Tag Archives: seks

Erkekler boşalmadan orgazm olabilir sanki…?

Birçok erkek için (ve yakın tarihe kadar benim için de) boşalmak ve orgazm aynı olayı ifade eder. Yani bu iki sözcük tamamen aynı anlamdadır; tek fark, biri olayın tamamen fiziksel/gözlemlenebilir kısmını anlatırken diğerinin daha duygusal/hormonal kısmına işaret etmesi.

Keşke gerçekten bu kadar basit olsaydı. Bak mesela; orgazm olmadan boşaldığım zamanlardan bir demet:

  • Sırf fiziksel rahatlama için porno izleyerek boşaldığım oluyor. Bunların ciddi bir kısmında “boşalma” dediğimiz, gerçekten üzerimdeki bir yükü atmaktan ibaret. Hiç de öyle transa geçecekmişim gibi hissetmiyorum, büyük hazlar falan da almıyorum.
  • Sevişmekten sıkıldığımda, sırf sonrasında penisim sızlayacak diye boşalmayı seçtiğim oluyor. Bu durumda artık zirveye çoktan ulaşmış ve inişte oluyorum. Belli uyarıcılara odaklanıp hızlıca boşalmak hayatımı kolaylaştırıyor.
    Buna bir diğer örnek, sevişme esnasında partnerimle sevişmek istemediğimi fark ettiğimde oldu. (Bu, bir kez (rakamla: 1 kez) başıma geldi.) Cinsel deneyim hoşuma gitmedi; ama başlamış bulunduğumuzdan, onun en azından bir kez orgazm olmasını sağladım. Sonrasında ben “Hadi uyuyalım artık.” dediğimde, benim boşalmamla ilgili bir beklentisi olduğunu gördüm. Böylece, benim pek orgazm saymayacağım bir şekilde boşaldım.
  • Son örnek daha uç bir örnek, ama aslında birçoğumuzun başına geliyor. (Benim başıma en az üç kez geldi.) Sorunsuz bir cinsel deneyim sırasında (mastürbasyon da olabilir bu), yavaş ve emin adımlarla orgazma yaklaşıyoruz, tam zirveye ulaşacakken kapıya vuruluyor, ya da biri sesleniyor, ya da telefonumuz çalıyor, ya da evde birinin olduğunu fark ediyoruz vb. O şaşkınlık anında duygusal anlamda olaydan kopuyoruz, ama bir yandan da boşalıyoruz.peak

Bence bu boşalma örneklerinin hiçbirinde orgazm yok.

İşin kötüsü, tersine de örnek var:

  • Ergenliğin ilk dönemlerinde henüz sperm oluşumu tamamlanmadan yaşadığımız cinsel deneyimler var. Bir şeylere sürtünme, elle uyarma vb. Bunların ciddi bir kısmı, bir çeşit zirveye ulaşıyor. Ama bu zirvede boşalma denebilecek hiçbir şey yaşanmıyor.

Soru: Erkekler boşalmadan orgazm olabilir mi?

Bu soruyu daha önce “Yanıt ‘Hayır’ değil.” diye yanıtlamıştım. Geçen bir yılın ardından yanıtımı değiştirmek istiyorum.

Yanıtım şu: Yanıt ‘Evet’ olabilir.

Bugün seninle bir deneyimimi paylaşmak istiyorum.

Duygusal olarak beni haşat edecek kadar zevk aldığım deneyim. Sonunda, birkaç dakika kadar, değil hareket etmek, nefes almakta bile zorlandığım bir deneyim. Açıkça fark edebildiğim, ancak herhangi bir boşalma içermeyen bir zirveye ulaştığım bir deneyim.

Şiirsel bir deneyim… falan değildi. Ya da en azından ben böyle anlatmayacağım. Yaşadığım deneyimi en kaba saba haliyle, fizyolojik değişimleri tarif ederek anlatacağım. Somut bir şeyden bahsediyorum. Nirvanaya falan erişmedim. Düz bildiğin orgazmı andıran, orgazmdan başka bir isim veremediğim bir deneyim yaşadım; ve basitçe, olayın sonunda spermlerim hala yumurtalıklarımda bekliyorlardı.

Sanırım yukarıdaki “orgazmsız boşalma” örneklerimde geçen bir tümce, olaya ışık tutuyor. Bak şöyle bir şey yazmışım anlatırken:

“Belli uyarıcılara odaklanıp hızlıca boşalmak …”

Yani yazar burada demek istiyor ki belli uyarıcılara odaklanmak boşalmamı kolaylaştırıyor. Ne bileyim, kalça hareketleri olur, ses olur, saç olur, bacak olur, ayak olur, seni ne azdırıyorsa onu düşün.sketch

Ama işte fark ettim ki bu bir şartlanma yaratmış bende. Uyarıcılara odaklanarak boşalıyorum.

Oysa bu anlatacağım anlatacağım deyip bir türlü konuya giremediğim deneyimimde, öyle çok uyarıcı vardı ki boşalmadım. Bak şöyle:

  • Partnerim üstümde, dizleri üstüne oturur pozisyondaydı.
  • İç çamaşırlarımızı çıkarmamıştık. Birbirimize dokunuyor ve sürtünüyorduk.
  • Hemen hemen eşzamanlı olarak, şunlar tarafından uyarılıyordum:
    • Cinsel organlarımızın sürtünmesi.
    • Bir elimle kalçasına dokunmam ve hareketlerini takip etmem.
    • Bir elinin tırnaklarını bedenimde gezdirmesi.
    • Ensemi yavaşça ısırması.
    • Saçlarının yüzüme dökülmesi.
    • Diğer elimle (bazen tırnaklarımı da kullanarak) onun sırtını okşamam.
    • Onun çıkardığı sesler ve benim çıkardığım sesler.
    • Tüm bunların her birinin hızında benim kontrolüm dışında gerçekleşen değişimler.
  • Hiçbir uyarıcı, ona odaklanıp boşalmamı sağlayacak kadar uzun sürmüyordu. Dikkatim sürekli yukarıda saydığım noktalardan bir başkasına kayıyordu. Sürekli yeni bir şey keşfediyordum.
    Aldığım hazzın artışını aslında Keeling eğrisi iyi açıklıyor. 875px-Mauna_Loa_Carbon_Dioxide_Apr2013Birbirini takip eden kısa yükseliş ve düşüş eğrileri var, ama genel trend, aldığım hazzın giderek artması yönünde.
  • Tabii bu eğride olmayan şey, benim artık imkan yok devam edemeyeceğim bir noktaya erişmem: Nefes almakta zorlandığım, tüm uyarıcıların birbirine girdiği ve artık hiçbir şeye odaklanamadığım, üstelik fiziksel olarak da yorulmaya başladığım bir an geldi.
  • Bir doygunluk hissiydi yaşadığım. Evet, devam etmek istiyordum; ama önce bir kendime gelmem gerekiyordu.
  • Ve boşalma yaşamamıştım. (Öyle ki, partnerim bile her şeyin yolunda olup olmadığını sormak ihtiyacı hissetti.)

Ben bu yaşadığımın “çok çok zevk almak” deyip geçilemeyecek kadar farklı bir şey olduğunu düşünüyorum. Çok istersen, buna orgazm deme de başka bir isim vermeyi dene. Bence buna orgazm demezsek, neye orgazm diyeceğimiz konusunda çok daha ciddi bir kafa karışıklığı yaşarız.

Neyse işte, daha fazla uzatmayayım. Demem o ki, belki gerçekten de erkekler boşalmadan orgazm olabilirler. Bunun ne zaman ve ne şartlarda olabileceğini bilmiyorum; olması iyi bir şey midir onu da bilmiyorum. Tek söylediğim şu: “Erkekler boşalmadan orgazm olabilir mi?” sorusunun yanıtı belki de ‘Evet’ olabilir. Yani, cinsellikten aldığımız hazzı arttırmak veya cinsel deneyimlerimizi daha özel kılmak için uğraşırken boşalmayı bir gerek koşul olarak görmemek belki yeni imkanları fark etme fırsatı sağlayabilir.

 

Hite Raporu: Erkek Cinselliği Anketi

Bu anketin amacı, erkeklerin kendi hayatları hakkında nasıl hissettiklerini daha iyi anlamak. Toplumumuzun erkeklerin kim oldukları ve kim olmaları gerektiği (belki de en belirgin olarak “seks” konusunda) öyle basmakalıp görüşlere dayanıyor ki, erkeklerin tek tek bireyler olarak gerçekten ne hissettiklerini bilmek zor.51ql05lJHcL
Bu anketi yanıtlaman ve böylece belki birbirimizle daha olumlu ve ilgi gösteren bir biçimde ilişkilenmemize yardımcı olman bizim için çok anlamlı.

Sonuçlar, kadın cinselliğiyle ilgili Hite Raporu‘nda olduğu gibi, birçok alıntı içeren, yanıtların kapsamlı bir tartışması olarak yayınlanacak.

Her bir soruyu yanıtlaman gerekmiyor. Sadece ilgini çekenleri yanıtla, çünkü aksi takdirde bitirecek zamanı bulamayabilirsin. Ama lütfen yanıtla !

Senden alacağımız haberleri merakla bekliyoruz. Yanıtlarını şu adrese yollayabilirsin: S.Hite, F.D.R. Station, Box 5282, New York, New York 10022, U.S.A. TEŞEKKÜRLER.

I. ZAMAN

1. Hatırlayabildiğin ilk cinsel deneyimin ne zamandı? Kaç yaşındaydın?

2. İlk kez mastürbasyon yaptığında kaç yaşındaydın? İlk orgazmında? Nasıl öğrendin – kendi başına, bir başkasından, ya da filmlerden veya kitaplardan?

3. İlk orgazmını kaç yaşındayken yaşadın? İlk boşalmanı? Boşalma yaşayacak kadar büyümeden orgazm yaşadın mı? Kendine dokunmaktan yoğun zevk aldın mı? Islak rüyalar gördün mü?

4. Ebeveynlerin sana seksi anlattı mı? Neler söylediler? Arkadaşların neler söyledi? Regli ilk ne zaman duydun?

5.  Büyüdükçe, cinsel hislerin nasıldı? Çocuklukta? İlk okulda? Orta okulda?

6. Çocukluk veya ergenlik cinselliğinin bastırılması gerektiğini düşünüyor musun? Neden? Sence neden bastırılıyor?

7. Seks hayatın yıllar içinde nasıl değişti? Yaş, seksi etkiliyor mu? Seksten aldığın keyif değişti mi? Tavırların ve etkinliklerin değişti mi?

8. Spor ve egzersiz, genel fiziksel sağlık hissin ve zevkin açısından ne kadar yer kaplıyor? Hangi spor ve egzersizleri seviyorsun? Yüzme? Futbol? Koşu? Diğer?

9. Genel bedensel mutluluğun açısından güneşlenmek, bornozla koltukta oturup oynaşmak, bir başkasının sıcak bedeninin yanında uyumak, hayvanlarına ilgi göstermek gibi etkinlikler ne kadar yer kaplıyor? Nelerden hoşlanıyorsun?

10. Genellikle “seks” adını verdiğimiz şey (genital seks) hayatında ne kadar yer kaplıyor? Mastürbasyon?

11. Kendini iyi hissetmende arkadaşlarınla konuşmak ne kadar yer kaplıyor? Arkadaşlarına hiç onları ne kadar önemsediğini söylüyor musun?

12. Ev ve/veya aile hayatı genel fiziksel mutluluk hissinde ne kadar yer kaplıyor? (Bu soru herkesi içeriyor tabii ki, sadece evli olanları değil.)

13. Çocuklara dokunmak ve onları tutmaktan hoşlanıyor musun? Onlara sokulmaktan hoşlanıyor musun? Güreşmekten? Banyo yaptırmaktan? Tutmaktan? Sallamaktan? Beslemekten?

14. Hiç anne olmayı diledin mi? Çocuk doğuramayacağını öğrendiğinde nasıl hissettin? Nasıl öğrendin? Neler hissettin bununla ilgili?

15. Babalık rolüyle ilgili ne düşünüyorsun? (baba olsan da olmasan da)

16. Çocuk ya da yetişkin, bir başka insana fiziksel olarak ilgi göstermekten hoşlanıyor musun? Bunu nasıl yapıyorsun? Onlara bebeklerle oynar gibi davranıyor musun? Sence bu eğlenceli mi? Ebeveynlerin seni başkalarını beslemeye hazırladı mı?

17. Hayatında aradığın sıcaklık ve yakınlığı buldun mu? Nerede?

18. Kendi başına daha çok zaman geçirmek ister miydin?

19. Tuvalet mahremiyeti hakkında ne hissediyorsun? Kapıyı kapatıyor musun? Bazen işeme veya dışkılama sırasında partnerinin tuvalette olmasını istediğin oluyor mu? Partnerini işerken görmekten hoşlanıyor musun? vb.

II. ERKEKSİLİK

20. Kaç yaşındasın? Nasıl bir kişisel geçmişin var – meslek, eğitim, yetiştirilme tarzı, din, ırk veya senin önemli bulduğun başka bir şey?

21. Görünümün nasıl? Kendini yakışıklı, oldukça sade, ya da çirkin buluyor musun? – yoksa bunu yorumsuz mu bırakırsın? (Lütfen bu sözcükler için bizi affet.)

22. Erkeksi olmayı nasıl tanımlarsın? Sen erkeksi misin? Ne kadar erkeksisin?

23. Erkeksi ile maço arasındaki fark nedir? Kendine maço skalasında ne kadar yüksek veya alçak bir değer addedersin?

24. Ne gibi özellikler bir erkeği erkek yapar? Yani, erkeklerde nasıl özelliklere hayranlık besliyorsun? Kendi erkeksiliğinden gurur duyuyor musun?

25. Baban erkek olmakla ilgili sana ne dedi? Kadınlar hakkında ne dedi?

26. Bir erkek bugün kendini nasıl ayırt ettirir? Günümüzde ne kahramancadır?

27. Erkekler bir grup olarak bugün neyle gurur duyabilirler? Neden utanabilirler?

28. Genel olarak hayatındaki en büyük endişe veya sorun ne?

29. Başarı önemli midir? Sen başarılı mısın? Ne açıdan?

30. Mecbur kaldığında zalim olmak gerektiğine inanıyor musun?

31. Duygularını gösteremeyip kendini incinmiş veya üzgün hissettiğin oluyor mu? Kendini bir robot gibi davranmaya zorluyor musun? Hiç kendini bir robot gibi hissettiğin oldu mu?

32. Eğer biri senin davranış veya görüşlerinle ilgili bir şeyi – herhangi bir şeyi – “kız gibi” diye tariflese nasıl hissederdin?

33. Hiç kimse sana “hanım evladı” diye seslendi mi? Kimse sana “Adam ol!”manı söyledi mi? Nasıl bir ortamda söylendi? Nasıl hissettin?

34. Kadınların zarif ve duygusal olma, veya çabuk asabileşme özgürlüklerine imreniyor musun? Kendilerini destekleyecek birine sahip olabilme seçeneklerine, veya onlara para kazanmaları konusunda görünürde baskı yapılmamasına imreniyor musun?

35. Kadınlara ya da kadınların seni inciten kimi davranışlarına herhangi kuvvetli bir dargınlığın var mı?

36. Kadınlara davranışlarında veya belli bir kadına davranışında kendini suçlu hissettiren yanlar oldu mu?

37. Pornografi izliyor musun? Ne tür? Sen büyürken baban pornografi izler/okur muydu? İlk “erkek dergisi”ni nerede/ne zaman gördün?

38. Gördüğün pornografi hakkında görüşün ne? Erkeklerin ve kadınların – hem psikolojik hem de cinsel olarak – gerçekten nasıl olduklarına dair kimi temel doğruları temsil ettiğini hissediyor musun?

39. “Cinsel devrim” hakkında ne düşünüyorsun?

40. Kadınların özgürleşmesi hakkında ne düşünüyorsun? İlişkilerini nasıl etkiledi?

41. Erkeklerin kadınlara ne açıdan ihtiyacı var? Erkeklerde bulamadığın ne gibi şeyleri kadınlarda buluyorsun?

42. Arkadaşlarının çoğu erkek veya çoğu kadın mı? Neden?

III. İLİŞKİLER

43. Kadınlarla, erkeklerle, veya her ikisiyle – veya kendinle, veya belki de hiçbiriyle – seksi mi tercih ediyorsun?

44. Seksin önemli olduğunu düşünüyor musun, yoksa gereğinden fazla değer mi veriliyor? İlginç mi, yoksa olduğundan fazla mı anlam yükleniyor? Hayatta başka ne gibi şeyler daha önemli?

45. Seksin senin için manevi bir önemi var mı?

46. Aşağıdakilerden birini yanıtla:

A. Eğer evliysen, kaç yıldır evlisin? Evli olmaktan hoşlanıyor musun? İlk başta neden evlendin? Sekse etkisi nedir?

Hayatını seviyor musun? Ne anlamda? O da seninle orgazm yaşıyor mu? Hangi uyarıcıdan? Eğer mastürbasyon yapıyorsan, onun bundan haberi var mı?

Tek-eşliliğe inanıyor musun? Neden? “Evlilik dışı” cinsel deneyimlerin oldu/oluyor mu? Eğer olduysa, kaç tane ve ne kadar süre? Şu anda böyle bir deneyimin yaşamakta mısın? Bunun evliliğin üzerinde ve birey olarak senin üzerinde etkileri neler(di)? Partnerin onlardan haberdar mı(ydı)?

Eğer çocuğun varsa, nasıl çocuk sahibi olmaya kadar verdin? Baba olmak istedin mi? Eşin bir çocuğunuz olacağını ilk söylediğinde nasıl hissettin? Çocuklarını seviyor musun?

Evlenmek ve/veya çocuk sahibi olmak için bazı şeylerden feragat etmek zorunda kaldığını hissediyor musun? Evli/çocuklu olmak iş ve kariyer fırsatlarını sınırladı mı? Hayatın nasıl farklı olurdu?

B. Eğer boşandıysan, sebepler nelerdi? Bununla ilgili nasıl hissediyorsun? Ve lütfen yukarıdaki sorulardan sana uygun düşenleri de yanıtla.

C. Eğer eşcinselsen, lütfen yukarıdaki sorulardan sana uygun düşenleri yanıtla. Ayrıca: Ne süredir erkeklerle fiziksel ve duygusal ilişkiler yaşıyorsun? Eğer olduysa, kadınlarla ilişkilerinle nasıl kıyaslarsın? Duygusal olarak ve fiziksel olarak? Birden fazla erkekle ilişki içinde misin? Tek bir erkekle kalıcı olarak yaşamak istiyor musun veya yaşıyor musun?

D. Eğer “bekar”san, bekarlıktan hoşlanıyor musun? Avantajları ve dezavantajları neler? Bir gün evlenmeyi planlıyor musun? Seks hayatın nasıl?

E. Eğer hala ebeveynlerinle veya ailenle yaşıyorsan, cinsel ve flört aktivitelerinle ilgili ne gibi kurallar var? Daha çok veya daha az sınırlama ister miydin? Ebeveynlerin veya akrabaların seninle seksi gerçekçi bir biçimde konuştular mı? Seks hakkındaki bilgilerinin çoğunu nereden öğrendin? Arkadaşlardan? Öğretmenlerden? Kitaplardan? Seks dergilerinden? Ailenden? Seks hakkında doğru bilgiye ulaşmakta sorun yaşadın mı? Eğer cinsel bir ilişkin olduysa, ebeveynlerinin haberi var mı? Eğer varsa, nasıl tepki verdiler?

F. Eğer hiç bir partnerle seks yapmadıysan, nasıl bir şey olarak hayal ediyorsun? İlgini çekiyor mu, yoksa abartılıyormuş gibi mi geliyor? Ne gibi fiziksel faaliyetlerden zevk aldın şimdiye kadar?

G. Eğer biriyle birlikte yaşıyorsan, lütfen yukarıdaki sorulardan sana uyanları yanıtla. Ayrıca: Ne kadar zamandır birlikte yaşıyorsunuz? Evlenmeyi tercih eder miydin? Gelecek planların neler?

H. Eğer şu anda seksle ilgilenmiyorsan (belki mastürbasyon hariç), böyle bir yaşamı nasıl buluyorsun? Ne kadar uzun süre “bekar” kalmayı planlıyorsun? Ne zamandır böyle hissediyorsun? Bunun diğer erkekler için faydalı olabileceğini düşünüyor musun? Yalnız yaşadığında doğayla, hayvanlarla veya müzikle daha çok ilişkilenebildiğini düşünüyor musun?

47. Belki de yukarıdaki kategorilerden hiçbiri senin hayatını yansıtmıyordur. Eğer öyleyse, lütfen kendini kendi sözcüklerinle anlat.

AŞK

48. En derinden aşık olduğun zamanı anlat. Nasıl hissettin? Neler oldu?

49. Hiç, sevdiğin biriyle sorunların yüzünden uykuya dalana kadar ağladığın oldu mu? İntiharı düşündüğün? Neden?

50. Biriyle yaşadığın en mutlu şey neydi? En yakın şey? Kendini ne zaman en yalnız hissettin?

51. Arkadaşlıklarını aşk ilişkinle nasıl kıyaslarsın?

52. Birini gerçekten sevebileceğini hissediyor musun?

53. Bir başkasıyla ilişkide en derin özlemin/hasretin/isteklerin neler?

IV. ORGAZM

54. Orgazmlar senin için ne kadar önemli? Orgazm olmadan seksten keyif alabiliyor musun? Partnerin orgazm olmadan seksten keyif alabilir misin?

55. Lütfen orgazmın senin için nasıl bir his olduğunu tarif et. Oraya ulaşırken? Orgazm öncesinde? Zirve anında? Sonrasında? Hangi an en iyi hissettiriyor? En iyi anda neler hissediyorsun?

56. Ne sıklıkta, orgazmsız seks yaşıyorsun? Orgazm yaşaman için bir baskı hissettiğin oldu mu? Eğer olduysa, ne zaman?

57. Orgazm olurken bedenin nasıl tepki veriyor? Geriliyor mu? Çok hareket mi ediyor? Tamamen hareketsiz mi kalıyor? Kontrolden mi çıkıyor? Kollarına ve bacaklarına ne oluyor? Yüzüne?

58. Orgazm sırasında daima boşalıyor musun? Ne sıklıkta, boşalma olmadan orgazm veya orgazma yakın bir his yaşıyorsun? Bazen orgazm olmaksızın boşaldığın oluyor mu? Ne sıklıkta? Yoksa orgazm boşalmak mı demek? Genç bir oğlanken boşalmadan orgazm yaşadığın oldu mu?

59. Seks sırasında birden fazla orgazm yaşamaktan hoşlanıyor musun? Her seferinde boşalmaktan hoşlanıyor musun? Art arda gelen orgazmlar nasıl hissettiriyor? Hiç ereksiyonunu kaybetmeden ikinci bir orgazma devam ettiğin oldu mu?

60. Cinsel heyecan için ereksiyon gerekli midir? Hiç, ereksiyon olmaksızın kendini cinsel hissettiğin oldu mu? Ereksiyonun olmaması seni rahatsız etti mi? Partnerinin tepkisi ne oldu?

61. Yumuşak bir penisle seks yapılabilir mi? Yumuşak bir penisle sekse devam etmekten utanır mısın?

62. Her ereksiyon olduğunda heyecanlı mı oluyorsun, yoksa ereksiyonun başka sebepleri oluyor mu?

63. Uzun süreler cinsel olarak uyarılmaktan hoşlanıyor musun, yoksa görece çabuk olarak orgazma ulaşmayı mı tercih ediyorsun? Cinsel heyecanın nasıl hissettirdiğini tarif edebilir misin?

V. MASTÜRBASYON

64. Ne sıklıkta mastürbasyon yapıyorsun? Mastürbasyonla ilgili ne hissediyorsun? Keyif mi alıyorsun? Utanıyor musun? Tatmin oluyor musun? Bununla ilgili ketum musun açık mısın?

65. Mastürbasyondan zevk alıyor musun? Fiziksel olarak? Duygusal olarak? Mastürbasyonla ilgili neleri tatmin edici buluyorsun, neleri tatmin edici bulmuyorsun?

66. Nasıl mastürbasyon yapıyorsun? Lütfen detaylı bir tasvir yap. Örneğin, penisini elinle tutup elini penisin üstünde mi hareket ettiriyorsun, ya da tüm bedenini mi hareket ettiriyorsun – başka bir şeye sürtünerek? Penisinin üst kısmında ve alt kısmında uyarılma önemli mi? Boşalmanın ıslaklığından rahatsız oluyor musun? Tercih ettiğin spesifik bir pozisyon var mı? Kullandığın spesifik düşünce veya fanteziler var mı?

67. Mastürbasyon sırasında orgazmını geciktirebiliyor musun? Bu, orgazmı daha çok veya daha az heyecanlı hale getiriyor mu? Hangi spesifik yöntemleri kullanıyorsun orgazmını geciktirmek için?

68. Her mastürbasyon yaptığında orgazm oluyor musun? Cinsel duygularını arttırmak için mastürbasyon yaptığında orgazm yaşamadan durduğun oldu mu? Seks öncesinde kendini uyarmak için (orgazm olmadan) mastürbasyon yaptın mı? Ne sıklıkta?

69. Hayatında mastürbasyonun önemi nedir?

VI. BEDENİN VE HİSLERİN

70. Cinsel organlarının görünümünü, tadını, kokusunu beğeniyor musun? Cinsel organlarının boyutunu ve şeklini beğeniyor musun? Yumurtalıklarının?

71. Sünnetli misin? Bundan hoşnut musun, yoksa sünnetli olmamayı mı dilerdin? Oğlunu sünnet ettirdin mi, veya ettirir misin?

72. Sünneti öğrendiğinde neler hissettin? Kendi sünnetin hakkında? Şoke mi oldun? Hoşnut? Bunu düşündüğünde cinsel organlarında fiziksel bir tepki hissediyor musun?

73. Prosedür hakkında bir şeyler hatırlıyor musun? Kaç yaşındaydın?

74. Sünnet, penisini başkalarına göstermekle ilgili tavrını etkiledi mi? Nasıl? Sünnet derisine sahip olmak/olmamak cinsel faaliyetlerini etkiliyor mu?

75. Erkekler neden sünnet edilir?

76. Partnerin cinsel organlarını beğeniyor mu? Hiç, bir partnerinin cinsel organlarınla ilgili olumsuz yorum yaptığı oldu mu? Nasıl? Sen bununla ilgili nasıl hissettin?

77. Fellatio’dan (penisinin ağız yoluyla uyarılmasından) hoşlanıyor musun? Bu şekilde orgazm olabiliyor musun; genellikle, bazen, nadiren, veya asla? Ne sıklıkta bu şekilde orgazm oluyorsun? Nasıl yapılmasından hoşlanıyorsun?

78. Ağız-anal temastan hoşlanıyor musun?

79. Partnerinin eliyle penisini uyarmasından hoşlanıyor musun? Ne sıklıkta bu şekilde orgazm oluyorsun? Partnerinin cinsel bölgende başka hangi bölgelere dokunmasından hoşlanıyorsun?

80. Başka bir insanın varlığında mastürbasyon yapmaktan hoşlanıyor musun? Partnerinin sen oradayken mastürbasyon yapmasından hoşlanıyor musun?

81. Rektal olarak penetre olmaktan hoşlanıyor musun (veya hoşlanır mıydın)? Parmakla? Penisle? Nasıl hissettiriyor? Bu şekilde orgazm oluyor musun? Anal birleşme tam olarak nasıl hissettiriyor – hem fiziksel hem duygusal olarak?

82. “Önsevişme”den hoşlanıyor musun? Senin kendin için ne tür “önsevişme” önemli? Nerene nasıl dokunulmasından hoşlanıyorsun? Öpülmesinden? Okşanmasından? Göğüslerin duyarlı mı? Kalçaların? Yumurtalıkların? Ağzın? Kulakların?

83. Partnerinden yeterince önsevişme alabiliyor musun? Partnerin sana yeterince dokunuyor ve seni yeterince okşuyor mu?

84. Bazen “gerçek seks” olmadan oynaşıyor musun? Bunu tercih ediyor musun?

85. İlk cinsel adımı kim atıyor? Diğer kişi ilk adımı atarsa kendini nasıl hissediyorsun? Hiç diğer kişinin adım atmasını istediğin ama onun bunu yapmadığı oldu mu? Partnerin asla ilk adımı atmazsa sevilmediğini hisseder misin? Veya arzulanmadığını?

86. Hiç, birine seksle ilgili yaklaşıp reddedildin mi? Nasıl hissettin? Hiç, birini reddettin mi? Neden?

87. Seksle ilgilenmediğin belirli zamanlar var mı? Bunu uygun buluyor musun? Cinsel ilginde periyodik yükselme ve alçalmalar deneyimliyor musun? Ne sıklıkta?

VII. ERKEKLERLE İLGİLİ DUYGULAR

88. En yakın erkek arkadaşını tarif et. Onunla nasıl zaman geçirmekten hoşlanıyorsun?

89. Erkeklerden oluşan bir grubun bir parçası mısın, veya böyle bir grupla sosyalleşiyor musun? Bunun nelerinden hoşlanıyorsun? Neler yapıyorsunuz? Nelerden konuşuyorsunuz?

90. Erkek arkadaşlarına değer veriyor musun? Yakın olduğun erkek arkadaşlar veya akrabalar olması önemli midir? Arkadaşlığınla ilgili neye değer veriyorsun? Hayatında onların anlamı ne?

91. Askerlik yaptın mı veya askeri bir birimde yer aldın mı? Oradaki yoldaşlıktan hoşlandın mı? Bu dönem boyunca erkeklerle herhangi bir fiziksel veya cinsel yakınlaşma deneyimin oldu mu?

92. Sporu sever misin? Ne tür sporları? Başka erkeklerle spor yapmaktan keyif alıyor musun? Bu aktiviteler sırasında erkeklerle yakınlaşmaktan hoşlanıyor musun?

93. Lise veya üniversitedeyken, en iyi arkadaşın var mıydı? Onunla ilgili hislerin nelerdi?

94. Babanla yakın mısın/mıydın? Ne açıdan? O nasıl biri? Onun hakkında ne düşünüyorsun?

95. Hayatında en yakın olduğun erkeği tarif et. Ne şekilde yakınsınız/yakındınız? Birlikte zaman geçiriyor musunuz/muydunuz? Senin için neden değerli? Ondan neden hoşlanıyorsun?

95A. Eğer bir erkekle fiziksel veya cinsel deneyim yaşamadıysan, bundan hoşlanır mıydın?

ERKEKLERLE SEKS

96. İlk gay deneyimini yaşadığında kaç yaşındaydın?

97. Bir erkekle ilk fiziksel temasın neydi? Babanla? Bir akrabanla?

98. Erkeklerle seks, kadınlarla olduğundan ne açılardan farklı? (eğer kadınlarla seks yaptıysan, veya nasıl olacağına dair düşüncelerine dayanarak)

99. Erkeklerle seks hakkında neler favorin? Homoseksüelliği başka erkeklere önerir misin? Avantajları neler? Dezavantajları?

100. Anal birleşmeden hoşlanıyor musun? Tam olarak nasıl hissettiriyor – hem fiziksel hem duygusal olarak? Bu şekilde orgazm oluyor musun?

101. Bir erkeğe fellatio yapmaktan hoşlanıyor musun? Menisini yutuyor musun? Bundan hoşlanıyor musun?

102. Sadece birlikte uzanıp öpüşerek ve birbirinize sürtünerek orgazm olabiliyor musun?

103. Aşık mısın? İstikrarlı bir ilişkide misin? Hayatında kaç erkekle cinsel ilişkin oldu? Tek-eşlilikten hoşlanıyor musun?

104. Gaylerin “önlerine gelenle yatmaları” bir mit mi, gerçek mi? Duygusal yakınlığı mı, gelir geçer seksi mi, ikisini birden mi tercih edersin?

105. Bir kadına aşık olabilir misin (yeniden)? Neden?

106. İş yerindeki insanlar gay olduğunu biliyorlar mı? Ebeveynlerin?

107. Gay meseleleri konusunda açık bir duruş alıyor musun? Gay özgürleşmesi için çalışıyor musun? Yoksa düzlerin dünyasında gay olma macerasını, gizli, elit bir topluma üye olmanın zevkini mi tercih edersin?

VIII. KADINLARLA İLGİLİ DUYGULAR

108. Yakın kadın arkadaşların var mı? Yakın olduğun bir kız kardeşin?

109. Annene yakın mısın/mıydın? Ne açıdan? O nasıl biri? Onun hakkında ne düşünüyorsun?

110. Kadınlarla ilgili genel olarak nelere hayranlık duyuyorsun? Neleri sevmiyorsun? Kadınlar topluma ne katkı yapıyorlar?

111. Kadınların özgürleşmesi hakkında ne düşünüyorsun?

112. Şu anda bir kadınla bir ilişkide misin? O nasıl biri? Ondan neden hoşlanıyorsun?

KADINLARLA SEKS

113. Hiç, bir kadın seninle seksi ve cinsel hislerini ciddiyetle ve açıkça konuştu mu? Sen, sordun mu?

114. Klitorisi ilk ne zaman öğrendin? Başka erkeklerden mi duydun? Kadınlardan? Kitaplardan?

115. Klitorisi uyarmaktan hoşlanıyor musun? Neden? İlk ne zaman yaptın? Partnerin orgazm yaşadı mı? Nasıl hissettin? Klitorisi uyarmakla ilgili kendini rahat hissediyor musun?

116. Klitorisi ne şekillerde uyarıyorsun? Lütfen nasıl yaptığını tarif et. Klitorisi elinle veya parmağınla nasıl uyardığını tasvir et. Bunu orgazm için mi yapıyorsun?

117. Partnerin orgazm olmak için mastürbasyon yapıyor mu? Nasıl yapıyor? Eğer bilmiyorsan, onun seninle bu bilgiyi paylaşmasını ister miydin?

118. İlk kez ne zaman çoğu kadının sırf birleşme (koitus) yoluyla orgazm olmadıklarını duydun/fark ettin? İlk tepkin ne oldu?

119. Bir kadınla cunnilingus’tan hoşlanıyor musun? Cunnilingus’un en çok neyinden hoşlanıyorsun, en çok neyinden hoşlanmıyorsun? Partnerine karşı duygularına bağlı mı?

120. Partnerini uyararak cinsel anlamda heyecanlanıyor musun? Onun orgazmından zevk alıyor musun? Fiziksel olarak? Duygusal olarak? Partnerine dokunma, onu hissetme ve öpmenin en çok hangi yanlarından keyif alıyorsun? En az?

121. Kadına nasıl orgazm yaşatıyorsun? Kadının koitustan orgazm olmasını tercih ediyor musun?

IX. CİNSEL BİRLEŞME

122. Cinsel birleşmeden (penis/vajina) hoşlanıyor musun? Fiziksel olarak? Duygusal olarak? Ne sıklıkta cinsel birleşme yaşıyorsun?

123. Hangi pozisyon seni en çok tatmin ediyor? Partnerin bu pozisyondan memnun mu? O hangi pozisyonu seviyor? Sen o pozisyondan memnun musun?

124. Cinsel birleşmeden neden hoşlanıyorsun?

125. Cinsel birleşme sırasında hiç fiziksel rahatsızlık yaşadın mı? Sonrasında? Cinsel birleşme sırasında canının sıkıldığı oluyor mu?

126. Seks başladıktan sonra, cinsel birleşmenin yaşanacağını varsayıyor musun? Her seks yaptığında seksin cinsel birleşme içereceğini varsayıyor musun?

127. Bazı cinsel karşılaşmalarda cinsel birleşmeyi başka aktivitelerle değiştirmek ister miydin? Ne sıklıkta? Yoksa seksi daima cinsel birleşme olarak mı tanımlıyorsun?

128. Partnerin seninle sevişirken daima mı, genellikle mi, bazen mi, nadiren mi orgazm oluyor veya asla olmuyor mu? Cinsel birleşme sırasında? Başka aktiviteler sırasında? Ne gibi aktiviteler?

129. Partnerin orgazm olduğunda bunu hep fark edebiliyor musun? Nasıl fark ediyorsun? Hiç şüphede kaldığın oldu mu? Şüphede kalınca soruyor musun? Sorarsan ve o da “evet” derse, ona inanıyor musun? Bu konuyu konuşuyor musunuz?

130. Klitoral uyarılmadansa cinsel birleşme (koitus) ile orgazma ulaşan bir kadınla sevişmeyi tercih eder miydin? Seks yaptığın kadın(lar) genellikle ne zaman orgazm oluyor(lar)?

131. Bir kadın senin yanında kendini uyararak orgazm ulaşırsa nasıl hissedersin? Cinsel birleşme sırasında? Vibratör kullanırsa nasıl hissedersin?

132. Eğer kadın cinsel birleşme sırasında orgazm olmazsa “performans”ınla, tekniğinle veya duyarlığınla ilgili bir sorun olduğunu hisseder misin? “Gerçek bir erkek” gibi olamadığını, ya da en azından işi doğru yapamadığını?

133. Bir kadının seninle sevişirken orgazm olmasının senin açından bir önemi var mı? Bir kadının orgazm olmak için ne gibi uyaranlara ihtiyaç duyduğunu bulmaya çalışıyor musun?

134. Genellikle ilk kim orgazma ulaşıyor? Sen mi, partnerin mi? Hangi aktivite sırasında? Ne zaman istersen o zaman orgazma ulaşıyor musun? Eğer yanıtın hayırsa, neden?

135. Şimdiye kadar hiç bir kadının orgazm olması veya cinsel birleşme için hazır olması uzun sürdüğü için kaygılandığı ya da senden özür dilediği oldu mu?

136. Partnerin hiçbir şekilde orgazm olmuyorsa kendini nasıl hissedersin?

137. Ne zaman doruğa ulaşacağını kontrol edebiliyor musun? Ereksiyonunu kaybetmeden ne kadar süre kendini tutabiliyorsun? Ereksiyonunu kaybetmek seni rahatsız ediyor mu?

138. Yumuşak bir penisle sevişmek seni utandırır mı (yani ereksiyon olmazsan)? Cinsel birleşme yaşayamıyorsan fiziksel yakınlığı ve diğer aktiviteleri de durdurur musun?

139. Hiç cinsel birleşme sırasında “fazla erken” boşaldın ya da orgazm oldun mu? Ne kadar bir süreden bahsediyoruz? Bu boşalma/orgazm senin için tatmin edici miydi? Ne zaman oldu? Neden? Bu senin canını sıkıyor mu?

140. Orgazm olmadan cinsel birleşmeyi daha uzun tutmak için özel bir yöntem kullanıyor musun? Uzun süre penetrasyon penisinin duyarlılığını veya hissini köreltiyor mu?

141. Bir erkek ne zaman boşalmalıdır? Bu konuda kadına danışılmalı mıdır? Seksin bittiğine kim karar verir?

142. Seksin hangi aktivitelerden oluştuğunu kontrol ediyor musun? Sen zaman geldiğini ve ne şekilde orgazma ulaştığını kontrol ediyor musun?

143. Bazen istemene rağmen ereksiyona sahip olmakta zorluk yaşadığın oluyor mu? Ne zaman? Neden? Ne sıklıkta oluyor? Böyle zamanlarda ne yapıyorsun?

144. Başka erkeklerle seks hakkında konuşuyor musun? Neler konuşuyorsunuz? Senin veya başka erkeklerin kadınlarla yaşadığınız maceralarla böbürlendiğiniz veya onları abarttığını oluyor mu? Pratik bilgi paylaşıyor musunuz? Güvensizlik duyguları?

145. Kadınların geleneksel olarak erkekler kadar seks istemeyişlerinin sebepleri nelerdir? Kadınlar en çok ne tür seks isterler?

X. DOĞUM KONTROLÜ

146. Hangi doğum kontrolü (kontraseptik) yöntemlerini kullanıyorsun? Hangi yöntemin kullanacağına kim karar veriyor? Sen hangisini tercih ediyorsun?

147. Doğum kontrol haplarının olası yan etkilerinin farkında mısın?

148. Herhangi bir kontrol yöntemiyle fiziksel bir rahatsızlık hissettiğin oldu mu? Prezervatifle? Diafragmayla? Rahim içi araçlarla? Köpükle? Hiç, orgazmı ertelemek için prezervatif kullandın mı?

149. Cinsel birleşme öncesinde doğum kontrolü konuşmak konusunda kendini sorumlu hissediyor musun? Bir kadınla cinsel bir ilişki yaşıyorsan, onu hamile kalmaktan koruyor musun? Eğer hamile kalırsa kim sorumludur? Bir kadına cinsel birleşme öncesinde bir doğum kontrol yöntemi kullanıp kullanmadığını soruyor musun?

150. Birini hamile bırakmaktan korkuyor musun? Cinsel ilişkilerinde hamilelik olasılığı sorunlara yol açıyor mu?

151. Hiç, bir İstenmeyen hamilelik olayında taraf oldun mu? Konuyla ilgili ne yaptın?

152. Kürtajı savunuyor musun? Hiç, bir kadını hamile bıraktığın ve bunun sonucunda kadının kürtaj yaptırdığı oldu mu? Hiç, bir kadına güvenli bir kürtaj sağlamakla uğraştın mı? Masrafları karşıladın mı? Onunla gittin mi? Sonuç nasıldı?

153. Vazektomi (meni kanalı / kısırlaştırma ameliyatı) geçirdin mi? (Çocuğun var mı?) Vazektomi cinsel faaliyetlerini nasıl etkiledi? Partnerlerin bununla ilgili ne düşünüyor? Hiç geri aldırmayı hayal ettin mi? Başka erkeklere önerir misin?

154. Vazektominin neleri kapsadığını biliyor musun? Bu ameliyatı geçirmek ister miydin, ve hangi koşullar altında?

155. Hiç, bir doğuma tanıklık ettin mi?

XI. ŞİDDET

156. Şiddetli seksle ilgileniyor musun? Şiddet, cinsel ilişkilerinin bir parçası mıydı? Ne tür? Nasıl hissettin?

157. Fiziksel bir mücadele, dövüş veya kavganın seni heyecanlandırdığı oldu mu – bir kadınla veya bir erkekle? Lütfen tarif et.

158. İsteyerek sevgiline vurduğun veya onu incittiğin oldu mu? Neden? Bunun ilişkinize etkisi ne oldu? Yaptığında kendini hissettin mi?

159. Bondaj/bağlamak ile ilgileniyor musun? Şaplak atmakla? Neden? Nasıl hissediyorsun?

160. Birini kendi arzularına zorlamak eğlenceli mi?

161. Ayakları öpmeyi cinsel buluyor musun? Çiş banyosunu?

162. Çok genç biriyle cinsel bir ilişki yaşar mısın veya yaşadın mı? Bununla ilgili kendini nasıl hissettin?

163. Tecavüzü nasıl tanımlarsın? Senin için rahatsız edici mi? Nasıl? Nasıl değil? Rıza ile tecavüz arasındaki çizgiyi nereden çizersin?

164. Hiç, bir kadına tecavüz ettin mi? Etmediysen, hiç bir kadına tecavüz etmek istedin mi? Neden?

165. Hiç, bir kadını, o istemiyor gibi görünmesine rağmen seninle sevişmeye zorladın mı? Bunu nasıl yaptın? Bir sınırın var mıydı? Başardın mı? Seksten keyif aldın mı?

166. Sekste partnerini zorlamak eğlenceli mi? Cinsel aktiviteler sırasında genellikle partnerini kontrol eder misin? Cinsel ilişkiyi kendi istediğin yöne nasıl yönlendirirsin? Durumun kontrolünü elinde tutmak kolay mı?

167. Yaşadığın sekste bir iktidar ilişkisi varsa, bu iktidar kimdedir – sen de mi partnerinde mi?

168. Seks politik midir?

ANKETİ YANITLADIĞIN İÇİN TEŞEKKÜRLER !

1. Bu anketi neden yanıtladın?

2. Hite Raporu’nu okudun mu?

3. Diğer erkeklerin bu anketi yanıtlarken senin kadar dürüst olacaklarını düşünüyor musun? Sen ne kadar dürüsttün?

4. Lütfen yukarıda değinilmeyen ama eklemek istediğin bir şey varsa belirt.

5. Hayatınla mutlu musun, veya hayatını değiştirmek istiyor musun?

***

Kaynak: The Hite Report on Male Sexuality; Shere Hite; Alfred A.Knopf, New York, 1981 ; 1129 pages

Anketin İngilizce orijinali şurada.

Ee, Şimdi Biz Sevişiyor Muyuz Yani? Nedir Olay? – Greta Christina

İlk sevişmeye başladığım zamanlarda, seviştiğim insanları sayardım. Kaç kişi olduğunun çetelesini tutmak isterdim. Hayatımda kaç kişiyle seks yaptığımı bilmek bir çeşit gurur (ya da kimlik, her neyse) kaynağıydı. Böylece, zihnimde Len bir numaradaydı. Chris ikinciydi, ismini hatırlayamadığım o zayıf bsevenerbat küçük heavy-metalci barbiturat bağımlısı üçüncüydü, Alan dördüncüydü, falan filan. Öyle bir noktaya geldi ki, yeni biriyle seks yapmaya başladığımda, siki amıma girdiğinde (o zamanlar sadece erkeklerle seks yapıyordum), aklımdan geçen düşünce “Bebeğim, sikini içimde hissetmek çok iyi.”, “Yahu ben bu tipsizle ne yapıyorum?” veya “Öf, sıkıldım. Televizyonda ne var acaba?” değildi, aklımdan geçen şey “Yedi!” idi.

Bunu yapmanın birkaç enteresan sonucu oldu. Sayılarda bir düzen arardım. Her dördüncü sevgilinin yatakta çok iyi çıktığına dair bir teorim vardıfour ve bu fenomenin kozmik önemine kafa yorardım. Bazen, nasıl bir insan olduğumu, kaç kişiyle seks yaptığıma göre belirlemeye çalışırdım. 18 yaşıma kadar, on farklı insanla seks yapmıştım; bu beni normal mi, baskılanmış mı, şırfıntının teki mi, özgür ruhlu bir bohem mi yapıyordu? Kendi sayılarımı kimseyle kıyasladığımdan da değil ha, hiç kıyaslamadım. Bu benim kendi olayımdı, kendi zihnimin mahreminde oynadığım bir oyundu.

Sonra sayılar büyümeye başladı – sayılar yapar böyle şeyler genelde – ve takip etmek zorlaştı. Geçen seferkinin On Yedi olduğunu hatırlardım, yani bu On Sekiz olmalıydı, ama sonra sayımı doğru yapıp yapmadığıma dair kuşku düşbig_numberserdi içime. Gece öylece yatakta uzanıp kendi kendime “Hımm. Brad vardı. Sonra o doğumgünümdeki adam vardı. Hah, David vardı, sonra… ay yok, dur, üniversitedeki ilk haftamda partide birlikte sarhoş olduğum o adamı atladım… Yani şimdi… Yedi… sekiz… dokuz…” Böyle böyle, gecenin ikisinde nihayet doğru sayıya ulaşırdım. Ama hep de aklımın bir köşesinde birini atladığımı, bedenimin içine davet ettiğimi kendime dahi unutturmaya çalıştırdığım bir pisliği es geçtiğimi söyleyen dırdırcı bir kuşku kalırdı. Her ne kadar o kılıksız pis herifi unutmak istesem de, doğru sayıya ulaşmayı daha çok istiyordum.

Gerçi sonradan işler daha da zorlaştı. Neyin seks sayılıp neyin sayılmadığını sorgulamaya başladım. Mesela Gene’le olanlar: Erkek arkadaşım David’e beni aldattığı için çok öfkelenmiştim. Benim için, büyük bir krizdi. Gene’le ben de arkadaştık, Gene haftalardır bana olta atıyordu ve ben de pek onunbackrub umudunu kırmıyordum. İşte, o gece ona gittim, David hakkında sızlanmak için. Tabii çok anlayışlıydı, bana bir masaj yaptı, konuştuk, birbirimize dokunduk, dertleştik, sarıldık, sonra öpüşmeye başladık, sonra daha da sokulduk birbirimize, sonra birbirimizi okşamaya başladık, işte biliyorsunuz nasıl olur, sonrasında her şey karıştı, yatağın üstünde birbirimizi elleyerek, sürtünerek, kavrayarak, öperek, iterek, bastırarak, sıkıştırarak yuvarlanmaya başladık. Ama hiç içime girmedi. İstedi aslında, ben de istedim, ama erkek arkadaşıma sadık kalmakla ilgili bir hissim vardı, böylece ha bire “Hayır, yapma.”, “Evet, çok iyi hissediyorum.”, “Dur, o kadar ileri gitme.”, “Evet, evet, devam et.”,”Hayır, bu kadar yeter.” deyip durdum. Kıyafetlerimizi bile çıkarmadık. Yine de, amma geceydi. Ciddi söylüyorum, en iyilerden biriydi. Ama uzun yıllar bunu seks yaptıklarım sayımına dahil etmedim. İçime girmemişti, sayılmazdı.martyr

Aylar yıllar sonra yine bir gece listeyi toparlamaya çalışırken aklıma geldi: Gene niye sayılmaz? İçime girmedi diye mi? Yoksa David’le ilgili ahlaki sınırlarımı koruyabilmem, yani sabırlı, sadık, aldatılmış, mağdur kız arkadaş statümü koruyabilmem için mi? Yani, Gene sayıldığında bu yaralanmışlık ve üstünlük hislerini kaybedeceğim için mi?

Yıllar sonra Gene’le sikiştim ve müthiş rahatladım. En sonunda onun da bir numarası oldu ve bu seferkinden kesin emindim.

Sonra kadınlarla seks yapmaya başladım. Aman yarabbi, sistemde ne büyük delikler açtı bu durum. Listemi hep, seksi penis-vajina birleşmesi üzerinden tanımlayarak yapmıştım. Bildiğin sikişmek yani. Çok da kolay bir ayrım, düz bir ikili sistem. İçine girdi mi, girmedi mi? Evet ya da hayır? Sıfır ya da bir? Açık ya da kapalı? Tamam, bayağı rastgele bir tanım bu; ama alışılageldik olanı bu, eski ve saygın bir gelenek var arkasında. Hem zaten erkekleri becerirken bunu sorgulamak için pek öyle bir sebebim de yoktu.hitachi

Ama kadınlarla… yani, öncelikle ortada penis yok, yani sistem daha baştan çöküyor. Dahası, kadınların seks yapabilecekleri öyle çok yol var ki: dokunmak, yalamak, yakın danslar, parmaklamak, yumruğunu kullanmak – yapay penis veya vibratör veya sebzeler veya o anda evde her ne varsa onunla, veya insan bedeninden başka hiçbir şey kullanmadan. Tabii ki tüm bunlar kadınla erkek arasındaki seks için de geçerli. Ama kadınlar arasında olunca, hiçbir yöntem asırlık bir geleneğe sahip değil ki saymakta kullanalım. Birbirimizi siktiğimiz durumda bile ortada bir çük yok, objektif konuşmak gerekirse de, Aslolan-Bu-İşte-Şimdi-Sevişiyoruz hissine kapılmıyorsun ve onun dışında olup bitenlerin hepsini önsevişme/arkasevişme diye de görmüyorsun. Böylece, kadınlarla seks yapmaya başladığımda, ikili sistem yerini daha kapsayıcı bir tanıma bırakmak durumunda kaldı.

Tabii bunun anlamı da, önceden yaptığım listenin hepten çöpe gitmesi. Listeyi korumak için geçmişe dönüp tüm olayları baştan inşa etmem, yiyiştiğionem, aşağı bölgelere gittiğim, elbiselerimiz üstümüzdeyken düzüştüğüm ve dokunmalı-hissetmeli oyunlar oynadığım tüm o insanları listeye koymam gerekiyordu. Hatta Bir Numara’nın yeri bile şaibeli hale geldi, oysa şimdiye en emin olduğum şey oydu. Bu arada artık listeye merakımı yitirdim zaten. Listeyi baştan oluşturmanın yüzü astarından pahalıya gelecekti. Ama kilit soru ortadaydı hala: Tam olarak ne biriyle seks yapmak sayılır?

Bunu bilmek benim için önemliydi. Demem o ki, neyin seks olarak kayda geçtiğini bilmek lazım, çünkü biriyle seks yaptığında o kişiyle ilişkin değişir. Değil mi? Değil mi? Seksin kendisinin her şeyi öyle kökten değiştirdiği için değil. Ama seks yaptığınızı bilmek, bir cinsel bağlantının bilincinde olmak, bir insanın yanında kibar sohbetler yaparken “Ben bu insanla seviştim.” diye düşünmek, işte bunlar hep bir şeyleri değiştirir. Ya da, ben öyle düşünüyordum. Ve question_markeğer bir arkadaşla seks yapmak ilişkinizi değiştirebilir veya karıştırabilirse, seks yapıp yapmadığınıza emin olamadığın zaman işlerin nasıl da sarpa saracağını düşünün.

Sorun şu ki, farklı farklı cinsel şeyler yaptıkça Seks ve Seks-Değil arasındaki çizgi gittikçe kıpırdak ve belirsiz hale geldi. Cinsel deneyimime yeni şeyler kattıkça, bu çizgiyi ortadan kesen ve dikkatimi cezbeden şeyler beliriyordu. Sırf “seks” diye belirlediğim alanın genişlemesi değil bu. Çizginin kendisi şişti, açıldı, kocaman bir gri bölge haline geldi. Bir sınırdan ziyade, askersizleştirilmiş bölgeye benzemeye başladı.dividing_line

Orada yaşamak da pek tuhaf. Kötü demiyorum bak, tuhaf sadece. Jonglörlük yapmak, saat onarmak, piyano çalmak gibi – tam konsantrasyonla farkındalık ve dikkat isteyen herhangi bir şey gibi – hissettiriyor. Kavramsal ahenksizlik gibi, ama keyif de veriyor. Çok çetin ve gerçekçi bir kabustan uyanmaya benziyor. O ana kadar bildiğin her şeyin yanlış olduğunu fark ettiğindeki gibi bir his, harika bir duygu tabii, çünkü acı veren aptalca bir şey ve senin de hakikaten canına okuyor.

Ama benim için bir soruda yaşamak bir yanıt arayışına yol açıyor. Omuz silkip ellerimi kaldırıp “Keşke bilseydim” deyip geçemiyorum. Bilinmez hudutları keşfe çıkmalıyım, hiçbir gizli hazine getirmeyecek olsam bile. Böylece, eksik ya da geçici de olsa, illa ki seksin ne olup ne olmadığıyla ilgili bir tanım bulmam lazım.

Ne zaman cinsel hissettiğimi biliyorum. Amım ıslak olduğunda, göğüs uçlarım sertleştiğinde, avuçlarım terlediğinde, beynim sislendiğinde, tenim yanmaya başladığında ve süper-duyarlı hale geldiğinde, kalçalarım kasıldığında, kalp atışlarım hızlandığında, orgazm olduğumda (işte asıl ifşa eden bu) vb. cinsel hissediyorum. Ama biriyleyken cinsel hissetmek o kişiyle seks yapmakla aynı şey değil. Eyvah eyvah, eğer her çekici bulduğum ve bana karşılık veren kişiyle seks yaptığımı söylesem, şimdikinden de çok şaşkaloza dönerdim. Biriyle ciorgasmnsel olmak bile onunla seks yapmak anlamına gelmiyor. Çok fazla insanla dans ettim, flört ettim, (her nasıl inanmak istersek) seksi tahrik-etme-amaçlı masajlar kabul ettim.

Bazı arkadaşlarım, tam yaptığın anda onun seks olduğunu düşünüyorsan o yaptığının seks olduğunu söylüyorlar. Ilginç bir fikir. Kesinlikle, revizyonist bir dönek haline gelmeden cinsel tarihimi ve tanımlarımı tutarlı bir biçimde yeniden inşa etmeme yardımcı oldu. Ama sonuçta soruyu es geçiyoruz. Seksin ben ne düşünüyorsam o olduğunu söylemek iyi hoş, ama peki ben ne olduğunu düşünüyorum? Ya, tam yaparken, yaptığımın seks olup olmadığını merak ediyorduysam?

Belki de seks, biriyle bilinçli, rızalı, karşılıklı kabule dayalı cinsel haz paylaşımı arayışıdır. Kötü bir tanım değil. Eğer birbirinizi tahrik ediyorsanız ve bunu dillendiriyorsanız ve buna devam ediyorsanız, o zaman o sekstir. Genital temas ve orgazmın ötesinde birçok cinsel davranışı da içermeye müsait geniş bir tanım; her cinsel farkındalık ve tahrik olma olayını içermeyecek kadar ayırt edici de; üstelik benim elzem bulduğum öğeleri de içeriyor: kabul, rıza, karşılıklılık ve cinsel haz arayışı. Peki ama, ya biri seks rıza gösteriyor ama gerçekten de keyif almıyorsa? Birçok insan (ben de dahil) tatmin edici bulmadıkları veya gerçekten de istemedikleri cinsel ilişkiler yaşıyor ve gerçekten de iradesi dışında zorlanma durumu yoksa birçoğumuz bunu yine de seks olarak sınıflarız.

Belki de eğer ikiniz de (ya da hepiniz de) onun seks olduğunu düşündüğünüz sürece sekstir, eğlenip eğlenmediğiniz önemli değil. Bu, rıza gösterilen ama arzulanmayan ve keyif alınmayan seks meselesini çözüyor.two_brains Malesef, yine soruyu es geçiyoruz, üstelik bu sefer durum daha da vahim: Şimdi, farklı insanların neyin seks olduğuyla ilgili bulanık, üzerine kafa yorulmamış fikirlerini birbirine bulayıp örtüştükleri bölgeyi bulmak gerek. Çok karışık iş.

Peki ya seksi bilinçli, rıza gösterilen, karşılıklı kabule dayalı, katılanlardan en az birinin cinsel haz arayışı olarak tanımlasak? Bu daha iyi. Tüm kilit öğeleri sahip, üstelik kişilerden birinin cinsel haz dışında bir sebeple yapıyor olması durumunu da içeriyor – statü, güvence, para, sevdikleri birinin tatmini ve keyfi vb. İyi de, ya ikiniz de keyif almıyorsanız ve diğerinin istediğini sandığınız için yapıyorsanız ne olacak? Uff.bad_sex

Burada biraz sorun yaşıyorum. Geleneksel yedeğimiz – seks eşittir cinsel birleşme – bile burada çuvallıyor; tecavüzü içeriyor ve ben bunu kabul etmeyi kesin olarak reddediyorum. Bana sorarsanız, eğer ortada rıza yoksa, seks meks yoktur. Ama tüm bu kördüğümde başımı ağrıtan tek hususun bu olduğunu hissediyorum. Konu üzerine ne kadar kafa yorarsam o kadar çok soru geliyor aklıma. Bir karşılaşmada cinsellik ne zaman başlar? Eğer bir etkileşim cinsel olmayan bir şekilde başlayıp sonradan sekse dönüşmüşse, tüm hepsine seks mi demeliyiz? Peki ya uykuda olan biriyle seks yapmak? Bir kişinin seks yaptığı ama diğerinin yapmadığı bir durum düşünebilir miyiz? Görünen o ki, her ne tanım uydurursam uydurayım, tanım üzerinde soru işaretleri uyandıracak gerçek-yaşam deneyimleri düşünebiliyorum.

Örneğin: Birkaç yıl önce, bir kadınlara-özel seks partisine katıldım (ev sahipliği yaptım demek daha doğru). Oradaki diğer on iki kadın içinden sadece birkaçıyla cidden fiziksel olarak edepsizleştim. Diğerlerini öptüm, sarıldım, açık seçik konuşmalar yaptım, yahut sadece gülümsedim, ya da onlar cidden fiziksel olarak edepsizleşirken onları seyrettim.sex_parties Yalnız ben olsam, muhtemelen oradaki birçok kadınla seks yapmadığımı söylerdim. Ama deneyimin bütünü (ki acayip ateşli, tatlı, uçarı ve çok özeldi) hepimiz tarafından üretilmişti ve her ne kadar sadece birkaçının altına indiysem de oradaki tüm kadınlarla cinsellik yaşadığımı hissettim. Şimdi o partiden bir kadınla karşılaştığımda kendime hep sorarım: Biz seks yaptık mı?

Örneğin: İlk kez sadomazoşizmi denerken, çok ateşli bir kadınla birlikte oldum. Ne yapacağımızı, neyin yapılıp neyin yapılmamasını istediğimizi falan konuşuyorduk öncesinde. Ve bana, seks yapmak isteyip istemediğinden emin olmadığını söyledi. Şimdi, benim kuvvetli bir biçimde cinsel etkinlik olarak tariflediğim çeşit çeşit oyunlar ve eğlenceleri açık açık planlamaktaydık – şaplak atma, bağlama, itaat.flogger Ancak, onun zihninde, “seks” doğrudan genital temas demekti ve bunu illa ki de benimle yapmak istemiyordu. Onunla birlikte olmak olağanüstü erotik, heyecanlandırıcı, uyarıcı ve neredeyse dayanılmayacak derecede tatmin edici bir deneyim oldu. Ama tüm geceyi, birbirimizin genital bölgelerine hiç dokunmadan geçirdik. Ve tanımlarımızın bu kadar farklı oluşu beni yine meraka gark etti: Seks miydi yaptığımız?

Örneğin: Birkaç ay boyunca bir dikiz şovunda çıplak dansçı olarak çalıştım. Hiç dikiz şovuna gitmediyseniz, işler şöyle yürüyor: Müşteri minnacık köhne siyah bir kutunun içine giriyor (telefon kulübesi gibi bir şey), çeyreklikler atıyor, metal bir plaka kalkıyor ve müşteri bir pencereden çıplak kadınların dansını seyrediyor. lusty_ladyBir keresinde, bir adam kulübelerden birine girdi ve beni seyrederek masturbasyon yapmaya başladı. Ben de, ona doğru gidip çömeldim ve karşısında masturbasyon yapmaya başladım. Birbirimize sırıttık, birbirimizi seyrettik, masturbasyon yaptık, ikimiz de enfes bir zaman geçirdik. (Masturbasyon yapmam için birinin bana para ödediğine inanamıyordum. Zor iş, ama birinin yapması gerek…) Sonra o gitti, ben de kendi kendime sordum: Biz şimdi seks mi yapmış olduk?

Demem o ki, tanıdığım biri olsa, o cam ve çeyreklikler olmasa, kafamda en küçük bir soru işareti olmazdı. Yarım metre mesafede oturup biriyle karşılıklı olarak masturbasyon yapmak? Evet, gayet de seks derim buna ben. Ama bu farklıydı, çünkü o bir yabancıydı, çünkü cam vardı, çünkü çeyreklik atıyordu. Seks miydi?

Hala bir yanıtım yok.

Not: Bu muhtemelen benim en çok bilinen, en etkili olan ve en yaygın okunan yazım. Birçok yerde yeniden basıldı (Ms. Magazine’de onların onaylamadığı seks türlerine referansların kesildiği bir biçilmiş versiyon da dahil), ve birçok üniversite düzeyinde derste okutuluyor. Cidden. Bir keresinde kendimi Google’ladım ve bir üniversitenin online vize sınavında bu metinle karşılaştım. Belki de yazar olarak en çok gururlandığım andır.

erotic_impulse

***

[Greta Christina’nın bu yazısı ilk olarak The Erotic Impulse‘ta (ed. David Steinberg, Tarcher Press, 1992) yayınlandı.  Çeviride “Are We Having Sex Now or What?” metnini esas aldım.]greta

Erkekler Seksle İlgili Gerçeği Söyleyebilirler mi? – Noah Brand

Çağdaş cinselliği tartışan erkek sesleri nerede? Hayır gerçekten, erkekler nerede?AdultShop

Geçenlerde BBC’de çok ilginç bir makale okudum. Yazar Sarah Dunant, seksin insan deneyiminde ve toplumdaki rolüyle ilgili süregelen tartışmalarla kendi ilişkisini ve bu tartışmadaki son durumu özetliyor. Sonra da cesur ve zor bir soruyla bitiriyor yazıyı, sorulması gereken bir soruyla.

“Çağdaş cinselliği tartışan gür erkek sesleri nerede? Çok zor iş erkekleri seks hakkında dürüstçe konuşturmak. Barda birbirini dürtükleyerek yapılanından değil, ya da komedyenlerin laf arası esprilerinden de değil, ciddi bir sorgulamadan bahsediyorum.

Feminizmin ardından erkek olarak yetişmenin zor olduğunu kabul ediyoruz hepimiz; ama hani nerede erkeklerin cinselliğiyle ilgili büyük kamusal tartışmalar? Pornografinin etkisi. Bizim arzularımız onlarınkini ne kadar değiştirebildi? Neyin kabul edilebilir olup olmadığıyla ilgili çizgileri bizimkinden farklı mı?

Bu gibi itiraflar çoğunlukla politik açıdan doğrucu olmaz – seks çoğunlukla değildir zaten. Erkekler büyük sahnede ağızlarını açar açmaz kararlı bir hamleyle oradan indirilmeleri hiç de yardımcı olmuyor. Hem George Galloway hem de eski Adalet Sekreterimiz Ken Clarke beyanlarında düşüncesizlik etmiş olabilirler, ama beğenin ya da beğenmeyin onlar bir şeyler denmesi gerektiğini düşünmüşlerdi – ki ardından patlayan bir kadın öfkesi fırtınasında tüm tartışma boğuldu gitti.

Evet, daha gidecek çok yolumuz var. Ama bunun erkeklerin görüşleri olmadan yapamayız.

Dunant’ın temas ettiği nokta ciddi ve kamusal söylemin bir parçası olması gerekiyor. Erkeklerin sesleri, seksin işlevi ve arzularımızla ilgili kamusal alandaki konuşmaların bir parçası değil.

Tabii tam bu noktada geleneksel feminist düşünce canhıraş devreye girer: “Dur bir saniye, bizim tek duyduğumuz şey erkeklerin sesleri ! Erkek bakışı öyle yaygın ki kadınların buna uyum sağlaması insani değer konusundaki tek kaynağımız olmuş durumda. Porno ölçülemez miktarlarda üretiliyor ve neredeyse tamamı da erkeklerin arzuları hedeflenerek hazırlanıyor. Erkeklerin cinsel arzularla ilgili deneyimini biliyoruz çünkü bize ha bire toplumdaki her şeyin, her canlı kadının kamusal alandaki kılığından piyasaya çıkan her reklama kadar her şeyin, ona hizmet etmek için var olduğu anlatılıyor.”

Sorun şu ki, bu söylenenler tamamen yanlış değilse de otantik erkek arzuları hakkında hiçbir şey söylemiyor. Hayali ortalama erkek arzusunu tanımlıyor; geleneksel sağduyu ve toplumsal baskının en küçük ortak paydasından ortaya çıkan bir tanım bu, kimsenin donundan değil. Ve allah aşkına, eğer cinsel arzudan bahsedeceksek, gerçek insanların gerçek donlarının içinde neler olduğuna önem vermemiz gerekiyor, bizim orada ne olduğunu varsaydığımıza değil. (Ay yok, endişenmeyin, bu makale boyunca hiç sertleşme esprisi yapmayacağım.)

Seksle ilgili geleneksel sağduyu anlatısı der ki erkeklerin tek istediği incecik, büyük göğüslü, yirmi yaşında sarışınlardan çekilişsiz kurasız oral seks hizmeti almaktır; kadınların tek istediğiyse bronz tenli zengin doktorlarla oynaşmak ve bağlılık yeminleridir. Bu varsayımın her iki yönü de kelimenin tam anlamıyla sıç-bok. İnsan deneyiminin ve arzusunun zenginliğini, neredeyse kimsenin gerçekten sevmediği ama herkesin başkaları seviyor diye idare ettiği iki karikatüre indirgiyorlar.

İyi haber şu ki seks-pozitif feminizm birçok kadının Nuh-u nebi’den kalma bu saçmalığa karşı sesini yükseltmelerini ve kendi cinselliklerini ve onun icap ettirdiği ne varsa her şeyi gururla sahiplenmelerini sağladı. Evet, daha hâlâ bol miktarda şıllık-aşağılaması, toplumsal baskı ve basmakalıplaştırma var, ama nitelikli bir ilerleme de sağlandı.

Öte yandan erkekler büyük ölçüde bu toplumsal anlatıya hapsolmuş olarak kaldılar. Her yana nüfuz eden geleneksel sağduyu modelinin kendisi, ona karşı ses yükseltmeyi zorlaştırıyor. Eğer karşınıza çıkan her reklam bütün erkeklerin aynı sıkıcı şeyi istediğini varsayıyorsa, belki de onların bilip de sizin bilmediğiniz bir şey vardır? Sırf kendilerinden beklendiğini sandıkları için gündelik seks istiyormuş gibi yapan erkekler gördüm. Toplumsal baskıdan çekindikleri için iri kadınlardan hoşlansalar da zayıf kadınlarla çıkan erkekler gördüm. Erkekliklerine zeval gelmesin diye kendi cinselliklerinin kimi yanlarıyla ilgili yıllar yıllar boyunca yalan söyleyen erkekler gördüm. Ve bahse varım, bir oturup düşünseniz, siz de görmüşsünüzdür onları.

***

Erkek cinselliğinin ve arzusunun gerçekleriyle ilgili konuşan daha çok erkek sesine ihtiyacımız var. Basmakalıp laflar değil, önden varsayılmış roller değil, ucuz şakalar değil; aşk ve şehvetlerimizin karmaşıklığı ve çeşitliliğiyle ilgili ayağı yere basan gerçekleri duymaya ihtiyacımız var. Biz Good Men Project‘te bu diyaloğu başlatmaya çalışıyoruz, ama bir arabayı yokuş yukarı ittirmeye benziyor bu biraz. Bu benzetmedeki “ağırlık”, kültürel varsayımların, egemen erkeksiliğin, erkeklerin ne olması gerektiğiyle ilgili tüm o fikirlerin ve tüm o kriterleri sağlamıyorsan işi yanlış yaptığını başına kakan söylemin sonu gelmez yükünü temsil ediyor.

Esasında bu fenomenin bir ismi bile var: Çoğulcu cehalet deniyor buna. Birçok insanın bir şeyi beğenmediği, ama geri kalan herkesin beğendiğini varsaydıkları, böylece de görgülü davranma kaygısı veya garip kaçma korkusuyla seslerini çıkaramadıkları durumlar için kullanılıyor. Binlerce insanın hepsinin aptalca olduğunu bildikleri bir planın peşinden nasıl olup da gidebildiklerini açıklıyor bu durum, zira her biri tek şüphe duyanın kendisi olduğunu düşünüyor. Ve hepimizin yapay, üretilmiş, tuhaf derecede spesifik ve sınırları keskin biçimde çizilmiş erkek cinselliği kalıbını nasıl “normal” kabul ettiğimizi de açıklıyor.

Bir grup erkeği alın karşınıza ve onlara dergi kapaklarındaki sahte kadınları mı yoksa gerçek, kusurlu, insani kadınları mı tercih ettiklerini sorun; hep bir ağızdan size gerçek olanı tercih ettiklerini söyleyecekler. Gerçek kadınlar (burada gerçek derken kastım neyin gerçek olduğuyla ilgili bir tanım yapmak değil, sözcüğün ilk anlamıyla “hayali olmayan”ı kast ediyorum) incinebilirler. Gerçek kadınlarla ilişkilenilebilir. Gözenekleri yok olana kadar çılgıncasına zımparalanmış ve boyanmış fotoşop eseri aynı mayo modelinin bilmem kaçıncı versiyonunun aksine, gerçek kadınlar birçok renk, doku, şekil, ses ve kokuyla çıkabilirler karşınıza.

Gayet mantıklı. O yapay görseller plastik ne kadar seksiyse o kadar seksi. Endüstriyel ve medya kültürünün birer ürünü onlar – pazarlama komitelerinin, hiçbir kültürel varsayımın kılına dokunmadan ve böylece de markanın anahtar demografik gruptaki pazar payını maksimize edecek optimum konumunu garanti edecek şekilde beklentileri yerine getirmek için tasarlanmış toplantılarının mutabakata vardıkları ürün onlar. Ve size ciddi ciddi soruyorum, kim sikini böyle bir şeye sokmak ister?real

Yanıt, maalesef: Bazıları istiyor. Sesi can sıkıcı derecede çok çıkan bir erkek azınlık, hakikaten de kadınların kendi tüketimleri için işlenmiş bir ürün olduğunu düşünüyor. Ve daha da fenası, bu görüşlerinin duyulması konusunda da hiç çekingen değiller – özellikle de kendilerinin hatalı ürün olarak gördükleri kadınların duyması konusunda.

Aynı olay, biraz farklı bir formda olsa da, genel kabul gören erkek cinsel arzusu hikayesinde de geçerli. Tamamen penis odaklı, tamamen yüzeysel, tamamen penetrasyon ve kontrol hakkında… hepimizin bildiği şeyler işte. Yine; çoğu erkeğin asıl arzuları bundan sonsuz defa daha karmaşık, daha nüanslı, daha şapşalca ve hassas, ve çok çok daha acayip. Ama varsayılan normallikle ilgili koronun sesi öyle gür ve tuhaf ya da zayıf görünmek konusundaki toplumsal yaptırım öyle büyük ki, çoğu erkek gıkını çıkaramıyor ve anca kendinden ne yapması beklendiğini düşünüyorsa onu yapmaya çalışıp duruyor. Ve sonuçta herkes, ortalama olarak, aslında yaşayabileceğinden daha az eğlenceli bir seks yaşıyor.

Bu böyle gitmez. Erkeklerin cinselliğindeki olağanüstü çeşitliliği ve derinliği görmezden gelmeye devam edemeyiz. Sözcüğün ilk anlamıyla, insanları öldürüyor bu durum. Ve her şeyden önce de, durum son derece aptalca. Böylesine kişisel bir konu hakkında sesini yükseltmek zor olabilir, ama her birimizin yapabileceği bir şey var: “normal” normalmiş gibi davranmaktan vazgeç.

İşbu yazıyla tüm erkekleri haberdar etmek istiyorum ki, bira reklamları ya da sit-kom esprilerindeki tanımlardan sapan cinsel arzulara sahip tek erkek siz değilsiniz. Yalnız değilsiniz. Aslında galiba neredeyse hepimiz aynı vaziyetteyiz. Birçoğu gibi siz de bu yanlış mutabakatın bir parçası olmayı bırakmak için birilerinden izin bekliyorsanız, izin sizin. Normalmiş gibi davranmayı bırakın çünkü öyle bir şey yok ve hiç var olmadı.

***

[Noah Brand, Good Men Project‘in baş editörü. Bu yazının orijinali Good Men Project’te 1 Ekim 2012 tarihinde “Can Men Tell The Truth About Sex?” başlığıyla yayınlandı.]

Blog okuması: Özgür seks efsanesi

Özgürlük çetrefilli konu. Hele ki cinsellik bağlamında…

Ama işte tutup kişisel cinsel deneyimimle ilgili blog yazmaya başlayınca, lafın dönüp dolaşıp geleceği yer tabii ki seks, cinsellik ve özgürlük konuları oluyor.sexual freedom

Seks ve cinsellik açısından özgürlük meselesi, her birimizin her gün yaşadığı üzere, sadece devlet baskısından kurtulmak anlamına gelmiyor. Ailemizden komşu teyzeye, otobüs şoföründen kahvede boş boş oturan adamlara kadar (hatta ders kitaplarına, filmlere kadar) hayatın her anında cinsellik daracık kutulara sıkıştırılıyor. Bu anlamda, mesela

  • “toplumsal cinsiyet baskısından, yani “kadının yapması gerekenler”, “erkeğin yapması gerekenler” gibi rollerden özgürleşmiş,
  • cinselliği anormal bir şey gibi gören (giderek, aynı evi “kızlı-erkekli” paylaşan insanları fuhuşla zinayla falan suçlayan) muhafazakar zihniyetten özgürleşmiş,
  • cinsel deneyimi sadece çoğalma merkezli gören (aslında muhtemelen Musa’nın başlattığı ama bugün Katolik Kilisesi’yle özdeşleşen ve İslam’ın da benimsediği) aile odaklı, dini hukuki cinsellik algısından özgürleşmiş,
  • kadınla erkeği sadece cinsellik için var olduğuna inanan, böylece bir kadınla bir erkeğin yaşayabilecekleri tüm duygusal, tensel vb. paylaşımların ancak ve sadece seks için olabileceğini düşünen, cinselliğin bastırıldığı ve tabulaştırıldığı bir bakış açısından özgürleşmiş, ve öte yandan
  • cinselliğin sadece kadınla erkeği ilgilendiren bir husus olduğunu sanan cinsiyetçi ve heteronormatif zihniyetten özgürleşmiş

bir cinsellik istiyoruz sanırım.” (Özgür seks ne kadar özgür?)

Bu örneklerin her birinde kendisinden özgürleşilecek şey de devlet veya kültür düzeyinde kurumsallaşmış bir toplumsal yapı oluyor. Bununla ilişkili olarak: Özgür seks yerine seksin özgürleşmesi lafını kullanıyorum dikkat edersen. Özgürlükten sadece “istediği gibi yaşama”yı anlamıyorum. Oradaki “istediği gibi” lafının altında yatan sosyal kabulleri de özgürlük açısından sorgulamak gerekiyor bence. Bu konuda uzun uzun ahkam kesmeyeceğim burada (keza şurada hazır kesilmişi var). Konuya dönelim.how sex looks like

Bu bloga başlamanın (hem düzenli yazma eyleminin, hem de arkadaşlarımla burada yazdıklarımdan hareketle yaptığım sohbetlerin) benim için özgürleştirici bir etkisi oldu.

Bu başarı blogun veya benim değil, toplumundur: Özgürleşilecek o kadar çok şey var ki, azıcık kafa yoran herkes bir ton ilginç şeye rastlayacaktır kendi cinsel hayatında.

Flört edeceğim diye şekilden şekile girmekten sünnete, yeni bir insanla tanışmaya çabalarken yaşadığım utançtan penetrasyonla ilgili dertlerime, partnerimin yaşadığımız cinsellikten zevk alıp almadığıyla ilgili kaygılarımdan daha geçen gün onu hayal ederek mastürbasyon yaptsensual danceığım bir arkadaşımla dedikodu yaparken yaşadığım gerginliğe kadar günün ve hayatın her anında cinselliği baskılayan unsurlarla çevriliyiz.

Ama madem ki bu blogun benim kişisel deneyimlerime dayandığını iddia ediyorum, o zaman burada tutup kadın cinayetlerinden, tacizden falan bahsetme ukalalığını etmeyeyim. Onun yerine, bu bloga yazarken keşfettiğim bazı özgürleşme noktaları hakkında ukalalık edeyim.

  • Neyin seks olup neyin seks olmadığı konusunda genellikle çok katı sınırlar çiziliyor. Mesela bekaret ve ilk sevişme konusunda hizayı vajinal penetrasyondan çiziyoruz ve olay bitiyor. Ama bence cinsel deneyimler sanıldığından daha geçişli. Örneğin dans etmek veya birlikte uyumak gibi son derece erotik eylemler bazen hiç de seks sayılmıyor. (Seks değilse bile seksi bir şey olduğuna eminim oysa ben.)
  • Yine de, seks sayılmayan bu şeyler bazen aldatma sayılabiliyor. (Bazen de sayılmayabiliyor.) Birçoğumuz şu ya da bu ölçüde açık ilişkiler yaşıyoruz, hatta çok-aşklı deneyimlerimiz oluyor, ama sırf o kalın çizgiler bu ayrıntıları göremediği için tüm o deneyimler de yokmuş gibi davranıyoruz.

Belki de yukarıda saydığım toplumsal yapılardan özgürleşme mücadelesi, bu yapıların kendi ahlak kalıplarımıza nasıl yansıdığını görerek onlardan özgürleşme çabasıyla el ele ilerlemeli. Bu da tabii yeni bir ahlak seti hakkında kafa yormak demek olacak. Yani kısacası diyorum ki, bence daha çok konuşmalıyız seks ve cinsellik hakkında.

really-sex

Blog okuması: İdeal partner

Burada şimdi sana hayalimdeki güzel prensesin nasıl biri olduğunu, nasıl bir insanla hayatımın sonuna kadar yaşamak isteyeceğimi anlatacak değilim. En romantik muhasebeciye bile baygınlık geçirtecek böyle bir girişimin yerine, cinsellik açısından partnerimin ne gibi özellikleri olsa iyi olurdu, onu anlatacağım. Bunun ilk dediğimden daha eğlenceli olacağına garanti veremiyorum, ama daha sıkıcı olmayacağına emin olabilirsin.

BİR GÖZLEM: HAYIRCI KADINLAR, EVETÇİ ERKEKLER

Erkek-egemen toplumdan uzun uzadıya bahsetmeden ve yazıyı görece özgür iletişim kuran insanlarla sınırlayarak, şöyle bir gözlemle başlayayım: Cinsel özgürleşme ve cinselliğin özgürleşmesi, kadın ve erkek için farklı şekillerde yola çıkıyor.

Vaziyetimiz öyle harap ki, kadın için cinsel bir obje olmaktan çıkmak, “Hayır” demekle başlıyor. Bu Hayır, kadının partnerine kendisine zevk vermeyen veya canını acıtan bir şeyi söylemesine yarıyor. Her şeyden önce, kadın cinselliğin aktif bir öznesi haline geliyor böylece. Ayrıca, cinselliği porno videolardan öğrenmiş erkekler kitlesinin belki de en acil ihtiyacı da bu.akıllı ol

Erkek içinse özgürleşme, yeni şeylere “Evet” demekle başlıyor sanırım. Son elli yılın cinsel yaşama belki de en ciddi katkısı, kadın orgazmıyla klitorisin ilişkisinin ortaya konması oldu. Böylece erkek için oral seks yapmak vb. cinsel davranışlar norm haline geldi. İşte mesela erkek buna Evet diyerek, partnerinin zevk almasını ve seksin çok daha zevkli geçmesini sağlayabiliyor. (Banal şeyler söylüyor gibi olduğumun farkındayım, ama ben tüm bunları çok çok geç fark ettim ve fark edince de hakiki bir aydınlanma yaşadım. O yüzden bahsetmeden geçmek ayıp olur.) Öte yandan erkek açısından da, prostatın anal olarak uyarılması gibi eskiden homofobik sayılıp dışlanan pratikler ortaya çıkageldi. Bunlara Evet demeyi deneyerek de cinsel deneyimini iyileştirmesi mümkün bir erkeğin.

Uzun lafın kısası: Cinsellik açısından, kadınların özgürleşmesi “Hayır” ile erkeklerin özgürleşmesiyse “Evet” ile başlıyor.

Bunu ne kural olarak ne de iyi bir şey olarak söylüyorum; sadece şimdiye kadarki minnacık gözlemimi paylaşıyorum. Ayrıca, böyle başlıyor diye böyle devam edecek diye bir kural yok, hatta lütfen böyle devam etmesin.

EVETÇİ KADINLAR, HAYIRCI ERKEKLER

Demin söyledim ama tekrar etmeye değer: Erkeklerin (ve maalesef kadınların) büyük bir kısmı cinselliği endüstriyel pornodan öğreniyorlar. İşte bu yazının özeti de budur: İdeal seks partnerimin bu bilgiyi iyicene sindirmiş olmasını isterdim.bilmiş

Birkaç millenyumluk erkek-egemen düzenden süzülerek kristalleşen porno videoların kadınlar hakkında çizdiği imajdan bir kez şüphe duymaya başlayınca insan varoluşsal bir krize sürükleniyor. Haberin olsun. Benim geldiğim nokta şudur:

“Fazla mı hızlı gidiyorum, fazla ısrarcı mı oluyorum, sıkıcı ölçüde yavaş mı gidiyorum? … Hadi diyelim o anda yapmakta olduğum bir şeyden hoşlandığı sonucuna vardım bir şekilde, iyi ama yapmaya devam etmem gerektiği sonucu çıkmaz ki bundan. Ve nihayet: Onu tatmin ediyor muyum?? Yoksa her şey “idare edilen” bir hayal kırıklığı mı?“(Kadınlar ne ister?)

Hadi partnerimi rahatsız etmemeyi başarmak görece kolay böyle takıntı derecesinde temkinli olunca. Ama mesela: “Partnerimin orgazm olup olmadığını anlayamıyorum.” (Devamı şurada: Kadın orgazmı da neymiş?)

Yani bu anlamda erkeğin geçmişten öğrendiği şeylere Hayır demesi lazım bir miktar:

“Cinselliği penetrasyona, erkekliği de başarılı cinselliğe endekslemişiz. “Kadını yatakta memnun edememek” başarısız bir ilişkinin göstergesi (hatta karikatürlere bakılırsa boşanmanın tek geçerli nedeni (bkz. “kocalık görevlerini yerine getirememek”) ) oluyor. Cinselliğin başarısını da, uzun süre boşalmadan durabilmekle ve birçok kereler boşalmaya rağmen sevişmeye devam edebilmekle tanımlamışız. …

Eğer cinselliğin tanımı penetrasyonla veriliyorsa ve dolayısıyla penetrasyonun süresi ve niteliği karşımdaki insanın tatminini belirleyecekse, penetrasyonun benim için ne kadar kaygı verici bir şey olacağını görüyor musunuz?” (Penetrasyon ve diğer belalar)

Ya da mesela fast and furious olmayan bir sevişmenin aslında bana daha çok keyif verdiğini fark ettim ben. (Devamı şurada: every one of themDaha hızlı ! Evet ! Daha hızlı !) Hem pornonun öğrettiği hem de ergenlikte arkadaş çevremde birbirimize “öğrettiğimiz” bu kalıba Hayır demek tabii ki kolay, ama Hayır demeyi akıl etmek çok zamanımı aldı.

Ama işte bu Hayır’lar kadının Evet’leriyle dengelenmediği zaman benim gibi ne yapacağını şaşıran ördekler beliriyor.

O yüzden, ne kadar deneyimli, o kadar iyi.

… “Deneyim”den kastım sevişme sayısı, seviştiği erkek/kadın sayısı, denediği pozisyon sayısı gibi niceliksel bir ölçü değil. Daha ziyade, kendi bedenini bilen, nelerin onu heyecanlandırdığıyla ilgili fikri olan, sevişmeyi kendi istekleri doğrultusunda yönlendirebilen veya en azından benim sorularıma yanıt verebilen birini kast ediyorum, deneyimli derken.” (İlk sevişme)

Yani ideal partnerim, konuşan, beni yönlendiren, böylece nelere Hayır dediğinin yanında nelere Evet dediğini de benimle açıkça paylaşan biri olurdu. Burada “açıkça” lafı önemli, çünkü o kadar çömeziz ki bu konuda, söyleneni anlamak bile bir marifet. Bu yüzden, basit, anlaşılır bir dille açıkça ifade etmek kritik.

(Bu konuyu “Oral seks nasıl yapılmaz” ve “Cunnilinugs’ta dikkat edilecek hususlar” yazılarında detaylandırmışım biraz. İletişimin önemine ikna olduysan ve spesifik olarak neler yapılabileceğini düşünmek istiyorsan, o iki yazıyla devam edebilirsin.)

Sanırım bu konuyu “gereğinden fazla” tekrar etmeme imkan yok.

“Benim şimdiye kadarki deneyimim, hiçbir kadının ben sormadan bana ne yapacağımı söylememiş olması. Konuyu, tabii ki gayet tedirgin bir biçimde, hep ben açıyorum. Açtıktan sonra da genellikle partnerimin ağzından cımbızla laf alıyormuş gibi hissediyorum.

Sadede geleyim:

Tüm cinsellik bilgisini abuk subuk porno filmlerden edinmiş olan bunca erkek, eğer kimse onları uyarmazsa uzunca bir süre kendilerini kandırarak (ve partnerlerini mutsuz ederek) yaşayacak.

İşin kötüsü, doğrusunu öğrenmenin bir yolu yok, çünkü “doğrusu” diye bir şey yok. Her kadının tahrik oldukları şeyler farklı, her kadını rahatsız eden şeyler farklı. Dolayısıyla her partnerin bedeniyle baştan tanışmak gerekiyor. Kolay yol, her kadının profesyonel porno vidtalkaboutiteolarındaki kadınlar gibi olduğunu varsayıp bodoslama dalmak. Daha az kolay yol, her yeni kadının, önceki partnerlerimizle hemen hemen aynı olduğunu varsayıp bodoslama dalmak. Zor olan ama cinselliğin sağlıklı bir paylaşım haline gelmesini sağlayan yol içinse, mutlaka ve mutlaka kadınların açıkça konuşmaları lazım.

Kadınlar, her şeyden önce kendi cinsel hazlarını kurtarmak için ama aynı zamanda benim durumumdaki güvensiz ve kararsız erkekleri “adam etmek” için de seslerini çıkarsalar ne güzel olurdu.” (Friends with Benefits ve Hollywood’un seksten anladığı)

İnternette "ideal woman" sözcüklerini aratınca bu çıktı karşıma.

İnternette “ideal woman” sözcüklerini aratınca bu çıktı karşıma.

***