bu sırada yavaştan öpmeye de başlanabilirmiş. Sonra meme uçlarının etrafından dolaşıp gerilimi arttırırmışsın. Sonunda da meme uçlarını dilinle uyarırmışsın.

Açık konuşalım: Bence bunların hepsi bir korku filmi sahnesi gibi. Bana yapılsa ortalığı birbirine katarım ayol. O ne öyle!

Bir de tabii, partnerine bağlı olarak, emmeli ısırmalı versiyonlar var. Neyse ki biz oralara hiç bulaşmadık, yoksa yüreğim dayanmazdı bu acıya.

Sonra konuşurken, “Ay valla mı? Bence sana o crescendo‘yu doğru yapmamışlardır da ondandır. Aceleye getirilince, o bölgeler çok hassas olduğundan canın yanabilir evet. Ama böyle sabırla yavaş yavaş hazırlarsan…” falan filan dedi partnerim. İyi peki madem, oturduk denedik. Tık yok. Yarım saat sonra pes etti de neyse de rahatıma kavuştum.

Asıl soru tabii şuydu: Ben göğüslerini uyardığımda bunun partnerime etkisi nedir?

Anlaşılan, etkisi olağanüstü.

Öyle sürreal bir şey ki. Benim açımdan bak: Sana hiçbir şey ifade etmeyen bir şeyler yapıyorsun. Ne bileyim, partnerinin burnuna parmağını koyup daireler çiziyorsun mesela. Sonra iki parmağını kullanıyorsun. Sonra burnu öpmeye başlıyorsun. Bunları yaparken partnerin ıslanıyor ve açılıyor. Olacak iş değil! Ama tam da böyle oluyor. Burada asıl sıkıntı şu: Partnerim bu kadar hazır hale geldiğinde, bende hiçbir şey harekete geçmemiş oluyor. Ne kalp atışım hızlanmış, ne ereksiyon, ne başka bir şey. (Birinin burnunu mıncıklayarak sen ne kadar tahrik olurduysan işte öyle düşün.)

Bu derste böylece iki şey öğrenmiş oldum.

Birincisi, partnerimi çok heyecanlandıracak bir etkinlik öğrendim. (Kelimenin tam anlamıyla bir “önsevişme” etkinliği, çünkü benim açımdan ortada seksi hiçbir olay dahi yok.)

Bunu beni kendi halime bıraksan asla keşfedemezdim, çünkü kendi şahsi deneyimimden yola çıkarak bu kadar manasız bir eylemi denemekle uğraşmazdım. Bu da öğrendiğim ikinci noktaya getiriyor beni:

Partnerimin hoşuna giden her şeyi sırf kendi deneyimimden yola çıkarak keşfetmeme imkan yok. Bir kere, bana boş ebleh gelen şeyler onun hoşuna gidebilir. Daha önemlisi, benim aklıma bile gelmeyecek şeyler onu heyecanlandırıyor olabilir. O yüzden, mutlaka konuşmak lazım, açık açık, uzun uzun konuşmak hem de. (Konuşup da partnerinin her istediğine okey diyeceksin diye bir kural yok elbette. Belki seni huzursuz eden şeyler ister partnerin. Yine de önemli olan bunları konuşmak.)

Bir sonraki dersimizde daha hardcore konulara geçeceğiz.

Güvenli bölgeler

Seks eğitimimin ikinci haftası kalça ve boyun odaklıydı. Yani, beni germeyen, yanlış bir şey yaptığımda önemli bir sonucu olmayan, “güvenli” bölgeler.

Genel kural olarak şunlardan bahsettik:

1) Partnerime, onun istediğinden biraz azını vermeliyim. (Bunu yalnızca seks açısından söylüyorum, abartma olayı. Üstelik bunu ben değil öğretmen söyledi aynen böyle.) Onu heyecanlandıran bir şeyin bir tık altını verdiğimde onu daha da tahrik ediyormuşum, böylece daha da heyecanlanıyormuş.

2) Heyecanı hem şiddet, hem hız, hem de bölgesel olarak arttırmalı. Yavaş ve yumuşak öpücükler daha emmeli öpücüklere, nazik okşamalar daha kavramalı dokunuşlara evrilebilir mesela.

*

Onu en çok heyecanlandıran noktaları tespit ettik kalçasında ve boynunda. Sonra, öperek veya okşayarak oraya gidebileceğim yollar tespit ettik. Örnekle açıklayayım:

Ensede en hassas nokta köprücük kemiğinin biraz üstüne denk geliyor. (Bu benim şimdiki partnerime özel bir durum olabilir, fizyoloji dersi alıyormuşum gibi olmasın.) Oraya mesela şöyle bir “uzun yol” var:

Zarifçe elini öperek başla. Yavaşça kollarına geç. Oradan omza ulaş. Omuzdan boynuna geçerken şiddeti azıcık arttır ve kulağın arkasında doğru devam et. Sonra öpüp ısırarak boyundan aşağı in. Sonuçta köprücük kemiğine ulaş.

Bir de “kısa yol” var (ama “kısayol” değil):

Dudak dudağa öpüşerek başla. Yanağı hızla geçip üst çene kemiğine, oradan kulağın altına ulaş. Böylece boyna gelmiş oldun. Yavaşça enseye doğru devam ederek şiddeti arttır. Aşağı inerek omuzların yanından köprücük kemiğine ulaş.

Böyle iki yol bulduk köprücük kemiğine giden.

Benzerini kalça için de yaptık. Hassas noktayı tespit ettik, oraya giden yollar bulduk. Tabii bu durumda daha çok ellerimi kullanıyordum.

Bunlar böylece sevişmeyi başlatmanın birkaç farklı yolunu veriyor bana. Dahası, birçoğunu yapmak oldukça kolay ve eğlenceli, o anda içimden sevişmek gelmese bile. Sonra bu işler sırasında partnerim heyecanlandıkça benim de heyecanlanmam gayet olası. Ve belki de en önemlisi, penetrasyon vb. belalarla uğraşmadan partnerime zevk verebilecek yeni araçlarım oldu bu dersin sonunda.

Not: Şimdi ben böyle anlatınca, sanki bu zamana kadar partnerimin kalçasına hiç dokunmamışım, ensesini hiç öpmemişim gibi geliyor kulağa. Durum tabii ki o kadar vahim değil. Yine de, daha dikkatli olmak ve partnerimin hoşuna gidecek şeyler yapabilmek için, bu dersi özetleyen crescendo stratejisinin önemini öğrenmiş oldum diyebilirim.

Haftaya güvenli bölgelere devam edeceğiz, ama özel ilgi isteyen ve başlı başına bir dersi hak eden memelere odaklanacağız.