Monthly Archives: June 2014

İlk sevişme

Bundan önce ilk cinsel deneyimimden bahsetmiştim. Şimdi de bir başka insanla yaşadığım ilk cinselliği anlatmak istiyorum.

Cinsellikle ilgili ilkler konusunda şöyle bir liste var:9b34234e38ab7fb41b81009d619361fe

1. aşama – öpüşme, yakın bedensel temasla sarılma

2. aşama – ateşli öpüşme ve okşama (kıyafet üzerinden)

3. aşama – ten teması, genital bölgenin ve göğüslerin okşanması

4. aşama – birleşme

Yani ortalıkta, bu aşamalardan hangisine ilk kez kimle geçtiğinin çetelesini tutan, dahası hangi date‘iyle hangi aşamaya kadar geldiğini hesap eden insanlar var.

Benim böyle dertlerim olmadı. İlk kez öpüştüğüm insanla aynı zamanda cinsel birleşme yaşadım. Bu insanın daha önceden deneyimi olması da kendimi daha rahat hissetmemi sağladı. Üstelik tüm bu aşamalarda yavaş yavaş ilerlediğimiz için heyecanımı da kontrol edebildim.

Dolayısıyla, ilk cinsel ilişkim, birtakım penetrasyon sorunları, prezervatif kullanmaya çalışırken rezil olmak, pozisyonlarla ilgili eli ayağına dolaşmak gibi herkesin başına gelen felaketler haricinde, doğal geçti.

Benimse anlatmak istediğim nokta ise asıl şurada başlıyor:

Bu insanın daha önceden deneyimi olması da kendimi daha rahat hissetmemi sağladı.

Sadece ilk sevişmemde değil tüm sevişmelerimde, kendi beceriksizliğim kabullenebildiğim bir dertken, karşımdaki insanın benden durumu kolaylaştıracak bir şeyler beklemesi beni çok telaşlandırıyor.

Dolayısıyla, birçok erkeğin aksine, “bakire” kadınlardan özellikle kaçınıyorum. Burada bekareti zar mar değil de, kendi cinselliğiyle ve kendi bedeniyle tanışık olmama olarak düşün ama…

Yani, sevişirken karşımdaki insanın ona neyin haz vereceğiyle ilgili genel endişelerimi gidermesini bekliyorum. O benim endişemi gidermek yerine bir de benden yol yordam göstermemi bekleyecekse, iyicene panik oluyorum.

Print

Bir arkadaşımdan ilk sevişmesini çizmesini istedim, bana bunu verdi.

O yüzden, ne kadar deneyimli, o kadar iyi.

Tabii bu son cümleyi de azıcık düzeltmek lazım: “Deneyim”den kastım sevişme sayısı, seviştiği erkek/kadın sayısı, denediği pozisyon sayısı gibi niceliksel bir ölçü değil. Daha ziyade, kendi bedenini bilen, nelerin onu heyecanlandırdığıyla ilgili fikri olan, sevişmeyi kendi istekleri doğrultusunda yönlendirebilen veya en azından benim sorularıma yanıt verebilen birini kast ediyorum, deneyimli derken.

Çünkü aslında bir ölçüde her ilk sevişme bir ilk sevişme oluyor. Yani her kişiyle yaşadığım ilk cinsel deneyim (hani “aşama” olursa olsun), bir ölçüde benim için de yepyeni bir şey oluyor.

Her ne kadar genellikle yaptıklarımızı büyük ölçüde standartlaştırdığımızı sansak ve tüm farkları “O oral seks seviyor.”, “Üstte olmaktan hoşlanıyor.” gibi kaba (rough) kategorilere ayırsak da; ben her bir kişiyle yaşadığım ilk cinsel deneyimde çok şaşırıyorum. Hatta aynı kişiyle yaşadığım n’inci ilişkide bile beklenmedik şeyler yaşayabiliyorum.first timeBunlar “her seks özeldir” gibilerden romantik laflar olarak okuma yalnız. Kast ettiğim daha ziyade şu: Bir insanla birden çok kez birlikte olsam dahi, yanlış bir şey yapma ihtimalim ve dolayısıyla da bununla ilgili kaygım ortadan kalkmıyor. Bu yüzden de karşımdaki insanın – yukarıda belirttiğim anlamda – “deneyimli” olması işime geliyor. Hele ki bir de ilk kez cinsellik yaşayacaksam, sen düşün derdimi. Bu yüzden: İlk cinsel ilişkim iyi ki onu yaşadığım kişinin de ilk cinsel ilişkisi değilmiş. Erkekler nasıl ve neden “bakire” kadın arayışına girer, hiç anlamam. Bak mesela Jorge Amado’nun Kızgın Toprak kitabında şöyle bir laf geçiyor:”Bekaretini kaybetmemiş bir kadın vücudu gibi çekici olduğundan, bütün erkeklerde karşı koyulmaz bir arzu uyandırıyordu.” (s.44)*Burada aslında gizli özne orman. Kitabın konusuna hiç girmeden, “bekaretini kaybetmemiş bir kadın vücudu gibi çekici” lafından devam edeyim. Amado bunu kendi görüşü olarak değil, erkeklerin onda ne bulduğunu anlatmak için söylüyor. Ama ben imkanı yok anlayamıyorum.dressing upHadi toplum moplum bir kenara. Arkadaş, sen sonuçta bu insanla yatağa girmeyecek misin? Karşındaki insanın seninle sevişmekten hiç keyif almadığına tanık olmaktan hiç mi korkmuyorsun? Ya da ne bileyim, ne yaparak onu heyecanlandıracağını nereden biliyorsun? Sana neyi nasıl yapmasını istediğini öğretebilirsin belki (oral sekste falan), ama ona nasıl haz alacağını nasıl öğretebilirsin ki?Neyse işte, bence ilk cinsel deneyim dediğimiz şeyi – yukarıda söylediğim anlamda – “deneyimli biriyle” yaşamakta fayda var bence.**** Konuyla alakası yok ya, kitabı okumanı öneririm. 1940’larda Brezilya’daki yoksulların hayallerini ve gerçekte yaşadıklarını anlatıyor. Yani tabii tam olarak bunu anlatmıyor ama ben spoiler yapmamak için neden bahsettiğini söyledim genel anlamda.

Nasıl sevişilir? #2

Bu yazının önceki kısmında mekan, beden pozisyonu ve kıyafetlerden bahsetmiştim. Bu kısmı okumak için öncesini bilmeye gerek yok. O yüzden hiçbir girizgah yapmadan devam ediyorum.

#3 ALET EDEVAT

Bu konuda seks oyuncaklarından bahsedebilmeyi çok isterdim, ama malesef ben böyle şeyleri ne satın alabilecek ne de bir kadına kullanmamızı önerebilecek kadar medeni cesarete sahibim. Öte yandan daha basit şeyler var ki nedense üzerine pek az konuşuyoruz:

  • Kadının masaya uzandığı ya da yaslandığı ya da eğildiği pozisyonlar çok ilginç olabiliyor benim için. Ama bir türlü masanın bu hareketliliğe dayanacağına güvenemiyorum.
  • Aslında masanın sarsılması ve üstündeki eşyaların hareket etmesi falan ortama enteresan bir ekşın hissi veriyor. Yani, sevişmeyi olduğundan daha şiddetli gösterebiliyor. Böylece partnerimin canını yakıp yakmadığımı dert etmeden de şiddet hissini yaşayabiliyorum.
  • Yastık üstüne oturmak veya uzanmak çok değiştiriyor hissi. Özellikle kadının (ister sırt üstü, ister yüzükoyun) yastığın üstüne yatması bambaşka bir his yaratıyor. Yalnız burada asıl sorunum, sonra o yastığa kafamı koyacak olmam. Aramızda kalsın, şimdilerde sırf sevişirken kullanmak için ayırdığım bir yastık var. Bu yastık yatağın civarında duruyor ama son kertede uyumak üzere yatarken bir şekilde kenara bir yere yerleşiveriyor.
ladyholder?

Şöyle bir yastık var. İsmini “ladyholder” koymuşlar?!

#4 BEDEN HAREKETLERİ

Beden hareketleri tabii ki en zorlu bölümü olayın.

  • Bir kere, hız meselesi var. Ama buna daha önce değindim.
  • Birlikte bir ritmi tutturmak hem iyi, hem de sıkıntılı olabiliyor. Böyle durumlarda hep partnerimden önce heyecanlanıyorum. Bu sefer de boşalmamak için yavaşlamam veya durmam gerekiyor. İşin kötüsü, ritm olunca partnerim de heyecanlanmaya başlayabiliyor. Hal böyleyken duruvermek de çok saçma , çünkü sanki partnerimin ne istediğini hiç anlamamışım gibi oluyor.

handstouching

  • Penetrasyon sırasında ileri-geri hareket etmenin yanında bazen daire çizmek ilginç olabiliyor. Bunu özellikle kadınların mastürbasyon sırasında yaptıklarını fark ettikten sonra denemeye başladım. Penetrasyonun başında veya yavaşladığımızda yapıyorum genelde böyle değişik şeyleri.Print

Bunların dışında fark ettiğim bir şey var: Kadınlar erkeğin beden hareketlerini yönlendirmiyorlar çoğunlukla. Tamam, bazı pozisyonlar buna zaten pek izin vermiyor, ama kadının sırt üstü uzandığı pozisyonlarda (erkeğin illa ki kadının tam olarak üstüne olmasına gerek yok) kadın gayet de erkeği yönlendirebilir. Şimdiye kadar bunu yapan sadece bir kadınla karşılaştım ve kendimi de çok iyi hissettim.

#5 EL HAREKETLERİ

Son olarak şikayetçi olmak istediğim bir mevzu var:

  • Kadınlar ellerini pek kullanmıyorlar. Yani tamam, bence de erkek bedeni öyle pek okşanmaya değer bir şey değil; ama sanki daha çok temas olsa daha iyi olabilirdi.hands

Bundan başka, el ele tutuşmak, partnerin bileğini kavramak gibi seçenekler var ama mesela benim başlatmam dışında böyle şeyler hiç olmuyormuş gibi. Bu el hareketleri bölümünü de sırf bu mesele içimde kalmasın diye uydurdum zaten.

***

Elbette bu sevişme konusu daha başka yazılarda da devam edecek. Ama bu uzun makaleyi burada sonlandırıp biraz başka konulardan bahsedesim var.

Nasıl sevişilir? #1

Bu yazıyı bir ölçüde “Erkekler nasıl mastürbasyon yapar?” yazılarının devamı olarak düşünebilirsin. Daha doğrusu, yine sevişirken (veya biriyle seviştiğini hayal ederken) yaptığımız ön kabullerden bahsedeceğim. Orada kullandığım yöntem şuydu:

“Bilgisayar programı yazmış olanlar bilir, eğer komutları yeterince detaylı vermezsen bilgisayar ya keyfi olarak bazı başlangıç koşulları belirler ya da işleme dahi başlayamaz. Şimdi şunu hayal et: Karşındaki insana (bu bir erkek olabilir, hatta sadece bir ressam olabilir) nasıl mastürbasyon yaptığını anlatmak istiyorsun ve bu insanın da eylemi birebir canlandırmasını bekliyorsun.”

Hatırlarsan o mastürbasyon yazıları üç parçada anca tamamlanmıştı. Şimdi ise en azından iki kişiden bahsedeceğimize göre, eğer aynı analitik yöntemi kullanırsam kim bilir kaç haftada biter. Bu yüzden, o yazılardaki başlıkları takip edeceğim ama sadece zaten aklımda olan birkaç anekdotla yetineceğim.

#0 MEKAN

Yatak odası, salon, oturma odası gibi seçeneklerin birçoğumuzun zaten aklında olduğunu sanıyorum. Bunun dışında:

  • Banyoda veya tuvalette başlayan bir cinsellik mutlaka bu odalardan birine doğru evriliyor. Tuvalet veya banyoda başlayıp biten bir cinsellik yaşamadım hiç.
  • Mutfak ise haşa ! Henüz mutfakta cinsellik başlatmayı başaramadım ben – denememe rağmen: Öpüşmeye koklaşmaya başladığımız anda partnerim beni başka bir mekana sürüklüyor.

    sexinthekitchen

    Mutfakta seks dediysem…

  • Her nedense, cinselliğin mekansal gelişme yönü hep yatak odasına doğru oluyor. Yatak odasında başlayıp başka yerde devam eden veya biten bir deneyimim olmadı.
    Oysa mesela mastürbasyonlarım bunun tam tersi yönde ilerliyor.*

#1 BEDEN POZİSYONU

Anladığım kadarıyla çeşitli pozisyonlar denemek konusunda o kadar da dar görüşlü değiliz. Yani, ‘biz’ derken, bu blogu okuyan (ve kazara erişmiş olanlar arasından da, mesela bu metni bu cümlesine kadar okuyan) insanlar seks hayatlarını “renklendirmek” için bir şeyler yapıyorlar sanıyorum; ve bu renklilik konusundaki en basit şey de farklı pozisyonlar denemek oluyor.positions

Nitekim ben de bir şeyler denemeye çalışıyorum. Ama:

  • Porno videolardaki bazı pozisyonlar gerçekten hem imkansız, hem de insanın tüm heyecanını öldürüyor. Örneğin şu yandaki gibi, hatta daha akrobatik şeyler yapıyorlar porno aktrisleri.
    Aktörün yaptığında karışık bir şey yok (sadece bu pozisyonda penisin biraz “enteresan” durduğunda anlaşalım). Benim derdim kadının pozisyonu.
    Bu pozisyonu – partnerimin canını acıtmamaya dikkat ederek – denedim. Tek kelimeyle imkansız ! Yani, pozisyon mümkün gayet, ama rahat etmesine imkan yok insanın eğer çok esnek falan değilse.
    Ama maşallah porno videolarında standart pozisyonlardan biri haline geldi.
    Benim teorim, videoda kadının bedenini tamamen görebildiğimiz için (ve tabii porno dediğin neredeyse sadece erkekler için yapıldığına göre) tercih ediliyor bu pozisyon, yoksa kimseye faydası yok yani.
  • Standart kabul edilen birçok pozisyonda da küçük değişikliklerin uyaranları bayağı değiştirebildiğini söylemek istiyorum ayrıca. Örneğin
    • bacakların ne ölçüde açık veya kapalı olduğu (hem kadın hem erkek için),
    • eğer biri yatakta uzanıyorsa bu kişinin yastık kullanıp kullanmaması (hem başı hem kalçası için),
    • ve hatta gözlerin açık mı kapalı mı olduğu bile
      o anda hissetiklerimi cidden değiştirebiliyor.

#2 KIYAFETLER

Tamam, genellikle sevişmenin sonlarına doğru en azından donumuzu çıkarmış olduğumuzu varsaymakta bir sıkıntı yok. Ama soyunma sürecinin kendisi benim kafamı çok karıştırabiliyor.

  • Bir sevişmeye başladık diye apar topar soyunan kadınlar var! Bir anda çırılçıplak kalıp sonra bana ön sevişme diye gelmeyin.
    Şaka bir yana, “soymak” oyunun en zevkli kısımlarından biri ! Hem partnerimin bedenine yavaş yavaş erişmek heyecanımı arttırıyor, hem de penetrasyonlu falan karışık kuruşuk işlere girişmeden önce kendimi partnerimle daha rahat hissetmemi sağlıyor.

Bunun dışında:

  • Çorap olayı nedir? Çıkarıyor muyuz? Ne zaman çıkarıyoruz? (Çünkü çıkarırken de şekilden şekile giriyor insan dikkat edersen.)
  • Sütyeni başta çıkarsak çok aceleye gelmiş gibi oluyor, işler ilerledikten sonra çıkarmakla debelenince de hepten eli ayağına dolaşıyor insanın.

rubikon

  • Küpe, kolye gibi şeyleri çıkarmakta bazen fayda olabiliyor, ama her zaman değil. Daha en baştan “Ay şunları çıkarsak” deyip sonra hiç de çıkarmanın gerekmeyeceği bir cinsellik yaşayınca bir garip oluyor. Ama gerçekten tehlikeli olabilecekleri bir noktaya giderken “Dur şunları çıkaralım madem” gibi mantıklı laflar edilince de olaydan soğuyor insan.

Şimdilik burada bir mola verelim. Yazının devamında alet-edevat, beden hareketleri, el hareketleri gibi konulardan bahsetmeyi düşünüyorum.

Gideri olan kızlar özelden yazsın.

Gideri olmak diye bir şey var biliyorsun. Hatta bence direkt şu resimle başlayalım. Sen olsan aşağıdaki kadınlardan hangisine sarkarsın?

PrintTabii ki sağdakine, değil mi? Beden diliyle bizi sekse davet ediyor resmen. Hatta, böyle oturduğuna göre, elde etmek kolay olacaktır muhtemelen.

Neredeyse bütün ilk ergenliğim boyunca kızlara böyle baktığımı kabul etmeliyim. Ve, ironiye bak, bu sürede hiç cinsel ilişki yaşamadım sayılır – ilk deneyimim lise son sınıftayken oldu.

Sonra tabii büyüdüm, büyüdükçe de azıcık akıllanır gibi oldum. Kadın “gideri olan/olmayan”, yani “götürülecek” bir şey olmaktan çıktı. Lisenin sonlarına doğru ve üniversitenin ilk yıllarında artık kadınları bu anlamda cinsel obje olarak görmüyordum.

Ama yine de cinsellik açısından obje olarak görüyordum kadınları ! Burada obje sözcüğünü “şeyleştirme” anlamında değil, subje/obje bağlamında, yani özne değil nesne olmak anlamında kullanıyorum. Bundan ne kast ettiğimi açıklamaya çalışayım.

Cinsellik hâlâ erkeğin talep ettiği bir şeydi. Kadın bu talebi değerlendiren ve kabul veya reddeden kişiydi. Bir bakıma, sanki kadınlar normal şartlar altında sevişmek istemezler, gibime geliyordu. Bunu gerçek dünyadaki gözlemlerim de destekliyordu tabii:

  • Erkeklerin sevişmekten anladıkları şeyin ne olduğunu gördükçe, “Lan ben olsam ben de istemem, o ne öyle be?!” diyordum kendi kendime. (Bunu hala diyorum aslında.)
  • Etrafımda hiç sevişmeyi talep eden kadın yoktu. Yani şey, benden talep etmesi anlamında demiyorum, ne yapsın beni zaten; birine “sarkıntılık eden”, bir erkeği “götür”meye çalışan bir kadın yoktu. Bunlar gayet erkeklerin görevi gibiydi.

Dolayısıyla seks, erkeğin talep ettiği, kadının arz ettiği bir hizmetti. Bunu çok uzun süre böyle gördüm ben. Böyle gördüm derken; bu, içinde yaşadığım gerçekliğe uygun bir varsayımdı ve bu yüzden sorgulanmasına gerek yoktu.

Kendini kıt kaynakların sınırsız ihtiyaçların varlığında yönetilmesi olarak tanımlayan klasik ekonomi imdadımıza yetişti tabii ki.  Benim gibi – sözcüğün her iki anlamında da – koca burunlu biriysen böyle rekabetçi bir piyasada kendine yer bulman hiç kolay değil.

Nitekim bu algıyı kırmamı sağlayan feminist yazının cinsel hayatımın sağlıklı gelişmesine çok katkısı oldu. “Hala koca burunluyum ama artık dert etmiyorum” de diyebiliriz.

Tabii bu özgürleşme başlı başına bir sorun. Çünkü, yukarıdaki çizime dönersek, muhtemelen sağdaki kadının soldakine kıyasla cinselliğiyle daha barışık olduğunu söyleyebiliriz sanıyorum. Böylece başladığımız yere geri dönmüş oluyoruz gibi sanki. Daha doğrusu, bir spiral çiziyoruz. Bundan on küsur yıl önce gideri var diye sarkacağım o kadına bugün olsa yine yazarım, ama daha sağlıklı bir iletişim kurabileceğimi düşündüğüm için.

hit on girls

Erkekler nasıl mastürbasyon yapar? #3

Önceki yazılarda mekan, beden pozisyonu ve kıyafetler hakkında bir şeyler karalamıştım. Kaldığım yerden devam ediyorum.

#3 Alet-edevat

Alet-edevattan kastım şişme kadın gibi atraksiyonlar değil. Oralara girersek hiç çıkamayız, bak zaten üçüncü yazı oldu anca mekanı belirledik, pozisyonumuzu aldık ve kıyafetlerimizi çıkardık (ya da çıkarmadık). Ortada hiçbir faaliyet yok daha hâlâ. Üstelik şimdi de alet malet konusuna giriştim bak. Bu yüzden, fazla uzatmadan, şunu sorayım: Nasıl yapıyoruz mastürbasyonu?still here

Bir kere, elimi kullandığımı varsayacağım. Oysa elbette bu hiç de şart değil. Sadece bir yere (yastık/yorgan favorilerim) sürtünerek mastürbasyon yapmak mümkün olduğu gibi, iç çamaşırının üstünden de penisimi okşayabilirim. Ama elimle penisim arasında doğrudan temas olduğunda, işler biraz çetrefilleşiyor.

1) Çıplak elle: Bu benim için en zor seçenek olduğu için başa koydum. Parmaklarım kendi başına hiç kaygan değiller ve sadece elimi kullanmaya kalktığımda değil zevk almak, bildiğin canım acıyor. Kendi tükürüğünü kullananlar var kayganlık sağlamak için. Bu sanırım mastürbasyonla ilgili duyduğum en iğrenç şey. Üstelik gayet de yaygın bir pratik. Bu arkadaşları kendi eğlenceleriyle baş başa bırakıp diğer seçeneklere geçeyim.

2) El/vücut kremiyle: Birçok erkek eline krem sürüyor mastürbasyon yapmak için. Bu hem iyi hem de gayet sağlıklı bir seçenek. Hem sert sürtünme sebebiyle yaşanabilecek kazaları önlüyor, hem de krem sürmek zaten deri için yararlıdır sanıyorum.

Yeri gelmişken: Orta okulda bir arkadaşım çıplak elle mastürbasyon yaparken derisini kanattığını, sonra babasını çağırmak zorunda kaldığını ve tüm durumdan utandığını anlatmıştı. Ona krem gibi seçenekleri söylediğimde, daha önce hiç aklına gelmediğini söylemişti. Tabii yaş 13-14, insanın aklına gelmeyen çok şey oluyor o zamanlarda. Ama mesela benim aklıma gelir miydi bilmiyorum, eğer babam o meşhur “ergenlik sohbeti” olayında tembihlememiş olsa.

Saçma sapan bir biçimde, kremin de fazla kayganlık sağlayıp hissi azaltması diye bir sorunu var. (Çünkü artık bildiğin üzere, konu ben olunca, mastürbasyon dakika başı sorun çıkaran bir meseleye dönüşüyor.) Şimdiye kadar sadece bir krem markasını uygun bulmuştum ama o da bir başkasının evindeydi ve zamanla markayı unuttum gitti.

Kremin diğer bir sorunu, mastürbasyon bitince penisimi temizlemem gerekmesi. Eğer öylece bırakırsam derim iç çamaşırıma yapışıyor.

3) Sabun: Benim gibi tuvalette ve hiçbir yeri kirletmeden mastürbasyon yapmayı tercih edenler için en uygun tercih tabii ki sabun. Elime çok az su ve bol sabun koyduktan sonra mastürbasyon yapmak çok kolay. Tabii sabun kısa sürede kuruduğu için avucumdaki sabunu yenilemem gerekebiliyor ama bu küçük bir detay.

Sabunun diğer avantajı, sonrasında sadece su ile tamamen temizlenebiliyor olması.

Sanırım sıvı sabun kullanınca su ve kuruma sorunları ortadan kalkıyor, ama ben (cinsellikle falan ilgisi olmayan sebeplerle) kalıp sabun kullandığım için o kısmı pek bilemiyorum.

#4 EL HAREKETLERİ

Evet, artık eyleme geçebiliriz… hani neredeyse. Hatırlarsan, “bir bilgisayar programı yazar gibi”, yani hiçbir varsayım yapmadan anlatmak gibi bir hedef koymuştuk.

to computer

Şimdi, bir elini (sağ el galiba genelde) kaldır. Ve…. ?? Burada parmakların pozisyonu için o kadar çok seçenek var ki !

  • Sadece işaret parmağı ile baş parmağını birleştirip (Amerikalılar’ın “Tamam” işareti gibi) sadece halkasal bir şekilde mastürbasyon yapanlar var. Ben denedim, yeterince uyarıcı bulmadım. Üstelik ne ağız ne de vajina hissi vermeyen bu deneyimi tuhaf buldum.
  • Penisi tüm elle kavrayacak şekilde yarı-yumruk şeklinde mastürbasyon yapmak mümkün, ve benim de tercihim böyle. Ama bunun da iki yöntemi var; çünkü penisime önce temas eden yönün başparmak tarafı mı küçük parmak tarafı mı olduğunu belirlemeliyim. Bu ilk anda düşününce önemsiz gibi geliyor, ama aslında oral seks (fellatio) açısından bu iki seçeneğin varlığını fark etmenin kritik rolü var; çünkü
    • bir kere, avuç içinin ne yöne geleceğini belirliyor ve hissi değiştiriyor,
    • kolun ileri geri hareketi sırasında farklı yönlere doğru imkanlar sağlıyor,
    • ve dikkat edersen yumruk sıkma küçük parmak tarafından başlar, yani mastürbasyon sırasında penisini daha sıkı kavradığında bunun penisinin hangi tarafından başlayacağını belirleyen elin durumudur.
      Tüm bunlar, oral seks yaparken de aslında fark yaratan şeyler. Ama konuyu dağıtmayayım, okuyucuya ev ödevi olsun bu konuyu düşünmek (ve/veya uygulamak).
  • Bunlardan başka, penisi kavramaksızın sadece parmak uçlarıyla veya avuçla okşamak da bir seçenek. Buna “non-orthodox” yöntem diyelim ve doğaçlamanın mümkün olduğunu söyleyip geçelim.

Peki, elin hareketi nasıl olacak? “Ne? İleri-geri işte !? Neyi soruyosun?” dediğini duyar gibiyim ve bir bakıma haklısın. Ama bu ileri-geri yanıtı tek bir anlama gelmiyor.

  • Öncelikle sadece penisin üst kısmını uyararak başlayabiliriz. (Hatta boşalana kadar böyle devam edilebilir.)
  • Sonra yavaşça penisin tamamını kavrayacak şekilde devam edebiliriz. Bunun anlamı da farklı farklı:
    • Her bir hamlede penisin en başından başlayıp karın bölgesine kadar gidebiliriz.
    • Penisin orta kısmıyla sonu arasında gezinip arada baş kısmına dönebiliriz.
    • Penisin baş kısmıyla ortası arasında hareket edip arada bir en dibe inebiliriz.
      Dikkat edersen tüm bunlar penetrasyonda ve oral sekste de yapılabilen şeyler.

    Benim fark ettiğim bir şey, en çok uyarıldığım bölgenin penisin orta kısmı olduğu. Evet başlarken sadece penisin başını okşamak ilginç olabiliyor, ama zamanla penisin ortasına odaklanıyorum.wankers

  • Hep yavaş ilerleyebiliriz. Zamanla hızlanabiliriz. Ya da bazen hızlanıp bazen yavaşlayabiliriz. Benim gözlemim, boşalma anında hızımın ya çok yavaş ya da çok hızlı olduğu.
  • Benim sık yaptığım bir şey; boşalmaya yaklaştığımı hissettiğimde durmak ve heyecanımı yatıştırmak. Böylece mastürbasyonu uzatmış oluyorum. (Belki daha hayal etmek istediğim şeyler vardı, ne biliyorsun?)

#5 BEDEN HAREKETLERİ

Son olarak, bedenimi nasıl hareket ettirdiğimden bahsedeyim.

Kısaca şu iki parametreyi fark ettim: Pozisyonum ve o anda ne hayal etmekte olduğum belirleyici oluyor beden hareketlerime.

Eğer kontrolün bende olduğu bir pozisyonda penetrasyon yaptığımı hayal ediyorsam daha fazla hareket ediyorum mesela.

Beden hareketiyle ilgili aklına gelemeyecek pek fazla şey yok; belki sadece kendi deneyimimden iki anekdot anlatabilirim:

– Birinin bana oral seks yaptığını hayal ederek boşaldığımda bile daima bedenim hareket ediyor oluyor. Oysa bu gerçeği yansıtmıyor; çünkü oral seks sırasında partnerimin rahatsız olmaması açısından kendi beden hareketlerimi kontrol altında tutmaya çalışıyorum ve hızlandığımı fark ettiğimde de partnerimin canını yakabileceğimi fark edip hemen yavaşlıyorum.

– Elimin ileri-geri hareketiyle bedenimin hareketi senkronize oluyor çoğunlukla, ama her zaman değil: Sıklıkla bu senkronizasyonu bozmak hoşuma gidiyor çünkü karşımda (önümde/üstümde/altımda her neyse işte) gerçek bir insan olduğu hissini güçlendiriyor.masturbating man

Bu uzun yazıyı da burada böylece sonlandırayım. Elbette burada değindiğim her bir şeyle ilgili ayrıca küçük kısa yazılar yazılabilir ve ben de şimdiden birkaç noktayı kenara not ettim bile.