Tag Archives: deneyim

Kendi cinselliğim – Uyuzböceği

Öncelikle merhaba.

Cinselliğin de tıpkı evren gibi hiçbir zaman tam olarak keşfedilemeyeceğini düşünen ben, bugün kendi deneyimlerimden ve arayışımdan bahsedeceğim.

İlk cinsel deneyimimi yaşadığımda 16 yaşındaydım. Partnerim olan beyefendiyle olan ilişkim devam etmeseydi muhtemelen hayatımdaki en garip an olarak tarihe geçirmek zorunda kalırdım. Deneyimsiz iki gencin vücutlarındaki farklı noktaları keşfedip cinselliğin seksten ibaret olmadığını öğrenişiyle başlayan yolculuğum özellikle her partner değiştirişimde beni şaşırtmaya devam etti. Bir başkasıyla bir şeyler yaşama zamanı geldiğinde vücudumu iyi tanıyor olmamın özgüveni beni epeyce cesaretlendirir oldu. Fakat bir sonraki deneyimimde ne yazık ki hiçbir şey umduğum gibi gitmedi. Bugüne kadar uzun uzun yapılmış ön sevişmeler, yeni partnerimin isteklerini göz önünde bulundurmam gerektiğinde değerini kaybetti. Ve hala yeterli tecrübeye sahip olmamanın sonucunda ilk kez yaşadığım kanamanın etkisi uzun süre devam etti.

İki ay boyunca dokunulmazlık ilan ettim. Ta ki en yakın arkadaşlarımdan biri bunu birlikte aşma konusunda beni cesaretlendirene kadar. Arkadaşınla bir şeyler yaşayabilmenin en güzel yanı kendini olabildiğince güvende hissetmek. Ki siz de bu konularda benim kadar paranoyaksanız size katlanabilecek, yeri geldiğinde “Saçmalama be kadın!” diyebilecek birileri lazım oluyor. Bu rahatlık sonucunda yeni şeyler deneme ve en azından nelerin hoşuma gitmeyeceğini öğrenme imkanım oldu. Bu kısmı bir kenara bırakıp güzel bir flört döneminin sonucunda biriyle bir şeyler yaşamaya kalktığımda ise “en iyi” olarak nitelendirebileceğim tecrübeler edindim.

Sanırım eski partnerlerle oluşturulmuş rutinden çıkmış olmanın ilişkiye kattığı heyecan her şeyin bu kadar güzel olmasındaki en önemli faktördü. Onunlayken hiçbir şekilde zorunluluk hissine kapılmıyordum, kimse bencillik etmiyordu. Fakat partnerimin aşamadığı bazı sınırlar bu ilişkinin ömrünü de oldukça kısalttı. Ve en sonunda günümüze kadar geldik. “Tamam, artık kesinlikle ne istediğini bilen bir kadınım!” dediğimde kendimden oldukça büyük bir beyefendiyle yeniliklere adım atma fırsatı buldum.

Bugüne kadar partnerimle aramda en fazla 5 yaş olmuştu. Ve karşımda kesinlikle kadının isteklerine değer veren ve rutin olmayan bir adam varken sevdiğimi sandığım her şeyi bir kez daha kenara bıraktım. Beni rahatsız eden durumların bir kısmını keşfetmiştim fakat hepsini bir kenara bırakırsak absürtlüklerden hoşlanabilir miydim?

Plastik penis maceraları

Önceki derste titreşimli yapay penisle tanışıp kaynaştıktan sonra, Seks 101 dersinde bu hafta sözde bir yandan aletle penetrasyon yaparken bir yandan da elimle klitorisi uyaracaktım.

Tam olarak öyle olmadı o iş.

Derdimi anlayabilmen için, tüm bu olayların sırasında işe bol miktarda krem karıştığını söylemem lazım. Yapay penis nihayetinde plastik bir alet olduğundan önce kremlemen gerekiyor, bu bir. Sonra, elinle klitorise doğrudan dokunacaksan elini ıslatman gerekiyor, bu da iki. Şimdi, bunları yaptıktan sonra arada parmağının kuruduğu hissedersen ne olacak? Benim yaptığım gibi yine ağzınla ıslatmayı dene bakalım, al tadını alete sürdüğün penisin…

Yani işler karışık ve biraz da komik. Kendini benim yerime koy. Bir elinde alet, alet partnerinin içinde. Diğer elin kurumuş. Yatağın bir kenarında krem var, kapağı kapalı. Aleti bırakmadan, diğer elinle kremi al, aç. Tek elinle tuttuğun kremi, yine aynı eline dökmeyi dene. Olmasın. Diğer elini kullan. Telaşla çarşafa da damlat kremi. Neyse, nihayetinde rayına girdi olaylar. Nerede kalmıştık? Hah, bir el tekrar alete, diğer el klitorise.

Eğer benim gibi tırsak (ve beceriksiz) bir insansan klitorise doğrudan temas etme konusunda, bir süre sonra amaan deyip el yerine ağzınla uyarmayı seçebilirsin. Ve tabii ki yine aynı acı tat sorunuyla yüzleşmen gerekecek.

Neyse işte, demem o ki, büyük oyuncak+el olması gereken dersi büyük oyuncak+el+ağız dersine çevirdim.

Bu derste özel olarak fark ettiğim / öğrendiğim birkaç şey olmadı değil, onlardan da bahsedeyim mi? Bahsedeyim bahsedeyim.

Tüm vücudunu değil sadece penisi çevirerek yeni olanaklar keşfedebilirsin. Sonra, eğer partnerinin de hoşuna giderse, aletsiz edevatsız sevişirken kendini o pozisyona getirmeyi deneyebilirsin.

Farklı farklı hızlar ve şiddetler deneyip partnerinin tepkisini bir süre boyunca inceleyebilirsin. Genellikle cinsel birleşme sırasında böyle şeyleri irdelemeye ne fırsatımız ne de ilgimiz oluyor. Oysa alet sayesinde kendini biraz daha gözlemci konumuna alabilirsin. Sonra bu hız ve şiddeti kendin de uygulayabilirsin eğer hoşuna gidiyorsa.

Deney ve deneyim

(Ha bir de, bak bunu öğrendim ya da oha süper bir şey diye söylemiyorum, ama fark ettim işte: Yapay penisle “dairesel” hareketler yapabiliyorsun. Normalde acayip zor bir şey. Plastikli hayat ilginçliklerle dolu.)

Denemek istediğin ama “lan acır mı ki acaba” diye tereddüt ettiğin pozisyonları deneyebilirsin. Hem partnerini o pozisyona yavaş yavaş getiriyorsun (yani seni her an durdurma imkanı veriyorsun), hem de -eğer pozisyon çok abuksa- kendi ereksiyonunu muhafaza etmek veya kendi uzuvlarını nereye koyacağının hesabını yapmak gibi bir derdin yok. Bir çeşit pozisyon pilot uygulaması gibi düşün.

Son olarak, benim yaptığım gibi hem aleti, hem elini, hem de dilini kullanabilirsin. Şaşırtıcı sonuçlar elde edeceksin. Demedi deme.

*

Tüm bunların sonunda partnerim, bu oyuncakların benim yerimi alamayacağını, hatta aslında oyuncakların benim el, parmak ve ağzımdan da daha iyi olmadıklarını söyledi. Arada bir böyle çeşni olsun diye veya tuhaflıklar denemek için kullanabiliriz, ama anladığım kadarıyla partnerim aletsiz edevatsız olarak benimle olmayı tercih ediyor.

*

Haftaya final sınavı var. Kalmam bence ben bu dersten.

Zaten “çift dikiş” sözüyle yapılabilecek iğrenç esprilere de karnım tok.

Her şeyin bir ilki vardır.

İstanbul’un izbe bir mahallesinde bir ev, o evde bir yatak odası, o yatak odasında tek kişilik bir yatak, yatakta tamamen çıplak sırtüstü uzanmış bir kadın, kadının üstünde tamamen çıplak ve yüzüstü pozisyonda duran bir erkek düşünelim. (Erkek de sırtüstü olsa enteresan olurmuş aslında.)

Erkekle kadın arasında yıllardır devam eden bir arkadaşlık, bu arkadaşlığın peşi sıra süregelen bir cinsel çekim, bu cinsel çekimin yarattığı bir gerginlik düşünelim.tension

İşte şu anda, bu yatak odasındaki bu yatakta, bu gerginlik kendini gerçeklemektedir. Ve erkek kendi kendine, “Doğru zamanda doğru yerde değilsen, olmak istediğin yere git ve doğru zaman gelene kadar orada bekle.” uyduruk felsefesini düşünmekte ve heyecanını dizginlemeye çalışmaktadır.

(Halbuki olacak şey değil. Bir anda, sanki kumarhanedeki makinenin kolunu çevirmişsin de birbirinin aynı üç resim art arda görünüyormuş gibi, her şey üst üste geldi. Erkeğin ilişkisindeki gelişmeler, kadının ilişkisindeki gelişmeler, bunların hemen ardından internette birbirleriyle karşılaşmaları… ve nihayetinde bizzat kendileri “üst üste” geldiler işte.)

Erkek, deminki felsefi zırvaları bitirmiş, şimdi de kadının ayak tırnaklarını hiç ojeli hayal etmemiş olduğunu düşünmektedir, çünkü boşalmamak için böyle saçma sapan şeyler düşünmek zorundadır. Kadının hırıltısı (evet, çığlığı değil, nefes alıp vermesi değil, hırıltısı) da yardımcı olmaktadır bu dikkat dağıtma çabalarına.

incir-sepeti

Bir çuval incir. (temsili) (çuvalla incir resmi bulamadım)

Herkesle yaşanan ilk seks, bir ilk seks deneyimidir – hele ki karşındaki senden daha deneyimliyse. Eli ayağına dolaşır insanın. (Bu cümledeki anlam açık mı emin olamadım, biraz daha matematiksel bir ifadeye başvuralım: Yataktaki X ve Y kişileri için, Xe X’in elini, Xa da X’in ayağını göstersin. (Benzer şekilde Ye ve Ya, Y kişisinin elini ve ayağını göstersin.) Şimdi şu kümeyi düşünelim: {Xe, Xa, Ye, Ya} İşte bu kümeden alınacak her iki eleman birbirine dolanır. Yani mesela erkeğin eli erkeğin ayağına, erkeğin ayağı kadının ayağına, kadının eli erkeğin eline v.b) Tüm bu dolaşıklık halinde yılların fantezisinin gerçekleşmekte olduğunu aklına getirirse boşalıvereceğini ve bir çuval inciri berbat edeceğini bilen erkek, başka şeyler düşünmeye çalışır.

Şimdi kendinizi bu erkeğin yerine koymak için bir deney yapın: Düşünmemeniz gereken bir şey getirin aklınıza ve bundan sonraki yarım saat boyunca onu düşünmemeye çalışın. İşte kahramanımız böyle acınası bir vaziyettedir.

Ben böyle yazıyorum, siz de okuyorsunuz falan ya, bir yandan kahramanlarımız da icraata devam ediyorlar. Ne süredir okuyorsanız bu satırları, o süredir misyoner pozisyonunda penetrasyon yaşandığını hesaba katalım.

Hesap çok yüklü geldi, değil mi? Erkek kahramanımız da aynı kanıda olduğundan pozisyon değiştirmesi gerektiğini düşünüp (penisini çıkarmadan) hafifçe doğrulmaktadır. Buraya kadar her şey yolunda gittiği için kadın, arkadan girildiğinde daha çok zevk aldığını söyler.panic-button

Derin ama kısa bir sessizlik.

Sözde altı yıldır cinsellik yaşayan erkek, afallar. Bilgisayar oyunu gibi düşünebilirsin. Oyunun ortasında, başka bir karakterle karşılaşıyorsun ve sana bir şey söylüyor. Tam o anda ekranda seçenekler beliriyor ve sen seçene kadar oyunun geri kalanı duraklıyor.

Erkeğin karşısında beliren iki seçeneği şöyle formülize edebiliriz:

A) Cool takıl, çaktırma, bir şeyler yanlış giderse düşünürsün.
B) Cehaletini belli et.

Şapşallığından mıdır, yoksa hızlı tıklarken mouse’u fazla oynattığı için midir bilinmez, erkeğimiz B şıkkını seçer.

Böylece aval bakışlarına aval bir de soru ekleyerek (burada sorunun absürt formülizasyonunu tekrar üretmemize imkan yok maalesef) kadına, ne istediğini anlamadığını söyler.

Şimdi şaşırma sırası kadındadır.

Pek derin olmayan ama öncekinden açık ara uzun bir sessizlik.

“İşte ben arkamı döneceğim, sen yine aynı deliğe gireceksin??”

İşte deneyim budur! Karşındaki daha neyi bilmediğini bile bilmezken, onun neyi bilmesi gerektiğini anlayıp doğru açıklamayı yapabilmek! Erkek böylece biraz rahatlar, ama biraz da gerilir. “Haydi Cupidon utandırmasın.” diye geçirir içinden. Bu kelime oyununu neden Eros yerine Cupidon’la yaptığını, oysa Roma mitolojisinin Yunan mitolojisinin bir kopyasından ibaret olduğunu düşünürken bir de bakmış ki kadın arkasını dönmüş, dizlerinin üstünde yatakta durmuş, hatta erkeğin penisini vajinasına sokmuş, yüzünü yastığa yapıştırmış ve kalçasını ileri geri hareket ettirmektedir.ETMcupid1

Okuyucu bu son durumu tam anlayabildi mi emin değilim.

Tekrar anlatayım bak. Kendinizi erkek kahramanımızın yerine koymaya çalışın: Günün birinde, Antik Avrupa mitolojileri hakkında düşünüyorsunuz, okuduklarınızı hatırlamaya çalışıyorsunuz, farklı müzelerde gördüğünüz heykelleri gözünüzün önüne getiriyorsunuz. Sonra, bir anda, gözünüzün önünde Rönesans heykelleri değil, çırılçıplak ve çok çekici bir kadın olduğunu, size arkasını dönmüş ve penetrasyon halinde kalçasını ileri geri oynattığını görüyorsunuz!

Yani mesela şey gibi düşünebilirsiniz, Wikipedia’da gezinirken bir anda pop-up pencerede çıkan reklamda, yıllardır hayal ettiğiniz kadınla karşılaşmak gibi… ama tabii daha gerçekçisi…

Böyle bir durumda ne olabilir?

En kötüsünün olmaması, yani boşalıvermemesi konusunda kararlıdır erkek kahramanımız. Bu yüzden hemen kendini geri çeker ve penisini çıkartır kadının vajinasından. Ve aynı anda, kadının ne kadar tahrik olmuş olduğunu fark ederek utanır.

Erkek dizüstü oturur pozisyona geçerken kadın başını kaldırır ve ne olduğunu sorar.

Utancından yerin dibine girecek halde ve soluk soluğa, “Ben” der, “çok” der, “heyecanlandım.”

Bunu, üçüncü bir derin sessizlik izler. Erkek, kadının gözlerinde hayal kırıklığı ararken, kadının tek aradığı erkeğin penisidir.

Seks burada bitmez, (periyot 10 dakika olmak üzere) periyodik olarak benzeri rezaletlerle yaklaşık yarım saat kadar devam eder. Kadının zevk aldığını düşünmek için yeterli veri toplanmıştır. Kadının orgazm yaşadığını gösterecek hiçbir kanıt yoktur. Erkek boşalmıştır. Ve yeniden başlaması fizyolojik olarak imkansızdır.

Blog okuması: İdeal partner

Burada şimdi sana hayalimdeki güzel prensesin nasıl biri olduğunu, nasıl bir insanla hayatımın sonuna kadar yaşamak isteyeceğimi anlatacak değilim. En romantik muhasebeciye bile baygınlık geçirtecek böyle bir girişimin yerine, cinsellik açısından partnerimin ne gibi özellikleri olsa iyi olurdu, onu anlatacağım. Bunun ilk dediğimden daha eğlenceli olacağına garanti veremiyorum, ama daha sıkıcı olmayacağına emin olabilirsin.

BİR GÖZLEM: HAYIRCI KADINLAR, EVETÇİ ERKEKLER

Erkek-egemen toplumdan uzun uzadıya bahsetmeden ve yazıyı görece özgür iletişim kuran insanlarla sınırlayarak, şöyle bir gözlemle başlayayım: Cinsel özgürleşme ve cinselliğin özgürleşmesi, kadın ve erkek için farklı şekillerde yola çıkıyor.

Vaziyetimiz öyle harap ki, kadın için cinsel bir obje olmaktan çıkmak, “Hayır” demekle başlıyor. Bu Hayır, kadının partnerine kendisine zevk vermeyen veya canını acıtan bir şeyi söylemesine yarıyor. Her şeyden önce, kadın cinselliğin aktif bir öznesi haline geliyor böylece. Ayrıca, cinselliği porno videolardan öğrenmiş erkekler kitlesinin belki de en acil ihtiyacı da bu.akıllı ol

Erkek içinse özgürleşme, yeni şeylere “Evet” demekle başlıyor sanırım. Son elli yılın cinsel yaşama belki de en ciddi katkısı, kadın orgazmıyla klitorisin ilişkisinin ortaya konması oldu. Böylece erkek için oral seks yapmak vb. cinsel davranışlar norm haline geldi. İşte mesela erkek buna Evet diyerek, partnerinin zevk almasını ve seksin çok daha zevkli geçmesini sağlayabiliyor. (Banal şeyler söylüyor gibi olduğumun farkındayım, ama ben tüm bunları çok çok geç fark ettim ve fark edince de hakiki bir aydınlanma yaşadım. O yüzden bahsetmeden geçmek ayıp olur.) Öte yandan erkek açısından da, prostatın anal olarak uyarılması gibi eskiden homofobik sayılıp dışlanan pratikler ortaya çıkageldi. Bunlara Evet demeyi deneyerek de cinsel deneyimini iyileştirmesi mümkün bir erkeğin.

Uzun lafın kısası: Cinsellik açısından, kadınların özgürleşmesi “Hayır” ile erkeklerin özgürleşmesiyse “Evet” ile başlıyor.

Bunu ne kural olarak ne de iyi bir şey olarak söylüyorum; sadece şimdiye kadarki minnacık gözlemimi paylaşıyorum. Ayrıca, böyle başlıyor diye böyle devam edecek diye bir kural yok, hatta lütfen böyle devam etmesin.

EVETÇİ KADINLAR, HAYIRCI ERKEKLER

Demin söyledim ama tekrar etmeye değer: Erkeklerin (ve maalesef kadınların) büyük bir kısmı cinselliği endüstriyel pornodan öğreniyorlar. İşte bu yazının özeti de budur: İdeal seks partnerimin bu bilgiyi iyicene sindirmiş olmasını isterdim.bilmiş

Birkaç millenyumluk erkek-egemen düzenden süzülerek kristalleşen porno videoların kadınlar hakkında çizdiği imajdan bir kez şüphe duymaya başlayınca insan varoluşsal bir krize sürükleniyor. Haberin olsun. Benim geldiğim nokta şudur:

“Fazla mı hızlı gidiyorum, fazla ısrarcı mı oluyorum, sıkıcı ölçüde yavaş mı gidiyorum? … Hadi diyelim o anda yapmakta olduğum bir şeyden hoşlandığı sonucuna vardım bir şekilde, iyi ama yapmaya devam etmem gerektiği sonucu çıkmaz ki bundan. Ve nihayet: Onu tatmin ediyor muyum?? Yoksa her şey “idare edilen” bir hayal kırıklığı mı?“(Kadınlar ne ister?)

Hadi partnerimi rahatsız etmemeyi başarmak görece kolay böyle takıntı derecesinde temkinli olunca. Ama mesela: “Partnerimin orgazm olup olmadığını anlayamıyorum.” (Devamı şurada: Kadın orgazmı da neymiş?)

Yani bu anlamda erkeğin geçmişten öğrendiği şeylere Hayır demesi lazım bir miktar:

“Cinselliği penetrasyona, erkekliği de başarılı cinselliğe endekslemişiz. “Kadını yatakta memnun edememek” başarısız bir ilişkinin göstergesi (hatta karikatürlere bakılırsa boşanmanın tek geçerli nedeni (bkz. “kocalık görevlerini yerine getirememek”) ) oluyor. Cinselliğin başarısını da, uzun süre boşalmadan durabilmekle ve birçok kereler boşalmaya rağmen sevişmeye devam edebilmekle tanımlamışız. …

Eğer cinselliğin tanımı penetrasyonla veriliyorsa ve dolayısıyla penetrasyonun süresi ve niteliği karşımdaki insanın tatminini belirleyecekse, penetrasyonun benim için ne kadar kaygı verici bir şey olacağını görüyor musunuz?” (Penetrasyon ve diğer belalar)

Ya da mesela fast and furious olmayan bir sevişmenin aslında bana daha çok keyif verdiğini fark ettim ben. (Devamı şurada: every one of themDaha hızlı ! Evet ! Daha hızlı !) Hem pornonun öğrettiği hem de ergenlikte arkadaş çevremde birbirimize “öğrettiğimiz” bu kalıba Hayır demek tabii ki kolay, ama Hayır demeyi akıl etmek çok zamanımı aldı.

Ama işte bu Hayır’lar kadının Evet’leriyle dengelenmediği zaman benim gibi ne yapacağını şaşıran ördekler beliriyor.

O yüzden, ne kadar deneyimli, o kadar iyi.

… “Deneyim”den kastım sevişme sayısı, seviştiği erkek/kadın sayısı, denediği pozisyon sayısı gibi niceliksel bir ölçü değil. Daha ziyade, kendi bedenini bilen, nelerin onu heyecanlandırdığıyla ilgili fikri olan, sevişmeyi kendi istekleri doğrultusunda yönlendirebilen veya en azından benim sorularıma yanıt verebilen birini kast ediyorum, deneyimli derken.” (İlk sevişme)

Yani ideal partnerim, konuşan, beni yönlendiren, böylece nelere Hayır dediğinin yanında nelere Evet dediğini de benimle açıkça paylaşan biri olurdu. Burada “açıkça” lafı önemli, çünkü o kadar çömeziz ki bu konuda, söyleneni anlamak bile bir marifet. Bu yüzden, basit, anlaşılır bir dille açıkça ifade etmek kritik.

(Bu konuyu “Oral seks nasıl yapılmaz” ve “Cunnilinugs’ta dikkat edilecek hususlar” yazılarında detaylandırmışım biraz. İletişimin önemine ikna olduysan ve spesifik olarak neler yapılabileceğini düşünmek istiyorsan, o iki yazıyla devam edebilirsin.)

Sanırım bu konuyu “gereğinden fazla” tekrar etmeme imkan yok.

“Benim şimdiye kadarki deneyimim, hiçbir kadının ben sormadan bana ne yapacağımı söylememiş olması. Konuyu, tabii ki gayet tedirgin bir biçimde, hep ben açıyorum. Açtıktan sonra da genellikle partnerimin ağzından cımbızla laf alıyormuş gibi hissediyorum.

Sadede geleyim:

Tüm cinsellik bilgisini abuk subuk porno filmlerden edinmiş olan bunca erkek, eğer kimse onları uyarmazsa uzunca bir süre kendilerini kandırarak (ve partnerlerini mutsuz ederek) yaşayacak.

İşin kötüsü, doğrusunu öğrenmenin bir yolu yok, çünkü “doğrusu” diye bir şey yok. Her kadının tahrik oldukları şeyler farklı, her kadını rahatsız eden şeyler farklı. Dolayısıyla her partnerin bedeniyle baştan tanışmak gerekiyor. Kolay yol, her kadının profesyonel porno vidtalkaboutiteolarındaki kadınlar gibi olduğunu varsayıp bodoslama dalmak. Daha az kolay yol, her yeni kadının, önceki partnerlerimizle hemen hemen aynı olduğunu varsayıp bodoslama dalmak. Zor olan ama cinselliğin sağlıklı bir paylaşım haline gelmesini sağlayan yol içinse, mutlaka ve mutlaka kadınların açıkça konuşmaları lazım.

Kadınlar, her şeyden önce kendi cinsel hazlarını kurtarmak için ama aynı zamanda benim durumumdaki güvensiz ve kararsız erkekleri “adam etmek” için de seslerini çıkarsalar ne güzel olurdu.” (Friends with Benefits ve Hollywood’un seksten anladığı)

İnternette "ideal woman" sözcüklerini aratınca bu çıktı karşıma.

İnternette “ideal woman” sözcüklerini aratınca bu çıktı karşıma.

***

İlk sevişme

Bundan önce ilk cinsel deneyimimden bahsetmiştim. Şimdi de bir başka insanla yaşadığım ilk cinselliği anlatmak istiyorum.

Cinsellikle ilgili ilkler konusunda şöyle bir liste var:9b34234e38ab7fb41b81009d619361fe

1. aşama – öpüşme, yakın bedensel temasla sarılma

2. aşama – ateşli öpüşme ve okşama (kıyafet üzerinden)

3. aşama – ten teması, genital bölgenin ve göğüslerin okşanması

4. aşama – birleşme

Yani ortalıkta, bu aşamalardan hangisine ilk kez kimle geçtiğinin çetelesini tutan, dahası hangi date‘iyle hangi aşamaya kadar geldiğini hesap eden insanlar var.

Benim böyle dertlerim olmadı. İlk kez öpüştüğüm insanla aynı zamanda cinsel birleşme yaşadım. Bu insanın daha önceden deneyimi olması da kendimi daha rahat hissetmemi sağladı. Üstelik tüm bu aşamalarda yavaş yavaş ilerlediğimiz için heyecanımı da kontrol edebildim.

Dolayısıyla, ilk cinsel ilişkim, birtakım penetrasyon sorunları, prezervatif kullanmaya çalışırken rezil olmak, pozisyonlarla ilgili eli ayağına dolaşmak gibi herkesin başına gelen felaketler haricinde, doğal geçti.

Benimse anlatmak istediğim nokta ise asıl şurada başlıyor:

Bu insanın daha önceden deneyimi olması da kendimi daha rahat hissetmemi sağladı.

Sadece ilk sevişmemde değil tüm sevişmelerimde, kendi beceriksizliğim kabullenebildiğim bir dertken, karşımdaki insanın benden durumu kolaylaştıracak bir şeyler beklemesi beni çok telaşlandırıyor.

Dolayısıyla, birçok erkeğin aksine, “bakire” kadınlardan özellikle kaçınıyorum. Burada bekareti zar mar değil de, kendi cinselliğiyle ve kendi bedeniyle tanışık olmama olarak düşün ama…

Yani, sevişirken karşımdaki insanın ona neyin haz vereceğiyle ilgili genel endişelerimi gidermesini bekliyorum. O benim endişemi gidermek yerine bir de benden yol yordam göstermemi bekleyecekse, iyicene panik oluyorum.

Print

Bir arkadaşımdan ilk sevişmesini çizmesini istedim, bana bunu verdi.

O yüzden, ne kadar deneyimli, o kadar iyi.

Tabii bu son cümleyi de azıcık düzeltmek lazım: “Deneyim”den kastım sevişme sayısı, seviştiği erkek/kadın sayısı, denediği pozisyon sayısı gibi niceliksel bir ölçü değil. Daha ziyade, kendi bedenini bilen, nelerin onu heyecanlandırdığıyla ilgili fikri olan, sevişmeyi kendi istekleri doğrultusunda yönlendirebilen veya en azından benim sorularıma yanıt verebilen birini kast ediyorum, deneyimli derken.

Çünkü aslında bir ölçüde her ilk sevişme bir ilk sevişme oluyor. Yani her kişiyle yaşadığım ilk cinsel deneyim (hani “aşama” olursa olsun), bir ölçüde benim için de yepyeni bir şey oluyor.

Her ne kadar genellikle yaptıklarımızı büyük ölçüde standartlaştırdığımızı sansak ve tüm farkları “O oral seks seviyor.”, “Üstte olmaktan hoşlanıyor.” gibi kaba (rough) kategorilere ayırsak da; ben her bir kişiyle yaşadığım ilk cinsel deneyimde çok şaşırıyorum. Hatta aynı kişiyle yaşadığım n’inci ilişkide bile beklenmedik şeyler yaşayabiliyorum.first timeBunlar “her seks özeldir” gibilerden romantik laflar olarak okuma yalnız. Kast ettiğim daha ziyade şu: Bir insanla birden çok kez birlikte olsam dahi, yanlış bir şey yapma ihtimalim ve dolayısıyla da bununla ilgili kaygım ortadan kalkmıyor. Bu yüzden de karşımdaki insanın – yukarıda belirttiğim anlamda – “deneyimli” olması işime geliyor. Hele ki bir de ilk kez cinsellik yaşayacaksam, sen düşün derdimi. Bu yüzden: İlk cinsel ilişkim iyi ki onu yaşadığım kişinin de ilk cinsel ilişkisi değilmiş. Erkekler nasıl ve neden “bakire” kadın arayışına girer, hiç anlamam. Bak mesela Jorge Amado’nun Kızgın Toprak kitabında şöyle bir laf geçiyor:”Bekaretini kaybetmemiş bir kadın vücudu gibi çekici olduğundan, bütün erkeklerde karşı koyulmaz bir arzu uyandırıyordu.” (s.44)*Burada aslında gizli özne orman. Kitabın konusuna hiç girmeden, “bekaretini kaybetmemiş bir kadın vücudu gibi çekici” lafından devam edeyim. Amado bunu kendi görüşü olarak değil, erkeklerin onda ne bulduğunu anlatmak için söylüyor. Ama ben imkanı yok anlayamıyorum.dressing upHadi toplum moplum bir kenara. Arkadaş, sen sonuçta bu insanla yatağa girmeyecek misin? Karşındaki insanın seninle sevişmekten hiç keyif almadığına tanık olmaktan hiç mi korkmuyorsun? Ya da ne bileyim, ne yaparak onu heyecanlandıracağını nereden biliyorsun? Sana neyi nasıl yapmasını istediğini öğretebilirsin belki (oral sekste falan), ama ona nasıl haz alacağını nasıl öğretebilirsin ki?Neyse işte, bence ilk cinsel deneyim dediğimiz şeyi – yukarıda söylediğim anlamda – “deneyimli biriyle” yaşamakta fayda var bence.**** Konuyla alakası yok ya, kitabı okumanı öneririm. 1940’larda Brezilya’daki yoksulların hayallerini ve gerçekte yaşadıklarını anlatıyor. Yani tabii tam olarak bunu anlatmıyor ama ben spoiler yapmamak için neden bahsettiğini söyledim genel anlamda.